Makale

Ya Melekê Tawus, ya Xizir, ya Xwedê !

Ey Mezopotamya! Tarihin kanli sahnelerine taniklik eden kutsal toprak. Onca uygarliklarin kuruldugu, yikildigi, tarumar oldugu toprak. Onca dilin, inancin, kültürün yan yana yasadigi, iç içe geçtigi, çatistigi kadim cografya. Ey katliamlarin, soykirimlarin, dogan ve batan devlet ve medeniyetlerin yasandigi kanli toprak.

Bu gün de hala inkar politikalarin gündeme getirildigi, kanli saldirilarin, soykirimlarin yasandigi bir zaman dilimindeyiz.

Üstündeki mezarlar sayisi, giderek çogaliyor. Insanlik, Kürtlerin cedleri olan Med ülkesinde birilerinin yalnizca ölülerin degil, tarih ve medeniyetlerin dillerin, dinlerin, kültürlerin ve insanligin mezerlara gömülmek istendigine taniklik ediyor.

Bu barbar sürüsü tarihi yasattigi acilarla, toprak altina gömdügü bu bedenlerle ve tarihle ne zaman yüzlesilecek? Daha kaç yüzyil bu acilara, katliamlara ve soykirimlara sesiz kalinacak?

Insanlik, bu sessizlige medeniyetlerin yok olusuna, kavimlerin yerüstünden kalkmasina ne zamana kadar göz yumacak?

Kim tarihi geçmisle hesaplasacak? Kim yok edilen medeniyetleri yeniden var edecek? Kim, soylulukla soysuzlugun iç içe geçtigi Mezopotamyayi yeniden ayaginin üstüne kaldiracak?

Evet degerli okuyucularim, hikayelerdir insanin acisini ve umudunu gelecege tasiyan.

Son iki aydir bir kez daha Medlerin kutsal topraklarinda savas tamtamlari çaliyor. Yörenin en kadim halki olan Kürtlere yönelik entrikalar tekrarlaniyor.

Dersim’de, Koçkiri’de, Maras’da, Agri’da, Zilan’da, Lice’de, Roboski’de, Sivas’da, yasanan olaylarin acisini unutmamisken, Mezopotamyanin her yerinde yasanan olaylarin kahredici acisiyla bir kez daha yüzyüze geldik.

Halkimiz kendine tuzak kuranlari, bu sürece alet olanlari, düsmanla kol kola girenleri çok iyi taniyor. Tipki geçmiste yasananlar gibi simdi yasadiklarimiz da bir masal gibi, bir hiyakaye gibi, bir film seridi gibi beyinlere ve hatiralarimizda yer aliyor.

Acilarin, özlemlerin, dillerin, kültürlerin, medeniyetlerin yok edildigi topraklarinda bir kez da bir çigilik yükselir. Bu çigligi duyan varmiiiiiiiiiiiiiiiii?

Günesin kavrucu sicagin altinda susuzluktan dudagi çatlamis bir çocugun aglamasini duyuyurmusunuz? Bir kadinin kederden yüregi daglanmis. Yasli bir adamin dizi tutmaz gözleri görmez olmus. Êzîdîlerin attigi çigliklari duyuyormusunuz?

Siz bu yaziyi okurken, 40 derece sicaklikta açlik ve susuzluktan heder olan Êzîdî çocuklari kutsal topraklarda, Sengal daglarina dogru yol almaya çalistigindan haberiniz var mi?.

Tüm insanlarin yaratiklari tanrilari-inançlari kendisine ancak Kürdistan topraklarinin en eski inanci Zerdüslük ve o inancin temcilcileri Êzîdîler sahsinda kürtlere yapilan bu insanlik disi sürgün, size orta çagi hatirlatmiyor mu?

Bu insanlarin inanci, her sabah günese dönüp dua eden medlerin kadim inancidir. Atesi, suyu, topragi kutsal bilirler. Dünyayi aydinlatan ve isitan günesin o kutsal büyüsünde dua ederler. Kötülükleri atesle arindirirlar. Yalniz kendi insanlarina degil, tüm insanlik için, esitlik, özgürlük isterler.

Êzîdî kadinlarimiza, genç kizlarimiza, çocuklarimiza yapilani kim kabul edebilir? Sürgün, aç sussuz birakilan, satisa çikarilan çocuk bedenlere, düsmanin eline düsmesin diye kendini öldürene, yollarda halsiz düsen bir bebenin bir damla suya ihtiyaç duymasina sebeb olanlara sormak gerekir. Bu yapilanlar, hangi dine hangi inanca ve hangi insanliga sigar?

Günesi, ayi, yildizlari, atesi, suyu ve topragi kutsal kabul eden; günese dogru her sabah ibadet eden; Her sabah günese dönüp bu savaslar son bulsun diyen, Halklarin üzerindeki zulümler yok olsun diye dua eden Êzîdî derwislere reva görülen bu zulmü, kabul etmek mümkün mü?

Kendileri ve insanlik için istedikleri güzel bir dünya. Düsmanlik olmayan bir dünya. Dost yerine düsmana sarilan kürtler, kendi halki ve partileriyle bütünlesme yerine düsmanlarin güce, kendi milletine hayri olmayan bir ülkenin yardiminina umut baglayan Kürtler.

Êzdîler üzerinden silah ticareti yapan, bu kadim inanç sahibi üzerinden halkimizi birkez daha sürgünlere, soyundan topragindan uzaklastirma ve kendi köklerinden koparma, bu nasil bir inaçtir nasil bir politikadir?

Ya Melekê Tavus ya Xizir, ya Xwedê.

Mezopotyamada yasanan bu kiyima, sürgüne sebep olanlari bildigin gibi yap, ama Kürtleri bu kadim halki kal û beladan koru.

Amin.

Necla Çamlibel

Back to top button