Sular Giderek Isınırken..
Mesud Tek
Ortadoğu’da sular giderek daha çok ısınıyor.
HAMAS ve El Fetih arasında yaşanan gerginliğin
açık bir çatışmaya dönüşmesi, Filistin’in
yönetimsel olarak ve fiiliyatta ikiye bölünmesi, bölgede siyasetin
daha da ısınmasına yol açıyor.
İsrail ordusunun Gazze’ye yönelik giderek artan askeri
saldırıları ise, ortamı daha fazla gerginleştiriyor.
Oysa sivillerin de zarar görmesine neden olan bu tür saldırıların
beklenen sonuçları vermediği, aksine durumu daha
da karmaşık hale getirdiği, patlayan her İsrail
roketinin başta HAMAS olmak üzere öteki radikal islamcı
hareketleri güçlendirdiği, daha önceki deneylerden biliniyor.
Gazze’de hakimiyetini ilan eden HAMAS’ı cezalandırma,
tecrit etme adına uygulanan politikaların başarıya
ulaşacağı şüpheli.
Ama bu politikanın Gazze’de yaşayan Filistinlilere
zarar vereceği, onlar için bir yıkım olacağı
kesin.
Ve hiç kuşku yok ki Filistin’deki gelişmeler, İsrail,
ABD ve müttefikleriyle İran, Suriye ve müttefikleri arasında
yaşanan çatışmanın yeni bir aşamasıdır.
Lübnan’da, Lübnan ordusuyla mülteci kamplarında örgütlü
olan ve Filistinli olmadıkları bildirilen Filistinli
Fetih el İslam mensubu militanlar arasındaki çatışmalar
da öyle..
Lübnan’da çatışanlar, tetiği çekenler kim
olursa olsun, savaş özünde ABD ve müttefikleriyle İran,
Suriye ve yandaş örgütleri arasında yaşanıyor.
Bir başka değimle, Lübnan, yukarıda adı
gaçen güçler arasında yaşanan çatışmalara
ev sahipliği yapmaya devam ediyor.
Aynı güçler arasındaki savaşa ev sahipliği
yapan ülkelerden birisi de Irak.
Irak’da, uzun bir dönemdir rutin hale gelen patlamalar devam
ediyor.
Patlamalar sadece cadde ve sokaklarda olmuyor.
Siyasi ilişkilerde de patlamalar yaşanıyor.
Eski siyasi dengeler bozuluyor, yenileri kuruluyor.
Dünün kardeşleri, müttefikleri, kader ortakları
bir anda düşman hale gelebiliyorlar.
Eski karşıtlar, birbirlerinin kanını
içseler doymayacak olanlar da, bir anda can ciğer kuzu
sarması haline geliyorlar.
Sunni ve Şii ittifak cephelerinde yaşanan ve giderek
derinleşen ayrılıklar, Irak Parlamento Başkanı’nın
görevden alınması, eski Başbakanlardan İyad
Allavi’nin “hükümete karşı askeri darbe hazırlamak”la
suçlanıp dışlanması ve benzeri gelişmeler,
siyasi ilişkilerde yaşanan patlamaların dışa
vurmasıdır.
Bağdat’ta birlik halinde davranan, merkezi yönetime
ilişkin ortak tavır belirleyip hareket eden Kürtler
de olmazsa, Irak paramparça olacak gibi..
Irak Parlamentosu’ndaki Kürdistan İttifak Listesi ile
Irak hükümetinde yer alan Kürt bakanlar, Güney Kürdistan Siyasi
Önderliği’nin, “federal ve demokratik Irak’ın içinde
yer almak” diye formüle edilen politikası uyarınca
davranıyorlar.
Adeta bir tutkal görevi yaparak Irak’ın birliğini
sağlıyorlar.
Güney Kürdistan Siyasal Önderliği’nin Irak’da federal
ve demokratik bir yapının oluşmasına yönelik
bu özverili politikası, bazı Kürtler tarafından
eleştiriliyor.
Böylesi eleştirileri doğal karşılamak
gerekir.
Ama Merkezi Hükümet ile Kürdistan Bölgesi Hükümeti arasındaki
lişikilerde, bugüne kadar bir çok sorun yaşandığı
da bir gerçektir.
Bir başka gerçek ise, Güney Kürdistan Hükümeti ile merkezi
hükümet arasında sert tartışmalara neden olan
sorunlar çözüldükçe Güney’deki ulusal yapının daha
da sağlamlaştığıdır.
Bu nedenle, son olarak taraflar arasında gerginliğe
neden olan Petrol Yasası ve Peşmergelerin geleceği
sorununda anlaşmaya varılması, sorunların
çözüm yoluna girmesi, sadece Güney’deki yapıyı güçlendirmekle
kalmayacak, aynı zamanda Irak’da demokratik ve federal
bir yapının oluşmasına önemli katkı
sunacaktır.
Peşmergelerin “Kürdistan Bölgesi Savunma Kuvvetleri”
statüsüne kavuşması ve Irak Ordusuyla ilişkilerini
belirleyen bir mekanizmanın oluşturulması,
tarihi bir adım olarak nitelendirilmeyi hakediyor.
Bu tarihi adımla sadece Güney’deki kazanımlar güvence
altına alınmadı, aynı zamanda peşmergelerin
dağıtılmasını isteyen başta
Türkiye olmak üzere öteki bölge devletlerin hevesleri kursaklarında
kaldı.
Güney Kürdistan’da, özellikle Petrol Yasası’na yönelik
ciddi eleştiriler var ve bu eleştirilerin bir bölümü
basına da yansıdı.
Eleştirilerde haklı yanların bulunduğuna
kuşku yok.
Ama görüşme masalarını, görüşmeye oturanların
her istediğini alıp kalktığı masalar
olarak görmek, dar ve uzlaşma karşıtı
bir anlayıştır.
Almak kadar vermek de, görüşme masalarının
bir gerçeğidir.
Hele dünya için stratejik önemi olan Irak petrolü için kurulan
masadan, her istediğini alıp kalkma istemi, gerçekçi
değildir.
Kendisine yönetilen tüm eleştirilere karşın,
yeni Petrol Yasası konusunda varılan anlaşmayla,
taraflar arasında gerginliğe neden olan odaklardan
birini daha ortadan kaldırılacak, barış
ve istikrarın sağlanmasına yönelik önemli bir
viraj daha dönülmüş olacaktır.
Kerkük ve araplaştırma politikasına maruz
kalan bölgelerle ilgili sorunun, Anayasa’nın ilgili maddesi
uyarınca çözülmesi ise, federal ve demokratik Irak’ın
temeline atılan önemli bir köşe taşı olacaktır.
Petrol Yasası ve Peşmergelerin geleceği konusunda
hevesi kursağında kalanlar, özellikle de Türkiye,
Kerkük’e ilişkin hedeflerine de ulaşamayacaktır.
Herşeyden önce ulusal, bölgesel ve uluslararası
şartlar, Türkiye’nin bu hedefine ulaşmasına
müsait değildir.
Başta ABD olmak üzere öteki Batılı ülkelerin
Kerkük sorununu bir iç mesele olarak görmeleri ve Anayasa
uyarınca çözüme kavuşturulmasında israrlı
olmaları bir yana.
Kerkük’ün Kürdiliği, sadece Güneylilerin değil,
tüm Kürtlerin kırmızı çızgisidir.
Bu nedenle Kerkük’e yönelik her dış müdahale tüm
Kürtleri karşısına alacaktır.
Sadece Irak hükümeti değil, Kerkük’ü Irak’ın bir
parçası olarak gören Arap ülkeleri de bu kente dışardan
yapılan her müdahaleye karşı çıkacaklardır.
İran’ın ise, Kerkük’ün Türkler tarafından
yutulmasına sessiz kalmayacağı kesindir.
Türkiye’nin tüm bu olumsuz koşullara rağmen Kerkük’e
müdahale etmesi, bölgede ısınan suları daha
da ısıtacaktır.
Oysa bölgenin gereksinim duyduğu şeyler, demokrasi
ve değişimdir, barış, huzur ve istikrardır.
Her fırsatta .bölgede barış ve istikrar istediğini
söyleyen Türk devleti, eğer inandırıcı
olmak istiyorsa, sınıra tank ve asker yığmayı,
Güney Kürdistan’a müdahale tehditleri savurmayı bir kenara
bırakmalı, uzatılan eli tutmalı, Güney’deki
siyasi yapıyı tanıyıp onunla iyi ilişkiler
kurmalıdır.
Aksi durumda, yani suların daha ısınmasına
yol açan davranışlarda israr edilmesi halinde, kazan
patlayacaktır.
Kazanın patlaması halinde, kimlerin en çok zarar
göreceğini kestirmek, o kadar da zor değildir.
Yazarın
önceki yazılarından:
Lafla
Peynir Gemisi Yüzdürmek..
“İyi
Çocuklar”a İş Çıktı
Polis
Devleti
Papatya
Falı
İran-ABD
İlişkileri Açısından Ortadoğu
Zorlu
Süreç
Hazır
Başlamışken..
“Ne Şeriat Ne Darbe”
Malatya
Katliamı ve Uğur Kaymaz
Bir
Kez Daha Birlik Üstüne
Bremen
Mızıkacıları
Şehidler
Günü
Bağımsız Kürdistan
Newrozu
Özüne Uygun Kutlamak İçin..
Malumun
İlani
Evren
Vakası ve Eli Taşın Altına Koymak
Kürtlere Ateş Etmek Serbest..
Davul
ve Tokmak
Atı
Arabanın Önüne Koymak
Milliyetçilik
Yarışı
Ben
Erdoğan Hayranıyım!..
Katil
Kim?
Zor
Günler
Samimiyet
Sınavı
Yeni
Yıl
Ankara
Kriterleri-2
Geç
Olmadan
Gelenek
“Ne
Olacak Bu Irak’ın Hali”?
Bir
Kez Daha Kerkük Üzerine
Sembol
mü?
Demokrasi
Hayalleri
Yasaklamak
Erken
Ölüm
Törkiş
İşi Demokrasi ve Sivil Çözüm!..
Her
ikisi de aynı Orhan Pamuk
“Paşalar
Cumhuriyeti”
Cadı
Kazanı
Sıcak
Günler
Başbakan’ın
TİT Aşkı
“Bayrak
Krizi”, Gerçekler ve Görevlerimiz
“Qandil
Gönüllüleri”
Enfal
Yapışık
Üçüzler
Kirlenme,
Çürüme ve Çifte Standart
Hizaya
Getirmek
Başbakan Doğru Söylemiyor
Şahinler ve Riyakarlar
Madımak
Zeytin Dalı
Yanlışta
İsrar
“İyi
Çocuk”lar Cenneti..
Filmi
Başa Sarmak
Erdoğan’ın
Sınavı
Süreç
ve Önümüze Koyduğu Görevler
Tek
Yanlı Aşk
Sadak’ın Sadakati
İpe
Un Sermek
Güneyli
Kürtlerin Büyük Sınavı
Kansere
Razı Etmek İçin Ölümle Tehdit Etmek
Acaba
Öyle mi?
Halepçe
Olayları Neyi Gösteriyor, Neyi Gerektiriyor?
“Çeteler
Cenneti”
Arapsaçı
Söyleyemediklerim
ve Yapmadıklarımız..
Buzdağının
Ucu (Mu?)
Aynaya
Bakmak
Saygı
Mı? Özgürlük Mü?
Militarizm
Ve Çürüme
Yavaş
Ama Emin Adımlarla İlerlemek...
İspanyol
General Ve Ağca
Gel
De Niyazi Usta’yı Anma
MGK’nin
Yeni Yıl Hediyesi..
Hazırlıklı
Olmak
Gündemimizin
Değişmeyeni..
Fırıldak
15
Aralık Seçimleri ve Olası Sonuçları
Biz İşimize Bakalım-2
Demokrasi
ve Ortadoğu
İyi
Asker
Ayna
Tutmak
Alışmakta
Fayda Var
Üçüncü
Ses
“Uzun, İnce Bir Yol”
3
Ekim, 15 Ekim ve Protokol
3
Ekim Sonrası..
Çürüme
Ne
yazmalı?
DİSK
Zorlu
Süreç ve Görevler
Yoğurdu
Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in
kafası Karışık?
Başbakan
Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin
Olur"
Sorun
Kürt aydınları mı?
Ülkenin
Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım”
Aydınların Çağrısı ve Geçmişi
Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak
Başka İşler De Var
Bayrak
Ve Ekmek
Endişe
Ar
Damarı
Kürdistan
Parlamentosu
“Sözde”
Darısı
Başımıza!...
Bayrak
ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”
|