“İyi Çocuk”lar Cenneti..
Mesud Tek
Kürtler, emekçiler, dini azınlıklar ve cinsel tercihleri
farklı olan toplumsal kesimler için cehennemden farksız
olan Türkiye, bazıları için gerçekten de bir cennet.
Avrupa’nın ucuz tatilcileri bir yana.
Türkiye hayali ihracatcılar, vergi kaçıranlar için
tam bir cennet. Hortumcular, kendi bankalarının
için boşaltanlar, mallarını panzerlerle taşıtan
uyuşturucu tacirleri için de cennet olan Türkiye, aynı
zamanda kısa yoldan köseyi dönmek isteyenlere geniş
olanaklar ve şanslar sunan bir ülke.
Türkiye, “devletin bekası ve korunması” için gecesini
gündüzüne katarak mesai yapan işkencecilerin, yargısız
infaz yapanlarla, “ülkenin birliği ve bütünlüğü
adına” yurtsever kanını döken katillerin de
cenneti..
Ama Türkiye asıl olarak kemalist darbecilerin ve darbeci
kemalistlerin, militaristlerin, özellikle de yüksek rutbeli
subayların cenneti. İktidara hangi parti gelirse
gelsin, farketmez, ülkenin gerçek yöneticileri onlar. Şehirlerin
en güzel yerleri onlara ait, kendilerine ait yargı sistemleri
var. Ordu Yardımlaşma Kurumu adında, vergiden
muaf, Türkiye’nin en büyük yatırımcı holdinglerinden
birine sahipler. “Durumdan vazife çıkartma” yetkileri
var. Bu yetkilerine dayanarak, canları sıkıldığında
olmasa bile, cennetlerinin tehlikeye düştüğünü hissettiklerinde,
klasiğiyle, post-moderniyle darbeler yapabiliyorlar.
Dünyanın darbe yapan generallere dar geldiği bir
dönemde, Türkiye Kenan Evren’e cennetlik yapmaya devam ediyor.
Evren, cennetin en güzel köşelerinden birinde, devlet
koruması altında resim yapıyor, “gerekirse
yine yaparım” diyor, alkışlanıyor, “Türkiye
seninle gurur duyuyor” sloganı eşliğinde omuzlara
alınıyor.
Türkiye bir de çetelerin cenneti.
Elhak, Türkiye toprağı bu bakımdan bereketi
bol bir toprak, her yerde mantar gibi çeteler bitiyor, özellikle
Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın “iyi çocuk”larının
da içinde bulundukları, yöneticilik yaptıkları
çeteler...
Türkiye’de gün geçmiyor ki bir çete ortaya çıkartılmasın
ve “çökertilmesin...”
Artık alışkanlık yaptı. Radyodan
ajansları dinlediğimizde, televizyon seyrettiğimizde,
gazetelere göz attığımızda “acaba bugün
çökertilen çeteye ne ad konuldu” diye düşünmeden edemiyoruz.
Pehlivan tefrikaları okur gibi, gazetelerde çetelerin
yaptıklarını okuyoruz.
Alışkanlık yapmasına yaptı, ama
çetelerin isimlendirilmesi konusunda bir kafa karışıklığı
yaşanıyor.
Bu çeteler kimin nesi, neyin fesi?
Kontrgerilla mı, Özel Harp Dairesi mi, JİTEM (yeni
adıyla JİT) mi, Ergenekon mu, Vatansever Kuvvetler
Güçbirliği Hareketi mi, Kuvayi Milliye mi, Kızılelma
mı, yoksa bunların hepsi mi?
Gerçi “iyi çocuk”ların içinde bulunduğu çetelerle
birlikte ele geçirilen Milli Güvenlik Siyaset Belgesi (MGSB),
bu konuda fikir sahibi olmamıza yarıyacak ipuçlarını
veriyor.
"Dış ve iç düşmanlarla mücadele etme,
iç ve dış düşmanlarla işbirliği yapan
bölücü, yıkıcı, irticai, terörü destekleyen
ve Avrupa Birliği sürecinde ülkemizin aleyhine faaliyetlerde
bulunan, Kıbrıs konusunda milli duyarlılık
gösterilmesini engelleyen, dönme, devşirme, vatan haini
ve vatan topraklarını parçalamak isteyen, millet
içerisine nifak sokan, alt kimlik, üst kimlik tartışması
yapan ve ülkemizi zor durumda bırakma gayreti içerisinde
olan ve bunlardan büyük çıkarlar sağlayan gazeteci,
aydın, bürokrat, işadamı, eğitimci, sendikacı
ve benzeri kesimlerle mücadele etme."
Son günlerde ortaya çıkartılan Atabeyler Gerilla
Grubu adlı çetenin yukarıdaki amaçları,
“tek devlet, tek millet, tek bayrak, tek dil” temelinde
hazırlanan, İrtica, bölücülük, aşırı
solun temel tehdit olarak görüldüğü, kemalist “inkılap
kanunları”nın ödünsüz uygulanmasının istendiği,
Kıbrıs’ın hayati önemde görüldüğü MGSB’ne
göre hazırlandığına kuşku yok.
Türkiye’nin ikinci adamı, Meclis Başkanı Bülent
Arınç’ın, “henüz görmedim” diye yakındığı,
bakanların önemli bir bölümünün bilmediği, “Gizli
anayasa”, “Kırmızı kitap” da olarak anılan
MGSB’ne, bundan böyle “İyi Çocuklar Çetesi Eylem Kılavuzu”
da diyebiliriz. Çünkü “iyi çocuk”ların içinde bulunduğu
çetelerin gerçekleştirdikleri ve planladıkları
eylemler, MGSB ile tam bir uyum gösteriyor.
Son dönemde ortaya çıkartılan çeteler ve amaçları
konusunda “kışla parfümlü siyaset” ile “cami parfümlü
siyaset” arasında tam bir savaş yaşanıyor.
Her iki kesim de çetelerin ve eylemlerinin kendilerine yönelik
bir “komplo ve provakasyon” olduğunu söylüyor. Konuyla
ilgili yorumlar gazete sayfalarında önemli bir yer tutuyor.
Bir avuç namuslu kalemin dışında, çetelerin
gerçek yüzünü gösteren, amaçlarına parmak basan yazılara
rastlamak mümkün değil. Aksine, Türk basınının
önemli bir bölümü, pompalanan “kirli bilgi”yi kamuoyuna yansıtarak,
gerçeklerin sis perdesi arkasında kalmasını
sağlıyorlar. Ve böylece en azından çetelerin
ekmeğine yağ sürüyorlar.
Çetelerin ortadan kaldırılmasına yönelik bir
tartışma da yürütülüyor. Yine bir avuç namuslu kalemin
dışında, tarafların basındaki silahşörleri,
ekmeğini yediklerinin kılıcını çekiyorlar,
bu konuyu da nalıncı keseri gibi kendine yontuyorlar.
Oysa susurluktan bu yana yaşananların açıkça
ortaya koyduğu gibi, Türkiye’yi çeteler cenneti olmaktan
çıkartıp onlar için cehenneme çevirmek, beylik değimle,
çeteleri ürten bataklığı kurutmak, düzenin
sınırları içinde kalarak, resmi ideolojinin
dışına çıkılmadan mümkün değil.
Bu ise dar ufuklu, korkak ve demokrasiyi kendisine yetecek
kadarıyla isteyen, kuyusun kazan militaristlerle uzlaşan
AKP’nin üstesinden geleceği bir iş değil.
Bunu ancak devrimci, demokrat güçler başarabilir, çetelerin
önünü keser, onları ortaya çıkaran bataklığı
kurutabilirler.
......................................................
Yazarın
önceki yazılarından:
Filmi
Başa Sarmak
Erdoğan’ın
Sınavı
Süreç
ve Önümüze Koyduğu Görevler
Tek
Yanlı Aşk
Sadak’ın Sadakati
İpe
Un Sermek
Güneyli
Kürtlerin Büyük Sınavı
Kansere
Razı Etmek İçin Ölümle Tehdit Etmek
Acaba
Öyle mi?
Halepçe
Olayları Neyi Gösteriyor, Neyi Gerektiriyor?
“Çeteler
Cenneti”
Arapsaçı
Söyleyemediklerim
ve Yapmadıklarımız..
Buzdağının
Ucu (Mu?)
Aynaya
Bakmak
Saygı
Mı? Özgürlük Mü?
Militarizm
Ve Çürüme
Yavaş
Ama Emin Adımlarla İlerlemek...
İspanyol
General Ve Ağca
Gel
De Niyazi Usta’yı Anma
MGK’nin
Yeni Yıl Hediyesi..
Hazırlıklı
Olmak
Gündemimizin
Değişmeyeni..
Fırıldak
15
Aralık Seçimleri ve Olası Sonuçları
Biz İşimize Bakalım-2
Demokrasi
ve Ortadoğu
İyi
Asker
Ayna
Tutmak
Alışmakta
Fayda Var
Üçüncü
Ses
“Uzun, İnce Bir Yol”
3
Ekim, 15 Ekim ve Protokol
3
Ekim Sonrası..
Çürüme
Ne
yazmalı?
DİSK
Zorlu
Süreç ve Görevler
Yoğurdu
Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in
kafası Karışık?
Başbakan
Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin
Olur"
Sorun
Kürt aydınları mı?
Ülkenin
Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım”
Aydınların Çağrısı ve Geçmişi
Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak
Başka İşler De Var
Bayrak
Ve Ekmek
Endişe
Ar
Damarı
Kürdistan
Parlamentosu
“Sözde”
Darısı
Başımıza!...
Bayrak
ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”
|