HAMAS ve PKK…
Kemal Burkay
HAMAS lideri Halid Meşal’ın Ankara’da ağırlanması
büyük yankılara neden oldu. En başta İsrail
hükümeti ve ABD’deki Yahudi lobisi sert tepki gösterdi. Öyle
ki, İsrail hükümeti sözcüsü, “biz de Abdullah Öcalan’ı
veya üst düzey adamlarını davet edip görüşseydik
ne derdiniz?” gibisinden benzetmelerde bulundular. İsraillilerin,
Hamas’la görüşülmemesine ilişkin gerekçeleri ise
malum: Hamas İsrail’i tanımıyor, ona karşı
sivilleri de kapsayan terör yöntemlerine başvuruyor ve
bu işi İsrail’i ortadan kaldırıncaya kadar
sürdüreceğini söylüyor. Yani onlara göre Hamas, görüşülmemesi
gereken terörist bir örgüt.
Türk tarafı, ya da AKP yönetimi ise Hamas’ın seçimleri
kazandığından, Filistin halkını temsil
eden meşru güç olduğundan söz ederek, onunla görüşmenin
doğal olduğunu söylüyor. Ayrıca Hamas’a, İsrail’in
varlığını kabul etmesini ve şiddete
son vermesini tavsiye ettiklerini, böylece yaptıklarının
barış sürecine hizmet ettiğini belirterek bir
çeşit arabulucu rolüne soyunuyorlar.
Belli ki tartışmalar sürecek ve sorun daha da büyüyecek…
Peki kim haklı? Yada kim haksız?.
Bu sorumuza bakıp bizim bu işte hakemliğe
soyunduğumuzu sanmayın, sevgili okurlar. Bu bizim
işimiz değil. Ancak bu tartışma aklımıza
başka şeyler getirdi: Böylesine barış
elçiliğine soyunan Türk tarafı neden kendi ülkesindeki
sorunu çözmek, on yıllardır yaşanan çatışmayı
sona erdirmek için herhangi bir adım atmıyor?
Eğer amaçlarına ulaşmak için şiddete
başvurmak terörse (ki bize göre her şiddet olayı
terör sayılsa bile, terörizm değil; ulusal kurtuluş
için silahlı direniş de bir haktır) Hamas’la
PKK’nın yaptıkları arasındaki fark ne?
Hatta Hamas’ın terörü, özellikle sivil, savunmasız
insanlara karşı olanlar, PKK’nınkini ona katlar…
Eğer Hamas İsrail’i tanıdığı,
şiddete son verdiği zaman onunla görüşmek doğal
ve gerekliyse o zaman neden siz, zatı aliniz PKK ile
görüşmeyi hiç düşünmüyorsunuz? Hatta PKK geçmişte
kaç kez tek taraflı olarak ateşkes ilan etmişken?
Ki bunlardan sonuncusu yedi yıl önce Öcalan yakalandıktan
sonra gerçekleşti. Öcalan silahları susturmakla
kalmadı, şiddete tövbe etti; Kürt halkının
tüm temel istemlerini bir yana itti; Türk üniter devletini,
onun ideolojisi Kemalizmi savunur oldu ve partisi de kuzu
kuzu onu izledi…
Daha ne isterdiniz? PKK’nın dağdaki silahlı
adamları mı sorundu? Onları da isteğinize
uygun olarak sınırın öbür yanına çekmedi
mi? Hatta Öcalan ve partisi, onlarca kez, eğer bir genel
af çıkarılırsa silahları tümden teslim
edip sivil yaşama geçmeyi önermediler mi? Bugün de aynı
şeyi söylemiyorlar mı?
Demek ki PKK’yı muhatap almanıza bile gerek yok!
Bir genel siyasi af, Kürt sorununu değilse bile, şu
terörist dediğiniz, üzerine bunca demagoji yaptığınız
PKK sorununu çözmek için yeterli.. Neden bunu yapmadınız
ve yapmıyorsunuz?
Yoksa PKK size çok mu gerekli? Onsuz olmaz mı? Bu terör
oyununun ve bahanesinin sürmesi ülkenin militarist güçlerine,
ırkçılara, şovenlere, AB karşıtlarına,
demokrasi düşmanlarına çok mu gerekli?.
Buna kuşku yok. Bu ülkede bunu görmeyen aptaldır.
Yeniden Kürt sorununa gelelim. Elbet Kürt sorunu, PKK sorunu
demek değildir. O belki bir yan ürün…
PKK eğer, bütün bunlara rağmen görüşemiyeceğiniz
bir “terörist”se, sahnedeki legal partilerle görüşün.
Seçim barajını yüzde 10’a çıkarmasanız
Kürt sorununun çözümünden yana partiler, kimisi zatı
aliniz ve PKK tarafından çarpıtılmış
ve gedikli düzen partilerine benzetilmiş de olsalar,
parlamentoda grup kuracak kadar oy alıyorlar. Hamas nasıl
Filistinlilerin oylarını alıp temsil yeteneği
kazanıyorsa, bu partiler de, Diyarbakır başta
olmak üzere, Kürt illerinden, yani Kürdistan’dan yeterince
oy alıyorlar. Ama oyların yüzde 60’ını,
70’ini aldıkları yerlerde bile onlar değil,
AKP, CHP ve ötekiler temsilci çıkardılar..
Bu engeller, bu duvarlar neden?
Ya Kürdistan’da halkın oyuyla seçilmiş belediye
başkanlarına ne dersiniz?
Ama bunlar hiç önemli değil, değil mi? Size göre
bir Filistin var, ama bir Kürdistan yok! Size göre hakları
“Yahudi devletine karşı” korunması gereken
Müslüman Arap kardeşleriniz var; ama ülkesi parçalanmış,
Filistinlilerden beter biçimde ezilen bir Kürt halkı
yok… Varsa da yok sayılması, yok edilmesi gerek!..
Onun Müslümanlığı da hiçbir önem taşımıyor…
Onun ne silahlısı ne silahsızı ile, ne
savaşçısı ne barışçısı
ile görüşülür; öyle değil mi?..
Onlar hatta, zoraki sınırlarınızın
ötesinde bile herhangi bir hak ve özgürlüğe sahip olmamalılar,
değil mi?..
Sevgili okurlar, işte şu HAMAS-PKK tartışması
benim aklıma tüm bunları getirdi…
................................................................................
Yazarın önceki yazılarından:
Sağduyu
ve hoşgörü gerekli
Şemdinli’nin
üstü örtülüyor
Adalet
mi rezalet mi?.
Genelkurmay
Gladyosuna sahip çıktı!
Türk
Gladyosu tasfiye edilmedikçe…
Yalancının
mumu yatsıya kadar yanar
“Demokratik
Cumhuriyet”in patenti Bay Öcalan’ın mı?
Türk
rejimi neden Apo´ya sarıldı?
Kürt
sorununa çözüm çeşitlemeleri üzerine…
Türkiye
Kürtler konusunda İran’ın bile çok gerisinde…
Erdoğan’ın
Şemdinli ziyareti ve alt kimlik-üst kimlik üzerine
Paris
olayları ve küreselleşme üzerine
Olaylar
böyle mi aydınlanacak?
Şemdinli
bir fırsattır
Bu
nasıl bir ilerleme?
Değişimi
anlamak ve Kürt sorununda akılcı çözüm
Bilimsiz
üniversite, hukuksuz adliye..
Türkiye’nin
AB üyeliği ne Sevr’dir, ne de Lozan…
AB ile müzakereler başlarken umutlar - kaygılar...
3
Ekim bir dönüm noktası olacak
Sevgisiz
bir ülke..
“Demokrat,
özgür ve çağdaş Kürtlerin sesi…”
Provokasyon
dumanları…
Asıl
ölüm susmaktır
PKK’yı muhatap yapan kim?
Erdoğan’ın son tavrı
Doğu Kürdistan’daki son
gelişmeler üzerine
Kürtçe
şu anda zincirlerle bağlı
Öcalan
İmralı´dan alınmalı
Derin Devlet ve PKK el ele..
Bir kez daha terör ve uluslararası sorunlar
üzerine
Bir toplum nasıl kandırılır?
Bazı dostların ardından
AKP Alevileri yok sayıyor
ÇIKAR YOL - III Buyrun,
örgüt de var, iş de!
Erdoğan’ın ABD gezisi: Türk tarafı
için düş kırıklığıürk
tarafı için düş kırıklığı
ÇIKAR YOL – II
Teslimiyete karşı ulusal seçenek
Fransız Referandumu üzerine düşünceler
ÇIKAR
YOL - I En başta umut gerekli
İşe
yaramaz bir karar…
NE
DEĞİŞMİŞ?.
Soykırım ve Yüzyıllık Nazizm
Kendi
ordusunun işgali altında…
Türkiye’nin
Kürt Politikası: Döverek Islah..
PKK’yı
kim çözsün?.
Dün
cami, bugün bayrak…
İstanbul
sorunu artık Kürdistan sorunudur
Ermeni Soykırımı ve Orhan Pamuk Olayı
Bir
kez daha laiklik sorunu ve Aleviler konusu
Ş
I M A R I K…
Kürt
Devleti ve Deli Dumrullar…
Dezînformasyon û Prowokasyon
Derin
Devlet Tiyatrosunda Kürtler
ve Türkler...
|