Öcalan İçin Fırsat
Mesud Tek
Bağımsız Kürdistan konusunda burnundan kıl
aldırtmayan Abdullah Öcalan’ın, bilahare nasıl
demokrasi havarisi kesildiği herkesin malumu.
Öcalan’ın bağımsız devlet, federasyon,
otonomi gibi taleplere boş verdiğini ve hatta bu
talepleri gerici ve çağdışı talepler olarak
değerlendirdiğini biliyoruz.
Güney Kürdistan’daki gelişmeleri değerlendirirken
“Ulusal devlet eşittir fasizm” diyen Öcalan, Türkiye’de,
Kürt sorununun “Atatürk’ün kurduğu cumhuriyetin demokratikleştirilmesiyle”
çözüme kavuşturulacağını söylüyor; bunun
propagandasını yapıyor, görüşlerinin doğruluğunu
ispatlamak için bin dereden su getiriyor.
Uzun lafın kısası, Öcalan bir demokrasi aşığı,
4 duvar arasında bile demokrasi için çalışıyor,
emek harcıyor, ter döküyor..
Türkiye’de demokrasi karşıtlığı
denince akla hemen gericiler, ırkçı-şovenler,
bilumum kemalistler, üniformalısıyla, kıravatlısıyla
militaristler ve ulusalcılar gelir.
Ve bir de derin devlet!..
Derin devletin, değişimin, demokrasinin önünü almak
amacıyla yaptıkları biliniyor.
Askeri darbeler, işlenen binlerce faili mechul cinayet,
düzenlenen sabotaj, suikast ve linç eylemleri, derin devletin
marifetleri arasında bulunuyor.
Kuşku yok ki değişimin, Türkiye’nin demokratikleşmesinin
önündeki en büyük engellerden birisi, derin devlet ve emrindeki
asker ve sivillerden oluşan çetelerdir.
Seçimler nedeniyle olsa gerek, son günlerde çetelerden daha
sık bahsediliyor.
Devletin, Kürt sorununun askeri çözümünde israrının
başta gelen ürünlerinden biri olan ve mantar gibi biten
çetelerle ilgili haberler, son günlerde medyada yoğun
biçimde yer alıyor.
Günümüz çetelerle ilgili haberlerle geçiyor.
Basına yansıyan resmi bilgilere göre sadece 2006
yılında 374 çete ortaya çıkartılmış,
çetelerle ilişkisi olan 292 polis ve 119 subay ve astsubay
ile 19 savcı hakkında soruşturma yapılmış.
Bu rakamlara çete üyesi PKK itirafçıları dahil
değil!.
Derin devlet bağlantılı çeteler, AB’ye duydukları
kini, Kürtlere ve demokrasiye olan düşmanlıklarını
gizleme gereği bile duymuyorlar.
Ve bu nedenle çetelere karşı mücadele etmek, onları,
marifetlerini ortaya çıkartmak çok önemlidir; demokrasi
mücadelesinin ayrılmaz bir parçasıdır.
“Demokrasi mücadelesi aynı zamanda derin devlet ve ilişki
içinde olduğu asker-sivil çetelere karşı verilen
mücadeledir de” demek mümkün.
Son günlerde Öcalan da derin devletten bahsediyor.
28 Haziran tarihli basına yansıyan avukat görüşmelerine
göre, Öcalan avukatlarına şöyle demiş:
“Daha önce söyleyip söylemediğimi hatırlamıyorum
ama 1996’da devletten bir kesim Çiller’i öldürme konusunda
bize teklifte bulundular. ‘Biz gerekli şartları
sağlayacağız, siz halledersiniz’ dediler. Ancak
ben kabul etmedim.”
Öcalan’ın söyledikleri yorum gerektirmeyecek kadar açık.
Öcalan, derin devletin kendilerine Çiller’i öldürmeyi teklif
ettiğini, ama teklifi kabul etmediklerini söylüyor.
Bence kabul etmemekle iyi yapmış.
Şimdi Öcalan’ın elinde demokrasi mücadelesine önemli
bir ivme kazandıracak bir fırsat var.
Öcalan, iyi bir iş daha yapmalı, kendisine Çiller’in
öldürülmesini önerenlerin kimliklerini açıklamalıdır.
Öcalan’ın kendisine sözkonusu uğursuz teklifi yapanların
kimliklerini açıklaması, “Atatürk’ün kurduğu
cumhuriyetin demokratikleşmesi”ne, “ekolojik demokratik
toplum projesi”ne önemli bir katkı olmakla kalmayacak.
Aynı zamanda girilen seçim sürecinde bağımsız
adayların elini güçlendirecektir.
Öcalan, parlamentoya girerek güçlü bir gurup oluşturmalarını
istediği bağımsızlara bu iyiliği
yapmalıdır.
Öcalan, demokrasi konusunda söylediklerinde samimi olduğunu
göstermek için, bu önemli fırsatı değerlendirmeli
ve sözkonusu teklifi yapanların kimliklerini deşifre
etmelidir.
Bu yazımın eline ulaşmayacağını
biliyorum.
Bu nedenle, Öcalan ile görüşmeye geden Asrın Hukuk
Bürosu avukatlarından, bu talebimi kendisine iletmelerini
rica ediyorum.
AKP hükümeti ve Türk yargısı da bir samimiyet sınavıyla
karşı karşıya.
Aydınların, yazar ve gazetecilerin söyledikleri
karşısında aslan kesilip dava üstüne dava açan
savcılar, bakalım ne yapacaklar?
Sivil-asker çetelere karşı mücadeleyle övünen AKP
hükümeti ve ilgili bakanları, Öcalan söylediklerine dayanarak
suç duyurusunda bulunacaklar mı?
TC’nin eski bir başbakanını öldürmeyi ihaleye
çıkartan devlet görevlilerinin açığa çıkması
için çaba sarfedecekler mi?
Ya Tansu Çiller?
Birliği için canını siper ettiği, binlerce
faili meçhul cinayet emri verdiği devletin bir kesimi
tarafından öldürülmek istenmesine karşı sessiz
mi kalacak?
“Devlet için kurşun atan da, yiyen de şereflidir”
diyen Çiller, devletin bir bölümünün çektirdiği tetikten
çıkan kurşunları yemeyi de “şeref” olarak
mı görecek?
Yoksa suç duyurusunda bulunup gerçeklerin açığa
çıkmasına yardımcı mı olacak?
Ben, savcılar ve Çiller’in suç duyurusunda bulunmak
veya dava açmakla, demokrasi mücadelesine iyilik yapacaklarını,
katkı sunacaklarını tahmin etmiyorum.
Öcalan’ın teklif getirenlerin kimliklerini açıklamasını,
AKP hükümetinin suç duyurusunda bulunarak savcıları
harekete geçirmesini ise, canı gönülden istiyorum.
Öcalan ve AKP hükümetinin yapacaklarını görmek
için biraz beklemek gerekecek.
Bakalım, derin devlet ve bağlı çetelere karşı
mücadelede, demokrasi ve hukukun üstünlüğü konusunda
söylediklerinde ne kadar samimiler?
Bekleyip, göreceğiz..
Yazarın
önceki yazılarından:
Sular
Giderek Isınırken..
Lafla
Peynir Gemisi Yüzdürmek..
“İyi
Çocuklar”a İş Çıktı
Polis
Devleti
Papatya
Falı
İran-ABD
İlişkileri Açısından Ortadoğu
Zorlu
Süreç
Hazır
Başlamışken..
“Ne Şeriat Ne Darbe”
Malatya Katliamı ve Uğur Kaymaz
Bir
Kez Daha Birlik Üstüne
Bremen
Mızıkacıları
Şehidler Günü
Bağımsız
Kürdistan
Newrozu
Özüne Uygun Kutlamak İçin..
Malumun
İlani
Evren
Vakası ve Eli Taşın Altına Koymak
Kürtlere Ateş Etmek Serbest..
Davul
ve Tokmak
Atı
Arabanın Önüne Koymak
Milliyetçilik
Yarışı
Ben
Erdoğan Hayranıyım!..
Katil
Kim?
Zor
Günler
Samimiyet
Sınavı
Yeni
Yıl
Ankara
Kriterleri-2
Geç
Olmadan
Gelenek
“Ne
Olacak Bu Irak’ın Hali”?
Bir
Kez Daha Kerkük Üzerine
Sembol
mü?
Demokrasi
Hayalleri
Yasaklamak
Erken
Ölüm
Törkiş
İşi Demokrasi ve Sivil Çözüm!..
Her
ikisi de aynı Orhan Pamuk
“Paşalar
Cumhuriyeti”
Cadı
Kazanı
Sıcak
Günler
Başbakan’ın
TİT Aşkı
“Bayrak
Krizi”, Gerçekler ve Görevlerimiz
“Qandil
Gönüllüleri”
Enfal
Yapışık
Üçüzler
Kirlenme,
Çürüme ve Çifte Standart
Hizaya
Getirmek
Başbakan Doğru Söylemiyor
Şahinler ve Riyakarlar
Madımak
Zeytin Dalı
Yanlışta
İsrar
“İyi
Çocuk”lar Cenneti..
Filmi
Başa Sarmak
Erdoğan’ın
Sınavı
Süreç
ve Önümüze Koyduğu Görevler
Tek
Yanlı Aşk
Sadak’ın Sadakati
İpe
Un Sermek
Güneyli
Kürtlerin Büyük Sınavı
Kansere
Razı Etmek İçin Ölümle Tehdit Etmek
Acaba
Öyle mi?
Halepçe
Olayları Neyi Gösteriyor, Neyi Gerektiriyor?
“Çeteler
Cenneti”
Arapsaçı
Söyleyemediklerim
ve Yapmadıklarımız..
Buzdağının
Ucu (Mu?)
Aynaya
Bakmak
Saygı
Mı? Özgürlük Mü?
Militarizm
Ve Çürüme
Yavaş
Ama Emin Adımlarla İlerlemek...
İspanyol
General Ve Ağca
Gel
De Niyazi Usta’yı Anma
MGK’nin
Yeni Yıl Hediyesi..
Hazırlıklı
Olmak
Gündemimizin
Değişmeyeni..
Fırıldak
15
Aralık Seçimleri ve Olası Sonuçları
Biz İşimize Bakalım-2
Demokrasi
ve Ortadoğu
İyi
Asker
Ayna
Tutmak
Alışmakta
Fayda Var
Üçüncü
Ses
“Uzun, İnce Bir Yol”
3
Ekim, 15 Ekim ve Protokol
3
Ekim Sonrası..
Çürüme
Ne
yazmalı?
DİSK
Zorlu
Süreç ve Görevler
Yoğurdu
Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in
kafası Karışık?
Başbakan
Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin
Olur"
Sorun
Kürt aydınları mı?
Ülkenin
Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım”
Aydınların Çağrısı ve Geçmişi
Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak
Başka İşler De Var
Bayrak
Ve Ekmek
Endişe
Ar
Damarı
Kürdistan
Parlamentosu
“Sözde”
Darısı
Başımıza!...
Bayrak
ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”
|