Türkiye Kürdistani’na hos geldiniz!
Geçen gece Diyarbakir Büyüksehir Belediye Baskani 5n1k canli yayininda baslikta okudugunuz tanimi kullanmasiyla beraber Türkiye’de
yepyeni bir cografi bölgeye sahip olduk. Daha dogrusu zaten sahiptik de adini degistirdik!
Basbakan Erdogan’in hafta sonu Mesut Barzani için ‘Irak Kürdistani lideri’ tanimini kullanmasindan sonra böyle bir kullanim sürpriz olmamali. Öyle ya eger siz orasi için Irak Kürdistani diyorsaniz, Osman Baydemir de çikip burasi için Türkiye Kürdistani tanimini pekâlâ ‘artik’ kullanabilir. Tabii yillar boyunca terörle mücadelede bir tabuya dönüstürülen ‘Kürdistan’ umacisinin böylesine kolayca kullanima açilmasi tepkilere yol açacaktir. Özellikle ulusalci kesimlerin bu kelimenin alt anlamlarinda akillarina sadece devletin yillar boyunca tüm basin yayin organlari ile dikte ettirdigi ‘bölünme’ umacisi geldigi için alismak kolay olmayacaktir.
Ama Turgut Özal’in bambaska bir olayda kullandigi gibi ‘buna da alisirlar ’
Basbakan Erdogan’in Kürdistan kelimesini kullanmasi ne yazik ki ayni konusmasinda geçen ‘Bu ülkenin gençleri yillarca bir hiç ugruna öldüler’ cümlesi kadar karsilik bulmadi. Dogru o gençler ‘Bir hiç ugruna öldüler’ ama bunu gönüllü isteyerek yapmadilar. Adina zorunlu askerlik denilen bir sistemde yakin dönemin politikacilari askeri, polisi bürokrasisi, medyasi el birligi ile meseleyi yanlis okudugu ve yanlis kararlar alip politikalar ürettigi için ‘bir hiç ugruna öldüler.’
Her ‘Kürdistan’ kelimesini duyduklarinda tüyleri diken diken olan ulusalci gençleri ‘fasist bunlar’ diye suçlamak isin en kolay yolu. Bugüne
kadar bu kelime lanetli bir kelimeydi. Devlet eliyle ezberletildi. Medya belleklere öyle yerlestirdi. Oysa Güneydogu’ya gidip sokaktan geçen herhangi bir Kürt’ü çevirip Kürdistan kelimesini bir cümle içinde geçirdiginizde hiç de Batili bir gencin gösterdigi tepkiyi göstermedigini göreceksiniz.
Hatta bu tepkisizlik karsisinda sasirdiginiza sasiracaktir.
Cumartesiden bu yana Diyarbakir’daki büyük bulusma için çok sey söylendi. Isterseniz biraz farkli bir çerçeveden bakalim. Cumartesi bulusmasi alt metninde bizlere Türkiye ve Kürdistan’da degisen yeni politik paradigmayi da söylüyordu. Bu degisim kuskusuz iki kesimin de ‘milliyetçi’ politikalar üreten siyasetini yakindan ilgilendiriyor. Düne kadar Kürt politikacilar tek bir milliyetçilik kazaninda degerlendiriliyor ve bütün bir blok gibi okunuyordu. Oysa bakin bugün Kürt siyasetçilerin de aralarinda anlasamadiklarini, farkli olduklarini hatta alttan alta sessiz bir kavgayi baslattiklarini görüyoruz. Türkiye Kürdistani’ndaki Kürtler ile Irak Kürdistani’ndaki Kürtleri önümüzdeki yillarda büyük tartismalar hatta mücadeleler ve bölünmeler bekliyor. Bunun ilk ipucunu Suriye Kürdistani olarak tanimlayacagimiz Rojava konusunda görmeye basladik bile. BDP ile Barzani, Rojava için nerede ise taban tabana zit politikalar üretiyorlar.
Düne kadar Türkiye’ye karsi ayaklanan Kürtler yarin bir gün Kürtlere karsi ayaklanirsa bu yaziyi hatirlarsiniz belki
Kürdistan kelimesinin bazi devletler için hâlâ tehlikeli ve bölünme anlamina geldigi kismi da yanlis degil. Eger Kürdistan kelimesi bir devleti bölecekse bu bölünen ülke Türkiye degil Irak olacaktir. Bugün bir petrol denizinin üzerinde yeseren Irak Kürdistan yönetimi yarin boru hatlari ile petrolünü Türkiye üzerinden Avrupa’ya ve dünyaya ulastirmaya basladiginda karalar baglayip düsünmesi gereken, Izmir’de Facebook sayfasinda Kürdistan kelimesini kullandigi için Osman Baydemir’e küfürler sallayan genç Türk arkadasimiz degil Bagdat’in banliyölerinde her an bir intihar bomba patlamasi ile tedirgin yatip kalkan Irakli genç arkadasimiz olacaktir.
Cumartesi günü Diyarbakir’da kürsüye çikan liderlerin yaptigi konusmalari izlerken Büyük Kürt Barisinin yakin gelecekte bir baska somut sonucu olacagini da görüyorduk. Ufukta Türkiye Kürdistan Federasyonu gözüktü.
Bu baglanma anayasal sinirlar içinde olmasa bile gevsek sinir kapilari ile kurulu güçlü bir ekonomik düzlemde yasanabilir.
Böyle bir olusum hayata geçerse bugüne kadar eski ezberler ile giden pek çok siyasi umaciyi, siyasi korkuyu veya siyasi vaadi çöpe atabilirsiniz.
Eski ezberler üzerinden Türkiye bölünecek korkusunu pompalayarak veya Kürdistan umacisini tasranin küçük kasabalarinda dolastirarak oy toplama döneminin sonuna geldik. Tipki milliyetçilikle bugüne gelen Kürt politikacilar gibi Türk politikacilarin da siyaset ayarlarini bir kez daha gözden geçirmesinin tam zamani
Benzer bir dili yillarca medyada kendine bayrak edinen yazarlarin da kendisine Budizme vurmasinin ideal zamani!
Osman Baydemir’in canli yayinda artik rahatça kullanmaya basladigi ‘Türkiye Kürdistani’ tabiri hükümetin bugüne kadar yürüttügü Kürt açiliminin somut bir sekilde ete kemige büründügü bir sonuçtur. Ama son degildir. Olaylar hiç alisik olmadigimiz bir sekilde gelisecege benziyor.
Türkiye Kürdistani, vatana millete hayirli olsun.
—————————————————-
Radikal-20 Kasim
Cüneyt Özdemir