PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
PSK
PSK Bulten
KOMKAR
Roja Nû
Weşan/Yayın
Arşiv
Link
Pirs û Bersiv
Soru - Cevap
Webmaster
psk@kurdistan.nu
 
 

Zorlu Süreç ve Görevler

Mesud Tek

Yeni Irak anayasasına ilişkin tartışmalar giderek artıyor. Tartışmalar sadece Irak’da değil, her ülkede aynı sıcaklıkta olmasa da uluslararası arenada da yaşanıyor. En canlı ve hararetlileri ise bölgede ve Arap aleminde yapılıyor.

Başta Güneydekiler olmak üzere Kürtler de tartışıyorlar. Anayasa taslağının Kürtlerin taleplerini ne ölçüde karşıladığını, “Ulusların Kaderlerinin Tayin Hakkı”nın niçin taslakda yer almadığını sorguluyorlar. Anayasa taslağında “Kürt” kelimesinin neden bir-iki kez telafuz edildiğini soruyorlar.

Bazı haksız ve uçuk yönleri bulunsa da Kürtlerin bu ve benzeri tartışmaları doğal karşılanmalıdır. Hatta gereklidir de. Çünkü tartışılan herhangi bir konu değil. Üzerinde tartışma yürütülen konu, başta Güneydekilerin olmak üzere tüm Kürtlerin kaderini yakından ilgilendiriyor.

Tartışmalara kaynaklık eden olay, yani kabul edilip halkoyuna sunulacak olan anayasa taslağı aynı zamanda tüm Ortadoğu’yu, özellikle de Arap alemini derinden etkilemeye aday. Bu nedenle de sadece bölge ülkelerini değil, bölgeye hakim olan ve olmak için çaba harcayan dünyanın seçilmemiş muhtarlarını, yani büyük devletleri de ilgilendiriyor.

Anayasa taslağı, hazırlanması ve üzerinde tartışılması sürecinde, bölgenin statükocu ve gerici güçleriyle, gelişmeden ve değişimden yana olan güçlerinin karşı karşıya geldiği alanlardan birisini oluşturdu. Bu özelliğini refaranduma sunulması ve hayata geçirilmesi sürecinde de koruyacağı kesin.

Gericiliğin, tutuculuk ve diktatörlüklerin yönetimindeki Arap aleminin, çok renkliliğin, çok sesliliğin ifadesi olan anayasa taslağına yönelik resmi tepkisini, Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa dile getirdi. Anayasa taslağını “kaos için hazırlanan bir reçete olarak” değerlendiriyor. Amr Musa, kaosun temel nedeni olarak “federasyonu” gösterirken sadece Arap şovenlerinin değil, bölgedeki diğer şovenlerin de sözcülüğünü yapıyor.

Güneyli Kürtler aynı zamanda bundan böyle neler yapılması gerektiğini de tartışıyorlar.

Kabul etmek gerekir ki Kürtlerin bu aşamadan sonra da işleri sanıldığı gibi kolay değil. Kürt taleplerinin önemli bir bölümünün yer aldığı anayasa taslağının hazırlanıp parlamento tarafından kabul edilmesi kadar referandumdan geçmesi de önem arz ediyor.

Referandumda, Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı Musul ve Diyala vilayetlerinde “evet” oyunun artırılmasına yönelik çalışmalar Kürtlerin önünde duruyor.

Aynı oranda olmasa da, referandum sonrasından anayasanın uygulamaya konulacağı 2006 yılının ortalarına kadar olan süreç de Kürtler açısından önemli. Sürecin en önemli unsurunu ise, yeni anayasanın da ortadan kaldırmadığı 58. Maddenin hayata geçirilmesi oluşturuluyor.

Sözkonusu maddenin hayata geçirilmesi amacıyla komite oluşturmanın üzerinden bir yıla yakın bir süre geçmesine rağmen, komitenin attığı ciddi bir adım yok. Çünkü 58 Maddenin hayata geçirilmesi için gerekli paranın komitenin emrine verilmemesi bir yana, komitenin masrafları bile karşılanmıyor. Ve bunun nedeni de Başbakan Caferi ve Şurekası. Her fırsatta Kürtlere madik atmak isteyen ve elhak bu konuda yetenekli olan Caferi, 58 Maddenin hayata geçirilmesini engellemek için her yola başvuruyor...

Bu “hassas ve nazik dönemde” Şiilerle sorun yaşamak istemeyen Kürtlerin, 58. Maddenin hayata geçirilmesi için merkezi hükümetin insafa gelmesini beklemeleri gerekmiyor. Kerküklüler başta olmak üzere sürgüne gönderilen Kürtleri eski yerlerine dönmeleri için teşvik etmek, geri dönüşlerin altyapısını oluşturmak, geri dönenlerin ihtiyaçlarını karşılamak. Bu amaçla halkı örgütleyip harekete geçirmek, Güneyli Kürtlerin önündeki önemli görevleri oluşturuyorlar.

Kürdistan Bölge Anayasasını yeni Irak anayasasıyla uyumlu hale getirmek; boşlukları doldurmak. Olası boşlukları engellemek amacıyla gerekli yasal mekanizmaları oluşturmak da yapılması gerekli işlerin başında geliyor.

Ve hepsinden önemlisi bu ve benzeri görevlerin üstesinden gelmek için iki hükümetin birliğini sağlamak.

Kürtlerin birliği, anayasanın hazırlanması sürecinden alınlarının akıyla çıkmalarını sağladı. Kürtlerin birliği amaçları, talepleri, dünya görüşleri birbirinden çok farklı güçlerle yaptıkları görüşmelerde ellerini güçlendirmekle kalmadı, ABD ve bölge devletlerinin konuya ilişkin baskılarına karşı direnmelerini de sağladı. Bu nedenle Güneyli Kürtlerin önlerindeki zorlu süreçten de başarılı çıkmaları için birliklerini koruyup güçlendirmeleri gerekiyor.

Bu konuda her yurtseveri önemli görevler bekliyor.

Varılan aşamada maksimal talepleri gündeme getirmenin, bu taleplerin niçin elde edilmediğine dair tartışmanın anlamı kalmadı. Hele taleplerin hepsi elde edilmediği için Kürtleri referandumda hayır oyu vermeye çağırmak gibi davranışlar hiç de sürece uygun düşmüyor. Bu ve benzeri tavırlar bir kenara bırakılmalıdır.

Kürdistan’ın öteki parçasından Kürtlere düşen görev ise önlerinideki zorlu süreçte Güneyli kardeşlerimize destek olmaktır. Bunu başaramıyor, destek olamıyorsak, en azından köstek olmamak, onları zor duruma sokacak tavır ve davranışlardan kaçınmaktır diye düşünüyorum.

......................................................
Yazarın önceki yazılarından:

Yoğurdu Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in kafası Karışık?
Başbakan Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin Olur"
Sorun Kürt aydınları mı?
Ülkenin Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım

Aydınların Çağrısı ve Geçmişi Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak Başka İşler De Var
Bayrak Ve Ekmek
Endişe
Ar Damarı
Kürdistan Parlamentosu
“Sözde”
Darısı Başımıza!...
Bayrak ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”

 
 
PSK Bulten © 2005