Makale

Uludere ve yalanlar

Ahmet Altan

Geçenlerde bir AKP’li okuyucu, ‘yeter artik Uludere’yi yazip durmayin, biktik bu konudan’ diyen bir mail göndermisti.
34 kisinin ölümünün pesine düsülmesinden, sorumlularin ortaya çikarilmasinin istenmesinden ‘bikan’ biri beni düsündürdü dogrusu.
Bunu yazan insanin, ‘vicdanina’ sigdiramadigi bir gerçekle yüzlesmekten kaçmak istedigini saniyorum.
Ya da daha beteri, bu olayin AKP’ye zarar verecegine inandigindan 34 insanin ölümünü karanliga gömmek pahasina partisini kurtarmaya çalisiyor.
Korkarim birçok AKP’lide bu duygu bulunuyor.
Uludere hayatimizdan çiksin, bununla yüzlesilmesin, unutulsun istiyorlar.
AKP tabani ‘dindar’, vicdanli insanlardan olusuyor ve ciddi bir sinavdan geçiyor bence, iktidarda olmanin hosnutluguyla vicdanlarini yaralayan bir gerçekle yüzlesme arasinda bir tercih yapacaklar.
Müslümanlik, eminim böyle bir sinavda neyin tercih edilecegini, hangi tercihin ‘günah’ oldugunu açikça söylüyordur.
Ben daha dünyevi bir soru sormak isterim bu insanlara.
Israil, 34 Müslüman Filistinliyi ayni sartlarda öldürmüs olsaydi, gene bu konudan ‘bikacak’ miydiniz?
Israillilerin öldürdügü Filistinlilerin hesabi soruldugunda ‘yeter artik’ diyecek miydiniz?
Ya da Türk ordusu, 34 muhafazakâr dindari öldürseydi, bu konu gene ‘bikkinlik’ yaratacak miydi?
Öldürenler Türk, öldürülenler Müslüman Kürt oldugunda ‘ayri bir ölçü’ olmasi dine ve vicdana uygun mu?
Bir Müslüman’in vicdani, dininin geregini Afyon Valisi’nin ‘içkiyi yasaklamasinda’ mi yoksa öldürülen 34 insanin ölümünün hesabinin sorulmasinda mi arar?
Dindarlik, dizilerdeki ‘öpüsme’ sahnelerinden duyulan rahatsizlikta mi ortaya çikar yoksa öldürülen günahsiz insanlarin hakkinin aranmasinda mi?
Müslüman AKP’lilerin bu katliam karsisindaki sessizligi ‘dinen’ caiz mi?
Ve, bu sorulari neden ‘dindar’ yazarlar sormuyor da bu sorulari sormak bizim gibi bu konulara tam da vâkif olmayanlara düsüyor?
Bir keresinde gene dindar bir hanim okuyucu benim ‘iyi dindarlari severim’ dememle çok hos bir sekilde dalga geçerek ‘bir de kötü dindarlar mi var’ diye sormustu bana.
Simdi de ben sormak isterim o okuyucumuza, ‘Bu facia karsisinda sessiz kalan Müslümanlarla, hak adina ayaga kalkan Müslümanlar arasinda hiçbir ayirim yok mu? Ikisini de esit mi görüyorsunuz?’
Ben ‘iyi Müslüman’ diye, davranislarini dünyevi sartlara göre degil, inancina ve ilkelerine göre belirleyen insanlara diyorum.
Bu ayirimda bir hata varsa, biri bana ‘bu iki Müslüman’ tipi arasinda nasil bir ayirim yapilacagini söylesin.
Ya da desinler ki ‘Müslümanlik insanlarin hakkini savunmakla hiç ilgilenmez, sen bu isleri iyi bilmedigin için öyle saniyorsun.’
O zaman cehaletimi kabul eder bir daha Müslümanlikla ‘hak’ arasinda bir iliski kurmam.
Biri bana bunu söyleyene kadar ben ‘Müslümanlarin niye sustugunu’ sorarim.
Bakin, Uludere’yle ilgili Wall Street Journal gazetesi yeni iddialar koydu ortaya.
Bu gazeteye göre, Uludere faciasinda Kürt kaçakçilari saptayan görüntüleri Amerika vermis Türkiye’ye.
Hâlbuki bizim Genelkurmay resmî açiklamasinda, ‘istihbaratin milli kaynaklardan geldigini’ söylemisti.
Ya Amerikan gazetesi yalan söylüyor, ya Genelkurmay yalan söylüyor ya da Genelkurmay Amerika’yi ‘milli kaynak’ saniyor.
Ama daha korkunç iddialar da var.

Wall Street Journal’in Amerikan askerî yetkililerine dayandirarak verdigi haberde, Amerikan yetkililerin ‘görüntülerdeki insanlarin kim oldugunun tam saptanamadigini, Heron’u daha yakinlastirip, daha net görüntüler alinabilecegini söylediklerini’ yazdi.
Genelkurmay ise Amerikalilarin bu önerisini reddederek, Heron’un ‘uzaga’ gitmesini istemis.
Genelkurmay neden daha fazla bilgi önerildigi halde reddetmis?
Neden biraz sonra bombalayarak öldürecegi insanlarin kimligi konusunda emin olmak istememis?
Neden Heron’un uzaklara gitmesini talep etmis?
Neden öldürmeye hazirlandigi insanlarin kimler oldugunu daha net olarak görme imkâni varken bunu kabul etmemis ve neden bölgedeki birliklerine Heron görüntüsündeki insanlarin kimliklerini sormamis?
Neden ‘tam olmayan’ bilgilerle bu katliami yapmis?
Neden kimin bu eksik bilgilere ragmen ölüm emrini verdigini açiklamiyor?
Neden elindeki bilgileri savciya vermiyor?
Neden hükümet sorumlulari ortaya çikarmak için hiç çaba göstermiyor?

Wall Street Journal’in haberi, Genelkurmay’da birilerinin o 34 kisiyi öldürmek için acelesi oldugunu, o insanlarin gerçek kimliklerinin arastirilmasini istemedigini, o insanlari bilerek ölüme gönderdigini söylüyor.
Tabii bir sey daha söylüyor.
Amerikan yönetiminde birilerinin, Türkiye’nin Uludere katliamindaki tavrindan hosnut olmadigini ve gerçekleri kamuoyuna açiklamak istedigini söylüyor.
Burada birçok insan ‘vicdanini’ sustururken, susmayan birileri çikacak.
Diliyorum ve umuyorum ki o gün gelmeden burada ‘iyi Müslümanlarin’ vicdani, iktidarin nimetlerini unutup, hak için sesini yükseltir.
——————————————
17 Mayis 2012

Ahmet Altan

Back to top button