PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
PSK
PSK Bulten
KOMKAR
Roja Nû
Weşan/Yayın
Arşiv
Link
Pirs û Bersiv
Soru - Cevap
Webmaster
psk@kurdistan.nu
 
 

ÇIKAR YOL - I
En başta umut gerekli

Kemal Burkay

Kişiler için de, toplumlar için de en kötüsü umutsuzluktur.

Sorunsuz kişi de sorunsuz toplum da olmaz. Bunlar bazen irili ufaklı doğal, gündelik sorunlardır, bazen de hayati.. Kişi akılla, sağduyu ile davranır, sabırla çaba gösterirse sorunlarını çözebilir, aşabilir. Aşılması mümkün olmayan sorunları ise, kaza, ölüm, ya da ölümcül hastalık gibi, anlayışla, metanetle karşılar.

Mutluluk bir dizi etkene bağlı olsa da asıl kişinin kendi elindedir.

Toplumlar için de bir bakıma öyle. Sorunlarını aşmak, daha iyi bir gelecek kurmak toplumda aklın, sağduyunun, sabırlı bir çabanın ağır basmasına bağlı.

En kötüsü daha baştan umutsuzluğun pençesine düşmek veya tez yılmaktır. Geleceğe yönelik ufuksuzluk ve umutsuzluktur. Böyle bir kişi ve böyle bir toplum daha baştan yenik düşmüş demektir.

Sorunlarının çözümünü hep başkasından, bir iyilikseverden beklemek, bir bakıma ipin ucunu koyverip başkasından, daha güçlü birinden kurtuluş beklemek kişiler için de toplumlar için de akıllaca bir tutum ve çıkar yol değil.

Sorunlarını çözme gücü olduğu halde bunu yapmayıp başkasından medet bekleyenler başaramazlar. Bazen dostların, iyi insanların destek ve dayanışması gererklidir. Ama kişi öncelikle kendisi davranmalı, böyle bir desteği, dayanışmayı hak etmeli.

Biz Kürtler yıllardır, yüzyıllardır çetin bir özgürlük mücadelesi veriyoruz. Bu uğurda büyük bedeller ödedik. Eğer bize özgü zor tarihi ve bölgesel engel ve etkenlerle yüz yüze olmasaydık, çoktan özgürleşmiş olurduk. Eğer bu özgür olma tutkusu ve bunca çaba ve direnç olmasaydı çoktan tarihin sahnesinden silinirdik. Diğer bir deyişle, bizim halk olarak elbette onur duyacağımız bir geçmişimiz, iyi geleneklerimiz, değerlerimiz var.

Öte yandan, doğal olarak, tek düze bir toplum değiliz. Zaaflarımız, yanlışlarımız da az değil. Ve bunlar, iyi ile kötü, onur duyulacak olanla utanç duyulacak olan yana yana, çekişme halinde bu toplumda yaşayageliyorlar.

Eğer özgürlük mücadelemizin zaaflarından arınmasını, güçlü olmasını, amaca bir an önce ulaşmayı istiyorsak bu zaafları bilmeliyiz.

Bunlardan biri ufuksuzluktur, ya da dar ve kısa görüşlülüğün zaman zaman ulusal harekete egemen olmasıdır.

1960-1980’li yıllarda bunu yaşadık. Kürt ulusal hareketi oldukca canlı ve kitlesel bir ivme yakalamışken, dargörüşlülüğün, sabırsızlığın, kolaycılığın ve aynı zamanda karşı tarafın kışkırttığı aceleci, zamansız, yanlış yöntemler devreye girdi. Siyasal mücadeleyi, demokratik araç ve yöntemlerin önemini, bu yoldan kitlelerin bilinçlendirilip toplumsal ölçekte mücadeleye hazırlanmasını küçümseyen, reddeden birileri türedi. Bunlar, kestirmeden çözüm önerdiler. Yurt ve dünya koşullarını iyi değerlendirmeden, silahlı mücadeleyi temel ve bağımsız Kürdistan’ı tek hedef ilan ettiler. Bunun dışındaki görüşleri teslimiyet, hatta ihanet olarak suçladılar.

Sonuç bugün ortada, bu kişilerin nereden nereye geldiğini uzun uzun yazmaya gerek yok. Liderleri yakalanınca silahlı mücadele nedeniyle özür diledi ve yalnız bağımsızlıktan değil, Kürt halkının tüm temel istemlerinden de vaz geçti, rejime teslim oldu, onun hizmetine girdi. Örgütü de onu izledi. (Son dönemdeki bazı oyunlara, Kürt ve Türk halkını, aynı zamanda dünya kamuoyunu yanıltmaya yönelik danışıklı dövüşlere bakmayın; teslimiyet ve ihanet devam ediyor.)

Bu kişinin ve bu örgütün böylece Kürt ulusal mücadelesine verdiği zararlar ölçüsüzdür. Kürt halkı Kuzey parçasında zamansız ve güç dengeleri bakımından tümüyle eşitsiz bir savaşa sokuldu, Kürdistan yer yer boşaltıldı, milyonlarca insanımız derbeder edildi. Şimdi ise Kürt halkı, hiçbir şey kazanmadan, Kürt kimliği bile tanınmadan, muhatap bile alınmadan, sözde “barış ve demokrasi” adına teslimiyete, tüm hak ve isteklerinden vazgeçmeye zorlanıyor.

Bu kez de kitlelere umutsuzluk şırınga ediliyor. Kürt halkı tüm ulusal değerlerini terk etmeye, ırkçı, sömürgeci rejimin tüm dayatmalarına baş eğmeye  eğmeye çağrılıyor.

Oysa böyle bir aşamada Kürt halkına gerekli olan her şeyden önce umuttur, dirençtir. Yanlış yapılmış, yanlış kişilerin ardından gidilmiş ve bunun sonucu acı bir yenilgi yaşanmışsa, yapılması gereken şey, her onurlu halkın sahip olduğu özgürlükten, temel haklardan vazgeçmek değil, geçmişten dersler çıkarmak ve doğru yolu, çıkar yolu aramaktır.

(devam edecek)
----------------------------------------------------
Yazarın önceki yazılarından:

İşe yaramaz bir karar…
NE DEĞİŞMİŞ?.
Soykırım ve Yüzyıllık Nazizm
Kendi ordusunun işgali altında…
Türkiye’nin Kürt Politikası: Döverek Islah..
PKK’yı kim çözsün?.
Dün cami, bugün bayrak…
İstanbul sorunu artık Kürdistan sorunudur
Ermeni Soykırımı ve Orhan Pamuk Olayı
Bir kez daha laiklik sorunu ve Aleviler konusu
Ş I M A R I K…
Kürt Devleti ve Deli Dumrullar…
Dezînformasyon û Prowokasyon

 
 
PSK Bulten © 2005