Yarim Asirlik Serüven

Vatan özlemi digerlerinden çok farklidir. Dogup büyüdügümüz yerin siyasal, sosyal, kültürel ve ekonomik yapisi, bizleri sarip sarmalar, bir daha kaybolmamak üzere bilinçaltimiza yerlesir.
Kemal Burkay, 31 yil sonra bu atmosfer içinde ülkesine dönüyor. Bu dönüsü vesile yaparak, ülküdasim, arkadasim ve yoldasim Kemal Burkay ile dava arkadaslarinin yarim asirlik mücadelesinin kisa bir özetini bilgilerinize sunmak istiyorum.
1925 Piran, 1926-30 Agri, 1937-38 Dersim Kürt ulusal baskaldirilari hunharca bastirilmis, köyler, tarlalar, ormanlar yakilip yikilmis, binlerce insan öldürülmüs, yüz civarinda Kürt önderi idam edilmisti.
Kürdistan, Kemalist rejimin pençesinde nefes alamaz bir hale getirilmisti. Kemalistler, kardes dedikleri, ortak bir devlet kurmayi önerdikleri Kürt halkini yok sayiyor ve yok etmeye çalisiyorlardi.
Kürt anne ve babalar çocuklarina yasanan katliamlari anlatmaktan korkuyorlardi. Çocuklarindan gizli olarak kürtçe konusuyorlardi. Dersimli çocuklar Seyit Riza’nin, Bingöllüler Sêx Saîd’in, Agrililar Ihsan Nurî Pasa’nin adini duymadan ve Kürdistan’i kan banyosuna sokan rejimin vahsetinden habersiz büyüyorlardi.
Tüm bu yasak, baski ve zülme karsin, tarihin acilarini ve atesini içinde yasatanlar da vardi elbette. Burkay da onlardan biriydi. Bu insanlar Kürt olduklarini, Kürtlerin zengin bir tarihi geçmise sahip oldugunu biliyor ve bunu baskalarina da anlatmaya çalisiyorlardi. Bu gerçegi, ancak birbirlerinin kulagina fisildiyabiliyorlardi. Çok az sayidaki Kürt yurtseverinin kafasi ve kalbinde yasatilan bu ciliz isik giderek güçleniyordu. Yola çikarilan özgürlük kervani menziline dogru agir aksak yol aliyordu.
Bu ciliz hareket, Türkiye’nin çok partili hayata geçmesiyle ve CHP’nin iktidardan uzaklastirilmasiyla birlikte, ciddi bir ivme kazandi. Özellikle ögrenci gençligin özverili çabalari sonucunda Kürt ulusal bilinci giderek güçlenmeye ve yayginlasmaya basladi.
1961 Anayasasi’nin sagladigi göreceli özgürlük ortaminda, marksist literatürün ürünleri yayinlanmaya basladi. Ülke genelinde siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel alanlarda hizli bir toplumsal uyanis basladi.
Tam bu asamada yurtsever Kürtler bir yol ayirimina geldiler. Bazilari milliyetçi muhafazakar çizgiyi sürdürürken, Burkay’in da içinde bulundugu bir kesim ise, sosyalist kulvarda kosmaya basladilar.
Bizi içinde bulundugumuz karmasadan kurtaracak bir çikis yolu bulmak için durmadan tartisiyorduk. Yurt ve dünya sorunlarina karsi kendimizi sorumlu sayiyorduk. Içinde yasadigimiz haksizliklari kabul etmiyorduk. Vijdanimiz bizleri, halkimizin temel insan haklarini ayaklar altina alan bu vahsi rejime karsi bas kaldirmaya zorluyordu.
Bu asamada, Kemal Burkay’in önerisiyle, Türk yoldaslarimizdan ayrilip TKSP isminde bir sosyalist partiyi kurduk. Böylece illegal çalisma hayatimiz baslamis oldu.
Günlerce partimizin stratejik hedefleri, ana ilkeleri, çalisma yöntemi ve taktik hedefleri üzerine tartistik. Sonuçta partinin tüzük ve programini hazirladik. Bu konuyu anlasilir hale getirmek için, parti programindan kisa alintilar yapmak istiyorum:
Kürt halkinin önündeki tarihsel adim, milli demokratik devrimdir.
Ulusal kurtulus, Kürt halkinin kendi eseri olacaktir.
Bu zorlu mücadeleyi kazanmak için, isbirlikçi hainler hariç, isçiler, köylüler, aydinlar, din adamlari, küçük esnaf, zanaatkarlar, ticaret ve sanayi erbabi, yurtsever toprak sahipleri, yurtsever partiler, kadinlar ve gençlerin ortak bir cephede birlik olamalari gerekir.
Bizler, sorunun barisçil ve adil biçimde çözülmesini, hem Kürt halkinin, hem de komsu halklarin daha fazla aci çekmemesini isteriz. Ancak bu salt bize bagli bir durum degildir.
Partimiz, ulusal kurtulus mücadelesinde, emekçi Türk halkinin mücadelesini yakin bir dost olarak görür.
Partimiz, sosyalizmin insa edilmesini demokratik kosullarda ve halkimizin destegiyle saglayacaktir. Partimiz, çok partili düzen içinde özgür bir seçim sonucunda iktidara gelmeyi, halkin desteginin yitirdigi zaman iktidardan muhalefete geçmeyi benimsemektedir.
Partimize göre Kürt halki kaderini iki biçimde belirleyebilir. Ya ayrilip kendi bagimsiz devletini kurar veya Türk halkiyla hak esitligine dayali federatif bir devlet kurar. Partimiz, ikinci seçenegi kosullara daha uygun oldugunu düsünmektedir.’
Türk yoldaslarimiz, Kürtlerin onlardan ayrilip bagimsiz bir sosyalist parti kurmalarini bölücülük olarak nitelendirdiler. Bu adimin gerici bir savrulma oldugunu söylediler. Biz bu tür ithamlari dinlemedik, dogru olduguna inandigimiz bu yolda yürümeye devam ettik.
Ideolojik politik yapimizi, varmak istedigimiz hedefleri kitlelere ulastirmak için dernekler kurduk, basin yayin kurumlari olusturduk. Kitap bastik, gazete ve dergi çikardik. Kagit ve kalemle mi Kürdistan’i kurtaracaksiniz?’ diyenleri dinlemeyip inatla yolumuza devam ettik.
Hiç bir zaman, siddeti savunmadik, halklarin arasina nifak tohumlari ekmedik, onlari birbirine karsi kiskirtmadik. Siddeti kutsamadik. Sürekli olarak, özgürlük, esitlik, baris içinde bir arada yasamadan yana oldugumuzu söyledik. Elestiri oklarimizi Türk halkina degil, Türk rejimine ve Türk devletine yönelttik.
Halkimiz, projemize sahip çikti. Bu yüzden hizla örgütlendik. Yayinlarimiz Hakkari, Agri, Bingöl’ün yaylalarinin doruklarina kadar ulasti. Yayinlarimiz, yurtsever Kürtlerin egitim ve bilgi kaynagi haline geldi.
1978 de Diyarbakir, 1979 da Agri belediye seçimlerini kazandik.
Kemal Burkay, 1991 yilinda DENG dergisinde mustear isimle yazdigi bir makalede, Kürtlerin legal bir parti kurmasini önermisti. Bu öneri üzerine Kürt ve Türk siyasi çevreleri kiyameti koparmisti. Bu öneriyi Parlementerizm, mebus olma özlemi, ihanet’ biçiminde degerlendirmislerdi.
HEP’in kisa bir süre içinde kitlesellesmesi üzerine, kiyameti koparan bu kisiler de partiye üye olmaya basladilar. Içerden ve disardan yapilan tüm pravakasyonlara karsin, Burkay’in ortaya attigi bu proje Kürtlerin legal demokratik zemindeki mücadelesini günümüzdeki seviyeye çikmasina öncülük etti.
Kisacasi Kemal Burkay ve arkadaslari, Kürt ulusal mücadelesine ve sosyalist mücadeleye ivme kazandiran, mücadelenin önünü açan, kitlelere perspektif sunan bir çok projeye imza attilar.
PSK ve onun cazibesinde dönen kisi ve kurumlar, Kürt halki içinde çok sesli, çok renkli, demokrat, barissever, çagdas bir kültürün olusmasina ciddi katkilarda bulundular.
Bizler, esit insanlar topluluguyduk. Ama Kemal Burkay, hepimizden bir kaç adim önde yürüme becerisini gösteren biriydi.
Sevgili arkadasim degerli yoldasim güle güle git. Yolun açik, sansin bol olsun. Diyasporada yasayan dostlarin selamini ülkede yasayan dostlara götür.
Insan haklari, demokrasi, baris, özgürlük, esitlik ve refah için çalismaya devam edeceksin süphesiz. Biz de senden bunu bekliyoruz. Hani ne demisler? Iyilik yap denize at, balik bilmezse halik bilir.’
Yilmaz Çamlibel