Çıkmaz Sokak
Mesud Tek
Şırnak’da 13 askerin öldürülmesiyle birlikte, her
soydan ve her boydan milliyetçiler, ırkçı-şovenlerle
gerici ve tutucu tayfası, “mal bulmuş mağribi”
gibi, harekete geçtiler.
Zeten yeterince güçlü olmayan akl-i selim bir anda kayıplara
karıştı.
Boyalı-mehmetçik basın ve televizyon ekranları,
sanki bu ülkede ilk kez 13 asker öldürülüyormuş havası
içindeler, halka kurt masalları anlatıyorlar.
Başta CHP ve MHP olmak üzere düzen partileri, Türk ordusunun
bir an önce Hewlêr seferine çıkmasını istiyor,
sefer için hazır olduğunu belirten ordunun elini-kolunu
serbest bırakmadığı için, AKP hükümetine
saldırıyorlar.
MHP’nin ırkçı-şoven lideri Bahçeli’nin gözü,
Güney Kürdistan’a askeri müdahalenin referanduma sunulmasını
isteyecek kadar dönmüş..
CHP lideri Baykal da O’ndan geri kalmıyor, ağzından
salyalar saçarak Güney Kürdistan Siyasi Önderliği’ne,
onun saygın liderlerine saldırıyor..
Anlı şanlı ve de profesör cubbeliler ile “kemalist
toplum kuruluşları”, düzenin emrindeki sendikalar
da bu uğursuz korodaki yerini almış durumdalar.
Zenginler kulübü TÜSİAD da şartlı olarak koroya
katılıyor.
Hepsi el ele vermiş cadı kazanı kaynatıyorlar.
Kazana atılacakların başında, hiç kuşkusuz
Güney Kürdistan Hükümeti şahsında Kürt halkı
geliyor.
Zaten omuzu kalabalık generaller, sivil ve askeri kemalist
burokrasi ve onların emrindeki partiler, sendikalar ve
“sözde” sivil toplum kuruluşları bu amaçlarını
gizlemiyorlar, gizlemi gereğini duymuyorlar..
Ateşi körükleyen kesimlerin ortak noktası, Kürt
düşmanlığının yanısıra,
Avrupa Birliği karşıtlığıdır,
demokrasi ve değişimden duyulan korkudur.
Bu nedenle kazanın kaynaması aynı zamanda
Türkiye’nin Avrupa Birliği rüyası ve AKP hükümeti
içindir.
AKP de kendisi için kaynatılan kazanın altına
odun atmaktan geri kalmıyor.
“AB şampiyonu” AKP, Genelkurmay Başkanı Yaşar
Büyükanıt’ın, hak ve özgürlüklerin genişletilmesini
devlet için tehlike gören yaklaşımı, DTP’yi
hedef göstermesi karşısında dut yemiş
bülbüle dönüyor.
Haksızlık etmeyelim, Yaşar Büyükanıt
karşısında hazırola geçenler sadece AKP
ve hükümeti değil.
Hırsızlığa, rüşvete ve hortumlamaya
bulaşmış üyelerinin dokunulmazlıkları
hakkında duyarlı olan, ama aynı duyarlılığı
düşüncelerini dile getiren DTP’li milletvekilleri için
göstermeyen TBMM başta olmak olmak üzere, tüm düzen partileri,
sendikalar ve meslek odalarının tavırları
da aynı..
Yaşar Paşa’yı bu belirlemeyi yapmak zorunda
bıraktıkları çin demokrasi güçlerine saldırıyorlar,
DTP’yi eleştiriyorlar!..
AKP Hükümeti, AB de dahil tüm demokrasi ve barışsever
güçlerin talebi olan 301. Maddenin değiştirilmesi
konusunda ipe un seriyor, maddenin olduğu gibi kalması
için bin dereden su getiriyor.
İstanbul ve Trabzon valilik ve emniyetinin, Hrant Dink
cinayetindeki rollerini Mısır’daki sağır
sultanlar duymuşken, bazı güvenlik görevlilerinin
azmettirici oldukları ayyuka çıkmışken,
sorumluları görevden almak için kılını
dahi kıpırtmayan İçişleri Bakanlığı,
DTP’li belediye başkanları hakkında soruşturma
başlatılması iznini son suratle veriyor.
Böylesi bir hükümetin başı Erdoğan’ın,
ABD’de katıldığı bir toplantıda,
katılımcıların gözlerine baka baka, “Türkiye'de
Kürt orijinli vatandaşlarımız azınlık
hukukuna tabi değildir. Onlar, bir bütünün parçalarıdır”
diyebiliyor, bunu derken de yüzü kızarmıyor..
Terörle Mücadele Yüksek Kurulu’ndan Sorumlu Bakan “301 Cemil”,
13 askerin öldürülmesini, “sözün bittiği yer” diye niteliyor.
Oysa biz Cemil Çiçek ve hükümetinin konuya ilişkin hiç
bir şey söylemediğini, Erdoğan’ın da söylediklerinden
pişmanlık duyup yerine getirmediğini, yaşadıklarımızdan
biliyoruz.
Terörle Mücadele Yüksek Kurulu yaptığı toplantıda,
beklendiği üzere harekete geçme kararı aldı.
Karar’da, PKK’nin Güney Kürdistan’daki varlığına
son vermek amacıyla gerektiğinde askeri müdahalede
bulunmakta dahil, her yola başvurulacağı,
bu amaçla ilgili kurumlara gerekli talimatların verildiği
belirtiliyor.
Hükümet ise tezkere için hazırlıklara başlamış
durumda.
Hükümetin tezkere talebi, Türkiye’nin Güney’e yönelik “sıcak
takip” ten öte hedef ve planları olduğunu ortaya
koyuyor.
İlk etapda İbrahim Halil Gümrük Kapısı’nın
kapatılmasından, sınırın Irak yakasında
15-20 kilometre eninde bir güvenlik şeridinin oluşturulmasından
bahsediliyor.
Yaşananlar AKP’nin sağduyuyu bir kenera bıraktığını,
kemalistlere, sivil ve askeri militaristlere teslim olduğunu
gösteriyor.
Türkiye’deki sağduyu sahibi kesimler ve Kürt ulusal
demokratik haraketi Güney Kürdistan’a askeri müdahalenin çözüm
olmadığını, sorunu içinden çıkılmaz
hale getireceğini defalarca dile getirdiler; getiriyorlar.
Güney Kürdistan Siyasi Önderliği, komşularıyla
yaşanan sorunların diyalog yoluyla çözmek istediğini
defelarca dile getirdi; getiriyor.
Güney Kürdistan Siyasi önderliği’nin Türkiye’ye uzattığı
dostluk eli hep havada kaldı.
Omuzu kalabalık generallerden tırsan AKP hükümeti
uzatılan eli tutma cesaretini göstermedi; gösteremiyor.
Son gelişmeler, Türk devletinin çıkmaz olduğu
defalarca ispat edilen yolda yürümek istediğini gösteriyor.
Bu aşamadan sonra “Hayırlı olsun” demekten
başka bir şey elimizden gelmez.
Ama, teslim bayrağı çeken AKP hükümeti iyi bilmelidir
ki, Güney Kürdistan’a yapılacak askeri bir müdahale,
uzun bir dönem için Avrupa Birliği rüyasına elveda
demektir.
AB rüyasının sona ermesi ise, AKP hükümeti için
sonun başlangıcıdır.
Türk devletinin Güney Kürdistana yönelik askeri müdahalesi,
demokratikleşmeye, yeni ve sivil anayasaya fatiha okumaktır.
Güney’e yapılacak askeri bir müdahale, Türkiye’yi dünyadan
kopartacak ve kendi içine kapatacaktır.
Ki, her soydan ve boydan ulusalcıların, mitarist
ve kemalistlerin istediği, tam da budur.
Güney’e yönelik nisbeten olumlu bir dil kullanmayı oya
çevirmeyi başaran AKP, Türk devletinin Özgür Kürdistan’a
yönelik müdahalesinin, Kuzey Kürtleri tarafından tepkiyle
karşılanacağından, Kuzeyli Kürtlerin her
yola başvurarak direnceğinden emin olmalıdır.
Son eylemleriyle Türk devletinin eline Güney’e askeri seferler
düzenleme bahanesi veren PKK, gelinen noktada şapkasını
önüne koyup iyi düşünme, “Türk ordusunu Güney’e çekme”
stratejisinden vazgeçmelidir.
Bunun için yapılacak şey Kürdistan Bölge Başkanı
Mesud Barzani’nin çağrısına uyarak Güneyi zor
durumda bırakan eylemlerden kaçınmaktır.
Bu da yetmez.
PKK, yürüttüğü silahlı mücadelenin, Kürtlerin zararına
olduğunun bilincine varmalıdır.
Bu iş için yapılacak olan şey bellidir.
Silahları bir daha çıkartmamak üzere toprağa
gömmek..
Bu ise sadece DTP’nin elini güçlendirmekle kalmaz, sömürgecilerin
kirli emellerini kursaklarında bırakır..
Yazarın
önceki yazılarından:
Olması
Gereken..
Kemalizm
İçin Kaygılanmak Kimin İşi?
Perşembenin
Gelişi
Gerginlik
Kapıda
Sözcüklerin
Önemi!..
Şeyh
Elo’nun Söyledikleri..
Bölücü
Masalları
Kıyamet
Koparken...
Anayasa
ve Kürtler
Qandil’e
Uzanmanın Ne Gereği Var?..
Çuvaldızı
Kendimize Batırmalıyız
Seçimler
ve Sonrası..
Rektörün
Tuttuğu Ayna
Öcalan
İçin Fırsat
Sular
Giderek Isınırken..
Lafla
Peynir Gemisi Yüzdürmek..
“İyi
Çocuklar”a İş Çıktı
Polis
Devleti
Papatya
Falı
İran-ABD
İlişkileri Açısından Ortadoğu
Zorlu
Süreç
Hazır
Başlamışken..
“Ne Şeriat Ne Darbe”
Malatya Katliamı ve Uğur Kaymaz
Bir
Kez Daha Birlik Üstüne
Bremen
Mızıkacıları
Şehidler Günü
Bağımsız
Kürdistan
Newrozu
Özüne Uygun Kutlamak İçin..
Malumun
İlani
Evren
Vakası ve Eli Taşın Altına Koymak
Kürtlere Ateş Etmek Serbest..
Davul
ve Tokmak
Atı
Arabanın Önüne Koymak
Milliyetçilik
Yarışı
Ben
Erdoğan Hayranıyım!..
Katil
Kim?
Zor
Günler
Samimiyet
Sınavı
Yeni
Yıl
Ankara
Kriterleri-2
Geç
Olmadan
Gelenek
“Ne
Olacak Bu Irak’ın Hali”?
Bir
Kez Daha Kerkük Üzerine
Sembol
mü?
Demokrasi
Hayalleri
Yasaklamak
Erken
Ölüm
Törkiş
İşi Demokrasi ve Sivil Çözüm!..
Her
ikisi de aynı Orhan Pamuk
“Paşalar
Cumhuriyeti”
Cadı
Kazanı
Sıcak
Günler
Başbakan’ın
TİT Aşkı
“Bayrak
Krizi”, Gerçekler ve Görevlerimiz
“Qandil
Gönüllüleri”
Enfal
Yapışık
Üçüzler
Kirlenme,
Çürüme ve Çifte Standart
Hizaya
Getirmek
Başbakan Doğru Söylemiyor
Şahinler ve Riyakarlar
Madımak
Zeytin Dalı
Yanlışta
İsrar
“İyi
Çocuk”lar Cenneti..
Filmi
Başa Sarmak
Erdoğan’ın
Sınavı
Süreç
ve Önümüze Koyduğu Görevler
Tek
Yanlı Aşk
Sadak’ın Sadakati
İpe
Un Sermek
Güneyli
Kürtlerin Büyük Sınavı
Kansere
Razı Etmek İçin Ölümle Tehdit Etmek
Acaba
Öyle mi?
Halepçe
Olayları Neyi Gösteriyor, Neyi Gerektiriyor?
“Çeteler
Cenneti”
Arapsaçı
Söyleyemediklerim
ve Yapmadıklarımız..
Buzdağının
Ucu (Mu?)
Aynaya
Bakmak
Saygı
Mı? Özgürlük Mü?
Militarizm
Ve Çürüme
Yavaş
Ama Emin Adımlarla İlerlemek...
İspanyol
General Ve Ağca
Gel
De Niyazi Usta’yı Anma
MGK’nin
Yeni Yıl Hediyesi..
Hazırlıklı
Olmak
Gündemimizin
Değişmeyeni..
Fırıldak
15
Aralık Seçimleri ve Olası Sonuçları
Biz İşimize Bakalım-2
Demokrasi
ve Ortadoğu
İyi
Asker
Ayna
Tutmak
Alışmakta
Fayda Var
Üçüncü
Ses
“Uzun, İnce Bir Yol”
3
Ekim, 15 Ekim ve Protokol
3
Ekim Sonrası..
Çürüme
Ne
yazmalı?
DİSK
Zorlu
Süreç ve Görevler
Yoğurdu
Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in
kafası Karışık?
Başbakan
Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin
Olur"
Sorun
Kürt aydınları mı?
Ülkenin
Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım”
Aydınların Çağrısı ve Geçmişi
Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak
Başka İşler De Var
Bayrak
Ve Ekmek
Endişe
Ar
Damarı
Kürdistan
Parlamentosu
“Sözde”
Darısı
Başımıza!...
Bayrak
ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”
|