PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
PSK
PSK Bulten
KOMKAR
Roja Nû
Weşan/Yayın
Arşiv
Link
Webmaster
psk@kurdistan.nu
 
 

Şemdinli bir fırsattır

Kemal Burkay

Türk derin devletinin MİT, Kontrgerilla, JİTEM, Terörle Mücadele Dairesi ve benzeri gizli açık örgütleri eliyle 1960´lı yıllardan bu yana icra ettiği marifetlerini bilen bilir. Bu işin başta gelen sorumlularından Mehmet Ağar´ın deyişiyle, onlar,“risklerini de göze alarak binlerce eylem yaptılar.” Bu eylemler içinde neler yok ki!

Yurt dışında, Asala´nın yanısıra Kürt ve Türk devrimcilerine yönelik cinayetler...

Papa Suikasti ve büyük ihtimalle Palme olayı...

Azerbaycan ve Gürcistan´da darbe gerişimleri...

Yurt dışına yönelik uyuşturucu trafiği...

Yurt içinde, suçu solculara yüklemek üzere, Marmara Gemisi´ni batırma, Kültür Sarayı´nı yakma, 1977 kanlı 1 Mayısı...

Abdi İpekçi, Uğur Mumcu, Musa Anter cinayetleri dahil, binlerce yargısız infaz, “faili meçhul” cinayet...

Ecevit´e suikast girişimi ve büyük ihtimalle Özal´ın zehirlenmesi...

PKK´yı bu derin devlet kurdu, onun eliyle Kürt yurtsever örgütlerine karşı terör estirdi! Üstelik PKK terörünü 12 Eylül darbesine bir gerekçe yaptı... Bir dönem ipi elinden kaçırdı, onu Suriye´ye kaptırdı; ama şimdi ip yine elinde ve şu anda da PKK´yı İmralı yoluyla yine o yönetiyor!

Türk Hizbullahını bu derin devlet örgütledi; onun eliyle Kürt yurtseverlerine ve Türk aydınlarına karşı yüzlerce cinayet işledi; işi bitince defterini dürdü!

Daha neler neler!..

Bütün bunları kilit noktalardaki herkes bilmekteydi: Ecevit, Demirel, Özal, Yılmaz, Çiller, Erbakan, Baykal; generaller, polis şefleri, valiler; Türk medyasının köşebaşlarını tutanlar...

Ama kimse üzerine gidemedi. Ya “devlet sırrı” deyip korudular, ya da korktular.

Yine Mehmet Ağar´ın deyişiyle, bu derin devletin duvarından “bir tuğla çeksen herkes altında kalır!”

Kimse o tuğlayı çekmedi.

Bir keresinde, ellerinde olmadan, Susurluk´ta duvardan bir tuğla koptu, kokular pislikler ortaya saçıldı. Toplum belki her şey açığa çıkar, bu pislik temizlenir diye umutlara kapıldı; ama düzenin sahip ve sorumluları ne yapıp edip üstünü örttüler, külle kapladılar...

Şimdi, Şemdinli olayları nedeniyle bir kez daha duvardan tuğla koptu ve derin devletin melanetleri ortalığa saçıldı.

Şemdinli´de olup bitenler şaşırtıcı değil. “Jandarma istihbaratı”ndan, yani JİTEM´den bombacılar halk tarafından suçüstü yakalanmasalardı da, aylardır bölgede estirilen terörün derin devlet kaynaklı olduğu biliniyordu. Biz dilimizde tüy bitercesine yazdık, söyledik. Daha iki ay öncesi, www.kurdistan.nu da çıkan “Bir Aydın İçin Asıl Ölüm Susmaktır” başlıklı yazımda şöyle diyordum:

“Rejimin hükümeti de aşan gizli güçleri, derin devlet, ortalığı terörize etmek için epeyce bir zamandan beri büyük bir gayret içinde. PKK’yı İmralı’daki Öcalan eliyle yeniden hareketlendirenler onlar. Sağda solda patlayan bombaların hangisi PKK’lı militanlar, hangisi derin devlet ajanları eliyle yerleştiriliyor belli değil. Örneğin şu bazı valilere yönelik, kazasız belasız atlatılan uzaktan patlamalı bambalar… Ya da Beytüşşebap’ta hükümet konağında gece yarısı patlayıp da hiç kimseyi yaralamayan bomba… Bunların devlete bağlı özel adamlar, Kontrgerilla, JİTEM ve benzeri örgütler, yani Türk Gladyosu tarafından yerleştirildiğine, “kontrollü terör” olduğuna kalıbımı basarım.”

Aynı günlerde yine aynı sitede yayınlanan “Provokasyon Dumanları” başlıklı yazımda, derin devletin PKK´yı taşeron olarak kullanıp bölgede estirdiği teröre ve bununla, AB sürecini bloke etme çabası dahil, gizli planlarına değinmiş, şöyle demiştim:

“Bugün de böylesi bir provokasyon havası var. dörtbir yanda provokasyonun dumanları yükseliyor. Kürt ve Türk herkese duyurulur!”

Şemdinli´de ortaya dökülenler ne derece haklı olduğumuzu gösteriyor. Şemdinli halkı da, bölgedeki hemen herkes gibi, bu oyunun farkındaydı. Birbirini izleyen bombalamaların, cinayetlerin kaynağını sezmişti. Son olayda katilleri suçüstü yakaladı, tüm suç kanıtlarıyla birlikte. Bombacılar JİTEM mensubu üç subay: Bir üsteğmen, bir başçavuş, bir çavuş.

Bir de PKK itirafçısı.. Hakkari Jandarma Alay Komutanlığı´ndan görevlendirilmişler. Soruştursan kim bilir ucu nerelere varır...

Peki bu kez ne olacak, her şey yine örtbas edilecek mi?

Düzenin sahip ve sorumlularının, derin devlet ve suç ortaklarının yine toplumun gözüne kül serpmeye çalışacaklarına kuşku yok. Ki bunlar az buz değiller, her yere dal budak salmışlar; kirli eller devletin zirvelerine uzanıyor.

Savcı, halkın yakalayıp kendisine teslim ettiği üç kişiyi de serbest bıraktı ve onca suç kanıtı için ”önemsiz, normal!” deyip geçti.. Onlar ”güvenlikli bir yere” götürüldüler.. Tepkiler üzerine, bir çavuşla PKK itirafçısı gözaltına alındılar; ama subayla assubay ortada yok.. Bir yandan Mehmet Ağar kurtarıcı pozlarında devreye girdi, diğer yandan Kara Kuvvetleri Komutanı Orgenaral Büyükanıt, bombacı assubay Ali Kaya´yı aklamak için konuşmakta sakınca görmedi: ”Fotoğraftaki assubay Kürtçe bilen, Kuzey Irak´ta görev almış, bölgede yanı başımda görev yapan değerli bir askerdir!” deyiverdi.

Düzen medyasının terör çığırtkanları ise şimdilik sus puslar, eğer bir kez daha gerçekleri çarpıtmak için seferber olmazlarsa..

Şimdi bu ülkenin tüm namuslu insanlarına düşen seslerini yükseltip bu tazgahın üstünü daha da açmaktır. Toplumun aydınlanması için bu iyi bir fırsattır.

Gerçek suçlular, katiller ortaya çıkarılmalı, hesap sorulmalı. Suç örgütleri dağıtılmalı.

Barışın, demokrasinin gerçek engellerini, dökülen kanın gerçek sorumlularını Türk halkı da tanımalı.

Ülke ancak böyle temizlenir. Kürt ve Türk halkının önü ancak böyle açılır.

Yazarın önceki yazılarından:

Bu nasıl bir ilerleme?
Değişimi anlamak ve Kürt sorununda akılcı çözüm
Bilimsiz üniversite, hukuksuz adliye..
Türkiye’nin AB üyeliği ne Sevr’dir, ne de Lozan…
AB ile müzakereler başlarken umutlar - kaygılar...
3 Ekim bir dönüm noktası olacak
Sevgisiz bir ülke..
“Demokrat, özgür ve çağdaş Kürtlerin sesi…”
Provokasyon dumanları…
Asıl ölüm susmaktır
PKK’yı muhatap yapan kim?
Erdoğan’ın son tavrı
Doğu Kürdistan’daki son gelişmeler üzerine
Kürtçe şu anda zincirlerle bağlı
Öcalan İmralı´dan alınmalı
Derin Devlet ve PKK el ele..
Bir kez daha terör ve uluslararası sorunlar üzerine
Bir toplum nasıl kandırılır?
Bazı dostların ardından
AKP Alevileri yok sayıyor
ÇIKAR YOL - III Buyrun, örgüt de var, iş de!
Erdoğan’ın ABD gezisi: Türk tarafı için düş kırıklığıürk tarafı için düş kırıklığı
ÇIKAR YOL – II Teslimiyete karşı ulusal seçenek
Fransız Referandumu üzerine düşünceler

ÇIKAR YOL - I En başta umut gerekli
İşe yaramaz bir karar…
NE DEĞİŞMİŞ?.
Soykırım ve Yüzyıllık Nazizm
Kendi ordusunun işgali altında…
Türkiye’nin Kürt Politikası: Döverek Islah..
PKK’yı kim çözsün?.
Dün cami, bugün bayrak…
İstanbul sorunu artık Kürdistan sorunudur
Ermeni Soykırımı ve Orhan Pamuk Olayı
Bir kez daha laiklik sorunu ve Aleviler konusu
Ş I M A R I K…
Kürt Devleti ve Deli Dumrullar…
Dezînformasyon û Prowokasyon

Derin Devlet Tiyatrosunda Kürtler ve Türkler...

 
 
PSK Bulten © 2005