Savci Israil’in adami mi?
MIT’le iliskili gelismeler konusunda kafasi karisik olmayan var mi? Galiba yok.
Açikçasi ben de anlayamiyor, izah edemiyorum birçok seyi. Çesitli iddialar ve analizler var.
Bunlardan birisi MIT ile Emniyet arasinda Kürt meselesinin çözümüne iliskin bir fikir ayriligina isaret ediyor. Buna göre MIT, siyasal bir çözümden yana. Hükümet de onun arkasinda… Emniyet ve buna destek çikan savcilar ise güvenlikçi bir yaklasim sergiliyor.
Bana tatmin edici gelmiyor bu türden izahlar. Hükümet de, emniyet de, MIT de son dönemde oldukça güvenlikçi bir çizgiye savrulmus görülüyor. Haydi, MIT’in siyasal bir çözümden yana oldugunu varsayalim. Bu durumda hükümet, MIT’e degil Emniyet’in sözü edilen güvenlikçi politikasina daha yakin duruyor. Operasyonlar konusundaki tutumu, KCK yapilanmasinin çökertilmesi için yaptiklari ve söyledikleri ve de BDP ile iliskileri dikkate alindiginda hükümetin son zamanlarda ‘güvenlikçi’ bir çizgiye döndügü açik. Öte yandan MIT’in hükümetten bagimsiz müzakereci bir pozisyonda direndigi de dogru degil. Öyle olsaydi, nüfuz ettikleri KCK yapilanmasinda daha ilimli bir siyasetin izlenmesine katkilari olurdu. Aksine, KCK son yillarda süreci provoke eden projelerin yapildigi yer.
Bu arada ‘kriz’, adeta MIT’i aklama operasyonuna dönüstü. Sanki memlekette hiç karanlik isler olmamis, olsa da bunlari hep MIT aydinlatmis gibi… Son günlerde yazilanlara bakarsaniz herkes MIT’e kefil; MIT, sütten çikmis ak kasik mübarek… Hükümeti destekleyen zevat kadar basindan beri hükümete kök söktürenler de MIT’i masum ilan etmekte bulustular. Bir dakka ya! Hükümet bir müstesar gönderdi diye bu kadar güvenmeyin devletin en karanlikta kalan kurumuna. Sorun bakalim MIT Müstesari Hakan Fidan’in kendisi kurumun içinde oldugu islere ve elemanlarina toptan kefil mi? Size ne oluyor?
Soru çok… Savcilik sorusturmasinin ‘MIT-KCK’ iliskisi üzerine bulunan bilgi ve belgelerden hareketle baslatildigi ifade edildi Bassavcilik tarafindan. Oysa krizin ilk anlarinda sorusturulan konunun MIT-PKK görüsmesi oldugu söyleniyordu. Dolayisiyla da Basbakan Erdogan’in ‘asil hedef’ oldugu söyleniyor, böylece de Basbakan doldurusa getirilmeye çalisiliyordu. Ilginç degil mi?
Peki, madem asil konu KCK içindeki MIT yapilanmasi ve bunlarin rutin görevlerini asarak suç islemesiydi; o halde MIT müstesari neden ifadeye çagrildi? Bu sorunun da cevabini bilmiyoruz henüz. Savcilik, KCK içindeki MIT’çiler yerine MIT’in yöneticilerini sorgulamak istiyor. Tuhaf degil mi?
Bir de meselenin Israil boyutu var. Bazi analizlere göre Hakan Fidan’in MIT müstesari olmasindan rahatsiz olan Israil dügmeye basti ve müstesari yipratmaya çalisiyor. Bunu söyleyenler açikça, ‘bu sorusturmada rol olan emniyetçiler ve savcilar Israil’e çalisiyor’ demeye getiriyorlar. Bu çok ciddi bir itham ve iddia. Nereden biliyorsunuz? Bassavci vekili de belgeleri ciddi buldugunu açikladi dün. O da mi Israil’in adami? Öyleyse bu savcilar ve emniyetçiler KCK operasyonlarini, Ergenekon ve Balyoz sorusturmalarini yürütürken de Israil’den emir aliyorlardi, öyle mi? Saçmalamayalim lütfen…
Bir de bu isin gerisinde ‘cemaat’ ve AK Parti kavgasi oldugunu söyleyenler var. Iyi de ‘cemaat’ niye iktidarla kavga etsin ki? On yildir iktidari düsürmek için olmadik islere soyunanlarin bile iktidarin elini öpmek için siraya girdigi bir sirada ‘cemaat’in iktidarla kavgaya tutusmasi hiç de akil kâri degil. AK Parti 2002’den bu yana devlette ve siyasette hiç bu kadar güçlü olmamisti. Yani kimse böyle bir iktidarla kavga istemez. Üstelik muhaliflerin iddialarina göre de ‘cemaat devleti ele geçirmis’ durumda. Eee, öyleyse AK Parti’yle kavga çikarmak mi mantikli, yoksa iyi geçinmek mi?
Benim nihai olarak diyecegim sudur; on yildir verilen mücadeleyi ‘iktidar kavgasi’na indirgeyenlere yuh olsun. Demokrasi, hukuk ve özgürlük mücadelesinden dönenlerin de kasigi kirilsin…
——————————————-
Zaman-14 Subat
Ihsan Dagi