PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
PSK
PSK Bulten
KOMKAR
Roja Nû
Weşan/Yayın
Arşiv
Link
Webmaster
psk@kurdistan.nu
 
 

“Ne Olacak Bu Irak’ın Hali”?

Mesud Tek

Bağdat artık “Ana gibi yar, Bağdat gibi diyar olmaz” atasözünün tarif ettiği kent olmaktan çıktı.

Saray entrikalarıyla ünlü Bağdat, bugün, kendi bölgelerinde egemenliklerini sağlayan Şii ve Sunni Arapların iktidar savaşı alanıdır, artık.

Bağdat varoşlarında çatışanlar, acımasızca birbirlerinin kanını dökenler, büyük çoğunlukla Sunni ve Şii Araplar.

Ama buna bakıp, çatışmalara mezhepler savaşı demek doğru olmaz.

Yaşananlar mezhep çatışmasından öte bir şeydir.

Unutulmamalıdır ki, Güneyli Kürtlerin büyük çoğunluğu da Sunni mezhebine mensuplar.

Ve Kürtler, Şii ve Sunni Araplar arasında yaşanan çatışmalarda taraf olmak istemediklerini en üst düzeyde ve defalarca dile getirdiler.

Şii mezhebine bağlı olan ve BAAS yanlılarının amansız saldırılarına hedef olan Feyli Kürtler de öyle...

ABD’nin bölgeye müdahalesine karşı olan tüm kesimlerin, Irak’ı ABD ile bir hesaplaşma alanı olarak görmesinin, yaşanan çatışmalardaki etkisini yadsımak mümkün değil.

Afganistan’da yara alan El-Kaide ve benzeri terör örgütlerinin payı da, bu çatışmalarda büyüktür.

Ayrıca komşu devletlerin, burunlarını Irak’ın içişlerine sokmalarının da, bu ülkedeki durumu daha karmaşık hale getirdiğini unutmamak gerekir.

Ama tüm bu ve benzri faktörler, tek başına ya da toplu halde Irak’da yaşananların asıl nedenini açıklamaya yetmez.

Temel neden ise, Irak devleti oluşturulurken, bu ülkeye ünlü İngiliz kumaşından dikilen elbisedir.

Sömürgeci İngilizler, Irak’da bir yapı oluştururlarken, bu ülkenin çok renkli yapısını gözardı ettiler. Kendilerine daha çok bağlı ve sayıca azınlıkta olan Sunni Arapları iktidar yaptılar.

İngilizler, Irak’da kendilerine uygun bir kral bulamamış olacaklar ki, Irak Meliki’ni Ürdün’den ithal ettiler!.

İngilizlerin yardımıyla iktidara gelen Sunni Araplar, süreç içinde dini ve etnik gurupları giderek yönetimden uzaklaştırmakla kalmadılar.

Onları, dikilen dar elbiseye sığdırmaya çalıştılar.

Bir başka ifadeyle, İngilizlerin diktiği ve Irak’a dar gelen elbiseyi daha da daralttılar.

Sığmak istemeyenleri, elbisenin dışına taşanları imha etmek için ellerinden geleni artlarına koymadılar.

Şattul Arap Bataklıkları’nın Şii Arapların kanlarıyla kızıla boyanması; ABD askerlerinin işkence yaptıklarını gösteren fotoğraf kareleriyle gündeme gelen Ebu Gureyb Hapishanesi’nin, onbinlerce solcu ve demokrat Araba mezar olması; Halepçe Katliamı; 8 bin Barzani erkeğinin enfal edilmesi; 5 bini aşkın Kürt köyünün yerle bir edilmesi; Enfal operasyonları sonucunda 182 bin Kürdün yok edilmesi ve benzeri uygulamalar, bu politikanın sonucudur.

İngiliz kumaşından dikilen ve Kürt ulusal hareketi, Iraklı komünistler ve Şii Arapların direnişleri sonucu delik deşik olan elbise, 2003 yılında BAAS diktötörlüğünün yıkılması sonucu paramparça oldu.

Bir başka ifadeyle, ABD ve müttefiklerinin müdahalesi, Sunni Arapların iktidarlarını yitirmelerine yol açtı.

İşte bu gün “Sunni Direnişi” diye lanse edilen hareketin temel amacı da, kaybedilen iktidarı ve nimetlerini tekrardan elde etmektir.

Bağdat’ta yaşanan çatışmaların gerçek nedeni de budur:

Param parça olmuş, dikiş tutmaz hale gelen eski elbiseyi, Irak’a yeniden giydirmek..

Eski elbisenin Irak’a giydirilmesini isteyenler sadece BAAS kalıntıları, Sunni Araplar ve öteki Arap milliyetçiler değil.

İktidarı ve muhalefetiyle Türkiye de aynı şeyi istiyor.

Ana Muhalefet lideri Deniz Paşa, kabul edilen Irak’ın yeni Anayasası’nı kastederek, “Irak’da varılan son mutabakatın sorunlara çare olmadığı görülmüştür. Bu nedenle yeni bir mutabakata ihtiyaç vardır” diyor.

AKP hükümeti gibi, Irak’ın çok renkli yapısına uygun yeni Anayasa’nın hayata geçirilmesini, yaşanan çatışmaların nedeni olarak gören Deniz Paşa’nın, “yeni mutabakat”tan ne anladığını bilmek için allemeyi cihan olmak gerekmiyor.

Deniz Paşa da, federatif bir Irak’a karşı ve bu karşıtlığını gizleme gereğini duymuyor.

Üniter devletten, Irak’ın birliğinin korunması gerektiğinden bahsediyor.

Görüldüğü gibi bu da, kemalizmin kardeşi saddamizmin Irak’da yeniden egemen hale gelmesini istemektir; eski rejimde isrardır.

Bağdat’ta giderek artan çatışmalarla birlikte, başlıktaki soru da sık sık soruluyor: “Ne olacak bu Irak’ın hali?”

Bence, sorunun en gerçekçi cevabını yıllar önce terzi Niyazi Usta vermişti:

“Müşteri elbiseye uydurulmaz. Müşteriye uygun elbise dikilir.”

Verili şartlarda da bu elbise, Irak halklarının çoğunluğu tarafından onaylanan ve Irak’ta federatif ve demokratik bir yapının oluşturulmasını hedefleyen yeni Anayasa’dan başkası değildir.

Bu nedenle de Güney Kürdistan Siyasi Önderliği’nin, Irak’da demokratik ve federal bir yapıyı, Kürt kazanımlarının güvencesi olarak görmesi ve bu uğurda çaba göstermesi doğru bir tavırdır.

Ve Güney Kürdistan Siyasi Önderliği’nin sozkonusu tavrı, aynı zamanda bölgede barışa yapılan en büyük katkıdır.

TC yöneticileri, Irak’da yaşanan çatışmalardan gerçekten rahatsız oluyorlarsa eğer, yeni konseptler peşinden koşmayı bir kenara koymalı, Irak devletinin egemenliğini kabul etmeli, halklarının iradesini yansıtan Anayasa’ya saygı duymalı, Anayasa’nın hayata geçirilmesine yardımcı olmalıdırlar.

Yazarın önceki yazılarından:

Bir Kez Daha Kerkük Üzerine
Sembol mü?
Demokrasi
Hayalleri Yasaklamak
Erken Ölüm
Törkiş İşi Demokrasi ve Sivil Çözüm!..
Her ikisi de aynı Orhan Pamuk
“Paşalar Cumhuriyeti”
Cadı Kazanı
Sıcak Günler
Başbakan’ın TİT Aşkı
“Bayrak Krizi”, Gerçekler ve Görevlerimiz
“Qandil Gönüllüleri”
Enfal
Yapışık Üçüzler
Kirlenme, Çürüme ve Çifte Standart
Hizaya Getirmek
Başbakan Doğru Söylemiyor
Şahinler ve Riyakarlar
Madımak
Zeytin Dalı
Yanlışta İsrar
“İyi Çocuk”lar Cenneti..
Filmi Başa Sarmak
Erdoğan’ın Sınavı
Süreç ve Önümüze Koyduğu Görevler
Tek Yanlı Aşk
Sadak’ın Sadakati
İpe Un Sermek
Güneyli Kürtlerin Büyük Sınavı
Kansere Razı Etmek İçin Ölümle Tehdit Etmek
Acaba Öyle mi?
Halepçe Olayları Neyi Gösteriyor, Neyi Gerektiriyor?
“Çeteler Cenneti”
Arapsaçı
Söyleyemediklerim ve Yapmadıklarımız..
Buzdağının Ucu (Mu?)
Aynaya Bakmak
Saygı Mı? Özgürlük Mü?
Militarizm Ve Çürüme
Yavaş Ama Emin Adımlarla İlerlemek...
İspanyol General Ve Ağca
Gel De Niyazi Usta’yı Anma

MGK’nin Yeni Yıl Hediyesi..
Hazırlıklı Olmak
Gündemimizin Değişmeyeni..
Fırıldak
15 Aralık Seçimleri ve Olası Sonuçları
Biz İşimize Bakalım-2
Demokrasi ve Ortadoğu
İyi Asker
Ayna Tutmak
Alışmakta Fayda Var
Üçüncü Ses
“Uzun, İnce Bir Yol”
3 Ekim, 15 Ekim ve Protokol
3 Ekim Sonrası..
Çürüme
Ne yazmalı?
DİSK
Zorlu Süreç ve Görevler
Yoğurdu Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in kafası Karışık?
Başbakan Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin Olur"
Sorun Kürt aydınları mı?
Ülkenin Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım

Aydınların Çağrısı ve Geçmişi Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak Başka İşler De Var
Bayrak Ve Ekmek
Endişe
Ar Damarı
Kürdistan Parlamentosu
“Sözde”
Darısı Başımıza!...
Bayrak ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”

 
 
PSK Bulten © 2006