Erken Ölüm
Mesud Tek
Türkiye’de ölüm ve ölen kişi hakkında söylenenlerden
biri var ki, riyakarlığın toplumsal boyutunu
ortaya koyuyor: “Kör ölür, kömür gözlü olur.”
Hırsızlar, üçkağıtçılar, zalimler
öldükten sonra aniden sütten çıkmış ak kaşığa
dönerler.
Hortumcular namuslu olur, zalimler merhametli!..
Ya da en azından onların bu kötü yönlerinden bahsedilmez.
İmamın arkasına dizilenlerin, “rahmetliyi
nasıl bilirdiniz”sorusuna cevabı her zaman ve her
kes için “iyi”dir.
İnsanlar içlerinden “hırsız, üçkağıtçı,
sahtekar, namussuz bilirdik” deseler de, “ölünün arkasından
kötü konuşulmaz” söylemi uyarınca ağızlarından
“iyi bilirdik” sözcükleri dökülür.
***
İnsan, Bülent Ecevit’in ölümü ile ilgili yazılanları
okuyunca, Türk siyasetçilerinin O’nun hakkında söylediklerini
duyunca derin bir tiksinti duyuyor.
Düşüncelerinden dolayı O’nu sürgüne gönderenler,
hapse atanlar şimdi onu övüyorlar..
Ecevit’i yarı yolda bırakanlar, arkasından
hançerleyenler, şimdi onu yere göğe sığdıramıyorlar..
Başına Anayasa kitapçığı fırlatan
TC Cumhurbaşkanı, O’nun devlet adamlığına
methiyeler diziyor.
Siyasi yaşamı boyunca Ecevit’inkinden farklı
kulvarlarda koşan, demokrasi tahteravallisinin öteki
ucundan oturan Demirel, Rahşan Ecevit’in taziyelerini
kabul etmemesine dahi aldırmıyor, O’nun devlet adamlığını,
devlete olan hizmetlerini övüyor.
Elhak, Demirel ve ötekilerinin Ecevit’in devlete hizmetleri
konusunda söyledikleri yüzde yüz doğrudur.
Ecevit, kendisini hapse atan devletini yurtdışında
zor durumda bırakmamak için, kendisine gösterilen dayanışmayı
reddedecek kadar devletçidir.
Ecevit devletin bekası ve yüce çıkarları için
halkı görmezden gelen, halkı, demokrasi, hak ve
özgürlükleri devlete feda eden siyasi geleneğin çok iyi
bir yöneticisi ve izleyicisiydi.
Hele de bu halk Kürtler olunca, Ecevit daha da pervasızlaşıyordu.
Kürt halkı O’nu (herşey bir yana), “Halklara Özgürlük”
diye slogan atanları polislere coplatmakla, Kürt devrimci
ve demokratlarına “faşist” yaftası yapıştırmakla
hatırlayacak..
***
Ecevit’in, kibarlığı, dürüst kişiliği
ve politik kararlılığı en çok vurgu yapılan
meziyetlerinin başında geliyor.
Politik tutarlılığı konusu tartışmalı
olsa da Bülent Ecevit’in kibar ve dürüst bir kişi olduğu
kesin.
Ama kabinesinde yer alan bakanların, yakın çalışma
arkadaşlarının akçalı işlere karıştığı,
yardımcılarının Yüce Divan’da yargılandıkları
da bir o kadar gerçek.
Kendisinin akçalı işlere bulaşmaması,
rüşvet, talan ve zimmet deryasında temiz bir damla
olarak kalması yetmez.
O, bakan, muhalefet lideri ve başbakan olarak, Türk
siyasi tarihinin en az 40 yıllık bölümünün başta
gelen aktörlerinden birisidir.
Ülkenin bu duruma gelmesinden O da sorumludur.
O’nun dürüst olması, bankaların hortumlanmasındaki
sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.
Namuslu olmakla yetinen, “namusun mihenk taşında
vuruşmayı” göze alamayan Ecevit ile, devletin bekası
ve idamesi için, devlete zarar gelmesin diye kendisine suikast
düzenleyen eli kanlı derin devletin üzerine gitmeyen
ve onu koruyan Ecevit aynı kişidir.
***
“Her ölüm erkendir.”
Bilmiyorum, bu söylem bir şairin bir dizesi mi, yoksa
bir romancıya ait olan ve altı çizilen bir cümle
mi?
Ben Ecevit’in ölümünü erken buluyorum.
Hayır, O’nu sevdiğimden, görüşlerine katıldığımdan
dolayı değil.
Nedeni başka.
Keşke Ecevit yaşasaydı, yaşam fonksiyonları
ve düşünce melekeleri de yerinde olsaydı, kardeşi
ve dostu Saddam’ın “insanlık suçu”ndan idama mahkum
olduğunu görseydi..
Ecevit keşke yaşamaya devam etseydi de, hamiliğini
yaptığı kanlı diktötör Saddam’ın,
yargılandığı Enfal ve Halepçe davalarında,
soykırım suçundan idama mahkum olduğuna şahit
olsaydı; “acaba bizi de mi aynı akıbet bekliyor”
diye kaygılansaydı..
Ölmeden Kıbrıslı Türklerin “Türk ordusu dışarı,
sömürgecileri istemiyoruz”, vb. haykırışlarını
duyan “Kıbrıs Fatihi” Ecevit yaşasaydı
da, Kıbrıs sorununun adil ve barışçıl
çözümünü kendi gözleriyle görseydi, “Kıbrıs’ı
boşuna mı işgal ettik” diye hayıflansaydı..
Güney Kürdistan’daki ulusal hareket ve kazanımların
amansız düşmanlarından olan Ecevit keşke
ölmeseydi, yapılacak referandum sonucunda Kerkük’ün de
Kürdistan Bölge Hükümeti sınırları içine alındığını
duysaydı; duyduklarına inanmasaydı..
***
İnşallah bu aralar Saddam’ın başına
bir şey gelmez.
Irak hükümeti, uluslararası kamuoyunun taleplerine kulak
asar da Saddam’ı idam etmez.
Allah yüzümüze bakar da, Saddam’ın ölümü de dostu ve
kardeşi Ecevit’inki gibi erken olmaz..
Saddam yaşasın.
Yaşasın ki yargılandığı davalarda,
Kürtleri soykırımdan geçirmek suçundan idama mahkum
olsun.
Ki biz, Kürdistanı baskı altınad tutan, halkımızı
soykırımdan geçiren diktötörlerinden birisinin,
soykırım suçundan mahkum olmasının keyfini
çıkaralım..
Saddam yaşasın ve soykırım suçundan mahkum
olsun ki, “darısı başta Türk TC yöneticileri
olmak üzere öteki sömürgecilerin başına” diyebilelim.
Anlayacağınız, ohh çekmek, “sömürgeci birisinin
soykırım sucundan mahkum olduğunu gördüm ya,
artık ölsem de gözü açık gitmem” diyebilmek için,
bu aralar Saddam’ın yaşamasını istiyorum.
Yazarın
önceki yazılarından:
Törkiş
İşi Demokrasi ve Sivil Çözüm!..
Her
ikisi de aynı Orhan Pamuk
“Paşalar
Cumhuriyeti”
Cadı
Kazanı
Sıcak
Günler
Başbakan’ın
TİT Aşkı
“Bayrak
Krizi”, Gerçekler ve Görevlerimiz
“Qandil
Gönüllüleri”
Enfal
Yapışık
Üçüzler
Kirlenme,
Çürüme ve Çifte Standart
Hizaya
Getirmek
Başbakan Doğru Söylemiyor
Şahinler ve Riyakarlar
Madımak
Zeytin Dalı
Yanlışta
İsrar
“İyi
Çocuk”lar Cenneti..
Filmi
Başa Sarmak
Erdoğan’ın
Sınavı
Süreç
ve Önümüze Koyduğu Görevler
Tek
Yanlı Aşk
Sadak’ın Sadakati
İpe
Un Sermek
Güneyli
Kürtlerin Büyük Sınavı
Kansere
Razı Etmek İçin Ölümle Tehdit Etmek
Acaba
Öyle mi?
Halepçe
Olayları Neyi Gösteriyor, Neyi Gerektiriyor?
“Çeteler
Cenneti”
Arapsaçı
Söyleyemediklerim
ve Yapmadıklarımız..
Buzdağının
Ucu (Mu?)
Aynaya
Bakmak
Saygı
Mı? Özgürlük Mü?
Militarizm
Ve Çürüme
Yavaş
Ama Emin Adımlarla İlerlemek...
İspanyol
General Ve Ağca
Gel
De Niyazi Usta’yı Anma
MGK’nin
Yeni Yıl Hediyesi..
Hazırlıklı
Olmak
Gündemimizin
Değişmeyeni..
Fırıldak
15
Aralık Seçimleri ve Olası Sonuçları
Biz İşimize Bakalım-2
Demokrasi
ve Ortadoğu
İyi
Asker
Ayna
Tutmak
Alışmakta
Fayda Var
Üçüncü
Ses
“Uzun, İnce Bir Yol”
3
Ekim, 15 Ekim ve Protokol
3
Ekim Sonrası..
Çürüme
Ne
yazmalı?
DİSK
Zorlu
Süreç ve Görevler
Yoğurdu
Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in
kafası Karışık?
Başbakan
Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin
Olur"
Sorun
Kürt aydınları mı?
Ülkenin
Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım”
Aydınların Çağrısı ve Geçmişi
Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak
Başka İşler De Var
Bayrak
Ve Ekmek
Endişe
Ar
Damarı
Kürdistan
Parlamentosu
“Sözde”
Darısı
Başımıza!...
Bayrak
ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”
|