Biz İşimize Bakalım-2
Mesud Tek
TC Başbakanı Erdoğan’ın Şemdinli
ziyareti sırasında üst ve alt kimlikten bahsetmesi
beklenenden daha yoğun tartışmalara yol açtı.
Konuyla ilgili yazmayan köşe yazarı hemen hemen
yok gibi. Anlı, şanlı hukuk ve sosyoloji profesörleri
açıklamalarıyla, yazdıklarıyla gazete
sahifelerine ayrı bir renk katıyorlar..
Televizyon ekranları da gazete ve dergilerden farklı
değil. Erdoğan’ın söyledikleri tartışma
programlarının başlıca konusunu oluşturuyor.
Süleyman Demirel’in „anayasal vatandaşlık“ söylemini
bir başka biçimde dile getiren Erdoğan, tartışmalar
sürecinde muhalifi partilerin saldırılarıyla
karşılaştı. TC Başbakanı ihanetle,
bölücülük yapmakla suçlandı, Yüce Divan’a gönderilmekle
tehdit edildi.
Bilindiği gibi tartışma Kürtlerin nasıl
isimlendirileceği konusunda da yaşanıyor. Ve
tartışmalar Erdoğan’ın „Türkiye ulusu
içinde alt kimlik“, muhaliflerinden bir kısmının
ise „Türk ulusu içinde alt kimlik” olarak gördükleri Kürtlere,
„siz kendinizi nasıl nitelendiriyorsunuz?“ sorusu sorulmadan
yürütülüyor.
Kanımca bu tartışmanın da amacı
daha öncekilerle aynı: Kürt sorununu özünden kopartıp
sulandırmak, Kürtlerin uluslararası belge ve anlaşmalarda
da yer alan ulusal, demokratik haklarını bireysel
hak ve özgürlükler seviyesine indirgemek, Kürt yurtsever saflarında
kafa karışıklığı yaratmak, vs…
Bu nedenle Kürt yurtsever hareketi oynanmak istenen oyuna
karşı uyanık olmalı, yürütülen tartışmalarda
taraf haline gelmemelidir.
„Kürtler Türk ulusunun mu, Türkiye ulusunun mu alt kimliğidir?“
ve benzeri tartışmalarda biz Kürtlerin yeri yoktur.
Sözkonusu tartışmaları Erdoğan’a, Baykal’a,
anlı şanlı bilim adamlarına, hukukçulara,
sosyologlara bırakmalıyız. Bir de „Avrupalıyım,
Türkiye ulusundanım, Kürdüm“ diyen Öcalan ve çömezlerine..
Kürt yurtsever hareketi ise kendi işine bakmalıdır:
- Kürtleri TC’ye bağlayan bağların gönüllülük
esasına değil, zora dayandığını
sık sık dile getirmelidir;
- Kürtlerin bir ulusal azınlık değil, kendi
ülkesinde çoğunluğu oluşturduğunu, Kürt
sorununun ulusal bir sorun olduğunu bıkmadan, usanmadan
belirtmelidir;
- Her halk gibi Kürtlerin de kendi kaderlerini tayin hakkı
olduğunu, bu hakkın sömürgeciler tarafından
zorla gaspedildiğini hiçbir zaman unutmamalıdır;
- „Türk ulusu mu, Türkiye ulusu mu“ tartışmasını
yürütenler de dahil, tüm Türkiye kamuoyuna, eşitlik temelinde
bir çözüm bulunmadıkça gerginliğin devam edeceğini
sık sık hatırlatmalıdır;
- Türkiye ya da Anadolu mozaiğinin parçalanıp dağılmasını
istemeyenlere, barış içinde kardeşçe yaşamak
isteyenlere, Kürt sorununun çözümünden yana olan ve aynı
zamanda TC sınırları üstüne titreyenlere federasyon
çözümünün en iyi yol olduğunu, eşitlik temelinde
oluşturulacak federatif bir yapının her iki
halkın çıkarına olduğunu anlatmalıdır;
- Ve son olarak Kürtlerin hiç bir döneminde zülme, baskıya
kölece boyun eğmediğini, bundan böyle de eğmeyeceğini
haykırmalıdır.
Elbette yukarıdaki ve benzeri gerçekleri tekrarlamak,
haykırmak yetmez. Dile getirilenler uğruna mücadele
etmek, halkı bilinçlendirip harekete geçirmek en başta
gelen işlerimizden biridir.
Bu nedenle yapmamız gerekenlerden birisi de yurtsever
hareketin ulusal demokratik bir program etrafında birliğini
sağlamaktır.
4 Eylül Ankara Toplantısı’nın devamı
olarak 17-18 Aralık tarihinde Diyarbakır’da yapılacak
toplantı, yukarıdaki taleplerin bir kez daha dile
getirilmesinin, Kürt yurtsever hareketinin “kırmızı
çizgileri” olarak ilan edilmesinin platformu olabilir.
Aynı toplantı “Kürt kırmızı çizgileri”ni
temel olarak alan legal bir örgütlenmeye de temel oluşturmalıdır
diye düşünüyorum.
......................................................
Yazarın
önceki yazılarından:
Demokrasi
ve Ortadoğu
İyi
Asker
Ayna
Tutmak
Alışmakta
Fayda Var
Üçüncü
Ses
“Uzun, İnce Bir Yol”
3
Ekim, 15 Ekim ve Protokol
3
Ekim Sonrası..
Çürüme
Ne
yazmalı?
DİSK
Zorlu
Süreç ve Görevler
Yoğurdu
Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in
kafası Karışık?
Başbakan
Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin
Olur"
Sorun
Kürt aydınları mı?
Ülkenin
Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım”
Aydınların Çağrısı ve Geçmişi
Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak
Başka İşler De Var
Bayrak
Ve Ekmek
Endişe
Ar
Damarı
Kürdistan
Parlamentosu
“Sözde”
Darısı
Başımıza!...
Bayrak
ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”
|