PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
PSK
PSK Bulten
KOMKAR
Roja Nû
Weşan/Yayın
Arşiv
Link
Webmaster
psk@kurdistan.nu
 
 

“İyi Çocuk”lar Cenneti..

Mesud Tek

Kürtler, emekçiler, dini azınlıklar ve cinsel tercihleri farklı olan toplumsal kesimler için cehennemden farksız olan Türkiye, bazıları için gerçekten de bir cennet.

Avrupa’nın ucuz tatilcileri bir yana.

Türkiye hayali ihracatcılar, vergi kaçıranlar için tam bir cennet. Hortumcular, kendi bankalarının için boşaltanlar, mallarını panzerlerle taşıtan uyuşturucu tacirleri için de cennet olan Türkiye, aynı zamanda kısa yoldan köseyi dönmek isteyenlere geniş olanaklar ve şanslar sunan bir ülke.

Türkiye, “devletin bekası ve korunması” için gecesini gündüzüne katarak mesai yapan işkencecilerin, yargısız infaz yapanlarla, “ülkenin birliği ve bütünlüğü adına” yurtsever kanını döken katillerin de cenneti..

Ama Türkiye asıl olarak kemalist darbecilerin ve darbeci kemalistlerin, militaristlerin, özellikle de yüksek rutbeli subayların cenneti. İktidara hangi parti gelirse gelsin, farketmez, ülkenin gerçek yöneticileri onlar. Şehirlerin en güzel yerleri onlara ait, kendilerine ait yargı sistemleri var. Ordu Yardımlaşma Kurumu adında, vergiden muaf, Türkiye’nin en büyük yatırımcı holdinglerinden birine sahipler. “Durumdan vazife çıkartma” yetkileri var. Bu yetkilerine dayanarak, canları sıkıldığında olmasa bile, cennetlerinin tehlikeye düştüğünü hissettiklerinde, klasiğiyle, post-moderniyle darbeler yapabiliyorlar.

Dünyanın darbe yapan generallere dar geldiği bir dönemde, Türkiye Kenan Evren’e cennetlik yapmaya devam ediyor. Evren, cennetin en güzel köşelerinden birinde, devlet koruması altında resim yapıyor, “gerekirse yine yaparım” diyor, alkışlanıyor, “Türkiye seninle gurur duyuyor” sloganı eşliğinde omuzlara alınıyor.

Türkiye bir de çetelerin cenneti.

Elhak, Türkiye toprağı bu bakımdan bereketi bol bir toprak, her yerde mantar gibi çeteler bitiyor, özellikle Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın “iyi çocuk”larının da içinde bulundukları, yöneticilik yaptıkları çeteler...

Türkiye’de gün geçmiyor ki bir çete ortaya çıkartılmasın ve “çökertilmesin...”

Artık alışkanlık yaptı. Radyodan ajansları dinlediğimizde, televizyon seyrettiğimizde, gazetelere göz attığımızda “acaba bugün çökertilen çeteye ne ad konuldu” diye düşünmeden edemiyoruz. Pehlivan tefrikaları okur gibi, gazetelerde çetelerin yaptıklarını okuyoruz.

Alışkanlık yapmasına yaptı, ama çetelerin isimlendirilmesi konusunda bir kafa karışıklığı yaşanıyor.

Bu çeteler kimin nesi, neyin fesi?

 Kontrgerilla mı, Özel Harp Dairesi mi, JİTEM (yeni adıyla JİT) mi, Ergenekon mu, Vatansever Kuvvetler Güçbirliği Hareketi mi, Kuvayi Milliye mi, Kızılelma mı,  yoksa bunların hepsi mi?

Gerçi “iyi çocuk”ların içinde bulunduğu çetelerle birlikte ele geçirilen Milli Güvenlik Siyaset Belgesi (MGSB), bu konuda fikir sahibi olmamıza yarıyacak ipuçlarını veriyor.

"Dış ve iç düşmanlarla mücadele etme, iç ve dış düşmanlarla işbirliği yapan bölücü, yıkıcı, irticai, terörü destekleyen ve Avrupa Birliği sürecinde ülkemizin aleyhine faaliyetlerde bulunan, Kıbrıs konusunda milli duyarlılık gösterilmesini engelleyen, dönme, devşirme, vatan haini ve vatan topraklarını parçalamak isteyen, millet içerisine nifak sokan, alt kimlik, üst kimlik tartışması yapan ve ülkemizi zor durumda bırakma gayreti içerisinde olan ve bunlardan büyük çıkarlar sağlayan gazeteci, aydın, bürokrat, işadamı, eğitimci, sendikacı ve benzeri kesimlerle mücadele etme."

Son günlerde ortaya çıkartılan Atabeyler Gerilla Grubu adlı çetenin yukarıdaki amaçları, “tek devlet, tek millet, tek bayrak, tek dil” temelinde hazırlanan, İrtica, bölücülük, aşırı solun temel tehdit olarak görüldüğü, kemalist “inkılap kanunları”nın ödünsüz uygulanmasının istendiği, Kıbrıs’ın hayati önemde görüldüğü MGSB’ne göre hazırlandığına kuşku yok.

Türkiye’nin ikinci adamı, Meclis Başkanı Bülent Arınç’ın, “henüz görmedim” diye yakındığı, bakanların önemli bir bölümünün bilmediği, “Gizli anayasa”, “Kırmızı kitap” da olarak anılan MGSB’ne, bundan böyle “İyi Çocuklar Çetesi Eylem Kılavuzu” da diyebiliriz. Çünkü “iyi çocuk”ların içinde bulunduğu çetelerin gerçekleştirdikleri ve planladıkları eylemler, MGSB ile  tam bir uyum gösteriyor.

Son dönemde ortaya çıkartılan çeteler ve amaçları konusunda “kışla parfümlü siyaset” ile “cami parfümlü siyaset” arasında tam bir savaş yaşanıyor. Her iki kesim de çetelerin ve eylemlerinin kendilerine yönelik bir “komplo ve provakasyon” olduğunu söylüyor. Konuyla ilgili yorumlar gazete sayfalarında önemli bir yer tutuyor.

Bir avuç namuslu kalemin dışında, çetelerin gerçek yüzünü gösteren, amaçlarına parmak basan yazılara rastlamak mümkün değil. Aksine, Türk basınının önemli bir bölümü, pompalanan “kirli bilgi”yi kamuoyuna yansıtarak, gerçeklerin sis perdesi arkasında kalmasını sağlıyorlar. Ve böylece en azından çetelerin ekmeğine yağ sürüyorlar.

Çetelerin ortadan kaldırılmasına yönelik bir tartışma da yürütülüyor. Yine bir avuç namuslu kalemin dışında, tarafların basındaki silahşörleri, ekmeğini yediklerinin kılıcını çekiyorlar, bu konuyu da nalıncı keseri gibi kendine yontuyorlar.

Oysa susurluktan bu yana yaşananların açıkça ortaya koyduğu gibi, Türkiye’yi çeteler cenneti olmaktan çıkartıp onlar için cehenneme çevirmek, beylik değimle, çeteleri ürten bataklığı kurutmak, düzenin sınırları içinde kalarak, resmi ideolojinin dışına çıkılmadan mümkün değil.

Bu  ise dar ufuklu, korkak ve demokrasiyi kendisine yetecek kadarıyla isteyen, kuyusun kazan militaristlerle uzlaşan AKP’nin üstesinden geleceği bir iş değil.

Bunu ancak devrimci, demokrat güçler başarabilir, çetelerin önünü keser, onları ortaya çıkaran bataklığı kurutabilirler.

......................................................
Yazarın önceki yazılarından:

Filmi Başa Sarmak
Erdoğan’ın Sınavı
Süreç ve Önümüze Koyduğu Görevler
Tek Yanlı Aşk
Sadak’ın Sadakati
İpe Un Sermek
Güneyli Kürtlerin Büyük Sınavı
Kansere Razı Etmek İçin Ölümle Tehdit Etmek
Acaba Öyle mi?
Halepçe Olayları Neyi Gösteriyor, Neyi Gerektiriyor?
“Çeteler Cenneti”
Arapsaçı
Söyleyemediklerim ve Yapmadıklarımız..
Buzdağının Ucu (Mu?)
Aynaya Bakmak
Saygı Mı? Özgürlük Mü?
Militarizm Ve Çürüme
Yavaş Ama Emin Adımlarla İlerlemek...
İspanyol General Ve Ağca
Gel De Niyazi Usta’yı Anma

MGK’nin Yeni Yıl Hediyesi..
Hazırlıklı Olmak
Gündemimizin Değişmeyeni..
Fırıldak
15 Aralık Seçimleri ve Olası Sonuçları
Biz İşimize Bakalım-2
Demokrasi ve Ortadoğu
İyi Asker
Ayna Tutmak
Alışmakta Fayda Var
Üçüncü Ses
“Uzun, İnce Bir Yol”
3 Ekim, 15 Ekim ve Protokol
3 Ekim Sonrası..
Çürüme
Ne yazmalı?
DİSK
Zorlu Süreç ve Görevler
Yoğurdu Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in kafası Karışık?
Başbakan Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin Olur"
Sorun Kürt aydınları mı?
Ülkenin Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım

Aydınların Çağrısı ve Geçmişi Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak Başka İşler De Var
Bayrak Ve Ekmek
Endişe
Ar Damarı
Kürdistan Parlamentosu
“Sözde”
Darısı Başımıza!...
Bayrak ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”

 
 
PSK Bulten © 2006