İran-ABD İlişkileri Açısından
Ortadoğu
Mesud Tek
Aşağıda okuyacaklarınızın,
köşe yazısı ya da makale olduğundan pek
emin değilim.
Daha ziyade habere benzeyecek.
Ama önemli olduğuna inandığımdan, okuyucularla
paylaşmak istedim.
İran Kürdistan Demokrat Partisi (HDKİ) Genel Sekreteri
Mustafa Hicri, 21 Mayıs 2007 tarihinde, Selahaddin Üniversitesi’nde,
Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencilerine bir seminer
verdi.
Sayın Hicri’nin, İran-ABD ilişkileri açısından
Ortadoğu’daki siyasal gelişmeleri değerlendiği
seminerini, ben de izledim.
Genç, pırıl-pırıl Kürt öğrencileri
arasına oturup, ders dinler gibi Mustafa Hicri’yi dinlemekten
duyduğum haz bir yana, Genel Sekreteri’nin ağzından
HDKİ’nin bölgedeki gelişmelere yönelik düşüncelerini
bir kez daha duydum.
Bölgede yaşanan son gelişmeler, İran’ın
ağırlığı dikkate alınmadan yapılan
siyasal değerlendirmelerin isabetli olmadığını,
öngörülerin gerçekleşmediğini gösteriyor.
Bir başka ifadeyle, İran’ın bölgedeki gelişmeler
üzerindeki (olumlu ya da olumsuz, ama çoğunlukla olumsuz
olduğunu söylemek mümkün) etkisi giderek artıyor.
ABD’nin bölgeye yönelik hazırladığı Büyük
Ortadoğu Projesi (BOP)’nin hedeflerinden birisinin de
İran olduğu biliniyor.
Ama, İran aynı zamanda BOP’un hayata geçmemesinin,
başarıya ulaşmamasının önündeki en
büyük engellerden birisi.
Bu nedenle İran’daki değişim ve demokrasi
güçlerinin başında gelen HDKİ’nin bu konudaki
görüşleri büyük önem taşıyor.
Ve ben bilgi sahibi olduktan sonra fikir sahibi olmamız
için, Sayın Hicri’nin seminerde dile getirdiklerini kısa
ve öz olarak okuyucularla paylaşmak istedim.
**
Sayın Hicri’nin görüşleri kısaca şöyle:
Dünya petrol ve doğal gaz yataklarının üçte
ikisinin bulunduğu Ortadoğu’da, ABD ile İran
arasında yaşanan sorunların temelinde her iki
tarafın da çıkarlarını koruma arzusu yatıyor.
ABD, çıkarları nedeniyle, 1946 yılında
Muhabad’da ilan edilen Kürdistan Hükümeti’nin yıkılması
da dahil, İran Şahlığına her türlü
desteği verdi.
ABD’nin desteğindeki İran, bölgedeki tüm ilerici
ve demokratik gelişmelerin, ulusal kurtuluş mücadelesinin
karşışında yer aldı.
Kendisine “Körfez’in Jandarması” adı takıldı.
ABD ile İran arasındaki ilişkiler, İslam
devriminden sonra giderek bozuldu ve kopma noktasına
geldi.
Ki, bu duruma gelmesinin temel nedeni de her iki tarafın
farklı çıkarları olmasıdır.
İslam devrimi sonrasında, İran’ın, Suriye
dışında tüm bölgesel hükümetlerle ilişkileri
bozuldu.
İlişkilerin bozulmasında başrolü, İran
İslam Cumhuriyeti’nin “İslam Devrimi İhracı”
politikası oynuyor..
İran bu politikası uyarınca, islam ülkelerindeki
islami güçleri destekliyor ve bu yolla bu ülkelerin içişlerine
müdahale ediyor.
Ki, bölgedeki terör eylemlerinin son hızla artmasının
nedenlerinden birisi de İran’ın sözkonusu politikasıdır;
“İslam devrimini öteki müslüman ülkelere ihraç etme”
istemidir.
Toplumsal sorunları 1400 yıl öncesi, ortaçağ
anlayışıyla çözmek isteyen İran İslam
Cumhuriyeti, sorunlarına çözüm bulmak yerine onları
daha da ağırlaştırmış, içinden
çıkılmaz hale getirmiştir.
İran İslam Cumhuriyeti, derin ekonomik sosyal ve
siyasal krizle yüzyüzedir.
Kriz iktidara uzanacak kadar derindir.
Öyle ki bazı din adamları açıktan dinin devlet
işlerinden ayrılması gerektiğini söylemektedirler.
Zegin petrol yataklarından elde edilen gelirler bile,
ekonomik ve yol açtığı toplumsal sorunları
çözmeye yetmemektedir.
Çünkü İran İslam Cumhuriyeti idari sisteminde son
kararı mollalar vermektedir.
Örneğin, bankaların başına uzmanlar değil
din adamları atanmaktadır.
Irak’da var olan kriz ve kargaşaya yol açan nedenlerin
başında, BAAS kalıntılarını
eylemleri, bögenin gerici diktatörlükleriye başta İran
olmak üzere komşu ülkelerin Irak’ın içişlerine
müdahale etmesi geliyor.
Bu konuda en olumsuz rolü İran oynuyor.
Elde edilen bazı belgeler İran’ın bu konuda
çok aktif olduğunu gösteriyor.
İran ABD ile olan çatışmasını Irak
ve Lübnan topraklarında yürütmek istiyor.
İsrail-Filistin barışını engellemek
için, besleyip büyüttüğü Hizbullah örgütünü kullanıyor.
ABD, bölge için hazırladığı BOP ile bölgede
insan haklarına saygı ve demokrasinin yerleşmesini,
kadınların siyasal ve toplumsal yaşamda etkin
olmasını hedefliyor.
Bölgede güçlü merkezi devletlerin bulunmasından yana
olmayan ABD, yerel yönetimlere önem verilmesini, sorunların
diyalog ve barışçıl yöntemlerle çözülmesini
istiyor.
Böge haklarının istemleri ve çıkarlarıyla
örtüşen bu proje, İran başta olmak üzere bölgenin
gerici diktatörlüklerinin tepkisini çekiyor.
Ki, bunların bir kısmının ABD ile iyi
ilişkileri bulunuyor ve BOP ile hesaplarını
İrak topraklarında görmek istiyorlar; bu nedenle
teröristlere yardım ediyorlar.
ABD istese de istemese bir gün bu güçlerle karşı
karşıya geleceğini biliyor ve bu nedenle de
hesaplarını uzun vadeli yapıyor.
Hepsiyle aynı anda karşı karşıya
gelmektense onlarla tek tek hesaplaşmak istiyor.
ABD’nin hesaplaşacağı devletlerin başında
ise, İran geliyor.
BOP karşıtlığı konusunda aynı
tavırı gösteren gerici ve diktatör bölge devletleri,
İran ile hesaplaşmasında ABD’nin yanında
yer alıyorlar.
İran’ın “islam devrimi ihracı” politikasınden
en çok etkilenen ve kuşku duyan Arap devletleri, İran
karşıtı cephede biraraya geliyorlar.
İran’ın nükleer enerji programı nedeniyle
duyulan kuşku, Rusya, Avrupa Birliği ve ABD’yi giderek
birbirine yakınlaştırıyor.
İran bölgede giderek yanlışlaşıyor,
yanlızlaştıkca da içine kapanıyor, toplumsal
ve siyasal sorunları çözmek yerine kadınların
saçıyla, elbiselerin rengiyle, erkeklerin kısa kollu
gömlekleriyle uğraşıyor.
Bölgede demokrasi ve değişimin gecikmesi, daha
fazla kanın dökülmesine, verilen bedelin daha da ağırlaşmasına
yol açıyor.
Bu nedenle ABD yeni projeler hazırlamalı ve hayata
geçirmelidir.
ABD herşeyden önce bölge halklarının güvenini
kazanmalıdır.
Geçmişte gerici şahlık rejimini destekleyen,
Kürdistan Cumhuriyeti ve Musaddık hükümetinin yıkılmasında
İran şahına destek olan ABD’ye, İran hakları
kuşkuyla yaklaşıyorlar.
ABD, bölge haklarını, çıkarlarının
ortak olduğu konusunda ikna etmelidir.
Onları, kullandıktan sonra bir kenara bırakılacak
bir taraf olarak değil de, müttefik olarak gördüğüne
ikna etmelidir.
Bölge haklarının değişimdeki rolleri
ve değişim sonrası kazanımları konusunda
netlik olmalıdır.
Bölge hakları sadece değişim istemiyorlar.
Onlar aynı zamanda değişim sonrası ellerine
ne geçeceğini de bilmek istiyorlar.
Irak deneyinin de gösterdiği gibi, iç dinamiklerin mücadelesi,
tek başına güçlü merkezi hükümetleri yıkmaya
yetmiyor.
İran haklarının da kendi güçleriyle İslam
Cumhuriyeti’ni yıkması, şu an için mümkün görünmüyor.
İran demokrasi ve özgürlük güçleri, bu iş için,
demokrasi ve değişim yanlısı müttefiklerin
yardımına ihtiyac duyuyorlar.
Ortadoğu ABD’nin istemi doğrultusunda bir değişim
sürecine girmiş bulunuyor.
İran halkarıyla ABD’nin değişimin niteliği
ve hedefleri konusunda anlaşmaları, ödenen bedelleri
azaltacaktır.
**
HDKİ’nin, Genel Sekreterinin ağzından dile
getirilen görüşleri kısa ve öz olarak bunlar.
Yazılanlar, bilgi dağarcığımızı
az da olsa zenginleştirdeyse eğer, amacına
ulaştı demektir.
Yazarın
önceki yazılarından:
Zorlu
Süreç
Hazır
Başlamışken..
“Ne Şeriat Ne Darbe”
Malatya
Katliamı ve Uğur Kaymaz
Bir
Kez Daha Birlik Üstüne
Bremen
Mızıkacıları
Şehidler
Günü
Bağımsız Kürdistan
Newrozu
Özüne Uygun Kutlamak İçin..
Malumun
İlani
Evren
Vakası ve Eli Taşın Altına Koymak
Kürtlere Ateş Etmek Serbest..
Davul
ve Tokmak
Atı
Arabanın Önüne Koymak
Milliyetçilik
Yarışı
Ben
Erdoğan Hayranıyım!..
Katil
Kim?
Zor
Günler
Samimiyet
Sınavı
Yeni
Yıl
Ankara
Kriterleri-2
Geç
Olmadan
Gelenek
“Ne
Olacak Bu Irak’ın Hali”?
Bir
Kez Daha Kerkük Üzerine
Sembol
mü?
Demokrasi
Hayalleri
Yasaklamak
Erken
Ölüm
Törkiş
İşi Demokrasi ve Sivil Çözüm!..
Her
ikisi de aynı Orhan Pamuk
“Paşalar
Cumhuriyeti”
Cadı
Kazanı
Sıcak
Günler
Başbakan’ın
TİT Aşkı
“Bayrak
Krizi”, Gerçekler ve Görevlerimiz
“Qandil
Gönüllüleri”
Enfal
Yapışık
Üçüzler
Kirlenme,
Çürüme ve Çifte Standart
Hizaya
Getirmek
Başbakan Doğru Söylemiyor
Şahinler ve Riyakarlar
Madımak
Zeytin Dalı
Yanlışta
İsrar
“İyi
Çocuk”lar Cenneti..
Filmi
Başa Sarmak
Erdoğan’ın
Sınavı
Süreç
ve Önümüze Koyduğu Görevler
Tek
Yanlı Aşk
Sadak’ın Sadakati
İpe
Un Sermek
Güneyli
Kürtlerin Büyük Sınavı
Kansere
Razı Etmek İçin Ölümle Tehdit Etmek
Acaba
Öyle mi?
Halepçe
Olayları Neyi Gösteriyor, Neyi Gerektiriyor?
“Çeteler
Cenneti”
Arapsaçı
Söyleyemediklerim
ve Yapmadıklarımız..
Buzdağının
Ucu (Mu?)
Aynaya
Bakmak
Saygı
Mı? Özgürlük Mü?
Militarizm
Ve Çürüme
Yavaş
Ama Emin Adımlarla İlerlemek...
İspanyol
General Ve Ağca
Gel
De Niyazi Usta’yı Anma
MGK’nin
Yeni Yıl Hediyesi..
Hazırlıklı
Olmak
Gündemimizin
Değişmeyeni..
Fırıldak
15
Aralık Seçimleri ve Olası Sonuçları
Biz İşimize Bakalım-2
Demokrasi
ve Ortadoğu
İyi
Asker
Ayna
Tutmak
Alışmakta
Fayda Var
Üçüncü
Ses
“Uzun, İnce Bir Yol”
3
Ekim, 15 Ekim ve Protokol
3
Ekim Sonrası..
Çürüme
Ne
yazmalı?
DİSK
Zorlu
Süreç ve Görevler
Yoğurdu
Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in
kafası Karışık?
Başbakan
Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin
Olur"
Sorun
Kürt aydınları mı?
Ülkenin
Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım”
Aydınların Çağrısı ve Geçmişi
Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak
Başka İşler De Var
Bayrak
Ve Ekmek
Endişe
Ar
Damarı
Kürdistan
Parlamentosu
“Sözde”
Darısı
Başımıza!...
Bayrak
ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”
|