PSK – PROGRAM
(*)
I. BÖLÜM
KÜRDİSTAN'IN SÖMÜRGE
HALİNE GELİŞİ
Kürt
halkının üzerinde binlerce yıldan beri yaşadığı
ülkemiz Kürdistan bugün dört devlet (Türkiye, Iran, Irak ve
Suriye) arasında bolünmüş durumdadır ve 30
milyonu aşan nüfusu ile Kürt ulusu boyunduruk altındadır.
Kürdistan
önce Osmanlı ve İran imparatorlukları arasında
bölüşüldü ve bu iki büyük despotluğun Kürdistan
üzerinde yürüttükleri savaşlar ve yoğun sömürü nedeniyle
ülkemiz yakılıp yıkıldı, yağmalandı;
ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmesi engellendi. Bu
dönemde Kürdistan'ın feodal yapısı da merkezi
birliğin oluşmasında önemli bir engel teşkil
etti.
Kürt
ulusunun 19, Yüzyıl boyunca giriştiği ulusal
nitelikteki bir dizi ayaklanma, Osmanlı ve İran
devletlerinin ortak çabaları ve bölgeyi kendi denetimlerine
almaya çalışan batılı büyük sömürgeci
devletlerin desteği sonucu yenilgiye uğradı.
Birinci
Dünya Savaşı'nın ardından Osmanlı
Devleti yıkıldı ve emperyalistlerin, özellikle
zengin petrol alanlarını ele geçirmek için yürüttükleri
mücadele sonucu Kürdistan bir kez daha parçalandı. İngilizler
Güney Kürdistan'ın büyük bölümünü kendi mandaları
altındaki Irak sınırları içine alırken,
Fransızlar da petrol ve tarım bakımından
zengin Cezire ile Kürt Dağı bölgesini kendi yönetimleri
altındaki Suriye'ye bağladılar. Kürdistan'ın
en büyük parçası, Osmanlı Devleti'nin yakıntıları
üstünde kurulan ve onun mirasını devralan yeni Türkiye
Cumhuriyeti'ne bırakıldı. İran ise eski
payını korudu. Böylece Kürdistan dörde parçalandı
ve bu durum günümüze kadar devam ediyor.
Kürdistan'ı
aralarında bölüşen bölge devletleri ve emperyalist
güçler, halkımızın 20. yüzyıl boyunca
giriştiği pek çok ulusal ayaklanmayı kan ve
terörle ezdiler ve çıkarları gereği, çoğu
kez birlikte hareket ettiler, birbirlerine dayanışma
gösterdiler.
Gerek
Türkiye ve İran'da, gerekse daha sonraki yıllarda
bağımsızlığa kavuşan Suriye
ve Irak'ta ulusal devletler doğdu ve süreç içinde ekonomik,
sosyal ve kültürel yaşamda önemli gelişmeler oldu.
Ancak ağır ulusal baskı ve sömürü nedeniyle
Kürdistan bu gelişmenin dışında kaldı.
Ülkemizin yeraltı ve yerüstü kaynakları yağma
edildi. Ne tek başına ülkemizin hızlı
gelişmesine yetecek petrolün, ne de krom, bakır,
demir, kömür, fosfat vb. zengin maden yataklarının
halkımıza bir yararı dokundu. Bunlar Kürdistan'dan
sökülüp taşınıyor. Kürdistan'ın zengin
akarsuları ya öylesine boşa akıyor, ya da bunlardan
elde edilen enerji ülke dışına gidiyor. Yüzyıllardan
beri ünlü bir hayvancılık bölgesi olan ve verimli
tarım alanlarına sahip bulunan Kürdistan'da halkımız
bugün de yoksulluk ve perişanlık içinde. Bu devletlerin
tümü de, başından beri, Kürdistan ekonomisini canlandırmak
için hiçbir çaba harcamadılar; tersine, oraya açık
bir sömürü ve talan politikası uyguladılar. Bu nedenle,
tüm bu devletlerde Kürdistan'la metropol arasında tam
bir uçurum oluştu.
Birinci
Dünya Savaşı'ndan bu yana, gerek Türkiye'de, gerek
Irak, İran ve Suriye'de üretim güçleri belli bir gelişme
gösterdi; tarım, ticaret ve sanayi alanında ilerlemeler
sağlandı. Bu gelişmelerle feodal ilişkiler,
büyük ölçüde yerlerini kapitalist ilişkilere bıraktılar.
Uluslaşma süreci hızlandı, ulusal kültür önemli
atılımlar yaptı.
Oysa Güney Kürdistan’da 1991 yılından
bu yana oluşan özgür ortamda yer alan olumlu değişikliklerin
dışında Kürdistan'da değişim son
derece yavaştır. Bunun bir nedeni, Kürdistan'a yönelik
yoğun sömürü ise, bir nedeni de Kürt halkı üzerindeki
ağır ulusal baskıdır.
Kürdistan'ı
bölüşen devletler Kürt halkının özgürlük mücadelesini
bastırmak için yıllardır Kürdistan'da savaşıyorlar.
Kürt halkı sonu gelmeyen kırımlar ve sürgünlerle
yüz yüze. Ülke bir yangın yeri gibidir. Asgari bir güvenin
olmadığı, halkın can derdinde olduğu
böyle bir ortamda, ekonomik ve sosyal yaşamın iyileşmesi
beklenemez. Aksine, son yıllarda ülkemiz, ulusal kurtuluş
mücadelemizi bastırmak için kırım yapan, kent
ve köyleri, hatta doğayı pervasızca tahrip
eden, kimyasal silah bile kullanan Türkiye, Irak ve İran'ın
zorba rejimleri yüzünden tam bir harabeye dönmüştür.
Kürt
dili ve kültürü Türkiye, İran ve Suriye’de ağır
baskılar altında. Bu baskı, özellikle Suriye'de
görülmemiş düzeylere vardı. Türk devleti Kürt halkını
asimile etmek, Kürt dil ve kültürünü yok etmek için akıl
almaz yol ve yöntemlere baş vurdu. Kürt dili eğitim
alanında, resmi işlemlerde, basın-yayında
yasaklandı. Kürtçenin özel yaşamda konuşulması
bile zaman zaman yasaklanıp cezalandırıldı.
Günümüzde de süregelen bu baskıların, Kürt toplumunun
kültürel ve sosyal gelişimini büyük ölçüde engellediği
açıktır.
Sömürge-metropol
ilişkileri gerek ekonomik alanda, gerekse sosyal, politik
ve kültürel tüm alanlarda açık seçik görülüyor.
Bugün
Türk burjuvazisi Kürdistan'ı pazar olarak kullanıyor.
Oradan hammadde ve ucuza tarım ürünleri alıyor;
oraya sanayi ürünleri satıyor. Üstelik aldığı
petrol, demir, bakır, kömür, krom, fosfat ve elektriğe
karşı, devlet olarak her hangi bir bedel ödemiyor;
çünkü orayı kendisinin sayıyor! Ama orada kalkınmaya,
Kürdistan halkımızın yaşam düzeyini iyileştirmeye
yönelik yatırımlar yapmıyor. Kürt kültürünü
ise, Kürt insanı gibi kırımdan geçiriyor.
Kuzey
Kürdistan Türk kapitalistleri ve büyük toprak sahipleri için
ucuz işgücü sağlıyor. Kürdistan'dan Batı'ya
(Türkiye'ye) sürekli işgücü akımı ve beyin
göçü var. Kürdistan'da biriken zenginlikler de Batı'ya
akıyor ve ancak orada gerçek anlamda sermayeye dönüşüyor.
Söz
konusu ağır sömürü ve baskı çarkı nedeniyle
Kürdistan toplumu doğal gelişim sürecini yaşıyamamakta,
çağa ayak uyduramamaktadır. Bu durum toplumsal yaşamın
her alanında, süregelen aşiret yapısında,
tutucu şeyhlik kurumunda, ağalık biçimindeki
büyük toprak sahipliğinde kendini gösteriyor. Diğer
yandan, sömürgeci yönetim, Kürdistan'ı rahat sömürmek
ve Kürt toplumunu denetim altında tutabilmek için, söz
konusu feodal unsurlarla işbirliği politikası
izlemekte ve onlar arasında kendisine güçlü bir dayanak
bulmaktadır.
KÜRT HALKININ ÖNÜNDEKi
TARiHSEL ADIM:
ULUSAL DEMOKRATiK DEVRiM
Tüm
bu nedenlerle, günümüzde Kürt toplumunun önündeki başlıca
tarihsel adım ulusal kurtuluştur. Kürt halkı
Kürdistan üzerindeki yabancı boyunduruğuna son verip
demokratik bir toplum kurmadan özgür olamaz; barışa
kavuşamaz, gelişme yoluna giremez.
Önümüzdeki
temel aşama ulusal demokratik devrimdir: Yabancı
boyunduruğuna son vermek, bir toprak reformuyla feodal
kalıntılara son vermek ve köylüyü toprağa kavuşturmak,
demokratik bir toplum kurmak, Kürdistan'ın yeraltı
ve yerüstü kaynaklarını denetleyip korumak, ulusal
ekonomi ve kültürü geliştirmek.
Ulusal
kurtuluş Kürt halkının kendi eseri olacaktır.
Zorlu bir mücadele olmadan bu olanaksızdır.
Bunun
için, işbirlikçi, hain unsurların dışında
tüm ulusal güçleri -işçi ve köylüleri, aydınları,
din adamlarını, küçük esnafı ve zenaatkarı,
ticaret ve sanayi erbabını, yurtsever toprak sahiplerini,
bu toplum kesimlerini temsil eden yurtsever partileri, kadın
ve gençlik örgütlerini ortak bir cephede birleştirmek
gerekir.
PSK - NiTELİĞİ,
HEDEFLERİ
Kürdistan
Sosyalist Partisi (PSK) Türk devletinin işgali altındaki
Kürdistan parçasında 1974 yılı sonlarında
kurulmuştur ve bu parçada mücadele etmektedir. PSK, Kürdistan
işçi sınıfının, yoksul ve orta köylülerinin,
esnaf ve zenaatkarların aydınların ve öteki
emekçi halk kesimlerinin partisidir. PSK, yakın hedef
olarak önüne ulusal kurtuluş devrimini koymuştur.
Ulusal
kurtuluş mücadelemizin izleyeceği biçimler, kullanacağı
araçlar somut koşullara bağlıdır. Biz,
sorunun barışçı ve adil biçimlerde çözülmesini,
hem Kürt halkının, hem de komşu halkların
daha fazla acı çekmemesini isteriz. Ancak bu salt bize
bağlı değil. Sömürgeci güçler şimdiye
kadar Kürt halkının meşru haklarını
tanımaya razı olmadılar ve bu gün de özgürlük
mücadelemizi şiddetle bastırmaya çalışıyorlar.
Bu durumda, bizim de, üzerimizdeki zulüm ve sömürü rejimine
son vermek, özgür yaşamak için, meşru olan ve koşullara
uygun düşen her araç ve yönteme başvurmamız
doğal ve gereklidir.
Partimiz,
ulusal kurtuluş mücadelesinde emekçi Türkiye halklarını,
Türkiye ilerici ve demokratlarını dost güçler olarak
görür, onlarla dayanışmaya ve ortak mücadeleye büyük
değer verir. Türkiye'nin demokratikleşmesi Kürt
ulusunun özgürleşmesiyle sıkı sıkıya
bağlantılıdır. Sömürgeci rejimin Kürt
halkına karşı izlediği baskı politikası
ülkede şovenizmin, militarizmin güçlenmesinin, halkların
acı çekmesinin, insan ve doğa kaynaklarının
heder olmasının başlıca nedenidir. Bu
politikaya son vermek, barışçı ve adil bir
çözüm bulmak tüm halkların da yararınadır.
PSK,
uluslararası düzeyde emekten, barıştan, özgürlükten,
demokrasiden, insan haklarından, doğanın korunmasından
yana olan tüm güçleri kendisine dost olarak görür ve onlarla
dayanışmaya önem ve değer verir.
SOSYALİZME GEÇİŞ
BİÇİMİ
PSK,
uzun vadede sosyalizmi hedeflemiştir. Partimiz, insanın
her bakımdan özgür olması ve çok yönlü gelişimi
için sosyalizmi zorunlu görür. Sosyalizm toplumsal yaşamda
her türlü sömürü ve baskı ilişkisinin son bulması,
gerçek özgürlük ve eşitliktir.
PSK
sosyalizmi, insanlığın gelişim doğrultusu
üzerinde, kaçınılmaz olarak kapitalizmi izleyecek
aşama olarak görür. Çağımız toplumunun
büyük çoğunluğunu oluşturan emekçilerin ve
genel olarak insanlığın bunda çıkarı
vardır.
Diğer
yandan, 1917 Ekim devriminden bu yana yaşanan deneyler
gösterdi ki, sosyalizmin kuruluşu uzun bir tarihsel dönemi
alacak ve zaman zaman geriye dönüşler de olacaktır.
Yine, bu deneyler gösterdi ki, halk çoğunluğunun
istemi ve desteği olmaksızın sosyalizmin kuruluşu
olanaksızdır. Bu ise ancak, halkın istemlerini
özgürce dışa vurabileceği çok partili, çok
sesli demokratik bir toplumda olabilir. Toplum, ekonomik,
politik ve kültürel olarak böylesine bir dönüşüm için
olgunlaşmalıdır. Sosyalizme geçiş, aynı
zamanda ulusal ve uluslararası koşulların bütününe
bağlıdır.
Bize
göre, Kürdistan için sosyalizm şu anda yakın bir
hedef değildir. Ulusal kurtuluşun ardından
demokratik bir toplumun kuruluşu, ulusal ekonomi ve kültürün
gelişip serpilmesi ve toplumun sosyalizm için olgun bir
hale gelmesi, şimdiden kestiremeyeceğimiz uzunca
bir zaman alacaktır.
PSK,
sosyalizme geçişi tümüyle demokratik koşullarda,
halkın istemi ve desteğiyle, yani barışçı
biçimlerde düşünmektedir. O, çok partili, demokratik
bir toplumda, tümüyle özgür bir seçim sonucu, halk çoğunluğunun
güvenini ve desteğini alırsa iktidara gelecek ve
sosyalizm yönündeki programını adım adım
uygulayacaktır. Halkın desteğini yitirdiği
zaman ise iktidardan ayrılıp muhalefet görevini
yapacaktır.
HER PARÇADA MÜCADELENiN
KENDiNE ÖZGÜ DURUMU, DAYANIŞMA VE İŞBİRLİĞİ
GEREĞİ
Kürdistan'ı
bölen sınırlar emperyalist güçler ve bölge devletleri
tarafından, Kürt halkının onayı ve rızası
dışında çizilmiştir. Kürt halkı bu
sınırları tanımadı, tanımayacak.
Kürdistan'ı aralarında bölüşen devletler, halkımızın
kurtuluş mücadelesini bastırmak için birbirlerine
destek oluyor, bunun için, gerektiğinde askeri birlikleriyle
sınırları da aşıyorlar. Buna karşılık,
Kürdistan’ın tüm parçalarında kurtuluş mücadelesi
veren halkımızın yurtsever güçlerinin de kendi
aralarında sıkı bir dayanışma ve
işbirliği içinde olmaları gerekli ve zorunludur.
İşbirliği ve dayanışmanın biçimleri
ihtiyaçlara ve koşullara uygun olarak değişir.
Diğer yandan, her parçadaki kurtuluş mücadelesi, o parçadaki
halkımızın yan yana yaşadığı
diğer halkların mücadelesi ile sıkı ilişki
içindedir ve söz konusu devletlerdeki tarihi, sosyal ve politik
koşullar tarafından etkilenmektedir. Mücadele her
parçada, bu koşullara bağlı olarak farklı
bir seyir izleyebilir, farklı zamanlarda sonuçlanabilir
ve farklı sonuçlara ulaşabilir. Her parçadaki mücadelenin
örgütlenmesi, yönetilmesi, o parçadaki halkımızın
saflarından çıkan devrimci ve yurtsever örgütlere
düşmektedir.
PSK,
halkımızın kurtuluşu için diğer parçalardaki
yurtsever örgütlerle dayanışmaya ve işbirliğine
önem verir, ulusal hareketin çıkarı için gerekli
olduğunda dostça eleştiri görevini yapar; ancak
bu parçaların ve bu örgütlerin içişlerine karışmaz.
Kürdistan'ı
bölen sınırları ortadan kaldırılması,
ulusal birliğin sağlanması ise temel amaçlarımızdan
biridir ve gelecekte buna uygun tarihi koşulların
ortaya çıkmasına bağlıdır. Birlik
için adım atılabilmesi, en azından Kürdistan'ın
iki parçasının özgür olmasını gerektirir.
Böylesine uygun koşulların ortaya çıkması
halinde PSK, birlik yönünde gereken çabayı gösterecektir.
AYRILMA VEYA DEMOKRATİK
BİRLİK
PSK,
Kürt halkının ulusal kurtuluşunu, halkımızın
kendi kaderini özgürce tayin etmesinde görür. Kürt halkı
kendi kendisini yönetmelidir.
Partimiz,
Kuzey Kürdistan için bunun iki biçimde olabileceği görüşündedir:
Kürt halkı ayrılıp kendi devletini kurabilir
veya Türkiye halklarıyla demokratik bir birliği
seçebilir.
İkinci
durumda, birlik eşit haklara sahip ****federasyon biçiminde
olmalıdır. Kürdistan ayrı bir cumhuriyet halinde
örgütlenmeli, kendi parlamentosu hükümeti olmalı ve her
bakımdan Türkiye ile eşit haklara sahip bulunmalıdır.
Kendi
kaderini tayin hakkı için koşullar olgunlaştığında,
Kürt halkı bu seçeneklerden birini ya da diğerini
seçebilir. Her iki durumda da bağımsız devlet
statüsü söz konusudur.
II. B Ö L ÜM
Siyasi Hedefler
1.
Türkiye egemen sınıflarının Kürdistan
üzerindeki sömürgeci yönetimine son verilecek, ülkemizde demokratik
bir cumhuriyet oluşturulacaktır.
2.
Diğer ülkelerle hak eşitliği ve karşılıklı
yarar temelinde ilişkiler kurulacak; tüm yabancı
askeri üsler kaldırılacaktır.
3. Tüm partilerin özgürce katılabileceği, eşit, genel,
gizli ve tek dereceli seçim ilkelerine göre, Kürdistan'da
yasama yetkisini kullanacak ve hükümeti kuracak Kürdistan
Ulusal Meclisi oluşturulacaktır.
4.
18 yaşını bitiren her yurttaş ulusal meclise
ve yerel yönetimlere seçme ve 21 yaşını bitiren
ise seçilme hakkına sahip olacaktır.
5.
Irk, cins, dil, din ayrımı yapılmaksızın
herkese düşünce, inanç, söz, basın, örgütlenme ve
gösteri özgürlüğü tam olarak tanınacaktır.
6.
Kürdistan'da yaşayan
dini ve etnik gruplar üstündeki baskılara son verilecek,
ulusal ve demokratik hakları tanınacaktır.
7.
İnsan haklarına ilişkin olarak, Birleşmiş
Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirisi ile Avrupa
Konseyi ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı
(AGİK) çerçevesinde kabul edilen ilke ve kurallara uyulacaktır.
8.
Sömürge yönetiminin yasaları kaldırılacak;
demokratik cumhuriyetin niteliğine, evrensel değerlere
ve ulusal çıkarlara uygun yeni yasalar konacaktır.
9.
Mahkemelerin bağımsızlığını
ve yargıç güvencesini kapsayan demokratik bir. hukuk
sistemi kurulacaktır.
10. Eksiksiz ve evrensel değerlerler temelinde basın ve örgütlenme
özgürlüğü sağlanacaktır.
11.Demokratik cumhuriyeti savunmak için profesyonel ordu oluşturulacaktır.
Ulusal Ekonominin İnşası
12.
Sömürgeci devletten kalan işletmeler, bankalar, madenler
kamulaştırılacaktır.
13.
Verimli işleyen özel büyük işletmelere dokunulmayacak,
kamu yararı bakımından gerekli görülen büyük
işletmeler ise kamulaştırılacaktır.
13.
ülkeye yabancı sermaye ve teknolojinin gelmesi teşvik
edilecektir.
15.
Ağır sanayi tesisleri kurulacaktır.
16.
Küçük esnaf ve zenaatkarı koruyucu önlemler alınacaktır.
17.
El sanatları korunacak, gelişmesi teşvik edilecektir.
18.
Kürdistan'ın zengin akarsularından enerji üretiminde
ve sulama işlerinde yararlanmak için yoğun çalışmalar
yapılacaktır.
19.
Ormanların korunması, ormanlık alanların
genişletilmesi; kuşların, balıkların
ve diğer av hayvanlarının, bitkilerin, özetle
doğal zenginliklerin korunması, çoğaltılması,
doğal çevrenin bozulmasının önlenmesi için
ciddi tedbirler alınacaktır.
20.
Turizm olanakları değerlendirilecek, geliştirilecektir.
Çalışma Hayatının
Düzenlenmesi
21.
Çalışma hayatının düzenlenmesinde ILO
standartlarına uyulacaktır.
22.
Tüm çalışanlara sendikalaşma, toplu sözleşme
ve grev hakkı tanınacaktır.
23.
İşsizlik sigortasını da kapsayan bir sosyal
güvenlik sistemi oluşturulacaktır.
25.
Emeklilik yaşı, Kürdistan'daki yaş ortalaması
ve diğer koşullar ile uluslararası standartlar
göz önüne alınarak saptanacaktır.
26.
Kurtuluş mücadelesinde şehit düşenlerin muhtaç
durumdaki dul ve yetimlerine maaş bağlanacaktır.
27.
Herkese emeğine göre ücret verilecektir.
28.
Ailece yapılan işe yardım niteliğinde
olup sağlığa aykırı olmayan işler
dışında, 16 yaşından küçüklerin çalıştırılması
yasaklanacaktır.
29.
Kadınlar için çalışma yaşamında fırsat
eşitliği sağlanacak, eşit işe eşit
ücret verilecek ve kadınların doğurganlığından
kaynaklanan sorunlarının çözümü için yasal güvenceler
getirilecektir.
30.
Çalışanların işyerinin yönetim ve denetimine
katılması sağlanacaktır.
31.
İnsanlık için bir yüzkarası olan fuhuş
ve dilencilik yasaklanacak; herkese geçimini sağlamaya
elveren bir iş bulunacaktır.
32.
Çalışan herkese gerekli ücretli izin ve dinlenme
olanağı sağlanacaktır.
33.
Bir toprak reformu ile büyük toprak sahiplerine ait topraklar
millileştirilecektir;
Büyük
toprak sahipleri içinde, ulusal kurtuluş mücadelesine
destek verenlere uygun bir bedel ödenecek, işbirlikçilerin
topraklarına ise bedelsiz el konacaktır.
34.
Topraksız ve az topraklı köylüye bedelsiz toprak
dağıtılacak, gönüllü kooperatifler oluşturulması
teşvik edilecek, modem tarım araçları sağlanacak,
köylü üreticilerin tarım tekniklerini öğrenip uygulamaları
için yeterli uzman görevlendirilecek, eğitimlerine yardımcı
olunacaktır.
35.
Tüm meralar kamulaştırılacak ve meralardan
yararlanma bilimsel esaslara göre olacaktır; hayvanların
beslenmesi, barınması, hastalıklarının
tedavisi, hayvansal ürünlerin işlenmesi, korunması
modern yöntemlere kavuşturulacak, bu alanda üreticilere
yardımcı olunacaktır.
36
Yoksul, orta halli köylülerin tüm borçları affedilecektir.
37.
Köylü üreticilere yeter kredi sağlanacak, köy emekçileri
tefecilerin sömürüsünden kurtarılacak; tefecilik yasaklanacaktır.
38.
Köylülerin ağalara, beylere ve şeyhlere, ne ad altında
olursa olsun, haraç ya da vergi vermeleri, angarya yapmaları
önlenecek, feodal dönemden kalan bu tür kölelik ilişkilerine
son verilecektir.
39.
Tüm köylere elektrik, yol, su, okul, sağlık evi,
okuma odası gibi tesis ve hizmetlerin bir an önce sağlanması
için çalışılacaktır.
Eğitim ve Kültür
40.
Kürdistan'da resmi dil Kürtçe olacaktır. Kürtçenin Kuzey
Kürdistan'da konuşulan Kurmanci ve Zazaki lehçelerine
eşitlik temelinde özgürce gelişme olanağı
sağlanacak, lehçelerin kaynaşması ve dil birliği
sorunu doğal sürecine bırakılacaktır.
41.
Bilimin gereklerine ve halkın çıkarlarına uygun
demokratik bir eğitim sistemi kurulacaktır.
42.
Temel eğitim 16 yaşına kadar zorunlu olacak,
muhtaç olanlara parasız olarak yiyecek, giyecek ve okul
araçları sağlanacaktır.
43
Kürdistan’da okuma-yazma bilmeyen yetişkinlerin, yetişkinler
eğitimi yolu ile okur-yazar olmaları sağlanacaktır.
44.
Bugüne kadar akıl almaz bir baskı altında tutularak
köreltilmiş Kürt yazı dili ve edebiyatının
geniş kitleler tarafından kısa sürede öğrenilmesi,
Kürdistan'ın her tarafında, okullarda, basında
ve toplum yaşamının her alanında kullanılması
için ciddi çalışmalar yapılacaktır.
45.
Herkesin yeteneklerini geliştirmesi, kültür ve sanat
olanaklarından yararlanması için gereken tedbirler
alınacaktır.
46.
Gençliğin beden ve ruh sağlığı açısından
spora önem verilecek, gençlik kültür merkezleri açılacaktır.
Sporun tüm halkın yaşamına girmesi için gerekli
çalışmalar yapılacaktır.
47.
Din ve devlet işleri birbirinden ayrılacaktır;
herkes dini inancında özgür olacak, kimseye inancından
dolayı baskı yapılmayacak ve imtiyaz tanınmayacaktır;
kitlelerin dini çıkarlarına alet eden şeyhler
ve diğer unsurlar tarafından aldatılmasına
fırsat verilmeyecektir.
48.
Kürdistan’ın tarihinin, sanat ve kültürünün gün ışığına
çıkarılması ve geliştirilmesi için çalışılacaktır.
49.
Kürdistan'ın tarihi eserleri araştırılacak,
restore edilecek, korunacaktır.
50.
Kürdistan'da yaşayan tüm azınlıklara kendi
dillerini özgürce kullanma olanağı sağlanacak;
eğitim-öğretim, sanat vb. tüm alanlarda hiçbir kısıtlamaya
tabi tutulmayacaklardır.
Kadınlar
51.
Kadınların özgürleşmesi, iş hayatına,
sosyal ve politik yaşama erkeklerle eşit biçimde
katılabilmeleri için gerekli tedbirler alınarak,
erkeklerle eşitleninceye kadar kadınlara pozitif
ayrımcılık ilkeleri uygulanacaktır.
52.
Kadınlar üzerinde feodal dönemden kalma her türlü aşağılanma
ve baskı kaldırılarak; aile içinde kadına
yönelik şiddet suç sayılarak ve bunu önlemek için
gerekli tedbirler alınacaktır. Kadına yakınlarından
yönelen şiddet aile için şiddet olarak ele alınacaktır.
53.
Kadınların eğitimine özel bir önem verilecek
ve eğitimden eşit biçimde yararlanmaları sağlanacaktır.
Toplumun kadın haklarına karşı duyarlılığının
geliştirilmesi için, toplumsal cinsiyetçilik karşıtı
eğitim politikası benimsenecektir.
54.
Başlık, berdel, çok eşlilik, zorla evlendirme
gibi toplumsal cinsiyetçi tüm gelenekler kaldırılacaktır.
Konut
ve Şehircilik
55.
bugün içinde yaşadığı ilkel konutlardan,
deprem ve çığların kurbanı olmaktan kurtaracaktır;
köylümüz kom, mezra gibi dağınık yerleşme
birimlerinden kurtarılacaktır.
56.
Her aileye, ihtiyacına elveren, sağlığa
uygun, çağdaş bir konut sağlanacaktır;
kiralar denetlenecek ve muhtaç olanlara kira yardımı
yapılacaktır.
57.
Yerleşimde ve konut yapımında, rahat bir ulaşımı,
hava temizliğini, yeşil alanları, parkları
ve estetiği gözeten planlı, çağdaş bir
şehircilik anlayışı izlenecektir.
Sağlık ve Sosyal
Hizmetler
58.
Herkese yeterli beslenme olanağı sağlanacak,
açlığa ve gizili açlığa son verilecektir.
59.
Halkın sağlığı açısından
gerekli tedbirler alınacak; kamuya ait hastanelerde ve
diğer sağlık kurumlarında muayene, tedavi-bakım
ve ilaç parasız olarak sağlanacaktır.
60.
Çocuklar için yeter sayıda çocuk yuvası açılacak;
kimsesiz çocuklar devletin bakım ve denetimi altında
yetiştirilecektir.
61. Muhtaç durumdaki hastaların sakat ve yaşlıların
bakım ve geçimleri devletçe sağlanacaktır.
(*) 9.
Kongre’de kabul edilen düzeltilmiş hali.
|