PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
PSK
PSK Bulten
KOMKAR
Roja Nû
Weşan/Yayın
Arşiv
Link
Webmaster
psk@kurdistan.nu
 
 

Olaylar böyle mi aydınlanacak?

Kemal Burkay

Şemdinli olayları, Susurluk’tan sonra Türkiye’nin temizlenmesi için ikinci büyük fırsat.

“Derin devlet” denen suç örgütü bir kez daha ve Susurluktan da açık biçimde ortaya saçıldı.

Bu, toplumu esir almış, ne hukuk ne yasa dinleyen bir yeraltı devleti.

Bu, demokrasinin ve özgürlüğün önündeki duvar. Bu durum değişmedikçe, ülke bu çetenin tasallutundan kurtulmadıkça demokrasi ve özgürlük yolunda ciddi adımlar atmak olanaksız.

Şimdi ülkenin önünde bu fırsat var. Demirel bile “bu ülkede iki devlet var, biri yasal, biri derin devlet; işler biraz karıştı mı derin devlet işe el koyuyor, asıl devleti bir yana itiyor. Bu olmaz, bir ülkede iki devlet olmaz!” diyor.

Ama bu ülkede yıllardır iki devlet var ve sözü geçen de asıl olarak derin devlet denen, suça batmış yeraltı devleti.

Eğer bu kez Susurluk’ta olduğu gibi olayların üstü örtülmez, üstüne cesaretle gidilirse ülke bu beladan kurtulabilir.

Başbakan olaylar aydınlanmalı, diyor. Muhalefet partisinin başı Baykal da öyle diyor. Meclis Başkanı da aynı şeyi söylüyor. Genelkurmay Başkanı kimseyi korumam, diyor. Meclise soruşturma önergeleri verildi. Bu sözler eğer lafta kalmazsa çok iyi.

Ama yörede olup bitenler ve soruşturmanın seyri bir kez daha umut kırıcı.

Soruşturma yöredeki iki savcıya bırakılmış. Bu savcılar işin ciddiyetini kavramaktan uzak. Belki de JİTEM’ci bir çavuş kadar Kürtlere karşı önyargılı ve kapıkulu zihniyetine sahipler. Suç delilleriyle, ölüm listeleri ve krokileriyle, bomba atarken yakalanmış provokatör ve katilleri bile gözaltına almayı göze alamadılar. Tutuklanan iki kişi ise bireysel suçtan yargılanıyorlar!

Öte yandan, olayların önde gelen yöresel sorumluları, yöredeki görevliler; Hakkari Valisi, Jandarma Komutanı, Şemdinli Kaymakamı, görevlerinin başındanlar ve olayları örtbas etme, çarpıtma çabalarına devam ediyorlar.

Kara Kuvvetleri Komutanı açıkça bombacılara sahip çıktı, Jandarma Genel Komutanı ise olayları lokal diye niteleyip gerçekleri gizlemeye çalışıyor.

Bu durum karşısında haklı olarak tepki gösteren, vali ve kaymakamın ve öteki sorumluların görevden alınmasını isteyen, bu amaçla barışçı biçimde gösteri yapan bölge halkına Hakkari ve Yüksekova’da silahla karşılık veriliyor ve meydanlar tekrar kana boyanıyor; üstelik yöre halkı suçlanıyor.

Diğer bir deyişle, Hakkari ve ilçelerinde aylardır sergilenen provokasyondan sorumlu olanlar yine işlerinin başındalar ve soruşturma da onlara emanet edilmiş!

Bu durumda gerçekler ortaya çıkabilir mi? Böyle olacaksa daha şimdiden elinizi yıkayın gitsin, bu iş yattı!

Eğer öyle olması istenmiyosa hükümetin ve parlamentonun işin üstüne ciddi biçimde gitmesi gerek. Oysa hükümet daha hiçbir sorumlunun kılına dokunmadı.

AKP Ankara milletvekili Ersönmez Yarbay da tüm bunlara işaret ediyor ve Hakkari Valisi, Jandarma Komutanı, Şemdinli Kaymakamı dahil, bu işte sorumluluğu olanların görevden alınması gerekir, diyor.

Derin devlet ise, bir yandan adamlarını korumak için seferber, bir yandan da yine hedef şaşırtmak için marifetlerine devam ediyor.

Silopi’de 3-4 gün önce savcının arabasının altında patlayan bombanın da JİTEM işi olduğuna kuşku olmasın. Ya Başkale’de uzaktan kumandalı mayın patlaması sonucu ölen üç asker? Elazığ’da toprağa verilen Ferhat Ekinci, Diyarbakır’da toprağa verilen Mustafa Demir ve Adana’da toprağa verilen Ramazan Kurmeydan, üçü de Kürt ve üçünün de annesi ve yakınları Kürtçe ağıt yakmışlar. Bu bir rastlantı mı, yoksa onlar terör tezgahını ısatmak ve kamuoyunu bir kez daha kışkırtmak için özel olarak seçilen üç Kürt kurban mı? Nasıl olsa onlar komplocular için kayıp sayılmaz!

Sonuç olarak bir kez daha bu ülkenin iktidarı da muhalefeti de, adalet mekanizması da sınıfta kalıyor.

Zaten Aadalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek’e bakınca insanın tüm umutları söner. Başbakan Erdoğan, Dışişleri Bakanı Gül ve Meclis Başkanı Arınç ise şu anda bir kez daha türbana dolanmış durumdalar; ülkenin en acil sorunu oymuş gibi… Üstelik Erdoğan, AİHM kararına itiraz ederken tümüyle dini kıstaslar ileri sürüp, “bu işe ulema karar versin” demez mi! Öyle olunca da gündem hızla değişip o alana kaydı. Şimdi Şemdinli’den çok kendi ayağına ateş eden Erdoğan ve partisi tartışılıyor.

Okurlar benim Türban konusundaki görüşümü bilirler. Ben bu konudaki yasağı yanlış bulan biriyim. Dileyen üniversite ögrencisi bayan türban taksa kim ne kaybeder ki. Türbanlı eşlerin protokolden uzak tutulmasını da doğru bulmuyorum. Öte yandan, türban yasağından dert yanan AKP´lileri dinsel hak ve özgürlükler konusunda bile bir bütün olarak ilkeli ve samimi bulmuyorum.

Özgürlükler bir bütündür. Türban özgürlüğü konusunda, ülke gündemini sık sık onunla meşgul edecek kadar hassas olanların 20 milyon Alevi´nin ve ülkenin Hıristiyan, Yezidi gibi öteki dinsel grupların, hatta ateistlerin de inançlarına saygılı olmaları gerekir.

20 milyonu aşkın Kürt halkının da temel hak ve özgürlükleri konusunda hassas olmaları gerekir.

Orhan Pamuk´un, Hırant Dink´in, insan hakları savunucularının ve bildiri dağıtan TAYAD´lıların özgürlükleri konusunda da...

Ne yazık ki AKP´lilerde bu hassasiyet yok. Olsa, öncelikle derin devletin ortadan kaldırılması için cesaretle, kararlılıkla çaba göstermeleri gerekir. Çünkü bu olmadan, can güvenliği dahil,  hiçbir özgürlüğümüz güvencede değildir.

Galiba Türkiye’nin kamburlarından kurtulması kolay olmayacak. Öyle görünüyor ki batağa doğru bu yürüyüş sürecek. İsviçre maçında çılgınlaşan Türk halkı, bunca komplo, cinayet, haksızlık ve zulüm karşısında kımıldamaya gerek görmedikçe…

Yazarın önceki yazılarından:

Şemdinli bir fırsattır
Bu nasıl bir ilerleme?
Değişimi anlamak ve Kürt sorununda akılcı çözüm
Bilimsiz üniversite, hukuksuz adliye..
Türkiye’nin AB üyeliği ne Sevr’dir, ne de Lozan…
AB ile müzakereler başlarken umutlar - kaygılar...
3 Ekim bir dönüm noktası olacak
Sevgisiz bir ülke..
“Demokrat, özgür ve çağdaş Kürtlerin sesi…”
Provokasyon dumanları…
Asıl ölüm susmaktır
PKK’yı muhatap yapan kim?
Erdoğan’ın son tavrı
Doğu Kürdistan’daki son gelişmeler üzerine
Kürtçe şu anda zincirlerle bağlı
Öcalan İmralı´dan alınmalı
Derin Devlet ve PKK el ele..
Bir kez daha terör ve uluslararası sorunlar üzerine
Bir toplum nasıl kandırılır?
Bazı dostların ardından
AKP Alevileri yok sayıyor
ÇIKAR YOL - III Buyrun, örgüt de var, iş de!
Erdoğan’ın ABD gezisi: Türk tarafı için düş kırıklığıürk tarafı için düş kırıklığı
ÇIKAR YOL – II Teslimiyete karşı ulusal seçenek
Fransız Referandumu üzerine düşünceler

ÇIKAR YOL - I En başta umut gerekli
İşe yaramaz bir karar…
NE DEĞİŞMİŞ?.
Soykırım ve Yüzyıllık Nazizm
Kendi ordusunun işgali altında…
Türkiye’nin Kürt Politikası: Döverek Islah..
PKK’yı kim çözsün?.
Dün cami, bugün bayrak…
İstanbul sorunu artık Kürdistan sorunudur
Ermeni Soykırımı ve Orhan Pamuk Olayı
Bir kez daha laiklik sorunu ve Aleviler konusu
Ş I M A R I K…
Kürt Devleti ve Deli Dumrullar…
Dezînformasyon û Prowokasyon

Derin Devlet Tiyatrosunda Kürtler ve Türkler...

 
 
PSK Bulten © 2005