Şehidler Günü Ve Qazi Mehemmed
Mesud Tek
Ulusların yaşamında, kişileri “kıvançta ve tasada biraraya
getiren” bazı değerler, önemli günler vardır.
Biz Kürtler için, sözkonusu değerlerin başında Ala Rengin, Ey
Reqib Marşı ve Newroz gelmektedir.
Dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar, Kürtlerin ev ve bürolarında
Ala Rengin vardır, etkinlik ve eylemlere Ala Renginle
katılır.
Kürtlerin önemli toplantıları ve düzenledikleri merasimler Ey Reqib
marşıyla başlar.
Yediden yetmişe tüm Kürtler Newroz’da aynı çoşkuyu yaşarlar.
Ama ne yazık ki, tüm Kürtlerin şehidlerini andıkları belirlenmiş
bir gün yok.
Hiç kuşku yok ki belirlenmiş bir günde, şartların belirlediği
biçimlerde şehidlerin anılması, yukarıda
sayılan değerler gibi ulusal bilincin gelişmesine
katkı sunar, Kürtleri biraraya getirir.
Bu nedenle Kürdistan Şehidler Günü’nün tesbit edilmesi çok önemlidir; gereklidir.
Kürt halkı özgürlük mücadelesi boyunca yılın her günü şehidler
verdi, veriyor.
Ünlü Kürt şairi Abdullah Pêşev’in “Meçhul Asker” adlı şiirinde
de anlatıldığı gibi, her karış
toprağımızın altında, her ağacın
ve kayanın dibinde, her mağarada şehidlerimiz
yatmaktadır. Bu nedenle yılın her günü, Şehidler
Günü olarak ilan edilmeyi hak ediyor.
Sömürgeciler tarafından idam edilen Şeyh Said-i Piran, Seyid Rıza-yi
Dersimi ve Pêşava Qazi gibi önderlerin idam edildikleri
günler de Şehidler Günü olarak ilan edilmeye layiktirler.
İran devletinin planları sonucu katledilen Sımkoyê Şıkak,
Doktor Abdurrahman Kasımlo ve Doktor Said Şerefkendi
başta olmak üzere, sömürgeci devletlerin kalleşçe
planları sonucu öldürülen Kürt aydın ve politikacılarının
ölüm günleri de öyle..
Halepçe Katliamının yaşandığı 16 Mart ile 182
bin Kürdün yokedildiği Enfal operasyonlarının
başlangıç tarihi de, “Şehidler Günü” olarak
ilan edilmeyi hak eden günler arasındadırlar..
Kanımca Pêşava Qazi Mehemmed ve arkadaşlarının idam
edildikleri 30 Mart gününün, Şehidler Günü olarak ilan
edilmesi daha doğru ve uygundur.
Çünkü Pêşava modern ve çağdaş ilk Kürt partisi İran Kürdistanı
Demokrat Partisi-HDKİ’nin kurucu Başkanı olmasının
yanısıra, HDKİ’nin kuruluşuna önderlik
ettiği modern Kürt devleti olan Kürdistan Cumhuriyeti’nin
ilk Başkanı’dır.
Kürdistan Cumhuriyeti’nin kısa ömürlü ve etki alanının Mehabad
ve çevresiyle sınırlı olduğu bir gerçektir.
Ama başta Mela Mustafa Barzani liderliğindeki Barzaniler olmak üzere,
diğer parçalardaki tüm yurtsever örgütlerle Kürt aydınlarının,
Kürdistan Cumhuriyeti’nin kuruluşuna katıldıkları
da bir gerçektir.
Bunun yanısıra tarihi belge ve bilgiler, dönemin Kürt örgüt ve aydınlarının
Kürdistan Cumhuriyeti’ni kendi devletleri, Başkanı
Pêşava’yı kendi başkanları da olarak kabul
ettiklerini ortaya koyuyor.
Daha sade bir ifadeyle Kürdistan Cumhuriyeti tüm Kürtlerin devleti, Pêşava
ise tüm
Kürtlerin başkanıydı.
Bu nedenle ilk Kürt Devlet Başkanı’nın şehid edildiği
30 Mart’ın Şehidler Günü olarak kabul edilmesini
daha doğru buluyorum.
Bildiğim kadarıyla İran Kürdistanı Demokrat Partisi-HDKİ
ve Kürdistan Sosyalist Partisi-PSK, Pêşava Qazi Mehemed’in
idam edildiği 30 Mart’ı (10’ê Xakalêve) “Şehidler
Günü” olarak kabul ediyorlar ve bugünde, şartlara göre
düzenledikleri etkinliklerle şehidleri anıyorlar.
Ama sadece bu iki partinin aynı günde şehidleri anması yeterli
değildir.
Tüm Kürt örgüt ve partilerin üzerinde hemfikir oldukları bir gün tesbit
edilmelidir diye düşünüyorum.
Ala Rengin konusunda kanun çıkartan, Ey Reqib marşı konusunda
da kanun çıkartmak hazırlığı içinde
olan Kürdistan Parlamentosu’nun, Kürdistanlı örgütlerle
görüş alış verişinde bulunarak Şehidler
Günü’nü tesbit etmesinin daha doğru olacağı
inancındayım.
Bu konuda en büyük sorumluluk Güney Kürdistan Siyasi Önderliği’nin omuzundadır.
Kürdistanlı örgütler, Güney Kürdistan Siyasi Önderliği’nin bu kutsal
görevi yerine getirmesi konusunda önerici olmalıdırlar.
**
30 Mart günü Koye kentinde, HDKİ’ya ait merkezi üslerde düzenlenen Şehidler
Günü etkinliğine ben de katıldım.
Etkinlikte yapılan konuşmalardan Pêşava’nın halkını
ne kadar sevdiğini, verdiği söze sadık kalarak
idam ilmiğini kendi eliyle boynuna geçirdiğini bir
kez daha dinledim.
Kürdistan Cumhuriyeti ve Pêşava ile ilgili yapılan araştırmalarda,
kaleme alınan makalelerde Pêşava’nın büyüklüğünü,
mahkemedeki dik duruşunu ve kendisini yargılamak
isteyenleri yargıladığını, ahde vefasını
görmek mümkün.
ABD ve İngiltere elçiliklerinin Pêşava’yı hapiste ziyaret edip
pişmanlık beyan etmesi halinde idam cezasının
kaldırılacağını söyledikleri, Qazi’nin
bu onursuz teklifi reddettiği biliniyor.
Ama sözkonusu merasime katılan Pêşava’nın oğlu Ali Qazi’nin
babası hakkında söylediklerinin bir kısmı
benim için çok yeniydi.
Ali Qazi, İngiltere ve ABD elçiliklerinin yanısıra, dönemin Irak
Hükümeti’nin de temsilciler göndererek Pêşava’yı
Irak’a davet ettiğini anlattı.
Dönemin Sovyet hükümetinin, Pêşava’nın evinin önüne askeri bir kamyon
gönderip tüm malını kamyona yüklemesini ve ailesiyle
birlikte Sovyetler’e gelmesini önerdiğini söyledi.
Ali Qazi, Mela Mustafa Barzani’nin defalarca eve gelip Pêşava’ya “gel başımıza
geç, senin emrinde dağa çıkalım, mücadeleyi
sürdürelim” dediğini, buna karşılık Pêşava’nın
“ben halkıma iyi ve kötü günde yanlarında olacağıma
dair söz verdim, şimdi onları terkedemem” diyerek,
cebinden çıkarttığı Devlet Mührü ile Kürdistan
Bayrağı’nı Mustefa Barzani’ye teslim ettiğini
dile getirdi.
Ve idam esnasında gözlerini bağlamak isteyen celladına, “güzümü
bağlamayın, son nefesimi ülkemi görerek vermek istiyorum”
dediğini anlattı.
Biz Kuzeyli Kürtlerin, Pêşava’nın derslerine, bugün her zamankindan
daha fazla ihtiyacı var:
Verilen söze ölümüne bağlılık, ezilen bir halkın ulusal
hedeflerinden sapmama, mahkemeler de dahil mücadelenin her
alanında dik duruş, halkın çıkarlarını
ön planda tutma ve fedaklık..
Öcalan’ın sağlığı için halkın
topyekün ayaklanmaya çağrıldığı,
Kürt gençlerin savaş için dağlara davet edildiği
bir dönemde, Pêşava’nın dersleri büyük bir önem
taşıyor.
Tabii anlamak ve dersi almak isteyorlarsa!..
Ne yazık ki ülkemizde de “Şeyhr uçmaz, müridler uçurur” anlayışı
hüküm sürüyor..
***
22.11.2006 tarihli “Bir Kez Daha Kerkük Üzerine” adlı yazım, bnden
kaynaklanan bir hata sonucu 22 Mart 2007 tarihli Dema Nû’nun
195. Sayısından tekrar yayınlandı.
Bu hatadan dolayı okuyuculardan özür dilerim.
Yazarın
önceki yazılarından:
Bağımsız Kürdistan
Newrozu
Özüne Uygun Kutlamak İçin..
Malumun
İlani
Evren
Vakası ve Eli Taşın Altına Koymak
Kürtlere Ateş Etmek Serbest..
Davul
ve Tokmak
Atı
Arabanın Önüne Koymak
Milliyetçilik
Yarışı
Ben
Erdoğan Hayranıyım!..
Katil
Kim?
Zor
Günler
Samimiyet
Sınavı
Yeni
Yıl
Ankara
Kriterleri-2
Geç
Olmadan
Gelenek
“Ne
Olacak Bu Irak’ın Hali”?
Bir
Kez Daha Kerkük Üzerine
Sembol
mü?
Demokrasi
Hayalleri
Yasaklamak
Erken
Ölüm
Törkiş
İşi Demokrasi ve Sivil Çözüm!..
Her
ikisi de aynı Orhan Pamuk
“Paşalar
Cumhuriyeti”
Cadı
Kazanı
Sıcak
Günler
Başbakan’ın
TİT Aşkı
“Bayrak
Krizi”, Gerçekler ve Görevlerimiz
“Qandil
Gönüllüleri”
Enfal
Yapışık
Üçüzler
Kirlenme,
Çürüme ve Çifte Standart
Hizaya
Getirmek
Başbakan Doğru Söylemiyor
Şahinler ve Riyakarlar
Madımak
Zeytin Dalı
Yanlışta
İsrar
“İyi
Çocuk”lar Cenneti..
Filmi
Başa Sarmak
Erdoğan’ın
Sınavı
Süreç
ve Önümüze Koyduğu Görevler
Tek
Yanlı Aşk
Sadak’ın Sadakati
İpe
Un Sermek
Güneyli
Kürtlerin Büyük Sınavı
Kansere
Razı Etmek İçin Ölümle Tehdit Etmek
Acaba
Öyle mi?
Halepçe
Olayları Neyi Gösteriyor, Neyi Gerektiriyor?
“Çeteler
Cenneti”
Arapsaçı
Söyleyemediklerim
ve Yapmadıklarımız..
Buzdağının
Ucu (Mu?)
Aynaya
Bakmak
Saygı
Mı? Özgürlük Mü?
Militarizm
Ve Çürüme
Yavaş
Ama Emin Adımlarla İlerlemek...
İspanyol
General Ve Ağca
Gel
De Niyazi Usta’yı Anma
MGK’nin
Yeni Yıl Hediyesi..
Hazırlıklı
Olmak
Gündemimizin
Değişmeyeni..
Fırıldak
15
Aralık Seçimleri ve Olası Sonuçları
Biz İşimize Bakalım-2
Demokrasi
ve Ortadoğu
İyi
Asker
Ayna
Tutmak
Alışmakta
Fayda Var
Üçüncü
Ses
“Uzun, İnce Bir Yol”
3
Ekim, 15 Ekim ve Protokol
3
Ekim Sonrası..
Çürüme
Ne
yazmalı?
DİSK
Zorlu
Süreç ve Görevler
Yoğurdu
Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in
kafası Karışık?
Başbakan
Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin
Olur"
Sorun
Kürt aydınları mı?
Ülkenin
Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım”
Aydınların Çağrısı ve Geçmişi
Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak
Başka İşler De Var
Bayrak
Ve Ekmek
Endişe
Ar
Damarı
Kürdistan
Parlamentosu
“Sözde”
Darısı
Başımıza!...
Bayrak
ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”
|