Enfal
Mesud Tek
Saddam Hüseyin ve arkadaşları aleyhine açılan
Enfal davası, 21 Ağustos günü başlayacak. Öyle
anlaşılıyor ki kameralarımız çağunlukla
mahkemeye dönük olacak ve mahkeme sonuçlanana kadar “Enfal”
sözcüğünü sık sık duyacağız.
Kabul etmek gerekir ki, Kuzeydeki duyarlı Kürtlerin
bile “Enfal” konusundaki bilgileri kısıtlı.
Enfalın anlamı, Enfal politikasının nasıl
uygulandığı ve sonuçlarıyla ilgili çok
az şey biliyoruz.
Güney Kürdistan’da katliam ve soykırım denince
aklımıza hemen Halepçe geliyor. 5 bini aşkın
kişinin kimyasal silahlarla katledilmesi, onbinlercesinin
yaralanması, kimyasal silahların neden olduğu
hastalıkların, psikolojik ve sosyal sorunların
bugün bile devam etmesi, doğal olarak akla Halepçe’yi
getiriyor.
Oysa ortaya çıkan belgeler ve bilgiler, Halepçe Katliamı’nın,
BAAS diktatörlüğünün Kürtleri soykırımdan geçirmek
amacıyla hazırladığı büyük planın
bir parçası, çok önemli bir aşaması olduğunu
gösteriyor.
Son Enfal saldırısı, 22 Şubat 1988 tarihinde,
YNK’ya ait merkezi üslerin bulunduğu Süleymaniye bölgesinde,
özellikle Dola Cafeti (Caf Vadisi)’de başladı. 6
Eylül 1988 tarihinde, Zaho’da sona erdi.
BAAS diktatörlüğü belirtilen tarihler arasında,
aşamalı olarak Zaho’dan Hemrin dağına
kadar olan bölgede tek bir köy ve nahiye bırakmadı,
hepsini yerle bir etti. Başta Qaladıze, Şıvan,
Ahceler olmak üzere birçok kaza yakılıp yıkıldı.
Bu bölgelerde yaşayan halkın bir bölümü İran,
Türkiye ve az da olsa Suriye’ye sığındı.
Bir bölümü büyük kentlere ve kentlerin çevresinde oluşturulan
toplama kamplarında zorunlu iskana tabii tutuldu. Ve
tesbit edilebilen 182 bini aşkın kişi ise kayıp!..
Kayıpların çok önemli bir bölümü toplu mezarlarda
ortaya çıkıyor. Toplu mezarlarda bulunan eşyalar
ve yapılan araştırmalar insanların diri
diri toğrağa gömüldüklerini gösteriyor.
Kayıpların bir bölümünün, özellikle genç kız
ve körpe bebelerin zengin Arap şeyh ve ailelerine satıldıkları,
BAAS partisinin ileri gelenlerine cariye olarak sunuldukları,
gece kuluplerinde çalıştırılmak üzere
Mısır gibi ülkere gönderildikleri yeni yeni ortaya
çıkıyor.
Araştırmalar, ana ve babalarından ayrılan
çocukların askeri eğitim kamplarına gönderildiklerini,
bazılarının büyük bir ihtimalle Saddam adına
nufusa kaydettirilip “Saddam’ın Fedaileri”, “Saddam’ın
Çocukları” adlı askeri birliklere verildiklerini
ortaya koyuyor.
BAAS diktatörlüğünün Enfal geleneği 1988 yılı
öncesine dayanıyor. 70’li yıllarda onbinlerce Feyli
Kürt yerinden yurdunda edildi. 1983 yılında 8 bin
Barzani erkeği, Suudi Arabistan-Irak sınırında
katledilip toplu mezarlara gömüldüler.
Dile getirilmesi gereken bir başka gerçek de, sadece
Kürtlerin Enfal edilmedikleridir. Güney Irak’da yaşayan
Şiiler de en az Kürtler kadar Enfala kurban verdiler.
Enfal adıyla Kuran-ı Kerim’de birkaç süre var.
Kuran’daki anlamı ne olursa olsun, Enfal Kürtler açısından
tam bir soykırımı ifade ediyor. Bu nedenle
Saddam ve arkadaşlarının Enfal suçuyla yargılanmalarının
önemi, biz Kürtler açısından büyük.
Kürtler 19. ve 20. yüzyılda bir çok kez toplu katliama
uğradılar, soykırıma tabii tutuldular.
Onbinlerce Kürt toptan kurşuna dizildi, mağaralara
doldurulup diri diri yakıldı, uçurumdan aşağı
atıldı. Yaşar Kemal’in anlatımıyla
Fırat’da sömürgecilerin döktükleri Kürt kanı aktı.
Kesilen Kürt kafası ve kulağını getirenler
ödüllendirildiler. Ama bugüne kadar hiç bir devlet yöneticisi
soykırım ve insanlık suçu nedeniyle yargılanmadı.
Bu alanda Saddam ve arkadaşlarının mahkemesi
bir ilki oluşturuyor. Ve bu nedenle Saddam ve arkadaşlarının
soykırım suçu işlemeleri nedeniyle mahkum edilmelerinin
Kürtler açısından önemi çok büyük.
Elbetteki Saddam ve öteki başların soykırım
suçu nedeniyle mahkum olmaları, Enfal kurbanlarını
geri getirmez.. Ama BAAS rejimi yöneticilerinin soykırım
suçuyla mahkum olmaları, en azından öteki sömürgecilerin
uykularını kaçırır.
Halkımızı soykırıma tabii tutan
öteki sömürgecilere uykuyu haram etmek de, biz Kürtlerin elinde.
Bağdat’da görülecek Enfal davası, eger hem ülke
içinde hem de uluslararası areneda sistemli bir çaba
içine girilirse iyi bir fırsat olabilir.
Enfal davasında Saddam ve arkadaşlarının
soykırım suçuyla mahkum edilmelerini sağlamak
ve daha sonra bu karara dayanarak BM nezdinde Kürt soykırımının
tanınması için çaba sarfetmek, yapılacakların
başında geliyor.
Batısıyla, doğusuyla dünyanın çok önemli
bir bölümü, Feyli Kürtler ve 8 bin Barzani erkeğinin
Enfal edilmesi karşısında sessiz kaldığı
acı ama gerçek. Bununla birlikte, hemen hemen tüm sanayi
ülkeleri Irak’a silah ve öteki askeri malzeme satarak dolaylı
da olsa 1988 yılında gerçekleştirilen Enfallerde
suç ortağı durumuna düştüler.
Bu gerçeği bilmek ve aklımızın bir köşesine
yazmak gerekir.
Çünkü uluslararası arenada çalışma yaparken
bize lazım olacak.
Yazarın
önceki yazılarından:
Yapışık
Üçüzler
Kirlenme,
Çürüme ve Çifte Standart
Hizaya
Getirmek
Başbakan Doğru Söylemiyor
Şahinler ve Riyakarlar
Madımak
Zeytin Dalı
Yanlışta
İsrar
“İyi
Çocuk”lar Cenneti..
Filmi
Başa Sarmak
Erdoğan’ın
Sınavı
Süreç
ve Önümüze Koyduğu Görevler
Tek
Yanlı Aşk
Sadak’ın Sadakati
İpe
Un Sermek
Güneyli
Kürtlerin Büyük Sınavı
Kansere
Razı Etmek İçin Ölümle Tehdit Etmek
Acaba
Öyle mi?
Halepçe
Olayları Neyi Gösteriyor, Neyi Gerektiriyor?
“Çeteler
Cenneti”
Arapsaçı
Söyleyemediklerim
ve Yapmadıklarımız..
Buzdağının
Ucu (Mu?)
Aynaya
Bakmak
Saygı
Mı? Özgürlük Mü?
Militarizm
Ve Çürüme
Yavaş
Ama Emin Adımlarla İlerlemek...
İspanyol
General Ve Ağca
Gel
De Niyazi Usta’yı Anma
MGK’nin
Yeni Yıl Hediyesi..
Hazırlıklı
Olmak
Gündemimizin
Değişmeyeni..
Fırıldak
15
Aralık Seçimleri ve Olası Sonuçları
Biz İşimize Bakalım-2
Demokrasi
ve Ortadoğu
İyi
Asker
Ayna
Tutmak
Alışmakta
Fayda Var
Üçüncü
Ses
“Uzun, İnce Bir Yol”
3
Ekim, 15 Ekim ve Protokol
3
Ekim Sonrası..
Çürüme
Ne
yazmalı?
DİSK
Zorlu
Süreç ve Görevler
Yoğurdu
Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in
kafası Karışık?
Başbakan
Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin
Olur"
Sorun
Kürt aydınları mı?
Ülkenin
Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım”
Aydınların Çağrısı ve Geçmişi
Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak
Başka İşler De Var
Bayrak
Ve Ekmek
Endişe
Ar
Damarı
Kürdistan
Parlamentosu
“Sözde”
Darısı
Başımıza!...
Bayrak
ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”
|