PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
PSK
PSK Bulten
KOMKAR
Roja Nû
Weşan/Yayın
Arşiv
Link
Webmaster
psk@kurdistan.nu
 
 

“Qandil Gönüllüleri”

Mesud Tek

Hükümet ile kamu emekçileri sendikaları arasındaki toplu sözlezme görüşmeleri, görüşmelerde yaşanan uzlaşmazlıklar ve buna ilişkin memur eylemleri, basında geniş bir biçimde yer buluyor.

Memurlar taleplerini dile getirmek, kamuoyu oluşturup hükümet üzerinde baskı oluşturmak amacıyla sokaklara çıkıyorlar.

Kamu emekçilerinin haklarını savunmak ve hedeflerine ulaşmak amacıyla, gerekiyorsa eylem yapmaları onların en doğal hakları.

Buraya kadar bir sorun yok.

Sorun geçtiğimiz hafta sonu Ankara’da yapılan bir memur mitinge atılan sloganlarda, taşınan bir flamada.

Türkiye’nin hemen her yerinden Ankara’ya gelen kamu emekçileri, ellerinde Türk Bayrakları “bölücü terör örgütü” aleyhine sloganlar da atarak özlük ve demokratik haklarını talep ediyorlardı!..

“Bölücü terör örgütü”’nden kastın ne olduğunu söylemeye, bilmem gerek var mı?

Türk resmi görüşünde Kürtlerin en doğal ve temel halkarının “bölücülük”le, Kürtlerin her hak talebinin de “terör”le damgalandığı biliniyor.

Ve ne yazık ki Türk kamuoyunun çok önemli bir bölümü bu resmi görüşün etkisinde..

“Bölücü terör örgütü” aleyhine slogan atan kamu emekçisi (bilerek ya da bilmeyerek), meslektaşının, aynı masada çalıştığı Kürt, Laz, Çerkez ve öteki uluslardan memurların kendi diliyle konuşmasına, ulusal ve dini kimliğini özgürce yaşamasına, dilini ve kültürünü geliştirmesine karşı çıkıyor.

Memurların istemlerini kabul etmeyen, görüşmeleri çıkmaza sürükleyen “terör örgütü”ymüş gibi, kamu emekçileri, yırtınırcasına, histerik bir biçimde bölücü teröre lanet okuyorlar, ellerindeki Türk bayraklarını sallıyorlar.

Oysa Türk resmi ideolojisi ve bu ideolojinin gerektirdiği politikalarda israr, kamu emekçilerin lokmasını küçültüyor, onların açlık ve yoksulluk sınırında yaşamasına neden oluyor.

Kürt sorununun askeri çözümünde israr devam ettikçe, tankın, topun sayısı arttıkça, Kürdistan’dan yükselen bomba ve silah sesleri giderek yükseldikce, emekçilerin yaşam seviyesi de düşüyor.

Ve ne yazık ki yaşam seviyesi düşen emekçilerin çok önemli bir bölümü, lokmasını küçülten savaşlara karşı çıkacağına, mitinglerde taşıdığı bayrağın boyutunu büyütüyor.

Sokaklarda Kürtlere, hak ve özgürlük isteyenlere yönelik gerçekleştirilen linç eylemlerine karşı en azından sessiz kalıyor, bazan da linç seanslarında yer alıyor.

Ankara’da taşınan flamaların birinde “Kandil’e Gönüllüyüz” deniliyor.

“Kandil” ilk bakışta akla PKK’ye yönelik olarak düşünülen ve hazırlığı yapılan saldırıları getiriyor.

Oysa PKK üslerinin bahaneden öteye gitmediğini, asıl amacın Güney Kürdistan’daki Kürt ulusal kazanımları olduğunu, PKK bile dile getiriyor.

“Kandil’e Gönüllüyüz” demek, Kürdistan Bölge Hükümetine, Kürdistan Parlamentosu’na karşı sefere çıkma, Güney Kürdistan’ı işgal etme arzusunun bir başka ifadesidir.

Kamu emekçilerinin bir bölümünün durumu böyle iken, ırkçılık ve şövenizmin etkisinde kalmışken, sosyalistler, devrimi ve demokratların durumu da maalesef pek farklı değil.

Onlar, emekçileri çıkarları doğrultusunda bilinçlendirme, onları şovenizme karşı eğitme yerine, bu aralar ABD’nin her dediğine karşı çıkmayla uğraşıyorlar.

Onlar, Türk kamu emekçilerini çözümün, Kandil’de değil Ankara’da olduğuna ikna etmek için daha fazla çaba sarfetmek yerine, Irak’daki mezhep ve etnik temizlik amacıyla gerçekleştirilen terör saldırılarının “direniş” olduğunu ispat etmekle meşguller.

 Onlar, Türk emekçilerini, Kürtler başta olmak üzere ezilen, ulusal demokratik hakları gaspedilen halklar, ulusal demokratik haklarına kavuşmadıkça kendilerinin de kurtulamayacağı konusunda bilinçlendirip harekete geçireceklerine, Kocatepe’den yeniden “Milli Taaruzu” başlattırıyorlar; katıldıkları televizyon programlarında, salyarak saçarak ellerini masaya vurup Güney Kürdistan’a olan kin ve düşmanlıklarını kusuyorlar, devlete bir an önce kendi kürdünü yaratmasını öneriyorlar.

Onlar, Filistinli ve Lübnanlı çocukların öldürülmesini protesto etmek amacıyla Lübnan sınırına çıkartma yaparlarken, aynı şeyi Türk ordusunun hemen hergün bombaladığı Kani Masi, Bamerne ve Berwari köyleri için düşünmüyorlar.

Uzatmaya gerek yok.

Gelişmeler, Türk sol, devrimci ve demokratik güçler içinde, kapı komşunun acısını da gören ve buna uygun davrananların sayısında artma yerine azalma olduğunu gösteriyor.

Oysa Kürtler her zaman güçlü, ülkenin ve bölgenin şartlarını kavramış, gerçekçi bir Türk sol ve demokratik hareketten yana oldular; böylesi bir hareketin Kürt sorununun çözümünde çok önemli roller üstlenebileceğini söylediler.

Ama ne yazık ki Türk devrimci ve demokratik hareketi bu noktadan bir hayli uzak.

Değim yerindeyse bu hamur daha çok su kaldırır.

Bu nedenle önerilen Türkiyeli zeytindalı politikası gerçekci değil.

İlk aşamada Kürtler açısından Kürdi zeytindalı oluşturulmalıdır.

Kürdi zeytindalı, Kürt ulusal demokratik hareketine ivme kazandırmakla kalmayacak, aynı zamanda Türk sol, devrimci ve demokratik hareketin derlenip toplanmasına da yardımcı olacaktır.

Yazarın önceki yazılarından:

Enfal
Yapışık Üçüzler
Kirlenme, Çürüme ve Çifte Standart
Hizaya Getirmek
Başbakan Doğru Söylemiyor
Şahinler ve Riyakarlar
Madımak
Zeytin Dalı
Yanlışta İsrar
“İyi Çocuk”lar Cenneti..
Filmi Başa Sarmak
Erdoğan’ın Sınavı
Süreç ve Önümüze Koyduğu Görevler
Tek Yanlı Aşk
Sadak’ın Sadakati
İpe Un Sermek
Güneyli Kürtlerin Büyük Sınavı
Kansere Razı Etmek İçin Ölümle Tehdit Etmek
Acaba Öyle mi?
Halepçe Olayları Neyi Gösteriyor, Neyi Gerektiriyor?
“Çeteler Cenneti”
Arapsaçı
Söyleyemediklerim ve Yapmadıklarımız..
Buzdağının Ucu (Mu?)
Aynaya Bakmak
Saygı Mı? Özgürlük Mü?
Militarizm Ve Çürüme
Yavaş Ama Emin Adımlarla İlerlemek...
İspanyol General Ve Ağca
Gel De Niyazi Usta’yı Anma

MGK’nin Yeni Yıl Hediyesi..
Hazırlıklı Olmak
Gündemimizin Değişmeyeni..
Fırıldak
15 Aralık Seçimleri ve Olası Sonuçları
Biz İşimize Bakalım-2
Demokrasi ve Ortadoğu
İyi Asker
Ayna Tutmak
Alışmakta Fayda Var
Üçüncü Ses
“Uzun, İnce Bir Yol”
3 Ekim, 15 Ekim ve Protokol
3 Ekim Sonrası..
Çürüme
Ne yazmalı?
DİSK
Zorlu Süreç ve Görevler
Yoğurdu Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in kafası Karışık?
Başbakan Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin Olur"
Sorun Kürt aydınları mı?
Ülkenin Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım

Aydınların Çağrısı ve Geçmişi Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak Başka İşler De Var
Bayrak Ve Ekmek
Endişe
Ar Damarı
Kürdistan Parlamentosu
“Sözde”
Darısı Başımıza!...
Bayrak ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”

 
 
PSK Bulten © 2006