Katil Kim?
Mesud Tek
Hrant Dink’in katledilmesinin akabinden, katilin kimliğine
ilişkin başlayan tartışmalar devam ediyor.
Yakalanmadan önce, katilin kökleri dışarda arandı.
Dış mihrakların izi sürüldü.
Cinayet, Kerkük sorunu ve Güney Kürdistan’a yönelik askeri
operasyonla ilgili tartışmaların şiddetlendiği
bir döneme, TBMM’de yapılacak gizli oturum öncesine rastladı.
Bu nedenle de Kürtler cinayetle ilgili olarak zan altında
bırakıldılar.
Hrant Dink’in Diyaspora Ermenileri ile olan görüş ayrılıklarını,
Ermeni Soykırımı Yasa Tasarısı’nın
ABD Temsilciler Meclisi’ne sunulmasını gerekçe gösteren
bazıları da, cinayette Ermeni parmağı
aradılar.
Katilin yakalanmasından sonraki tartışmalar
ise, tetiği çektirenlerin kimler olduğuna ilişkin.
Ve daha önce de olduğu gibi, birkaç namuslu kalemi ayrı
tutarsak, yazılanlar ve söylenenler, gerçek katilleri
gizlemeye yönelik.
Halen daha Kerkük ve Güney Kürdistan’a yönelik askeri operasyonları,
Ermeni Soykırımı Yasa Tasarısı’nı
ileri süren bazı kelli-felli ve de prof unvanlı
kişiler, dış mihraklar söylemini sürdürüyorlar,
Hrant Dink cinayetinde zamanlamanın mükemmel olduğunu
dile getiriyorlar!..
Bir başka kesim ise, vatanda yaşayanları sevmeyen,
onları vatandaş olarak değil de tebaa olarak
gören vatanseverleri temize çıkarma gayretinde.
Deniz Paşa’dan Perinçek’e kadar uzanan bu kesimlerin
sözcülüğünü ise Başbakan Erdoğan üstlenmiş
bulunuyor.
“Hrant Dink’i öldüren ve arkasındakiler herşey
olabilirler, ama asla vatansever olamazlar” diyor, Erdoğan.
Öyle anlaşılıyor ki Erdoğan’ın elinde
seng-i mihenk var.
Mihenk taşı yardımıyla katil ve arkasındakilerin
vatansever olmadıklarını, olamayacaklarını
hemencecik anlamış!..
Hrank Dink’in eşi, cenaze töreninde yaptığı
konuşmasında katili, dünyaya saf ve temiz olarak
gelen çocukları birer katile dönüştüren “karanlık”
olarak tarif ediyor.
Haydi biz Kürtleri bir tarafa bırakalım.
Biz “birinci sınıf vatandaş” olduğumuz
için Lozan Anlaşması’nın azınlıklara
sağladığı haklar bizi kapsamıyor.
Ama Lozan Anlaşmasıyla hakları garanti altına
alınan Ermenilerin, anlaşma sırasında
300 bin olan nüfusu, bugün aşağı yukarı
60 bindir.
Dink’in eşinin tarif ettiği karanlık, Lozan’dan
bu yana geçen sürede, Türkiye’nin nüfusu 5 katı artarken,
Ermenilerin sayısındaki bu hızlı düşüse
neden olan, 6-7 Eylül olaylarını yaratan zihniyettir..
Katil, Ermeni vatandaşlarıyla ilişkilerini
bugün bile Emniyet Genel Müdürlüğü’ne bağlı
Azınlıklar Masası üzerinden kuran yönetim anlayışıdır.
Hrant Dink’in tehdidini aldıktan sonra daha çok korkmaya
başladığı Susurluk kahramanı emekli
albay Veli Küçük’ün arkasında duran, “O, yaptıklarını
bizim emrimizle yaptı” diyerek açıklama yapan emekli
generaller de, karanlıklar prensidirler..
Emekli generallerin bu açıklamasını görmezden,
duymazdan gelen dönemin siyasi iktidari ise, cinayetin çanak
tutucusundan öte bir şey değil.
Dink’in katili, Hrant Dink, Orhan Pamuk, Perihan Mağden,
Elif Şafak gibi yazarlar hakkında “Türklüğe
hakaretten dava açan”, mahkeme salonlarını linç
alanlarına çeviren Kerinçsiz ve ekibi, bu karanlığın
ürünüdürler. Karanlıktan beslenen maşadırlar.
Katil, son yıllarda Kürtlere yapılan saldırılarla,
gerçekleştirilen linç eylemleriyle ve bir Papazın
Kilisesinde öldürülmesiyle adından sık sık
bahsedilen Trabzon’dan.
Trabzon’da, TAYAD’lılara karşı linç girişiminde
bulunanların sırtını, “milletin hassasiyetlerine
dokunanlar sunuçlarına katlanırlar” diyerek okşayan
Erdoğan ile, “bilseydim ben de linç eylemine katılırdım”
diyen Trabzon Belediye Başkanı, elbette “karanlığı”
başlatmadılar.
Ama onlar bu söylemleriyle karanlığın daha
da koyulaşmasına yardımcı olmuşlardır.
Sadece onlar mı?
Hrant Dink’ten bahsederken, O’nu gerçek kimliği ile
anmak yerine, “Türk Ermenisi”, “Ermeni Türkü” gibi ucube terimleri
kullanmakta israr eden zihniyet, karanlığı
sürekli kılıyor.
Bazı aydın ve yazarların düzenleyicisi oldukları
Ermeni Konferansı’nı “Türk halkını arkadan
hançerlemek olarak” değerlendiren, Hrant Dink’in mahkum
edildiği 301. Maddenin yılmaz savunucusu Adalet
Bakanı, bilirkişi raporuna rağmen Dink’i suçlu
bulup mahkum eden Mahkeme ile kararı onaylayan Yargıtay’ın,
bu işte masum olduğunu kim iddia edebilir?
AB rüzgarları esiyorken ve bu rüzgarın da etkisiyle
meclise gelen azınlık vakıfları ve onların
mal edinmesiyle ilgili kanun tasarısı görüşülürken,
“karşılıklılık” ilkesini gündeme
getirip direten CHP ile, CHP direnişi karşısında
yeterince direnç gösteremeyen AKP hükümetinin, karanlığı
daha da derinleştirdiklerine kuşku yok.
Örnekleri çoğaltmanın, lafı uzatmanın
gereği yok.
Azınlıkları güvenlik sorunu olarak gören ve
onlara bu çerçevede yaklaşan zihniyetin değişmesi
için kılını kıpırtatmayan politikacılar,
basın ve öteki resmi ideoloji bağımlıları,
eğer Dink’in katili arkasındakilerini gerçekten
bilmek istiyorlarsa, aynaya bakmaları yeterli olacaktır.
Aynaya bakma cesaretleri yoksa, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’ne
(MGSB) de bakabilirler.
Hani şu gizli diye bakanlardan esirgenen, ama sivil
ve askerlerin oluşturduğu hemen her çetenin elinde
bulunan MGSB’ye..
Yazarın
önceki yazılarından:
Zor
Günler
Samimiyet
Sınavı
Yeni
Yıl
Ankara
Kriterleri-2
Geç
Olmadan
Gelenek
“Ne
Olacak Bu Irak’ın Hali”?
Bir
Kez Daha Kerkük Üzerine
Sembol
mü?
Demokrasi
Hayalleri
Yasaklamak
Erken
Ölüm
Törkiş
İşi Demokrasi ve Sivil Çözüm!..
Her
ikisi de aynı Orhan Pamuk
“Paşalar
Cumhuriyeti”
Cadı
Kazanı
Sıcak
Günler
Başbakan’ın
TİT Aşkı
“Bayrak
Krizi”, Gerçekler ve Görevlerimiz
“Qandil
Gönüllüleri”
Enfal
Yapışık
Üçüzler
Kirlenme,
Çürüme ve Çifte Standart
Hizaya
Getirmek
Başbakan Doğru Söylemiyor
Şahinler ve Riyakarlar
Madımak
Zeytin Dalı
Yanlışta
İsrar
“İyi
Çocuk”lar Cenneti..
Filmi
Başa Sarmak
Erdoğan’ın
Sınavı
Süreç
ve Önümüze Koyduğu Görevler
Tek
Yanlı Aşk
Sadak’ın Sadakati
İpe
Un Sermek
Güneyli
Kürtlerin Büyük Sınavı
Kansere
Razı Etmek İçin Ölümle Tehdit Etmek
Acaba
Öyle mi?
Halepçe
Olayları Neyi Gösteriyor, Neyi Gerektiriyor?
“Çeteler
Cenneti”
Arapsaçı
Söyleyemediklerim
ve Yapmadıklarımız..
Buzdağının
Ucu (Mu?)
Aynaya
Bakmak
Saygı
Mı? Özgürlük Mü?
Militarizm
Ve Çürüme
Yavaş
Ama Emin Adımlarla İlerlemek...
İspanyol
General Ve Ağca
Gel
De Niyazi Usta’yı Anma
MGK’nin
Yeni Yıl Hediyesi..
Hazırlıklı
Olmak
Gündemimizin
Değişmeyeni..
Fırıldak
15
Aralık Seçimleri ve Olası Sonuçları
Biz İşimize Bakalım-2
Demokrasi
ve Ortadoğu
İyi
Asker
Ayna
Tutmak
Alışmakta
Fayda Var
Üçüncü
Ses
“Uzun, İnce Bir Yol”
3
Ekim, 15 Ekim ve Protokol
3
Ekim Sonrası..
Çürüme
Ne
yazmalı?
DİSK
Zorlu
Süreç ve Görevler
Yoğurdu
Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in
kafası Karışık?
Başbakan
Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin
Olur"
Sorun
Kürt aydınları mı?
Ülkenin
Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım”
Aydınların Çağrısı ve Geçmişi
Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak
Başka İşler De Var
Bayrak
Ve Ekmek
Endişe
Ar
Damarı
Kürdistan
Parlamentosu
“Sözde”
Darısı
Başımıza!...
Bayrak
ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”
|