Makale

6.yilinda Hrant Dink ve ötekilestirilen Ermeniler

Yargitay Cumhuriyet Bassavciligi Hrant Dink suikasti için ‘ Olay siradan bir cinayet degil, planli ve örgüt isi..Beraat karari bozulsun..’ diyerek saniklarin örgüt suçundan cezalandirilmasi gerektigini açikladi.Markar Esayan’in da ifade ettigi gibi Dink cinayeti tüm derin devleti çiplak birakacak tarihî bir özellige sahip bu bakimdan umariz bu süreçte siyasi irade kararli ve net bir tutum sergiler.Geçenlerde Taraf’ta da çikan bir habere göre TBMM Darbeleri Arastirma Komisyonu’na gönderilen bir MIT raporunda Rahip Santoro, Hrant Dink, Malatya Zirve Yayinevi cinayetlerinin Özel Harp Dairesinin isi oldugu iddia ediliyor. Darbeleri Arastirma Komisyonun raporunda yer alan bu bilgiler kuskusuz malumun ilanindan ibaret. Çünkü özgürlükçüler olarak zaten bu tür suikastlarin derin yapilanmalar tarafindan yapildigini biliyorduk bu bakimdan bir taraftan öldürülen insanlarin faillerinin bulunmasi adina gayret sarf ederken diger taraftan da ülkede özgürlüklerin, evrensel hukukun, insani degerlerin ve demokrasinin tesisi adina gayret göstermekteyiz.

Farkliliklara karsi olusan önyarginin bir nedeni de egitim

Derin yapilanmalarin isledigi cinayetlerin ortaya çikarilmasi için kuskusuz ciddi gayretler sarf edilmeli ancak Hrant Dink cinayeti ve alti yillik geçen sürede yasananlar bizlere bir sey daha gösterdi ki o da; ötekine karsi hala ciddi bir önyarginin varligini devam ettirmesidir. Egitimin -en basinda- milliyetçi, ulus devletçi ve Türk irkinin yüceltilmesi esasina göre kurgulandigi bir ülkede Hrant Dink nezdinde Ermenilerin hala düsman ve tehdit oldugu algisinin varligini devam ettirdigini görmekteyiz. Bilindigi gibi tek-tipçi egitim sistemlerinde ögrencilere devletin istemedigi hiçbir bilgi ve deger aktarilmaz. Dolayisiyla ögrenciler otonom bir kisilik elde edemediklerinden ötürü neyin dogru, neyin yanlis ve kimin dost, kimin düsman oldugunu ve olacagini ancak ve ancak devletin belirledigi kriterlerle anlarlar ve bu dogrultuda bir anlayisla hayatlarini sürdürürler. Bu tür egitim istemlerinde bireylere asilanan, Iç ve dis tehditler üzerinden olusturulan bir kisilikle bireylerde vatani için her seyi göze alabilme gerekirse bu ugurda ölüme bile gitme istek ve duygusu kazindirilir. Ders kitaplari bu türden endoktrinasyon örnekleriyle doludur. Ders kitaplarinda islenen konulara bakildiginda cemaatler, tarikatlar ya da farkli inanisa ve görüse sahip olanlar iç tehdit, örnegin içimizde yasayan Ermeniler ve diger farkli ülkeler de dis tehdit olarak sunulur.

Ders kitaplarinda Ermeniler;

Milli Egitim Bakanligi, Talim ve Terbiye Kurulunun 08.12.2011 gün ve 261sayili karari ile ders kitabi olarak kabul edilen ve birinci defada 152.459 adet basilan, MEB Yayinlari; Ortaögretim Inkilâp Tarihi Ders Kitabindan 1915 Ermeni Olaylari adli konuyla baslayalim: ‘Aslinda Ermeniler, Osmanli Devleti’nin I.Dünya Savasi’na katilmasini firsat olarak görmüslerdi. Hinçak ve Tasnak komitelerinin öncülügünde Anadolu’nun birçok yerinde isyan baslattilar ve Ruslarin isgal ettigi bölgelerde masum halka karsi katliama giristiler. Kendilerine katilmayan Ermenileri bile öldürmekten çekinmediler. Ermeni komitelerinin ‘Kurtulmak istiyorsan önce komsunu yok et.’talimati üzerine isyanci Ermeniler, eli silah tutan Türk erkeklerinin cephelerde bulunmasi ile savunmasiz kalan Türk köylerine saldirarak katliam yaptilar. Van’in Zeve köyünde oldugu gibi birçok köyün halkini çoluk çocuk demeden katlettiler. Kayseri’de, Maras’ta, Mus’ta, Bitlis’te, Diyarbakir’da, Elazig’da ve Van’da isyan ederek katliamda bulundular. Ayrica Osmanli kuvvetlerini arkadan vuran Ermeniler, Osmanli birliklerinin harekâtini engellemis, ikmal yollarini kesmis, köprü ve yollari imha etmis, Rusya’ya casusluk yapmis ve bulunduklari sehirlerde isyan ederek Rus isgalini dek olaylastirmislardir.’

Ermenilerin ders kitaplarinda bu sekilde aktarildigi ve akabinde siklikla dar bir milliyetçilik anlayisinin verildigi bir egitim anlayisinda pek tabiidir ki bir ögretmen Hrant Dink’in öldürüldügü siralarda su misralari yazacaktir; ‘ Vatan benim, adi Türkiye. Sahibi benim, adim Türk biline. Sakin yan bakmayin Türk iline. Söz söylenirse Türklügüme, Gözüm karadir benzerim sahine. Bu millet kiymaz bildigin gibi Bülbüle de ürkek güvercine de.Türklügüm söz konusu olunca, Dayanamam kara karga sesine..Oysa egitim farkliliklarin birer zenginlik oldugu gerçeginden hareketle bireyin çevresinde baska renklerin, dillerin, görüslerin, inançlarin ve hayatlarin da olabilecegi ve bunlarin da birer tehdit degil zenginlik oldugu gerçeginden yola çikarak özgürlükçü bir anlayisla dizayn edilmis olsaydi belki de bu türden ötekilestirici,dislayici ve digerlerine düsman gözüyle bakan anlayislarin pek yer etmedigine taniklik edecektik.Oysa ‘Allah rahmet etsin’ Hrant Dink her defasinda Türklüge hakaret etmedigini bilakis Türklerle yasamayi kendisi için bir sans saydigini ifade etmekteydi ve Ermenilerin içindeki nefretin ancak Türklerle bir arada yasamakla geçebilecegini ifade ediyordu. Bu yüzden her defasinda israrla ‘biz birbirimizin ilaciyiz’ demekteydi. Ne var ki içimize atilan nefret tohumlari yüzünden bu bilge insan anlasilamadi.

Egitimde reformlar devam etmeli;

J.Krishnamurti; ‘Milliyetçilik bir hastaliktir ve hiçbir zaman dünyada barisi tesis etmeyecektir. Hastalikla saglikli olamayiz. Bu yüzden önce kendimizi hastaliktan kurtarmaliyiz’ der. Bu bakimdan farkli ideolojilere, görüslere, inançlara, irklara ve mezheplere karsi ciddi bir hosgörü kültürünün yerlesemedigi dar, kisitli ve içe kapali siyasi ortamlarda mutlaka bir zihin kirilmasina ihtiyaç vardir. Söylemleri, bakis açilari her kesimden insani kucaklayan, farkli görüs ve inançlara saygili, evrensel ahlak anlayisi üzerine bina edilen yeni ve farkli bir toplumsal bakis açisi üretme zorunlulugu söz konusudur. Egitim buna bir katki sunabilir. Son yillarda gerek ders kitaplarin içerigi ve gerekse egitim anlayisi üzerinde ciddiyetle egilen basta MEB Bakanina büyük sorumluluklar düsmektedir. Her firsatta egitimde tek-tipçiligi elestiren ve önerilerini sunan bir bakanin olmasi kuskusuz sevindirici. Ne var ki egitimin bu hassas süreçte ivedilikle reforma ihtiyaci vardir.

Taraf-15 Ocak

Ufuk Coskun

Balkêş e ?
Close
Back to top button