PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
PSK
PSK Bulten
KOMKAR
Roja Nû
Weşan/Yayın
Arşiv
Link
Webmaster
psk@kurdistan.nu
 
 

Türk Gladyosu tasfiye edilmedikçe…

Kemal Burkay

Ülke şu günlerde ünlü katil Mehmet Ali Ağca’nın serbest bırakılması olayıyla çalkalanıyor. Birçok köşe yazarı konuyu, adeta isyan eder gibi ele aldılar. Tepkilerinin başlıca nedeni ise, Abdi İpekçi’nin katilinin bu kadar kısa sürede, toplumla alay eder gibi serbest bırakılması…

Oysa bunda şaşacak ne var? Bütün katiller çoktan serbest bırakıldı.. Özellikle de “vatan ve millet için” cinayet işlemiş; gazeteci, yazar, hatta savcı ve emniyet müdürü öldürmüş; yedi TİP’li genci telle boğmuş, üniversite gençleri arasına bomba atmış milliyetçi-ülkücü katiller… Yani “Türkiye’nin gurur duydukları”, çiçeklerle karşılayıp, bayraklarla uğurladıkları!..

Aralarında yakalananı azdı, yakalanıp cezaevinden kaçırılmayanı, ya da orada uzun süre yatanı azdı… Bir tek Ağca, o da İtalya’da işlediği suç nedeniyle içerde kalmıştı; ama işte sonunda, yapılan haksızlık(!) düzeltilerek o da serbest bırakıldı. Hiç değilse bundan böyle “hayatın tadını çıkarsın” diye…Bunda şaşacak ne var?!.

Hem sorunun özü bu mu, yani bir tetikçinin kaç yıl yatacağı mı? Yoksa Ağca’nın bu suçu niçin, kimlerin desteğiyle, planıyla ve hangi amaçlara hizmet için işlediği mi? Abdi İpekçi niçin öldürüldü? Savcı Doğan Öz, Yazar Uğur Mumcu, Kürt politikacısı Vedat Aydın, yazar Musa Anter ve daha onlarca aydın, profesör, gazeteci niçin öldürüldüler?..

Daha 12 Mart öncesi, Kültür Sarayı kimlerin eliyle yakıldı ve suçu kimlere yüklendi? 1977 1 Mayısı kimlerin eliyle kana bulandı?..

Özal’a niçin ve kimler suikast düzenledi ve daha sonraki ani ölümü nasıl bir tezgahın ürünüydü?..

Bütün bunların arkasında, adına Kontrgerilla denen Türk Gladyosu’nun, Özel Harp Dairesi’nin, JİTEM ve benzerlerinin olduğu bir sır değil. Kirli çamaşırlar daha Susurluk’tan çok önce ortaya dökülmüştü. Şemdinli’de patlayan bumbalar bu, devlet içinde devlet olan geniş, kanlı tezgahın son halkalarından biri.

Bu örgütü yöneten Kemal Yamak, Sabri Yirmibeşoğlu gibi orgeneraller, şimdi kaygı bile duymadan rahat rahat anılarını yazıyorlar. “Risklerini de göze alarak binlerce operasyon yaptık” diyen Mehmet Ağar dünün Emniyet Genel Müdürü, İçişleri Bakanı, bugünün ise bir parti başkanı…

Susurluk davasına bakan yargıç Sedat Karagül açıkladı: “İzler devletin ta zirvelerine tırmanıyor, bu işe bulaşmayan yok gibi.” Dönemin başbakanları, cumhurbaşkanları dahil, bu işten habersiz olan yok. Kimi örgütledi, kimi plan yaptı, kimi tetik çekti, kimi de onayladı, göz yumdu…

Evet, bu örgüt eliyle hayata geçirilen nice komplo ve kıyım, nice siyasi cinayet de, katiller de yönetenler de ortada.

Ama kimse üzerine gidemedi. Ne Susurluk müfettişleri tüm gerçekleri açıklayabildiler, ne davalara bakan yargıçlar… Mehmet Ağar’ın Uğur Mumcu’nun eşine söylediği gibi: “Kimse bu işin üzerine gidemez, bir tuğla çeksen herkes altında kalır!”

Kısacası, “komünistlerle, Kürt ayrılıkçılarıyla, vatan hainleriyle savaş” gerekçesi ya da bahanesiyle suça batmış bir devlet, yeraltı devleti…

MHP’nin kurt yavrularını bu derin devlet örgütledi ve kullandı. Türkeş bir kontrgerillacı idi.

PKK’yı bu devlet örgütledi, en başta Kürt yurtsever örgütleriyle savaşsın diye. Apo onların adamıydı.

Apo daha sonra Suriye’ye geçip denetimden çıkınca, bu kez Türk derin devleti PKK’ya karşı Hizbullahı örgütledi ve onun eliyle nice cinayet işledi, işi bitince de defterini dürdü.

JİTEM’i bu devlet örgütledi. Yüzlerce PKK’lıyı itirafçıya çevirip cinayet ve komplo işinde kullanan bu devlet…

Uyuşturucu parasıyla Kürt halkına karşı kirli savaş yürüten, Türkiye’nin adını “Narkotik Devlet”e çıkaran da bu devlet…

Bakın, Sarp Kuray açıklıyor: “Orgeneraller görev veriyordu ve biz bomba atıyorduk…”

Böyle daha kimler var kimler, ne paravan örgütler!..

Sözde halkın gözü kulağı olan basın da bu tezgahın üzerine gitmedi. Kenarından kıyısından da olsa gitmeye yeltenenler, örneğin Abdi İpekçi ve Uğur Mumcu, bu kanlı terör örgütünün hedefi oldular. Türkiye’nin büyük ve boyalı basını devlet güdümlü dezinformasyon kampanyalarının gönüllü aracı oldu, iğrenç ve akıl almaz bir biçimde şovenizmle, ırkçılıkla, yalanlarla kitlelerin beynini yıkadı.

Ağcaların ortaya çıkmasında, cinayet ve komplo çarkının böylesine pervasızca işlemesinde bu basının epeyce katkısı var. Gerçekleri bildiği halde saklayanların, çarpıtanların katkısı var. Ve onlar bugün de işlerine devam ediyorlar.

Sorun işte budur. Devlet tepeden tırnağa suça, pisliğe batmıştır. Bunu temizleyecek olanlar bu işin sorumluları değil, bundan zarar gören halktır, kitlelerdir; onların uyanıp silkinmesi, harekete geçmesi gerek.

Oysa kitleler de yıllar yılıdır sindirilmiş, aldatılmış, beyinleri yıkanmış, adeta uyuşturulmuştur. Bu ülkenin çıkmazı ne yazık ki burada.

Şu anda, Ağca’nın tahliyesine tepki gösterirken işin iç yüzünü açıklamaktan, yeraltı devletini teşhirden kaçınıp üzerine gitmeyenler, sadece ikiyüzlülük yapıyorlar.

Sorun bu kanlı tezgahı tasfiye ve tüm cürümlerini ortaya döküp suçlulardan, sorumlularından hesap sormaktır. Bu olmadıkça onlar, toplumun demokratikleşme, çağdaşlaşma yolunu tıkamaya, cinayetlerini işlemeye devam edeceklerdir.

................................................................................
Yazarın önceki yazılarından:

Yalancının mumu yatsıya kadar yanar
“Demokratik Cumhuriyet”in patenti Bay Öcalan’ın mı?
Türk rejimi neden Apo´ya sarıldı?
Kürt sorununa çözüm çeşitlemeleri üzerine…
Türkiye Kürtler konusunda İran’ın bile çok gerisinde…
Erdoğan’ın Şemdinli ziyareti ve alt kimlik-üst kimlik üzerine
Paris olayları ve küreselleşme üzerine
Olaylar böyle mi aydınlanacak?
Şemdinli bir fırsattır
Bu nasıl bir ilerleme?
Değişimi anlamak ve Kürt sorununda akılcı çözüm
Bilimsiz üniversite, hukuksuz adliye..
Türkiye’nin AB üyeliği ne Sevr’dir, ne de Lozan…
AB ile müzakereler başlarken umutlar - kaygılar...
3 Ekim bir dönüm noktası olacak
Sevgisiz bir ülke..
“Demokrat, özgür ve çağdaş Kürtlerin sesi…”
Provokasyon dumanları…
Asıl ölüm susmaktır
PKK’yı muhatap yapan kim?
Erdoğan’ın son tavrı
Doğu Kürdistan’daki son gelişmeler üzerine
Kürtçe şu anda zincirlerle bağlı
Öcalan İmralı´dan alınmalı
Derin Devlet ve PKK el ele..
Bir kez daha terör ve uluslararası sorunlar üzerine
Bir toplum nasıl kandırılır?
Bazı dostların ardından
AKP Alevileri yok sayıyor
ÇIKAR YOL - III Buyrun, örgüt de var, iş de!
Erdoğan’ın ABD gezisi: Türk tarafı için düş kırıklığıürk tarafı için düş kırıklığı
ÇIKAR YOL – II Teslimiyete karşı ulusal seçenek
Fransız Referandumu üzerine düşünceler

ÇIKAR YOL - I En başta umut gerekli
İşe yaramaz bir karar…
NE DEĞİŞMİŞ?.
Soykırım ve Yüzyıllık Nazizm
Kendi ordusunun işgali altında…
Türkiye’nin Kürt Politikası: Döverek Islah..
PKK’yı kim çözsün?.
Dün cami, bugün bayrak…
İstanbul sorunu artık Kürdistan sorunudur
Ermeni Soykırımı ve Orhan Pamuk Olayı
Bir kez daha laiklik sorunu ve Aleviler konusu
Ş I M A R I K…
Kürt Devleti ve Deli Dumrullar…
Dezînformasyon û Prowokasyon

Derin Devlet Tiyatrosunda Kürtler ve Türkler...

 
 
PSK Bulten © 2006