Haber

Kemal Burkay’in dönüsünü degerlendiriyorlar…

Kemal Burkay’in dönüsünü degerlendiriyorlar…

5. Bölüm: Yilmaz Çamlibel, Sidar Basut, Ahmet Alis ve Cezmi Ersöz

Hazirlayan: Mehmet Ünlüdere

Yazi dizimiz sürüyor…
Ulasabildiklerim, aradiklarim, yazistiklarim genelde hiç de tereddüt etmediler, tebessüm ettiler ve yorumladilar Kemal Burkay’in dönüsünü.

Yazi dizimiz sürüyor…
Farkli ve renkli bir dizi çikarabilmek için farkli ve renkli olduguna inandigim dost çevrelere ulasabilmeye itina gösteriyorum.

Yazi dizimiz sürüyor…
Yazanlarin kimisi Kemal Burkay’i çok yakindan taniyor, O’nunla bizzat tanisiyor. Kimisi uzaktan biliyor, O’nu tanimayi çok istiyor. Kimisi de kadim bir yoldasligin, sicakligin ve samimiyetin duygusuyla sariliyor kalemine..

Yazi dizimiz sürüyor…
Bu besinci bölümde ise dört insani konuk ettim. Burkay’in en kadim yoldaslarindan Yilmaz Çamlibel, basarili yeni televizyon sunucumuz Sidar Basut, dostumuz olan genç tarihçi Ahmet Alis ile Türkçe edebiyatin ünlü sairlerinden Cemiz Ersöz.

Yazi dizimiz sürüyor..
Sunu da not olarak geçeyim: Sayin Cezmi Ersöz tek ve dolu bir cümleyle anlatmis Burkay’i; ben de Ersöz’ün bilgisi dahilinde uygun düstügüne inandigim bir Cezmi Ersöz siirini de o anlam dolu cümlenin altina ilistirdim.

Mehmet Ünlüdere

***

Yilmaz Çamlibel (Yazar ve Siyasetçi)

31 yillik hasret bitiyor. 31 yillik göçmen Kemal Burkay ülkesine dönüyor. Ülküdasim, yoldasim, kader arkadasim ülkesine dönüyor. Yolun açik olsun sevgili arkadasim. Ülkenin havasina, suyuna, dagina, tasina ve insanlarina benden de selam söyle.

Ilk günlerde baktigin gördügün her sey, “Hos geldin” diyerek elini sikan veya seni kucaklayan herkes, seni olumlu biçimde etkileyecek. Yillardir özlemini çektigin her nesne, söz ve davranis seni mutlu edecektir. Seni ismen taniyip seven insanlarin çokluguna belki de sasiracaksin. Yillardir görmedigin yoldaslarinin, dostlarinin ve meslektaslarinin sicak ilgisiyle göklerde uçacaksin. Mutluluk denizinde kulaç atmaya baslayacaksin.

Ama bu durum öyle uzun sürmeyecek. Ülkenin, toplumun ve onun adina konusan siyasetçi, yazar, sanatçi, akademisyen ve siradan vatandaslarin defolu yönleri zaman içinde gözüne batmaya baslayacak. Ülkedeyken mücadele ettigimiz sekter düsünce ve davranislarin henüz tam ortadan kalkmadigini göreceksin.

Yani kisa bir süre sonra, gönlünde ve aklindaki iki ülke ve iki devlet arasinda büyük bir hesaplasma baslayacak. Isveç devleti ve halkinin doruklara çikardigi insan haklari, demokrasi, uygarlik, teknoloji ve refah toplumu seni yeniden etkisi altina almaya baslayacaktir.

Stokholm’un o bal dök yala sokaklari, devletin sagladigi olanaklarla refah içinde yasayan güleç yüzlü halki, tikir tikir isleyen modern sistem “Beni ne çabuk unuttun Kemal Burkay?” demeye baslayacaktir.

Sen oldukça zeki, becerikli, deneyimli ve sentez yapmada ustalasmis bir insansin. Hiç kuskum yok, zorlanmadan Türkiye-Isveç sentezini de yapacaksin. Kalbindeki ve beynindeki Türkiye ile Isveç arasinda süren mücadeleyi barisçi yöntemlerle bir sonuca baglayacaksin.

Ama Kürt sorununun adil, barisçi ve uzlasmaci bir çözüme ulastirilmasi öyle kolay bir sey degil. Bu konuda herkesin samimi bir sekilde is ve güç birligi yapmasi gerekiyor. Umarim geçmiste sana karsi tavir koyanlar, bu sefer katki sunmayi düsünürler.

Haydi sana ugurlar olsun sevgili arkadasim. Güle güle git, güle güle gel. Dönüste bize ugrarsan ailece seviniriz. Hem sohbet ederiz, hem de karimin pisirdigi künefeyi yeriz.

***
Sidar Basut (Televizyon Sunucusu)

Duygularimi ifade etmekte hiç bu kadar zorlanmamistim…

Heyecan, mutluluk ve tabii ki hüzün hepsi bir arada…

Heyecanliyim; çünkü ömrünün büyük bir bölümünü sürgünde geçirmis ve orada bulundugu süre içerisinde yine halki için mücadele etmis bir insan ülkesine dönüyor. Mutluyum; çünkü uzun yillardir bunu bekliyorduk. Hüzünlüyüm; çünkü sayin Kemal Burkay’i 30 Temmuz;da babamla (Nurettin Basut), Yavuz Abi’yle (Yavuz Koçoglu) ve onlar gibi bu mücadeleye kendini adamis, ancak aramizdan vakitsizce gitmis olanlarla karsilamak isterdim.

Bizler o gün orda hazir buluncagiz, aramizda olmayanlarin inancini ve yüregini de yanimiza alarak…

Kemal Burkay bir siirinde der ki:

“ülkemde simdi dut zamanidir
ve arpa derimi karinlar doyar
gitsem, acaba dostlarim orda midir?”

Bizler burdayiz! 30 Temmuz’da, Istanbul’da, Atatürk Havaalani’nda olacagiz… Bekliyoruz.

***

Ahmet Alis (Tarihçi ve Siyaset Bilimci)

Türkiye’de ve Kürdistan’da ne yapiliyorsa, yapanlar tarafindan “ilk” olarak görülür. Modern Kürt tarihine asina olan herkes bilir ki, bu tespit 1960’larda bugüne muhtelif Kürt gruplarinin ve olusumlarinin neredeyse tüm aktörleri için geçerlidir. Çokca bilinen bir hikayeyi bir daha animsatmak isterim. Musa Anter’e, kendisinden sonra gelen 1970 dönemi aktivistlerinden biri, “siz ne yaptiniz ki, biz sifirdan basladik” der. Apê Musa hakli bir sekilde: “biz sifirin altindan buraya getirene kadar anamiz agladi” diye cevap verir. Iste Kemal Burkay’in hem sahsinda hem de sahsiyla anila gelen Özgürlük Yolu gelenegi ile TKSP ve Avrupa’da bilindigi sekliyle KOMKAR tam da bu hikayenin aktörleridir. 1960’larda akla hayale sigilmayacak bir karanlik içerisinde (bakmayin bazi Türkiye tarihçilerinin “demokrasinin altin çagi” dediklerine!) siyaset yapmak ve bu siyaseti tavizsiz sürdürmek Kürt siyasetinin temelindeki en mühim malzemeyi olusturuyor.

Ikinci Mesrutiyet deneyimi Cumhuriyet açisindan ne ise, 1960’larda TIP ve DDKO ile baslayan yakin dönem Kürt hareketi de 2000’lerdeki Kürt kimlik hareketi için ayni öneme sahip. Avrupa’daki Kürt diasporasi için alan çalismasi yaparken kendisiyle de görüstügüm Kemal Burkay ve arkadaslarinin, Avrupa, özellikle de Iskandinavya’da Kürtlerin taninmasinda büyük bir rolü var. Ayrica burada sayarak bitiremeyecegimiz nesriyat, gazete, dergi, vb basim ile Kürt tarihinin arsivlerini hayli zenginlestiren bir teorik ve tarihi malzeme de pratik siyasetin yaninda akla gelmektedir.

“Sürgün” olmak, anlatilarak anlasilacak bir his, bir varolus biçimi degildir. Benim izlenimim o ki, Kemal Burkay, daha 1980’nin basinda ayrilirken de simdi de, yüregi, duygulari ve fikirleri kendi topraklarinda yesermeye devam etti. Bugün, akli selim siyasete o kadar ihtiyaç duydugumuz dönemde, Kürtlerin tarihlerinin ve siyasal arka planinda kendi serüvenlerinin kilit taslarini döseyen birçok olusum ve sahsiyet arasinda sairleri, teorisyenleri ve siyasetçileri Kemal Burkay’a ve O’nun alçak gönüllülügüne sahip çikmasi gerekir. Hos geldin evine, memleketine, gökyüzüne.

***
Cezmi Ersöz (Sair – Yazar)

Siyasal yasamimizda eksik olan ne varsa Kemal Burkay’da o vardir. Hosgeldin Kemal Agabey.

Ve bir Cezmi Ersöz siiri:

Onca atilistan sonra
balkonuma döndüm
Onca bilgi utandigim çocuklugum içindi
Çünkü beni hep bir baskasi savunuyor
Sesimden, ellerimden, gülüsümden biliyorum

Hep sakladigim yara izini
balkonumdan odama gotürüyorum iste…
Odamdan bir kez olsun çikartmadigim
sesimden, ellerimden, gülüsümden
biliyorum…

***

Degerlendirmeler sürüyor, yazi dizimiz devam edecek..

20 Temmuz 2011

Iletisim: [email protected]

Dengê Kurdistan

Back to top button