PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
PSK
PSK Bulten
KOMKAR
Roja Nû
Weşan/Yayın
Arşiv
Link
Pirs û Bersiv
Soru - Cevap
Webmaster
psk@kurdistan.nu
 
 

Bayrak ve Asimilasyon

Mesud Tek

Kamuoyu son bayrak krizi üzerine yürütülen tartışmalarla meşgulken, Genelkurmay’ın çaldığı „uyan“ borusu üzerine başta „Kızıl Elma“cılar ve faşistler olmak üzere cümle AB düşmanları, demokrasi ve değişim karşıtları evlere, işyerlerine bayrak dağıtırlarken, yaptıkları miting ve gösterilerle biz Kürtleri ayağımızı denk atmamız konusunda uyarıp, bizim sırtımızdan AB taraftarları ve AKP’yi de hedef alırlarken hükümet ne yapıyor diye merak ediyordum doğrusu. Meger hükümet Milli Eğitim Bakanlığı vasıtasıyla Kürt sorununun çözümüne yardımcı olacak, ülkeyi muasır medeniyet seviyesine yükseltecek projeleri açıklamakla meşgulmuş!...

“Bayrak Krizi”nin başlangıcında, bir kaşık suda fırtınaların kopartıldığı, 20 milyonluk bir halkın katliamlarla tehdit edildiği günlerde, Milli Eğitim Bakanlığı’nın hazırlamış olduğu bir taslak basında yer aldı. Taslakla “evinde Kürtçe konuşan çocuklara” Türkçeyi iyi öğretmek amaçlanıyor. Bu nedenle Türkçe ders saatleri bölgelere göre değişecek.

Taslakla, yeni öğretim yılında geçerli olmak üzere “Doğu ve Güneydoğu Anadolu”daki okullarda haftada 5 saat olan Türkçe dersleri 20 saate çıkartılıyor. Ayrıca bu uygulama sadece Kuzey Kürdistan’la sınırlı değil. Büyük şehirlerin varoşlarında, yani evinde Kürtçe konuşan talebelerin çoğunluğu oluşturduğu tüm okullarda da aynı şey uygulanacak. Böylece Türk bayrağını çiğneyen, teröre bulaşan, halka yaşamı zehir eden kapkaççı Kürt çocukları eğitilecekler, uygar yaşamın birer parçası haline gelecekler!..

Çünkü onlar evlerinde Kürtçe konuştukları, Türkçeyi yeterince bilmedikleri için her türlü melanete bulaşıyorlar, toplumu tehdit eden unsur haline geliyorlar, ülkenin birlik ve beraberliğini tahlikeye sokuyorlar!...

“Kızıl Elmacılar”ın, militarist, gerici, şoven ve faşistlerin estirdiği milliyetçi rüzgarlara karşı AB ve gerektirdiği reform sürecini korumak yerine kendini bu rüzgara kaptıran, Kürtlerin özgürlüğüne düşmanlık konusunda bu kesimlerle yarışan AKP hükümetinden başka bir uygulama beklenmezdi zaten.

Çokca yakındıkları “bölücü terör”ü doğuran politikaları terkedip, toplumda değişim ve demokrasinin yolunu açacak çağdaş politikaları hayata geçirme yerine, asimilasyon, inkar ve imha siyasetinde israrlı olmak, belki AKP hükümetine birkaç oy kazandırabilir. Ama bu politika ülkeyi AB üyeliğinden uzaklaştırır.

Cumhuriyetin ilanından bu yana, gelmiş geçmiş tüm Türk hükümetlerince uygulanan ve Kürtlerin asimile edilmesini de hedefleyen eğitim politikasının başarılı olmadığı, yaşanan gelişmelerle sabit.

“Vatandaş Türkçe Konuş” kampanyaları, Kürtçe konuşanlardan alınan para cezaları, Yatılı Bölge Okulları, Kürtçeyi yasaklamayı Anayasa maddesi haline getirme ve benzeri uygulamalar, Kürtleri asimile etmeye yetmedi. Herkesin kolaylıkla görebileceği bu gerçeği AKP hükümeti ve sözkonusu projeyi hazırlamada hükümete yardımcı olan TÜSİAD, TOBB ve öğretmenlerin görmemesi mümkün mü? Elbette hem AKP hükümeti, hem de adı geçen kuruluşlar bu gerçeğin farkındalar.

Ama militaristlerle, gerici ve şovenlerle hesaplaşmayı göze alamayan, bu kesimlerin saldırı ve tehditleri karşısında geri adım atan, sinip içine kapanan AKP hükümeti hıncını Kürtlerden ve Kürt çocuklarından almaya çalışıyor. Bugüne kadar yürütülen asimilasyon politikasını yetersiz buluyor. Kürt çocuklarının daha kısa sürede asimile edilmeleri için Türkçe dersleri artırıyor ve böylelikle sık sık şikayetçi olduğu kesimlerin ekmeğine yağ sürüyor.

“Evinde Kürtçe konuşan çocukları” aileleriyle birlikte büyük kentlerin varoşlarında yaşamaya mahkum eden kirli savaşın izlerini silmek için çaba harcama yerine asimile politikasına hız kazandırmayı amaçlayan AKP hükümeti, öyle anlaşılıyor ki yanlışlığı defalarca ispatlanmış politikaları uygulamada, çıkmaz olduğu gün gibi ortada olan yolda ilerlemede kararlı.

Ne diyelim, yolu açık olsun!..

**

Gazetelerin belirttiğine göre aynı taslakla "Vatandaşlık ve İnsan Hakları Eğitimi" dersini kaldırıp "İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük" dersiyle birleştirmek amaçlanıyor.

Milli Eğitim Bakanlığı’na nacizane bir önerim var. Birleştirilen derslerde okutulacak müfredatın Vatandaşlık ve İnsan Haklarıyla ilgili bölümü, Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu hazırladığı "Azınlık Hakları ve Kültürel Haklar Raporu"nu yırtan, ülkesini ve bayrağını çok sevdiğinden kuşku duyulmayan ünlü Zat ile, raporu hazırlayan Danışma Kurulu Başkanı İbrahim Kaboğlu kurulun üyesi Baskın Oran hakkında suç duyurusunda bulunan, ülkenin bölünmez bütünlüğünün yılmaz bekçileri olan kurum ve kuruluşlara yazdırılmalıdır

Atatürkçülük ile ilgili bölüm ise İmralı’da yazılmalıdır.

Böylelikle hem ülkenin bölünmez bütünlüğü güvenlik altına alınır, hem de Türk Bayrağı...
-------------------------------------------------

  Yazarın önceki yazılarından

Adar û Newroz

AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”

 
 
PSK Bulten © 2005