“Demokrat, özgür ve çağdaş Kürtlerin
sesi…”
Kemal Burkay
Hürriyet yöneticisi ve yazarı Ertuğrul Özkök, “Mehmet
Uzun Vakası”ndan sonra yazdığı bir yazıda,
Hikmet Fidan cinayetinden de söz ederek, PKK’ya karşı
“demokrat, özgür ve çağdaş Kürtlerin seslerini yükseltme
zamanı gelmiştir,” diyor…
Öyle mi Bay Özkök? Size göre “demokrat, özgür ve çağdaş
Kürtler” var mıydı?.. Eğer var idiyse daha
önce bunların sesini hiç duymadınız mı?
Eğer duydunuzsa şu “amiral gemisi” gazetenizde bunu
hiç yansıttınız mı?
Yoksa “Demokrat, özgür, çağdaş Kürtler”in sesine
şu anda birden bire, PKK’ya karşı yeni bir
kampanya, özünde derin devlet kampanyası, açıldığı
şu dönemde mi ihtiyaç duydunuz?..
PKK’nın güdümünde olmayan, onun pek çok yanlış
eylemini ve yöntemini benimsemeyen, bunları en açık
biçimde eleştiren, bunun için seslerini yakselten ve
bu nedenle ağır bedeller de ödeyen, Kürt sorununun
barışçı, demokratik yöntemlerle çözümünü isteyen,
böylesine “demokrat, özgür, çağdaş Kürtler” aslında
her zaman vardı. Ama siz ve düzen medyası bir bütün
olarak bu sesi hep duymazdan geldiniz. Hatta bu tür seslere
ambargo uyguladınız. Çünkü bu bir devlet politikası
idi. Çünkü baskı, işkence, kıyım ve zulümle,
bile bile birçok Kürdü PKK’nın kanatları altına
ve dağa iten sevgili devletiniz, bu türden “demokrat,
özgür, çağdaş Kürtlerin sesinden” hiç hoşlanmıyordu.
Hoşlanmak ne kelime, onları hapse tıkıyor,
işkence ediyor, ülkeden sürüyor, faili meçhullere, yargısız
infazlara tabi tutuyordu.
Radyo ve televizyonlarında, gazetelerinde binbir şekilde
PKK’nın reklamını yaparken (çünkü aleyhte propaganda
da bir reklamdır ve bazı durumlarda övmekten, desteklemekten
daha iyi bir reklamdır) size, görüşlerini yansıtmamanız,
hatta kendilerinden söz etmemeniz için, örgütleri ve kişileri
içeren yasaklılar listesi veriyordu…
Size, Kürt sorunuyla ilgili yayınlanacak haber ve enformasyonu,
belli odaklarca hazırlanmış ve damıtılmış
olarak, hap şeklinde sunuyor, dağıtım
yapıyordu…
Ve siz buna, sevgili devletinizi, “vatanın ve milletin
birliğini” korumak için, “milli takımı destekleme
anlayışıyla” tam bir sadakatle uyuyordunuz,
hala da uymaktasınız.
Böylece sevgili devletiniz ve siz, PKK diye bir ucube yaratıp,
onu yıllar yılı semirtip, onun yaptığı
ya da bizzat devletinizin açık ve gizli örgütlerinin
onun adına yaptığı, gerçekten terör niteliğindeki
pek çok eylemden de yararlanıp, onu “terörist bir canavar”
gibi gösterdiniz, “Kürt sorunu diye bir sorun yok, bu bir
terör sorunudur!” dediniz. Bunu çok akıllıca bir
taktik ve çözüm sandınız.
İşte eğer PKK bunca güç topladıysa ve
demokrat, özgür, çağdaş Kürtlerin sesi kısıldıysa
bunda en büyük pay devletinizin ve siz memetçik medyanındır.
Ama zaman zaman, oyun gereği, senaryo icabı, PKK’ya
karşı kampanya açtığınız dönemlerde,
böylesi susturulmuş demokrat, özgür, çağdaş
Kürtlerin de sesine ihtiyaç duyuyorsunuz…
Şu an öyle bir dönemdir. 6 yıldır silahları
susturmuş, “demokratik cumhuriyet” edebiyatı, “barış-demokrasi”
masallarıyla vakit geçiren PKK, nasıl olduysa elinizin
altındaki İmralı’dan, hizmetinizdeki Öcalan
eliyle verilen direktiflerle yeniden eski yöntemlere döndü.
Bu da size içerde ve dışarda iyi bir propaganda
olanağı sağlıyor. “Kötü adama karşı”
haklı bir savaş yürütüyorsunuz! Yine iş ordunuza,
polisinize ve yavrukurtlarınıza düştü!
Böyle bir aşamada demokrat, özgür ve çağdaş
Kürtlerden de destek almaya ihtiyaç duyuyorsunuz. Böylece
devletinizin kendi cürümlerini de PKK’ya yükleyip işin
içinden sıyrılması kolaylaşır…
Ne var ki, o “demokrat, özgür, çağdaş” dediğiniz
ve gerçekten de, böyle bir memlekette özgür olmasalar bile
çağdaş ve demokrat olan Kürtler, salak değiller,
sizin oynadığınız oyunun farkındalar.
Onlar biliyorlar ki PKK’nın yeniden canlandırılıp
eyleme sokulması bir derin devlet planı ve operasyonudur,
İmralı’daki Öcalan eliyle sahneye konmuştur.
Amaç yeni bir terör ortamı yaratıp AB sürecini
bloke etmek, demokratikleşmeyi engellemek, militirazme
ve polis devletine dayalı statükoyu korumak, bundan da
öte Irak’a müdahale edip Güney Kürdistan’ı işgale
elverir koşulları yaratmaktır.
Bunun için böylesi bir danışıklı dövüşe
gerek var…
PKK’nın infaz listesi denen şeyler de, aslında
derin devletin piyasaya sürdüğü eşantiyonlardır.
Demokrat, özgür ve çağdaş Kürtler, güzel hatırınız
için PKK kötüleme, ya da şeytan taşlama için değil,
asıl bu oyunu ortaya sermek için elbette seslerini yükseltmeliler
ve zaten, merak etmeyin, yükseltiyorlar.
Ama siz, işinize gelmeyen bu sesleri duymak ve duyurmak
istemiyorsunuz, öyle değil mi?..
Ne var ki doğrular, zayıf araçlarla da olsa ısrarla
seslendirilmelidir, sonunda kamuoyu onu duyacaktır. Nitekim
duymaya başladı bile..
---------------------------------------------------------------------------
Yazarın önceki yazılarından:
Provokasyon
dumanları…
Asıl
ölüm susmaktır
PKK’yı muhatap yapan kim?
Erdoğan’ın son tavrı
Doğu Kürdistan’daki son gelişmeler
üzerine
Kürtçe
şu anda zincirlerle bağlı
Öcalan
İmralı´dan alınmalı
Derin Devlet ve PKK el ele..
Bir kez daha terör ve uluslararası sorunlar üzerine
Bir toplum nasıl kandırılır?
Bazı dostların ardından
AKP Alevileri yok sayıyor
ÇIKAR YOL - III Buyrun, örgüt de var, iş
de!
Erdoğan’ın ABD gezisi: Türk tarafı için düş
kırıklığıürk
tarafı için düş kırıklığı
ÇIKAR YOL – II Teslimiyete karşı
ulusal seçenek
Fransız Referandumu üzerine düşünceler
ÇIKAR
YOL - I En başta umut gerekli
İşe
yaramaz bir karar…
NE
DEĞİŞMİŞ?.
Soykırım ve Yüzyıllık Nazizm
Kendi
ordusunun işgali altında…
Türkiye’nin
Kürt Politikası: Döverek Islah..
PKK’yı
kim çözsün?.
Dün
cami, bugün bayrak…
İstanbul
sorunu artık Kürdistan sorunudur
Ermeni Soykırımı
ve Orhan Pamuk Olayı
Bir kez daha
laiklik sorunu ve Aleviler konusu
Ş I M
A R I K…
Kürt Devleti
ve Deli Dumrullar…
Dezînformasyon
û Prowokasyon
Derin
Devlet Tiyatrosunda Kürtler
ve Türkler...
|