PKK’yı muhatap yapan kim?
Kemal Burkay
Erdoğan’ın bir grup aydınla görüşüp Kürt
sorunu üzerine yaptığı son açıklamaların
ardından Türk siyasal çevrelerinde ve medyada ortaya
çıkan toz duman devam ediyor. Tam, “her kafadan bir ses
çıkıyor” diye tabir edilen durum…
“Kürt sorunu” nitelemesine kırmızı görmüş
boğa gibi tepki gösterenlerin “görüş”lerini ciddiye
alıp tartışmak besbelli abesle iştigal
olur. Türkiye’deki Kürt sorununun boyutları karşısında,
bırakın politikada ömür tüketmişleri, parti
liderliği yapanları, ya da yazar çizerleri, dünyadan
en habersiz, en aptal adam bile böyle laflar etmez. Bu olsa
olsa bir devekuşu politikası olabilir; yani gerçeği
görmemek için başını kuma gömmek..
Ama bu kişilerin, bunun dışında da tavırlarını
belirleyen iki neden var: Birincisi şimdiye kadar Kürt
sorununu hep bir terör sorunu gibi gösterdiler ve PKK ile
eşitlediler. İç ve dış kamuoyunu da bir
dereceye kadar buna inandırdılar ve bir bakıma
bunun keyfini sürdüler. Kürtlere yönelik baskı politikasını
asıl olarak bu gerekçeye dayandırdılar. Bu
devlet politikası idi, resmi tezdi. Şimdi, Erdoğan’ın
Kürt sorununun adını koyması, onu terör ya
da PKK olayından ayırması, yıllardır
savundukları bu tezi çürüğe çıkarıyor.
Demek ki Kürt sorunu PKK ve terör olmadan da var olan bir
sorun ve gerçek bu. Demek ki onun çözümü gerekiyor… İşte
baylarımızı deli eden budur. Ezberleri bozulmuş
oluyor.
Bu kişilerin tepkilerinin ikinci nedeni ise, bundan
yararlanıp vatan millet edebiyatı altında ırkçı
ve şoven duyguları kaşıyıp Erdoğan’ı
köşeye sıkıştırmak. Çünkü baskı
ve terör ortamından yararlanarak hükümetin bile üstünde
güç ve yetkiler sağlamış asker-sivil bürokrasinin
yanısıra, Baykal’ın ve öteki sözde muhalefet
liderlerinin de, kemalist koronun da son birkaç yıldır
işleri güçleri bu. Erdoğan ve onun AKP’si de bir
“irtica sorunu” olarak onların can düşmanları
arasında…
Evet, Erdoğan’a yönelik bu salvoların önemli bir
nedeni iç politika hesaplaşması. Yoksa Özal, Demirel,
Erdal İnönü, Baykal, Yılmaz ve Çiller de bazen aynı,
bazen değişik sözlerle aynı şeyi, hatta
daha fazlasını söylemişlerdi.
Bu cephe, “Kürt sorunu” demekle Erdoğan’ın, aynı
zamanda Öcalan’ı ve PKK’yı muhatap aldığı
ve bu sürecin Türkiye’yi bölünmeye götüreceği iddiasındadır.
Bu elbet, bile bile yapılan bir demagojidir. PKK’yı
muhatap alanlar, ya da muhatap durumuna getirenler asıl,
yıllardır Kürt sorununu PKK ile eşitleyenler,
bu sorunu bir terör sorunu, bir PKK sorunu sayanlardır.
Bu iddianın sahipleri zaten daha düne kadar Kürtleri
yok ve Kürdüm demeyi de suç saymadılar mı?
Baylarımıza göre önce Kürt yoktu. Şimdi ise,
nasıl olduysa varlar, ama üzerlerinde bir baskı,
bir eşitsizlik, yani herhangi bir sorun yok! Nerden çıkmışsa,
dış kışkırtmalarla filan, ortaya
Öcalan diye biri çıkmış, PKK diye bir örgüt
kurmuş ve terör yapmış. Türkiye de onunla uğraşıp
duruyor…
Öyle mi? Öyleyse muhatabın PKK işte! Onunla savaşıyorsun,
barışı da onunla yap gitsin. “Yenerim, ezerim”
diyordun, sonra “belini kırdım, terörü bitirdim”
dedin; ama bak “terör canavarı” yine dimdik ayakta. Demek
ki kendini, ya da halkı aldatmışsın…
Peki bu “terör canavarı” ile anlaşmak, onu iyilikle
yola getirmek imkanı yok mu?
Bakın baylar, Öcalan yakalandığı günden
beri sizin hizmetinizde. O ve onu putlaştırmış
olan, her dediğini yapan PKK fazla bir şey istemiyor.
Sizin dediğinizin aksine, Türkiye’yi parçalamak, Kürt
devleti kurmak gibi “kötü” bir niyetleri de yok artık.
Hatta federasyon ve otonomi bile istemiyorlar, bireysel kültürel
haklara fitler. Canla başla üniter devletinizi savunuyor
ve kemalizme övgüler diziyorlar. Daha ne istiyorsunuz? Şu
son terör oyununu bile, derin devlet olarak onunla birlikte
tezgahladığınızdan bizim hiç kuşkumuz
yok. PKK İmralı’dan yönetiliyor ve askerlerin tercihlerine
göre.
Öcalan ve PKK, silahları tümden teslim etmek, dağdakileri
şehre indirmek için de sizden bir genel af bekliyorlar.
Madem “terör” sona ersin, artık PKK silah kullanmasın
istiyorsunuz, bakın çok kolay işte, “pişmanlık
yasası” gibi maskaraca şeyler, tuzaklar değil,
bir genel af çıkarın, Murat Karayılan, Cemil
Bayık da dahil, tümü Kandil’den çıkıp gelsinler.
Öcalan İmralı’dan çıkıp yeni legal örgütü,
DTH’yı mı yönetecek? Varsın yönetsin! Bu İmralı’da
sizinle birlikte PKK’yı yönetmekten ve terör oyunu oynamaktan
iyidir; hem Türkler hem Kürtler için…
Böylece Öcalan da Kaf Dağı’nın ardındaki
dev olmaktan çıksın, kitleler onun gerçek çapını
görsün, gerçek kişiliğini tanısın bakalım…
Evet, gelin şu savaşı bitirin, demokrasiye
adım atalım, herkes de bu meydanda özgürce yarışsın.
Neden bu adımı atmıyorsunuz? Amacınız
üzüm mü yemek, yoksa bağcı mı dövmek?
Şu anda hizmetinizde olduğu, bir dediğinizi
iki etmediği halde, Öcalan’la oturmak çok mu zor? Belki
de bu nedenle, onunla oturmak gururunuza dokunur.. Ayrıca
onu -bu eski ve yeni adamınızı- bir canavara
çevirdiniz, kamuoyuna anlatmanız zor olur, değil
mi?..
Öyleyse demokrasinin kapılarını açın.
Kürt sorununu tartışma ve Kürt siyasi partileri
serbest olsun. Muhatap karşınıza çok kolay
çıkar. Kürt halkı demokratik bir ortamda, silahsız
kavgasız, kendi temsilcilerini ve istemlerini belirler.
Ama gerçek sorun da bu işte. Geçende dört yıldızlı
bir generaliniz açık açık söyledi: Kürtlerin siyasal
çalışma yapması dağa çıkmalarından
daha tehlikeli!
Siz Kürt gerçeğini, Kürt sorununu -her neyse- kabul
etmek değil, Kürtleri yok etmek istiyorsunuz; tümüyle
eritmek, Kürt kimliğini ortadan kadırmak… Bu nedenle
de Kürtlere kültürel ve siyasal hiçbir hak tanımamak…
Öyle olunca da Kürt sorunu var diyemezsiniz. Hala eski düzmeceleri,
ırkçı yalanları, zorbalık politikalarını
sürdürüp sonuç alabileceğinizi sanıyorsunuz. Ama
alamazsınız. Dünya değişti ve Kürtler
aldatılacak çocuklar değil.
---------------------------------------------------------------------------
Yazarın önceki yazılarından:
Erdoğan’ın son tavrı
Doğu Kürdistan’daki son gelişmeler
üzerine
Kürtçe
şu anda zincirlerle bağlı
Öcalan
İmralı´dan alınmalı
Derin Devlet ve PKK el ele..
Bir kez daha terör ve uluslararası sorunlar üzerine
Bir toplum nasıl kandırılır?
Bazı dostların ardından
AKP Alevileri yok sayıyor
ÇIKAR YOL - III Buyrun, örgüt de var, iş
de!
Erdoğan’ın ABD gezisi: Türk tarafı için düş
kırıklığıürk
tarafı için düş kırıklığı
ÇIKAR YOL – II Teslimiyete karşı
ulusal seçenek
Fransız Referandumu üzerine düşünceler
ÇIKAR
YOL - I En başta umut gerekli
İşe
yaramaz bir karar…
NE
DEĞİŞMİŞ?.
Soykırım ve Yüzyıllık Nazizm
Kendi
ordusunun işgali altında…
Türkiye’nin
Kürt Politikası: Döverek Islah..
PKK’yı
kim çözsün?.
Dün
cami, bugün bayrak…
İstanbul
sorunu artık Kürdistan sorunudur
Ermeni Soykırımı
ve Orhan Pamuk Olayı
Bir kez daha
laiklik sorunu ve Aleviler konusu
Ş I M
A R I K…
Kürt Devleti
ve Deli Dumrullar…
Dezînformasyon
û Prowokasyon
Derin
Devlet Tiyatrosunda Kürtler
ve Türkler...
|