Olması Gereken..
Mesud Tek
ABD Senatosu’nun, şiddetin önüne geçilmesi amacıyla
Irak’ın federatif yapı içiresinde Kürdistan, Şii
ve Sunni bölgeleri olmak üzere üçe bölünmesine ilişkin
kararına, bildik, tanıdık tepkiler verildi;
veriliyor.
Tepki gösterenlerin başında Türkiye ve Arap Birliği
geliyor.
Arap şovenleri ve milliyetçileriyle, Türkmenler ve bir
kısım Şiiler de karara tepkililer.
Tepki gösterenler, bölgede var olan statünün korunmasından
yanalar.
Ortadoğu’da ve Arap aleminde cetvelle cizilen sınırların
değişmesini istemiyorlar.
Bu nedenle onları anlamak mümkün.
Ama değişim ve demokrasiden yana olanların,
özgürlük ve barış yanlılarının karara
karşı çıkmalarını ben anlamış
değilim.
Anlayan varsa anlatsın ki, cahil kalmayalım, biz
de anlayalım..
Yakından bakıldığında, ABD Senatosu’nun
kararı, ülkenin şu anda var olan objektif durumunu
yansıtıyor.
Bilenler biliyor, Irak zaten üçe bölünmüş vaziyette.
Güney Irak’da Şiilerin borusu ötüyor.
Şiilerin önemli bir bölümü, Güney Irak şehirlerini
kapsayan bir federasyonun oluşturulması doğrultusunda
irade beyanında bulundular; bulunuyorlar..
Irak Parlamentosu’nun konuya ilişkin alınmış
kararı var ve hayata geçirilmesi için tanınan sürenin
dolması bekleniyor.
Güney Kürdistan’ın federasyon deneyinden faydalanmak
amacıyla Hewlêr’i ziyaret eden Şii heyetlerin biri
giderken, ötekisi geliyor..
Güney Kürdistan’da, federatif yapının inşası,
yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ve benzeri konularda
Uluslararası konferanslar düzenleniyor, vb..
Sunni Arapların yaşadığı orta bölgelerde
durum bundan farklı değil.
Yönetim Sunni Arap aşiret reislerinin elinde.
Bu bölgede merkezi hükümetin varlığı tartışılıyor.
ABD Başkanı Buş’un, son Irak ziyaretinde,
yetkililerle, Sunni Arapların bölgesinde görüşmesi
kimseyi yanıltmasın.
Sunni Arap bölgesinde güvenlik ve asayışın
nisbi olarak sağlanması, hükümetin değil, El
Kaide ve benzeri terör örgütlerine karşı tavır
alan Sunni Arap aşiretlerinin marifeti.
Sunni Arap kesimi geçmişte BAAS diktatörlüğünün
tabanını oluşturuyordu; bugün de öyledir.
Sözkonusu aşiretler, dün denecek kadar yakın bir
tarihte yaptıkları bir toplantıda, BAAS Partisi’ne
desteklerini belirtiler.
Güney Kürdistan’daki gelişmeler ise biliniyor.
Kürtler 1992 yılından bu yana ilan ettikleri federasyonun
yer etmesi, ete kemiğe bürünmesi çin çabalıyorlar..
Buş yönetiminin Irak politikasında köklü bir değişiklik
yok.
ABD Başkanı Buş, güçlü merkezi hükümet oluşturma
sevdasından vazgeçmiş değil.
Bu nedenle ABD Senatosu’nun sözkonusu kararını
anında reddetti.
Dolayısıyla, Senato kararının hiç bir
pratik değeri yok; şimdilik.
Ama karar gerçekçi olduğu, Irak’ın gerçek durumunu
tesbit ettiği için çok önemli.
Ve hiç kuşku yok ki karar, ileride beklenen rolünü oynayacak,
sadece Irak’ın değil, bölgenin yeniden yapılanmasına
azımsanmayacak katkı sunacaktır.
Buş yönetimi, istemese de güçlü bir merkezi hükümet
oluşturma sevdasından vazgeçecektir.
Çünkü bu politikanın, Irak’da demokrasi ve değişimin
önünde ayak bağı olduğu, her geçen gün açığa
çıkmaktadır.
Çünkü güçlendirilmeye çalışılan merkezi hükümetin,
Anasaya’nın 140. Maddesi ile Irak’da federatif bir yapıyı
öngören öteki maddelerin uygulanmalarının önüne
binbir engel çıkartmaktan öte, yaptığı
bir şey yok..
Türkiye’de ise en sert tepki ordu cenahından geldi.
Genelkurmay Başkanı Yaşar Büşükanıt,
Kara Kuvvetleri Komutanı İ. Başbuğ’un,
Güney Kürdistan’ı Türkiye’nin güvenliği açısından
“tehlike” olarak gören söylemini tekrarladı.
TC Başbakın Erdoğan’ın, Amerikalı
iş adamlarını Türkiye’de yatırım
yapmaya çağırdığı sırada, ordu
cenahı, ABD’nin bölgedeki sinsi planlarından, işini
zorlaştırmadan, “pahallıya maletme”den bahsediyordu.
Öyle anlaşılıyor ki Cumhurbaşkanlığı
ve yeni anayasa konusunda, militaristler, ırkçı-şoven
ve kemalistler ile hükümet arasındaki gerginlik, Kürt
sorunu ve Güney Kürdistan’daki gelişmeler vasıtasıyla
derinleştirilmeye çalışılıyor.
Bir başka değişle militaristler AKP’nın
zayıf noktasına vuruyorlar.
AKP, zayıf noktasından darbe aldıkça, militaristlerin,
kemalistlerin dümen suyuna giriyor.
Oysa birkaç namuslu kaleminin yazdığı gibi,
Güney Kürdistan’daki siyasi yapının güçlenip gelişmesi,
aynı zamanda Türkiye’nin de çıkarınadır.
Akl-ı selim, Güney’i tehlike olarak görmekten, ortadan
kaldırmak için çabalamaktan vazgeçmek gerektiğini
söylüyor.
Bunun için yapılacak ilk şey ezberi bozmaktır.
Güney Kürdistan’daki yapıyı tanımak, onunla
ekonomik, kültürel ve sosyal ilişkiler geliştirmektir.
Bu da yetmez.
Güney’dekilerin Kuzey’deki akrabaları üzerinde var olan
sömürgeci baskıyı sona erdirmek, ulusal demokratik
haklarını tanımaktır.
Bugüne kadarki pratiği, AKP’nin bu işin ehli olmadığını
göstermiştir.
Kürt sorununu çözüme kavusturacak, ülkeyi demokrasi ve değişim
yoluna sokacak güçler, AKP’nın dışında
olan ve oylarını gecici bir süre ödünç olarak verenlerdir.
Bu kesimler ülkeyi “kemalizm-ılımlı islam”
ikileminden kurtarmak için harekete geçmekle yükümlüdürler.
“Kürt devleti korkusu”dan muzdarip bazı kesimler, ABD
senatosunun sözkonusu kararına karşı çıkarken,
Kürdistan Federasyonu’nun bağımsız devlete
giden yolda önemli bir aşamada olduğunu söylüyorlar.
Elbette böyle bir olanak sözkonusu.
Ama bunu engellemenin yolu gerçekleri görmezden gelmek değil,
kavramak ve ona uygun davranmaktır.
Unutulmamalıdır ki Kürtlerin de bağımsız
devlet kurma hakkı var.
Korku ne zaman ecele engel olmuş ki, bu kez de olsun..
Yazarın
önceki yazılarından:
Kemalizm
İçin Kaygılanmak Kimin İşi?
Perşembenin
Gelişi
Gerginlik
Kapıda
Sözcüklerin
Önemi!..
Şeyh
Elo’nun Söyledikleri..
Bölücü
Masalları
Kıyamet
Koparken...
Anayasa
ve Kürtler
Qandil’e
Uzanmanın Ne Gereği Var?..
Çuvaldızı
Kendimize Batırmalıyız
Seçimler
ve Sonrası..
Rektörün
Tuttuğu Ayna
Öcalan
İçin Fırsat
Sular
Giderek Isınırken..
Lafla
Peynir Gemisi Yüzdürmek..
“İyi
Çocuklar”a İş Çıktı
Polis
Devleti
Papatya
Falı
İran-ABD
İlişkileri Açısından Ortadoğu
Zorlu
Süreç
Hazır
Başlamışken..
“Ne Şeriat Ne Darbe”
Malatya Katliamı ve Uğur Kaymaz
Bir
Kez Daha Birlik Üstüne
Bremen
Mızıkacıları
Şehidler Günü
Bağımsız
Kürdistan
Newrozu
Özüne Uygun Kutlamak İçin..
Malumun
İlani
Evren
Vakası ve Eli Taşın Altına Koymak
Kürtlere Ateş Etmek Serbest..
Davul
ve Tokmak
Atı
Arabanın Önüne Koymak
Milliyetçilik
Yarışı
Ben
Erdoğan Hayranıyım!..
Katil
Kim?
Zor
Günler
Samimiyet
Sınavı
Yeni
Yıl
Ankara
Kriterleri-2
Geç
Olmadan
Gelenek
“Ne
Olacak Bu Irak’ın Hali”?
Bir
Kez Daha Kerkük Üzerine
Sembol
mü?
Demokrasi
Hayalleri
Yasaklamak
Erken
Ölüm
Törkiş
İşi Demokrasi ve Sivil Çözüm!..
Her
ikisi de aynı Orhan Pamuk
“Paşalar
Cumhuriyeti”
Cadı
Kazanı
Sıcak
Günler
Başbakan’ın
TİT Aşkı
“Bayrak
Krizi”, Gerçekler ve Görevlerimiz
“Qandil
Gönüllüleri”
Enfal
Yapışık
Üçüzler
Kirlenme,
Çürüme ve Çifte Standart
Hizaya
Getirmek
Başbakan Doğru Söylemiyor
Şahinler ve Riyakarlar
Madımak
Zeytin Dalı
Yanlışta
İsrar
“İyi
Çocuk”lar Cenneti..
Filmi
Başa Sarmak
Erdoğan’ın
Sınavı
Süreç
ve Önümüze Koyduğu Görevler
Tek
Yanlı Aşk
Sadak’ın Sadakati
İpe
Un Sermek
Güneyli
Kürtlerin Büyük Sınavı
Kansere
Razı Etmek İçin Ölümle Tehdit Etmek
Acaba
Öyle mi?
Halepçe
Olayları Neyi Gösteriyor, Neyi Gerektiriyor?
“Çeteler
Cenneti”
Arapsaçı
Söyleyemediklerim
ve Yapmadıklarımız..
Buzdağının
Ucu (Mu?)
Aynaya
Bakmak
Saygı
Mı? Özgürlük Mü?
Militarizm
Ve Çürüme
Yavaş
Ama Emin Adımlarla İlerlemek...
İspanyol
General Ve Ağca
Gel
De Niyazi Usta’yı Anma
MGK’nin
Yeni Yıl Hediyesi..
Hazırlıklı
Olmak
Gündemimizin
Değişmeyeni..
Fırıldak
15
Aralık Seçimleri ve Olası Sonuçları
Biz İşimize Bakalım-2
Demokrasi
ve Ortadoğu
İyi
Asker
Ayna
Tutmak
Alışmakta
Fayda Var
Üçüncü
Ses
“Uzun, İnce Bir Yol”
3
Ekim, 15 Ekim ve Protokol
3
Ekim Sonrası..
Çürüme
Ne
yazmalı?
DİSK
Zorlu
Süreç ve Görevler
Yoğurdu
Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in
kafası Karışık?
Başbakan
Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin
Olur"
Sorun
Kürt aydınları mı?
Ülkenin
Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım”
Aydınların Çağrısı ve Geçmişi
Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak
Başka İşler De Var
Bayrak
Ve Ekmek
Endişe
Ar
Damarı
Kürdistan
Parlamentosu
“Sözde”
Darısı
Başımıza!...
Bayrak
ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”
|