Newrozu Özüne Uygun Kutlamak İçin..
Mesud Tek
Bilmiyorum, halkların tarihinde baştan sona önemli
günlerle dolu olan, üzücü bir olayla başlayıp yine
elim bir olayla sona eren herhangi bir ay var mı?
Bizim tarihimizde var: Mart ayı.
Nerede olursa olsunlar, tüm Kürtler Mart ayında ayaktadırlar.
Dünya görüşü, dini inancı ve cinsiyeti ne olursa
olsun tüm parçalardan Kürtler, en çok da Mart ayında
biraraya gelirler. Mart ayında ulusal duygularımız,
bahar çoşkusunu yaşayan Fırat gibidir. Mart
ayı, Kürtleri birleştiren bir yapıştırıcıdır,
adeta.
Mart ayına Kürtler büyük bir üzüntü ile başlarlar.
Bunun nedeni ise “Mezarım peşmerge mezarından
yüksekte olmasın” diye vasiyet eden, “mezarının
üstünde kır çiçekleri açan”, sadeliğin, fedakarlığın,
davaya bağlılık ve inancın sembolü, ölümsüz
Mela Mustafa Barzani’nin, 1 Mart 1979 tarihinde hayata gözlerini
yummasıdır.
Mela Mustafa Barzani’nin sade ve gösterişsiz mezarı,
Özgür Kürdistan’a getirildiği 1994 yılından
itibaren hemen hergün ziyaretci akınına uğrar.
Ölümsüzlüğe ulaştığı 1 Mart günü,
ziyaretçi akını doruğa çıkar. Hava nasıl
olursa olsun 1 Mart günü Kürdistan’ın dört bir yanından
insanlar akın akın gelip Barzani’nin mezarını
ziyaret ederler. O’na, mücadelesine olan vefa ve saygılarını
dile getirirler. Protokol’a dahil olmadan gelen sade insanlar,
gelirken topladıkları ya da yol kenarlarından
satın aldıkları deste deste nergizlerle, Barzani’nin
mezarını nergiz tarlasına tarlasına çevirirler.
Ve Barzani’nin sade mezarına nergiz çok yakışır.
Celladına, “Sen hangi Rıza’yı soruyorsun,
Dersim’de her meşenin altında bir Rızo var”
diyen Sêy Rıza’nın öncülük ettiği Dersim
Direnişi de, 1936 yılının Mart ayında
başladı.
Bilmiyorum, kaderimiz mi, yoksa toplumsal bir yasa mı?
Biz de kalleşlık ve ihnetin en iğrenci, yiğitlik
ve kahramanlığın en üst noktalarda olduğu
dönemlerde yaşanır. İsimsiz silahşörlerin
sayısız kahramanlıklarıyla, kesilen kurban
eti üzerine edilen yeminlere ihanet, Dersim Direnişi’nde
biraradadır.
Dersim Direnişi bir de yapılan toplu katliamlarla,
Kürtlerin dolduruldukları değirmen ve magaraların
ateşe verilmesiyle anılır. Rext û fişek
takarak, aynı zamanda şair ve dengbêj olan gerilla
komutanı eşi Alişêr ile omuz omuza savaşan
Zarife Hatun, Dersim Direnişi’nin önemli bir rengidir.
Bir de düşmana teslim olmaktansa, karapostallı
Türk askerlerin tecavüzüne uğramaktansa ölüm tercih edenlerin,
kendilerini uçurumlardan aşağı kelebekler gibi
bırakan gelinler ve kızların adıdır,
Dersim Direnişi..
Kürdistan tarihine altın harflerle yazılan Rêkevtınnameya
(Beyana) 11’ê Adarê (11 Mart Anlaşması) da Mart
ayında imzalanmıştır.
1961 yılında Kürdistan Demokrat Partisi önderliğinde
başlayan Güney Kürdistan Ulusal Demokratik Devrimi’nin
bir ürünü olan Beyana 11’ê Adarê, Güneyli Kürtlerin ulusal
varlıklarıyla demokratik haklarının kabul
edildiği ilk resmi dökümandır. Dökümanın altında
ölümsüz Kürt önderi Mela Mustafa Barzani ile egemen bir ülke
olan Irak’ın Cumhurbaşkanı Yardımcısı
Saddam Hüseyin’in imzası bulunmaktadır.
BAAS diktatörlüğünün ipe un sermesi nedeniyle hayata
geçmeyen Rêkevtinnameya 11’ê Adarê her açıdan araştırmayı
hak eden, önemli derslerle dolu bir belgedir. Günümüz şartlarında,
11 Mart Anlaşması’nın en önemli özelliği,
Kürt sorununun çözümünde inkar, baskı ve imhanın
dışında bir başka yolun da bulunduğunu
ve bu yolun diyalog ve müzakere olduğunu ortaya koymasıdır.
Bir başka özelliği ise, ne kadar önemli olurlarsa
olsunlar hiç bir liderin ulusal ve demokratik taleplerden
önce gelmediğidir. Anlaşmanın hayata geçmemesi
için ipe un seren, her türlü hile ve sahtekarlığa
başvuran BAAS diktötörlüğü, Mela Mustafa Barzani’ye
karşı başarısız bir suikast da gerçekleştirir.
Mela Mustafa Barzani’nin, suikastı da neden olarak göstererek
ateşkesin sona erdirilip savaşılmasını
isteyen bazı KDP yöneticilerine verdiği cevap, bugün
bazılarının kulağına küpe olmalıdır:
“Hayır! Eğer savaş başlayacaksa
Kerkük, Hanikin ve Sincar için başlamalıdır,
benim için değil.”
Yüreğimizde bügün bile kapanmayan derin yaraların
açılmasına neden olan, etkisi daha onlarca yıl
sürecek Halebce Katliamı da Mart ayında gerçekleşmiştir.
Kimyasal silahlarla gerçekleştirilen Halebce Katliamı,
Güney Kürdistan’da etnik temizliği amaçlayan uğursuz
Enfal Planı’nın çok önemli bir aşamasıdır.
Halebce Katliamının gerçek sorumluları, kanlı,
ırkçı-şoven BAAS rejimi liderlerinden bir bölümünün
yargılandıkları mahkemece idama mahkum edilmeleri,
bir bölümünün de katliam ve soykırım iddiasıyla
“Enfal Davası”nda yargılanıyor olmaları
acımızı hafifletse de, Halebce Katliamının
yolaçtığı, sosyal, sağlık, psikolojik
ve ekolojik sorunlar devam ediyor, çözüm bekliyor..
Hiç kuşku yok ki Mart ayında yaşanan ve içimizi
sevinçle dolduran gelişmelerin başında Raperin
ya da Kürt Baharı geliyor.
1991 yılı 5 Martında Güney Kürdistan’ın
Ranye Kasabası’nda başlayan Raperin, 19 Mart günü
Kerkük’ün kurtarılmasıyla doruk noktasına ulaştı.
Kürt halkı 15 gün gibi kısa bir sürede Zaho’dan
Hemrin’e kadar olan bölgede, BAAS diktatörlüğüne son
verdi, Güney Kürdistan’ı özgürleştirdi.
Kürdistan Parlamentosu, Hükümeti, ve Bölge Başkanlığı
başta olmak üzere, oluşturulan tüm resmi kurum ve
kuruluşlar, herşeyden önce Raperin’in ürünüdürler.
Kürdistan tarihinin sürekli parlayacak yıldızlarından
biri olan Raperin’in bize öğrettiği çok önemli dersler
vardır. Bunların başında da, Kürt ulusal
devriminin başarıya ulaşması için ulusal
ve uluslararası şartların uyumu şartı
gelmektedir. Bir diğer önemli ders ise yurtsever güçlerin
birliğidir. Değim yerindeyse Raperin uluslararası
şartlarla (Müttefiklerin, BM kararı uyarınca
Saddam rejimine karşı savaşmaları, BAAS
rejiminin zayıflaması, Irak Ordusunun dağılması,
vb) ulusal şartların (irili ufaklı tüm örgütlerin
Kürdistan Cephesi’nde biraraya gelmeleri, gelişmeleri
ve seyrini iyi okuyup hazırlık yapan bir önderlik,
vs) mükemmel uyumunun bir sonucudur.
Mart ayında yaşanan bir diğer önemli olay
ise Güney Kürdistan’daki kadar büyük olmasa da Suriye Kürdistanı’nda
yaşanan Raperin, bir diğer adıyla Qamışlo
Olayları’dır. Arap ırkçı-şovenlerinin,
Saddam yanlısı Suriyeli Arapların, önceden
hazırlanarak geldikleri bir futbol maçında yaptıkları
eylemlerle başlayan Qamışlo Olayları,
Güney Batı Kürdistan halkının BAAS diktatörlüğünün
kimliksizleştirme, baskı ve zorbalık politikasına
verdiği en anlamlı cevaptır.
Suriye’nin başkenti Şam’ın varoşlarında
bulunan ve çoğunlukla Kürtlerin yaşadığı
Zorava’dan Derik’e kadar olan tüm Kürt yerleşim birinlerimde
gerçekleştirilen protesto eylemleri, tarihimize altın
harlerle yazılmıştır ve çok önemli derslerle
doludur.
Hiç kuşku yok ki Mart ayında yaşanan üzücü
olaylardan birisi de 31 Mart tarihinde Kürdistan Demokratik
Cumhuriyeti Başkanı Qazi Muhammed ve arkadaşlarının
idamıdır.
11 ay gibi kısa bir süre ayakta kalabilen Kürdistan
Cumhuriyeti’nin kurucularından ve ilk Başkanı,
General Mela Mustafa Barzani’nin, “gel başımıza
geç, senin emrinde mücadeleyi devam ettirelim” dediği,
halkı zarar görmesin diye Muhabad’ı terk etmeyen,
Kürdistan Cumhuriyeti’nin tüm eylemlerini üstlenen, mahkemedeki
dik duruşuyla düşmanlarına bile şapka
çıkarttan, kendisini yargılamak isteyenleri yargılayan
ve son istemi olarak halkına birlik ve mücadeleyi vasiyet
eden Peşava Qazi Muhammed, sadece İran Kürtlerinin
değil tüm Kürtlerin onurudur.
Hangi parçadan olursa olsunlar, dünyanın neresinde yaşıyorlarsa
yaşasınlar, tüm Kürtleri bir araya getiren üç önemli
değer vardır: Ala Rengin, Ey Reqib Marşı
ve Newroz..
Elbette bunlardan Newroz’u, başta İrani halklar
olmak üzere diğer birçok halk da kutlamaktadır.
Bazı halklar tarafından baharın, yeni yılın
başlangıcı olarak kutlanan Newrozun anlamı
biz Kürtler için farklıdır. Newroz bunların
yanısıra bizim için zulme ve zorbalığa
karşı mücadelede birlik, direniş ve zaferin
sembolüdür. Bu nedenle Kürt halkı her dönemde, özellikle
son yıllarda Newroz’u hep bu anlayışla kutlamış,
düzenlediği Newroz etkinliklerinde ulusal ve demokratik
taleplerini dile getirmiştir.
Newroz kutlamalarını yasaklayan, kutlayanların
üzerine kurşun yağdıran, tutuklayıp hapse
atan Türk devleti, zorbalıkla önüne geçemediği Newroz’u
içeriğinden boşaltmak için her yola başvurmaktadır.
Zulm ve zorbalıkla kutlanmasını engelleyemediği
Newroz’un Orta Asya’daki Türkler tarafından da kutlandığını
da aniden farkederek O’nu Ergenekonlaştırması,
Türk hükümetinin başvurduğu yöntemlerden birisidir.
Kürtler, Türk sömürgecilerini örs ve çekiçleriyle baş
başa bırakarak bu yılki Newroz’u içeriğine
uygun olarak kutlamalıdırlar. Bu içerik ise Mart
ayında yaşananların verdikleri derslerde gizlidir.
Newroz sonrasında, Kürtleri önemli ve zorlu bir süreç,
olası bölgesel gelişmeler bekliyor.
Türkiye’de cumhurbaşkanlığı ve parlamento
seçimleri nedeniyle yükseltilen milliyetcilik ve ırkçılık
giderek artıyor. Kürtleri, öteki etnik ve dini azınlıklara
bağlı olanları, demokratik ve barışsever
güçleri hedef alan gizli ve açık faşizan uygulamalar
son hızıyla sürüyor.
Barış çağrılarına kulaklarını
kapayan, Kuzeyli Kürtlerin ulusal demokratik taleplerine baskı
ve zulumle cevap veren TC, Güney Kürdistan’daki ulusal demokratik
yapıya tehditler savurmaktan, yıl sonunda yapılması
planlanan Kerkük referandumunu engellemek amacıyla Irak’ın
içişlerine müdehale etmekten geri kalmıyor.
Bu ve benzeri gelişmeler nedeniyle, Kürt yurtsever güçleri
faşişt saldırıları boşa çıkartmak,
Güney Kürdistan’daki ulusal kazanımları korumak
ve TC’nin Güney’e yönelik baskı ve tehditlerine karşı
koymak için birlik yapmalıdırlar. Seçimler nedeniyle
politikleşen ortamda Kürtlerin ulusal taleplerini dile
getirmek amacıyla birlikte hareket etmelidirler.
Bu birlik Ortadoğu’daki olası gelişmelerle
birlikte oluşması muhtemel olumlu uluslararası
ortamdan yararlanıp, ulusal mücadeleyi başarıya
ulaştırmak için de şarttır. Tıpki
1991 Kürt Baharı’nda olduğu gibi..
Bu zorlu süreçten başarıyla çıkmak kararlı,
tutarlı bir mücadeleyi, fedekarlığı, halkın
çıkarlarını herşeyden ve herkesten üstün
tutmayı gerektiriyor. Bu nedenle Sêy Rıza’nın,
Qazi Muhammedin, Mela Mustafa Barzani’nin öğrettiklerinin,
gösterdikleri tavırların ışığına,
bugün her zamandan daha fazla ihtiyacımız var.
Bu zorlu süreçten çıkmak için sarılmamız gereken
ip Mela Mustafa Barzani’nin sarıldığı,
Sêx Said’in, Dr Fuad’ın, Sêy Rıza’nın, Peşava
Qazi’nin boynuna geçirilen iptir; idam fermanı olarak
gögüslerine yapıştırılan yaftadır.
Tek kelime ile yurtseverliktir, halkını ve ülkesini
sevmektir.
Newroz’u içeriğine uygun olarak kutlamanın en iyi
yolu budur..
Yazarın
önceki yazılarından:
Malumun
İlani
Evren
Vakası ve Eli Taşın Altına Koymak
Kürtlere Ateş Etmek Serbest..
Davul
ve Tokmak
Atı
Arabanın Önüne Koymak
Milliyetçilik
Yarışı
Ben
Erdoğan Hayranıyım!..
Katil
Kim?
Zor
Günler
Samimiyet
Sınavı
Yeni
Yıl
Ankara
Kriterleri-2
Geç
Olmadan
Gelenek
“Ne
Olacak Bu Irak’ın Hali”?
Bir
Kez Daha Kerkük Üzerine
Sembol
mü?
Demokrasi
Hayalleri
Yasaklamak
Erken
Ölüm
Törkiş
İşi Demokrasi ve Sivil Çözüm!..
Her
ikisi de aynı Orhan Pamuk
“Paşalar
Cumhuriyeti”
Cadı
Kazanı
Sıcak
Günler
Başbakan’ın
TİT Aşkı
“Bayrak
Krizi”, Gerçekler ve Görevlerimiz
“Qandil
Gönüllüleri”
Enfal
Yapışık
Üçüzler
Kirlenme,
Çürüme ve Çifte Standart
Hizaya
Getirmek
Başbakan Doğru Söylemiyor
Şahinler ve Riyakarlar
Madımak
Zeytin Dalı
Yanlışta
İsrar
“İyi
Çocuk”lar Cenneti..
Filmi
Başa Sarmak
Erdoğan’ın
Sınavı
Süreç
ve Önümüze Koyduğu Görevler
Tek
Yanlı Aşk
Sadak’ın Sadakati
İpe
Un Sermek
Güneyli
Kürtlerin Büyük Sınavı
Kansere
Razı Etmek İçin Ölümle Tehdit Etmek
Acaba
Öyle mi?
Halepçe
Olayları Neyi Gösteriyor, Neyi Gerektiriyor?
“Çeteler
Cenneti”
Arapsaçı
Söyleyemediklerim
ve Yapmadıklarımız..
Buzdağının
Ucu (Mu?)
Aynaya
Bakmak
Saygı
Mı? Özgürlük Mü?
Militarizm
Ve Çürüme
Yavaş
Ama Emin Adımlarla İlerlemek...
İspanyol
General Ve Ağca
Gel
De Niyazi Usta’yı Anma
MGK’nin
Yeni Yıl Hediyesi..
Hazırlıklı
Olmak
Gündemimizin
Değişmeyeni..
Fırıldak
15
Aralık Seçimleri ve Olası Sonuçları
Biz İşimize Bakalım-2
Demokrasi
ve Ortadoğu
İyi
Asker
Ayna
Tutmak
Alışmakta
Fayda Var
Üçüncü
Ses
“Uzun, İnce Bir Yol”
3
Ekim, 15 Ekim ve Protokol
3
Ekim Sonrası..
Çürüme
Ne
yazmalı?
DİSK
Zorlu
Süreç ve Görevler
Yoğurdu
Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in
kafası Karışık?
Başbakan
Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin
Olur"
Sorun
Kürt aydınları mı?
Ülkenin
Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım”
Aydınların Çağrısı ve Geçmişi
Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak
Başka İşler De Var
Bayrak
Ve Ekmek
Endişe
Ar
Damarı
Kürdistan
Parlamentosu
“Sözde”
Darısı
Başımıza!...
Bayrak
ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”
|