PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
PSK
PSK Bulten
KOMKAR
Roja Nû
Weşan/Yayın
Arşiv
Link
Webmaster
psk@kurdistan.nu
 
 

Demokrasi ve Ortadoğu

Mesud Tek

19-20 Kasim günü Hewler’de “Demokrasi Ve Ortadoğu” ya da “Ortadoğu’nun Demokratikleşmesi” adlı bir konferans yapıldı.

Bu yazının konusu konferansın eleştirisi değil. Ama bir noktayı belirtmeden geçmek de olmaz.

Kürdistan’da, Ortadoğu gibi bir bölgenin demokratikleşmesiyle ilgili olarak düzenlenen bir konferansda, Kürt siyasi parti temsilcilerinin konuşmacı olarak yer almaması önemli bir eksikliktir.

Ortadoğu ve demokrasi denilince ilk elden akla gelenleri sıralamak gerekirse:

Ortadoğu, birçok ulus ve ulusal azınlığın bulunduğu bir coğrafyadır, semavi dinlerinin ve bu dinlere ait mabetlerin merkezidir.

Çok renkli bir yapıya sahip olan Ortadoğu’nun siyasi yapısı ise tek sesli. Ortadoğu’nun çok büyük bölümü, monarşik veya askeri diktatörlüklerin eğemenliği altında.

Zengin ile fakir arasındaki makasın çok açıldığı, yoksulluğun dizboyu olduğu bu bölgede, insan hakları yerlerde sürünüyor.

Demokrasiyle yeni yeni tanışan Ortadoğu’da, ulusal ve dini çatışmalar yaşamın bir parçası haline gelmiş bulunuyor.

Bölge ülkeleri sınırlarının büyük devletler tarafından çizildiği Ortadoğu’daki köklü değişikliklerin ancak süper devletlerin bölgeye müdahalelerinden sonra gerçekleştiği bir gerçek.

Bir başka değişle Semavi dinlerin merkezi olan bölgede sadece Allahın dediği değil, büyük devletlerin dediği de oluyor.

Ortadoğu’nun halkları, dini azınlıkları demokrasiyi kendi açılarından okuyorlar, çıkarlarına uygun bir demokrasi tarifi yapıyorlar.

Tüm bunlara rağmen, son dönemde özellikle Afganistan’da Taliban, Irak’da Baas rejimnin yıkılmasını takiben, küçük de olsa ileriye yönelik bazı değişikliklerin yaşandığını söylemek mümkün.

Bölgede sorunların şiddete başvurulmadan, diyalog yoluyla çözülmesi eğilimi giderek güç kazanıyor. Sancılı bir biçimde gerçekleşse de çok uluslu ülkelerde yaşanmaya başlayan uzlaşı kültürü bölgenin yükselen değerleri arasında bulunuyor. İktidarın ve zenginliklerin paylaşılması talebi de öyle...

Bölgede, ülkeden ülkeye farklılık gösterse de ulusal bilinç ve vatandaşlık ruhu giderek gelişiyor. Ulusal baskı gören halklar ulusal, demokratik ve kültürel haklarını daha yüksek sesle dile getiriyorlar. Bugüne kadar tebaa muamelesine maruz kalan yığınlarda vatandaşlık bilinci giderek yer ediniyor.

Bölge ülkelerindeki demokrasi ve değişim karşıtı güçler de benzerlik gösteriyor. Diktatörlükler, militarist güçler, şoven milliyetçiler ve fanatik islamcılar demokrasi karşıtı cepheyi oluşturuyorlar. Bazan birbirleriyle kapışan bu güçler, bölgedeki demokrasi sürecini engellemek amacıyla bir araya gelmekten kaçınmıyorlar. Örneğin, Atatürk’ü put, kemalistleri de putperestler olarak gören İran İslam Cumhuriyeti’nin şu andaki en büyük destekçileri Kemalistler...

Ortadoğu ulusal sorun ile demokrasi arasındaki ilişkinin en belirgin biçimde ortaya çıktığı bölge. Kürt hareketinin ortaya koyduğu gibi, dış müdahaleler ya da iç savaş gibi nedenlerle merkezi yönetimler dağıldıkça, diktatörlükler zayıflayıp demokratik hareket geliştikçe ulusal hareketler de güçleniyor.

Bölge politikası üzerinde etkileri olan ABD, AB, Rusya, Çin gibi güçlü ülkeler, şimdilik bölgede sınırların değişmesine karşılar. Bu nedenle bölgedeki ulusal sorunların çözümü alanında federasyon seçeneği giderek önem ve taraftar kazanıyor.

Ve sivil toplum örgütleriyle, legal ve demokratik mücadelenin önemi giderek açığa çıkıyor.

Kanımca Kuzey’deki Kürt hareketi, 17-18 Aralık’da, 4 Eylül Ankara Toplantısı’nın devamı olarak Diyarbakır’da yapılacak olan toplantıya bu noktaları göz önüne alarak yaklaşmalıdır. Diyarbakır toplantısını uluslararası durumu, bölgenin gerçeklerini dikkate alarak hareket eden, halkın geniş kesimlerini örgütleyip harekete geçirebilen bir yapının oluşturulması yolunda atılacak bir adım haline getirmelidir.

......................................................
Yazarın önceki yazılarından:

İyi Asker
Ayna Tutmak
Alışmakta Fayda Var
Üçüncü Ses
“Uzun, İnce Bir Yol”
3 Ekim, 15 Ekim ve Protokol
3 Ekim Sonrası..
Çürüme
Ne yazmalı?
DİSK
Zorlu Süreç ve Görevler
Yoğurdu Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in kafası Karışık?
Başbakan Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin Olur"
Sorun Kürt aydınları mı?
Ülkenin Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım

Aydınların Çağrısı ve Geçmişi Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak Başka İşler De Var
Bayrak Ve Ekmek
Endişe
Ar Damarı
Kürdistan Parlamentosu
“Sözde”
Darısı Başımıza!...
Bayrak ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”

 
 
PSK Bulten © 2005