PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
PSK
PSK Bulten
KOMKAR
Roja Nû
Weşan/Yayın
Arşiv
Link
Webmaster
psk@kurdistan.nu
 
 

Hazırlıklı Olmak

Mesud Tek

I5 Aralıkta yapılan seçimlerden sonra Irak’da artık hiçbir şeyin artık eskisi gibi olmayacağı görüşü, hemen herkes tarafından paylaşılıyor ve dile getiriliyordu.

Gelişmeler de bu görüşü doğrular yönde.

15 Aralık seçimlerinin resmi sonuçları henüz açıklanmadı ama basına yansıyanı bile, seçim sonuçlarının, kendini Kürtler, Şiiler ve Sunniler olarak gösteren Irak’ın parçalanmışlığını daha bariz bir hale getireceğini gösteriyor. Ve Irak’ın geleceği işte bu 3 kesim arasındaki ilişki ve çelişkiler tarafından belirlenecektir.

Beklendiği gibi Şiiler seçimlerden birinci grup olarak çıktılar. Ama Şiiler ilk seçimde olduğu gibi “yek parça” değiller, bölük pörçükler. Şii gruplar arasında bölgesel sorunlara, ülkenin geleceğine ve yönetim biçimine ilişkin görüş ayrılıkları bariz bir biçimde kendini gösteriyor.

Parlamentoya girme başarısını gösteren Sunni gruplar ise kapalı kutu olma özelliklerini koruyorlar. Terörist guruplarla olan ilişkilerini gizleme gereği dahi duymayan şeriat yanlılarıyla, Neo Baas olarak değerlendirilen kesimlerin parlamentoda yapabilecekleri, yeni hükümetin oluşmasında nasıl davranacakları vb. konularında tahminlerde bulunmak bile bir hayli zor.

Seçimlerinin ortaya koyduğu bir başka önemli gerçek de şu: Sunni ve Şii kesimlerinde seçimlerin gerçek galibi din devleti kurulmasından yana olanlar. Kuşku yok ki bu gerçek önümüzdeki dönemde sadece Irak’ın değil, tüm bölgenin şekillenmesi üzerinde etkili olacaktır.

Sunni ve Şiilerde görüldüğü kadar ağır olmasa da, Kürtlerde de benzeri bir durum yaşanıyor.

Irak seçimlerini önemsemeyen, Kürtlerin Hemrin’in (*) arkasında kalıp mevzilerini sıklaştırmasını isteyenlerin bir bölümü de oy vermelerine karşın İttifak Listesi’nde yer almadılar.

Diğer yandan bu yılın başında yapılan seçimlere Kürdistan İttifak Listesi’nde yer alarak katılan Kürdistan İslami Birliği, 15 Aralık seçimlerine tek başına katıldı. Ki bu partinin temel amaçlarından birisi din devleti kurmaktır.

Federasyon ve din devleti kurulması gibi konular Kürdistan İttifak Listesi’nin kırmızı çizgileri arasında yer alıyorlar. Kürtler din devleti kurulmasına karşı olduklarını, federasyondan geri adım atmayacaklarını defalarca deklere ettiler.

Ayrıca Kürtler, kısa hükümet döneminde yaşananlar nedeniyle Şii politikacılara olan güvenlerini yitirdiler.

Ve Kürdistan Siyasi Önderliği, Kürtlerin BAAS döneminde kader birliği yaptığı Şiilerle değil, Sunni Araplarla komşu olduğunu biliyor; Kürtlerin önemli bir bölümünün Sunni olduğunu da, politikada müttefiklerin değiştiğini, değişmeyen tek şeyin çıkarlar olduğunu da..

Bu ve benzeri etmenlerin bu seçimde de kilit bir konuma gelen Kürtleri farklı arayışlara yönelteceğini söylemek yanlış olmaz.

Öte yandan, Güney Kürdistan’ın iç gündemi de değişime uğruyor. “Vatandaşlık” kavramı giderek tartışma gündemine oturuyor. Buna bağlı olarak demokratik hak ve özgürlüklerle bunları güvence altına alacak mekanizmaların oluşturulması ve benzeri konularda tartışma yaşanıyor.

Diğer yandan Federal Irak’ın merkezi organlarında yer almak yerine Hemrin’in gerisini güçlendirerek bağımsız devlete doğru gitmek görüşü giderek daha çok taraftar buluyor, federasyon yanlısı partiler de dahil tüm siyasi yapılarda yankısını buluyor.

Bu ve benzeri gelişmeler gözönünde tutulduğunda, yakın dönemde, Ortadoğu’nun kaderinin Irak’daki gelişmelere bağlı olduğu, Güney Kürdistan’ın bu süreçte çok önemli bir konuma sahip bulunduğu görülür.

Bununla birlikte Güney’in tüm Kürdistan’daki gelişmelere olan etkisi bugün de devam ediyor. Deyim yerindeyse Kürtlerin kalbi bugün de Güney’de atıyor.

Bu nedenle Kürtlerin 15 Aralık seçimlerini takiben hızlanması beklenen bölgenin yeniden yapılanması sürecini çıkarları doğrultusunda etkilemeleri, herşeyden önce birliklerini sağlamalarına bağlıdır diye düşünüyorum.

Bu iş için yapılacak olansa bellidir, dünden bugüne değişmemiştir: Her parçada yurtsever ve demokratik güçlerin ulusal demokratik bir temelde birliğini gerçekleştirmek, tüm parçalardan örgütler arasında diyaloğu, işbirliğini sağlayacak bir kurum oluşturmak..

Bölgesel gelişmeler, nasıl adlandırılırsa adlandırılsın, tüm Kürt örgütleri arasındaki diyalogu sağlayacak bir kuruma olan gereksinimi giderek artırmaktadır.

Bu ihtiyacı karşılamak ise, tüm Kürt örgütlerinin önünde bir görev olarak durmaktadır.

***

(*): Hemrin Dağı: Irak Kürdistanı’nı Arap bölgesinden ayıran dağ. Kürdistan’ın güney sınırı bu dağ tarafından belirlenir.

Hemrin’in arkasında mevzilenmeyi savunanlar merkezi hükümette yer almayı doğru bulmuyorlar. Bunun yerine Kürdistan Parlementosu ve Hükümeti’nin güçlendirilmesini ve böylece bağımsızlığa giden yolun kısaltılmasını savunuyorlar.

......................................................
Yazarın önceki yazılarından:

Gündemimizin Değişmeyeni..
Fırıldak
15 Aralık Seçimleri ve Olası Sonuçları
Biz İşimize Bakalım-2
Demokrasi ve Ortadoğu
İyi Asker
Ayna Tutmak
Alışmakta Fayda Var
Üçüncü Ses
“Uzun, İnce Bir Yol”
3 Ekim, 15 Ekim ve Protokol
3 Ekim Sonrası..
Çürüme
Ne yazmalı?
DİSK
Zorlu Süreç ve Görevler
Yoğurdu Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in kafası Karışık?
Başbakan Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin Olur"
Sorun Kürt aydınları mı?
Ülkenin Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım

Aydınların Çağrısı ve Geçmişi Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak Başka İşler De Var
Bayrak Ve Ekmek
Endişe
Ar Damarı
Kürdistan Parlamentosu
“Sözde”
Darısı Başımıza!...
Bayrak ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”

 
 
PSK Bulten © 2005