3 Ekim, 15 Ekim ve Protokol
Mesud Tek
Ortadoğu’nun kaderini yakından ilgilendiren ve
bölgenin yeniden yapılanmasında etkili olacak gelişmeler
peş peşe yaşanıyor.
3 Ekim’de resmen başlayan AB-Türkiye tam üyelik görüşmeleri,
bu gelişmelerden birisini oluşturuyor.
AB-Türkiye tam üyelik görüşmelerinin başlamasıyla
birlikte Suriye, İran ve Irak da bir anlamda AB’nin komşuları
haline geldiler.
3 Ekim’le birlikte AB’nin komşuları haline gelen
ülkelerden İran ve Suriye’de de, çözüm bekleyen sorunların
başında demokrasi, insan hakları ve Kürt sorunu
geliyor. Ve her iki ülke de sözkonusu sorunları baskı
ve şiddetle çözme politikasında israr ediyorlar.
AB’nin bölgenin bu önemli ülkeleriyle komşu olması,
herşeyden önce O’nun doğrudan ve Türkiye kanalıyla
Ortadoğu’daki gelişmelere olan etkisinin giderek
artmasına yol açacaktır.
AB’nin yeni komşularından Irak’da ise durum farklı.
1992 yılından itibaren fiili olarak var olan Kürdistan
Federasyonu, 3 Ekim ile birlikte üyelik için AB ile görüşmeler
yapan Türkiye’nin komşusu oldu.
Kurulduğu andan itibaren TC ile sorunlar yaşayan
Kürdistan Federasyonu’nun militaristlerin, ırkçı
ve sövenlerin yönetimdeki ya da etkin olduğu Türkiye’yle
değil, AB’ye üye olmak için değişmek zorunda
olan bir Türkiye ile komşuluk yapmayı tercih edeceği
ise kesin.
Aynı şekilde, AB yolundaki bir Türkiye, başta
Kürtler olmak üzere Suriye ve İran’daki değişim
ve demokrasi güçlerinin işini kolaylaştıracaktır.
Bu güçler de bölgedeki statüyü korumak, Kürdistan özgürlük
mücadelesini engellemek amacıyla gerici ve diktatör rejimlerle
işbirliği yapan bir Türkiye’dense, AB ile görüşen
bir Türkiye’yi tercih ederler.
Bir başka önemli gelişme, 15 Ekimde Irak’da dananın
kuyruğunun kopacak olması.
Eğer çok ciddi engeller sonucu ertelenmezse, Irak Parlamentosu’nun
kabul ettiği yeni Irak Anayasası 15 Ekim’de referanduma
sunulacak. Kabul edilmesi halinde yeni anayasa Irak’da, etkileri
tüm bölgede derin bir biçimde hissedilecek olan yeni bir dönemi
başlatacak.
Anayasanın referamdumda kabul edilmesi ve pratikte uygulanması
halinde Irak, federal, demokrat ve pluralist bir ülke haline
gelecek, bölgede esen değişim ve demokrasi rüzgarlarını
güçlendiren önemli bir faktör olacaktır.
Irak’ın işgaliyle bölgedeki varlığını
giderek artıran ABD’nin hazırladığı
ve kamuoyunda BOP olarak bilinen projesinin hedefleriyle,
AB’nin ilke ve prensipleri birebir örtüşmeseler bile,
birbirine çok yakın oldukları bir gerçektir.
Bir başka ifadeyle AB-Türkiye arasındaki tam üyelik
görüşmeleri ilerledikçe, demokratik ve federal Irak yerini
sağlamlaştırdıkça, Ortadoğu’da esen
değişim ve demokrasi rüzgarları daha bir güçlenecektir.
AB-Türkiye görüşmeleriyle BOP’tan en çok etkilenecek
olan Kürtlerin bu rüzgarı, Kürdistanı sömürgecilerin
zulmunden kurtaracak bir demokrasi ve değişim kasırgasına
dönüştürmelerinin şartlarından birisi de, her
parçadaki Kürt örgütlerinin aralarındaki ilişkileri
güçlendirmesi, iş ve güç güç birliği yapmalarıdır.
Kuzeyli Kürt örgütlerinin, ulusal hakları için karşı
savaşım verdikleri devletin kaderini değiştirmeye
aday bir sürece kayıtsız kalmaları düşünülemeyeceğine
göre, 3 Ekim’de başlayan AB-Türkiye tam üyelik görüşmeleriyle
ilgili sürece, taraf olarak ve aktif bir biçimde katılmaları
gerekiyor.
Bu amaçla Kürt örgütleri ilk elden, sürece yönelik Kürtlerin
tavır ve taleplerini ortaklaşa tesbit etmeli, iş
ve güç birliği yapmalıdırlar.
“..Yurtdışındaki sivil, demokratik örgütlerin
çalışmalarının daha düzenli ve güçlü hale
getirilmesi için, yurtdışında faaliyet yürüten
ayrı ayrı platform veya iş birliklerinin birliğini
sağlamak için, ortaklaşa davran”ılacağını
“bu amaçla diğer siyasi güçlerle diyalog” kurmayı,
“ülke içinde mevcut demokratik kitle örgütlerinin güçlenmesine
katkıda bulunmak ve ihtiyaç duyulan alanlarda yenilerinin
kurulmasını teşvik etmek için” birlikte hareket
edileceğini deklere eden mütevazi PDK-PSK protokolu,
bu iş için iyi bir başlangıç olabilir.
......................................................
Yazarın
önceki yazılarından:
3
Ekim Sonrası..
Çürüme
Ne
yazmalı?
DİSK
Zorlu
Süreç ve Görevler
Yoğurdu
Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in
kafası Karışık?
Başbakan
Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin
Olur"
Sorun
Kürt aydınları mı?
Ülkenin
Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım”
Aydınların Çağrısı ve Geçmişi
Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak
Başka İşler De Var
Bayrak
Ve Ekmek
Endişe
Ar
Damarı
Kürdistan
Parlamentosu
“Sözde”
Darısı
Başımıza!...
Bayrak
ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”
|