PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
PSK
PSK Bulten
KOMKAR
Roja Nû
Weşan/Yayın
Arşiv
Link
Webmaster
psk@kurdistan.nu
 
 

Sembol mü?

Mesud Tek

Medeniyetler İttifakı toplantısında konuşan TC Başbakanı Erdoğan, „laik, demokratik bir cumhuriyet olan Türkiye, Medeniyetler İttifakı’nın sembol ülkesidir“ diye buyurmuş.

„Atma Recep din kardeşiyiz“ diyeceğiz, ama siyasi terbiyemiz elvermiyor!..

En kısa ve genel ifadeyle Medeniyetler İttifakı, farklı kültürler arasında barışı, karşılıklı saygı ve diyaloğu amaçlıyor.

Bu açıdan bakıldığında, Türkiye’nin sembol ülke olduğunu söylemek için insanın ya dünyadan bi haber olması, ya da TC yöneticisi olması gerekir.

Türkiye’den başka, laik olduğunu iddia eden ama din derslerini zorunlu kılan bir ülke daha var mıdır acaba yeryüzünde?

Dini inançlara saygıdan dem vuran ve bu alanda Türkiye’yi örnek ülke olarak gösteren TC Başbakanı’nın, cem evleri açılmasına izin verilmesini talep eden Aleviler’e söyledikleri henüz unutulmadı.

Dini vecibelerini özgürce yerine getirmek isteyen ve bu amaçla cem evlerinin serbest bırakılmasına isteyenlere, „ibadet etmek istiyorsanız camiler orda, gidin ibadetinizi camilerde yapın“ diyen Erdoğan’ın, Avrupa ülkelerinin, cami yapılmasına karşı çıkıp „ibadetlerinizi kiliselerde yapın“ demeleri halinde, tavrı ne olurdu, doğrusu merak ediyorum.

Bu ülkeleri de „sembol“ olarak gösterir miydi, acaba?

Türkiye’nin „sembol“ ve „örnek“ gösterilen demokratlığına gelince.

Adamın „yeme de yanında yat“ diyesi geliyor.

Biri post moderninden 4 askeri darbe yaşayan bir ülke, nasıl oluyor da demokrasi alanında „Medeniyetler İttifakı“nın sembol ülkesi oluyor, doğrusu ben anlamış değilim.

Darbe yapan generallerin alkışlanıp Cumhurbaşkanı yapıldığı bir ülkenin, demokrasinin sembolü olarak gösterilmesi, en azından demokrasiye hakarettir.

Böylesi bir ülke ancak darbe yapmak isteyenler için iyi bir örnek oluşturur.

Demokrasinin en yaygın tanımı „halkın yönetime katılmasıdır“ diye yapılır.

Türkiye’de ise halkın yönetime katılması bir yana, bazı demokratik hakların üstünde her zaman bir Demokles Kılıcı olmuştur.

Bu ülkede halkın yönetime katılmaması, yönetimi etkilememesi için darbe yapmak da dahil her yola başvurulur.

Demokrasi için örnek gösterilen Türkiye’de, siyasi partiler yasası, parti liderlerini astığı astık, kestiği kestik birer sultana çevirmiştir.

Seçim barajı, Kürtler ve sol güçlerin önüne konulan ve Çin Seddini aratmayan engellerdir.

Türkiye’de başta Kürtler olmak üzere, dini ve etnik azınlıklar üzerindeki amansız baskılar son hızıyla devam ediyor.

Asimilasyon, inkar ve imha politikalarında herhangi bir değişiklik yok.

„Medeniyetler İttifakı“ farklı kültürlere saygıyı öngörmesine karşın, Türkiye’de farklı kültürlere saygı gösterilmediği gibi, farklı olan kültürler inkar edilir, gelişmeleri önüne aşılmaz engeller konur.

Kürt dili ve kültürünün başına getirilenler bunun en somut örneğidir.

Böylesi bir Türkiye’nin, yöneticileri tarafından sembol olarak ilan edilmesi, „hoşgörü, saygı, diyalog gibi“ kavramlara yapılan bir hakarettir.

TC yöneticilerinin boş böbürlenmeleri Türkiye’yi „laik demokratik bir cumhuriyet“ haline getirmeye yetmiyor.

Türkiye’nin bu özellikleri taşıyan bir ülke olması için, her şeyden önce Kürt sorununu çözmesi gerekiyor.

 Bir başka ifadeyle, Türkiye Medeniyetler İttifakı’na „sembol“ olmak istiyorsa, her seyden önce kendi evini temizlemeli ve düzenlemelidir.

Gerisi laf-ı guzaftır.

Yazarın önceki yazılarından:

Demokrasi
Hayalleri Yasaklamak
Erken Ölüm
Törkiş İşi Demokrasi ve Sivil Çözüm!..
Her ikisi de aynı Orhan Pamuk
“Paşalar Cumhuriyeti”
Cadı Kazanı
Sıcak Günler
Başbakan’ın TİT Aşkı
“Bayrak Krizi”, Gerçekler ve Görevlerimiz
“Qandil Gönüllüleri”
Enfal
Yapışık Üçüzler
Kirlenme, Çürüme ve Çifte Standart
Hizaya Getirmek
Başbakan Doğru Söylemiyor
Şahinler ve Riyakarlar
Madımak
Zeytin Dalı
Yanlışta İsrar
“İyi Çocuk”lar Cenneti..
Filmi Başa Sarmak
Erdoğan’ın Sınavı
Süreç ve Önümüze Koyduğu Görevler
Tek Yanlı Aşk
Sadak’ın Sadakati
İpe Un Sermek
Güneyli Kürtlerin Büyük Sınavı
Kansere Razı Etmek İçin Ölümle Tehdit Etmek
Acaba Öyle mi?
Halepçe Olayları Neyi Gösteriyor, Neyi Gerektiriyor?
“Çeteler Cenneti”
Arapsaçı
Söyleyemediklerim ve Yapmadıklarımız..
Buzdağının Ucu (Mu?)
Aynaya Bakmak
Saygı Mı? Özgürlük Mü?
Militarizm Ve Çürüme
Yavaş Ama Emin Adımlarla İlerlemek...
İspanyol General Ve Ağca
Gel De Niyazi Usta’yı Anma

MGK’nin Yeni Yıl Hediyesi..
Hazırlıklı Olmak
Gündemimizin Değişmeyeni..
Fırıldak
15 Aralık Seçimleri ve Olası Sonuçları
Biz İşimize Bakalım-2
Demokrasi ve Ortadoğu
İyi Asker
Ayna Tutmak
Alışmakta Fayda Var
Üçüncü Ses
“Uzun, İnce Bir Yol”
3 Ekim, 15 Ekim ve Protokol
3 Ekim Sonrası..
Çürüme
Ne yazmalı?
DİSK
Zorlu Süreç ve Görevler
Yoğurdu Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in kafası Karışık?
Başbakan Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin Olur"
Sorun Kürt aydınları mı?
Ülkenin Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım

Aydınların Çağrısı ve Geçmişi Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak Başka İşler De Var
Bayrak Ve Ekmek
Endişe
Ar Damarı
Kürdistan Parlamentosu
“Sözde”
Darısı Başımıza!...
Bayrak ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”

 
 
PSK Bulten © 2006