Yeni Yıl
Mesud Tek
Adettendir.
Her yılın sonunda ya da yeni yılın başında
bir değerlendirme yazısı döşenir; yeni
yıla ilişkin görüşler ve umutlar dile getirilir.
Ben de öyle yapacağım.
Öyle anlaşılıyor ki 2007 yılı, Türkiye
ve Kuzey Kürdistan’da yurtsever, devrimci, demokrat, barışsever
ve özgürlükçü güçler açısından zorlu geçecek.
Sadece ülkemizin Kuzey parçası için değil, başta
Güney olmak üzere Kürdistan’ın diğer parçaları
için de aynı şeyleri söylemek mümkün.
2007 yılı, Güney’de bir anlamda dananın kuyruğunun
kopacağı bir yol olacak.
Irak Anayasası uyarınca bu yılın ortalarında
Kerkük ve araplaştırma politikasına maruz kalan
bölgelerde nüfus sayımı, sonunda da refaramdum yapılacak.
Başta Türkiye olmak üzere öteki işgalcı devletlerle
bölgenin gerici-şovenist Arap yönetimlerinin, refarumdumu
engellemek amacıyla gösterdikleri çabalar biliniyor.
Ama bir şeyi daha biliyoruz:
Güney Kürdistan Siyasi Önderliği, Irak’ın birliği
içinde kalmalarının Anayasa’nın eksiksiz uygulanmasına
bağlı olduğunu defalarca dile getirdi.
Referandumun engellenmesi, daha doğru bir ifadeyle Irak
Anayasası’nın hayata geçirilmemesi halinde, kuşku
yok ki Güney Kürdistan’da zaten yeterince oturmamış
taşlar yerinden oynayacak, yeni alternatifler gündeme
gelecek.
Kürdistan’ın İran ve Suriye parçaları için
de benzeri öngörülerde bulunmak mümkün.
İran İslam Cumhuriyeti’nin, nükleer enerji programı,
insan hakları ihlali, Irak’a ilişkin politikasıyla
İsrail devletine yönelik tehditleri ve Lübnan Hizbullahı’na
desteği nedeniyle, 2007 yılında da topun ağzında
olacağı kesin.
Suriye’nin durumu da bundan pek farklı değil.
Bu ülkeyi Hamas, Hızbullah ve benzeri örgütleri koruyup
kolladığı, adı Lübnan’da işlenen
siyasi cinayetlerle birlikte anıldığı
için, zorlu bir yıl bekliyor.
Her iki ülkede Kürt gazetecilerine, insan hakları savunucuları
ve politikacılarına yapılan saldırılar,
İran ve Suriye egemenlerinin sorunları çözme, demokrasinin
yolunu açma, Kürtlere ulusal demokratik haklarını
tanıma yerine, eski politikada israr edeceklerini gösteriyor.
2007 yılının ilk yarısında, Türkiye’nin
biz Kürtlerin uzaktan seyredecekleri, seyretmek zorunda kaldıkları
“Çankaya Muharebeleri”ne sahne olacağı konusunda,
hemen herkes hemfikir.
Erdoğan’ın veya geleneğinden birisinin Çankaya
Köşküne çıkmasına karşı olanların
yılbaşından itibaren ellerindeki tüm kozları
ortaya sürecekleri kesin.
Çankaya Köşkü’nü kemalistlerin, sırtı kalabalık
generallerin tapulu mülkü olarak gören sivil ve askerler,
hazır Avrupa Birliği kaynaklı rüzgar da durmuşken
demokrasi karşıtlığını, Türk
milliyetçiliğini ve Kürt düşmanlığını
şaha kaldıracaklardır.
AKP hükümeti ise, son günlerde yaşanan gelişmelerin
de gösterdiği gibi, Çankaya Muhaberesi’nden zaferle çıkmak
için militaristlerin, şoven milliyetçilerin gönlünü hoş
tutmaya özel bir itina gösteriyor.
AKP’nin baltayı ayağına vurması, yani
demokrasi ve değişim yanlılarıyla Kürtlerin
ulusal, demokratik ve kültürel istemlerine kulağını
tıkayıp militaristlerin, eskisi ve yenisiyle kemalistlerin,
şoven ve milliyetçilerin gönlünü hoş tutması,
O’na Çankaya Köşkü’nü kazandırır mı, bilinmez.
Ama AKP’nin ilk çıkışındaki değişim
ve demokrasi söylemlerini bir kenara bıraktığı,
giderek tutuculaştığı, daha doğru
bir ifadeyle özüne dönmeye başladığı biliniyor.
Ve ayrıca Biliniyor ki, Türkiye 2007 yılının
ikinci yarısında genel seçimler nedeniyle yaşanacak
meydan muharebelerine sahne olacak.
Öncekilerde olduğu gibi, bu seçim de demokrasi ve değişim
yanlılarıyla, tutucular, milliyetçi ve ırkçı-
şovenler arasında geçecek.
Kürtlerin bu seçimlerde taraf olması, etkisini ve ağırlığını
hissettirmesi herşeyden önce ulusal bir temelde seçim
ittifakı yapmalarına bağlı.
Seçim ittifakı ve bu ittifak sonucu elde edilecek başarının
Kürt sorununu temelden çözemeyeceğini söylemeye gerek
yok.
Ama bu ittifak yurtsever güçler arasında güven yaratır,
uzun vadeli taleplerin elde edilmesinin zorunlu kıldığı
iş ve güçbirliklerinin yolunu açar.
Unutmamak gerekir ki, giderek çürüyen sömürgeci sistemin
yolaçtığı sosyal, ekonomik ve ahlaki çöküşün
yıkıcı etkisi, kendisini en açık biçimde
Kürdistan’da gösteriyor.
Çürümenin yolaçtığı sosyal ve ahlaki yıkıntıdan
yararlanan Hızbullah’ın Kürdistan’daki örgütlenmesine
ağırlık verdiği de artık görmezden
gelinemeyecek kadar açık.
Ama bu Hizbullah, örneğin Lübnan’dakinden farklı...
Devlet kaynaklı, gerici ve milliyetçi Arap sermayesi
destekli bir Hizbullah...
İşte bu Hizbullah örgütlenmesinin boşa çıkartılması
da, Kürt yurtseverlerinin iş ve güçbirliğini zorunlu
kılıyor.
Ama bu işbirliği sadece ulusal ve demokratik talepler
için mücadele etmekle yetinmemeli.
Çürümenin neden olduğu ve Kürt ulusal muhalefetinin
yeteri kadar itina göster(e)mediği sosyal ve ekonomik
sorunların çözümü için de çaba sarfetmelidir.
Irak başta olmak üzere, bölgede yaşanan öteki gelişmeler,
tüm parçalardaki Kürt örgütleri arasında yakınlaşmayı,
iş ve güçbirliğini acil ve yakıcı bir
hale getiriyor.
Her parçadaki yurtsever güçlerin birliği, parçalar arasındaki
iş ve güçbirliğinin yolunu açıyor.
Ve Kuzey Kürdistan’lı yurtsever güçlerin birliği,
bu açıdan da önem kazanıyor.
***
2007 yılının barış, özgürlük getirmesi
dileğiyle tüm okuyucuların yeni yılını
kutlar, esenlikler dilerim.
Yazarın
önceki yazılarından:
Ankara
Kriterleri-2
Geç
Olmadan
Gelenek
“Ne
Olacak Bu Irak’ın Hali”?
Bir
Kez Daha Kerkük Üzerine
Sembol
mü?
Demokrasi
Hayalleri
Yasaklamak
Erken
Ölüm
Törkiş
İşi Demokrasi ve Sivil Çözüm!..
Her
ikisi de aynı Orhan Pamuk
“Paşalar
Cumhuriyeti”
Cadı
Kazanı
Sıcak
Günler
Başbakan’ın
TİT Aşkı
“Bayrak
Krizi”, Gerçekler ve Görevlerimiz
“Qandil
Gönüllüleri”
Enfal
Yapışık
Üçüzler
Kirlenme,
Çürüme ve Çifte Standart
Hizaya
Getirmek
Başbakan Doğru Söylemiyor
Şahinler ve Riyakarlar
Madımak
Zeytin Dalı
Yanlışta
İsrar
“İyi
Çocuk”lar Cenneti..
Filmi
Başa Sarmak
Erdoğan’ın
Sınavı
Süreç
ve Önümüze Koyduğu Görevler
Tek
Yanlı Aşk
Sadak’ın Sadakati
İpe
Un Sermek
Güneyli
Kürtlerin Büyük Sınavı
Kansere
Razı Etmek İçin Ölümle Tehdit Etmek
Acaba
Öyle mi?
Halepçe
Olayları Neyi Gösteriyor, Neyi Gerektiriyor?
“Çeteler
Cenneti”
Arapsaçı
Söyleyemediklerim
ve Yapmadıklarımız..
Buzdağının
Ucu (Mu?)
Aynaya
Bakmak
Saygı
Mı? Özgürlük Mü?
Militarizm
Ve Çürüme
Yavaş
Ama Emin Adımlarla İlerlemek...
İspanyol
General Ve Ağca
Gel
De Niyazi Usta’yı Anma
MGK’nin
Yeni Yıl Hediyesi..
Hazırlıklı
Olmak
Gündemimizin
Değişmeyeni..
Fırıldak
15
Aralık Seçimleri ve Olası Sonuçları
Biz İşimize Bakalım-2
Demokrasi
ve Ortadoğu
İyi
Asker
Ayna
Tutmak
Alışmakta
Fayda Var
Üçüncü
Ses
“Uzun, İnce Bir Yol”
3
Ekim, 15 Ekim ve Protokol
3
Ekim Sonrası..
Çürüme
Ne
yazmalı?
DİSK
Zorlu
Süreç ve Görevler
Yoğurdu
Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in
kafası Karışık?
Başbakan
Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin
Olur"
Sorun
Kürt aydınları mı?
Ülkenin
Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım”
Aydınların Çağrısı ve Geçmişi
Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak
Başka İşler De Var
Bayrak
Ve Ekmek
Endişe
Ar
Damarı
Kürdistan
Parlamentosu
“Sözde”
Darısı
Başımıza!...
Bayrak
ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”
|