PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
PSK
PSK Bulten
KOMKAR
Roja Nû
Weşan/Yayın
Arşiv
Link
Webmaster
psk@kurdistan.nu
 
 

Kürt Dili nasıl kurtulur?

Kemal Burkay

KOMKAR-Viyana tarafından düzenlenen “3. Kürt Kitap Sergisi” nedeniyle 20-23 Nisan günleri Viyana’da idim. Benzer sergiler daha önce Almanya’nın Köln, Hamburg ve Berlin kentleri ile Stokholm’de de düzenlenmişti.

Bu tür sergilerde hem Kürtçe veya Kürtler üzerine kitaplar yayınlayan yayınevleri orada ürünlerini sergiliyorlar, hem de üç gün boyunca çoğu Kürt kökenli, bazısı Kürt dostu demokrat yazarlar, Kürt dili, edebiyatı, tarihi ve kendi eserleri üzerine dinleyicilere bilgi veriyorlar. Yani söz konusu üç gün önemli bir kültür etkinliği oluyor. İnsanlar kitap alıyor, yazarlarla tanışıyor, toplantıları izleyerek Kürt dili, tarihi ve toplumu ile ilgili önemli bilgiler ediniyor, Kürt sanatçılarını dinliyor, dost ve arkadaşlarını da orada görerek sohbet ediyorlar.

Ben KOMKAR’ın Viyana’da düzenlediği kitap sergisinin ilkine de katılmıştım (2005). Bu kez, kitap sergisinin yanısıra, Dersim yöresinin Munzur Vadisi’ndeki doğayı, bitki ve hayvan türlerini gösteren bir fotoğraf sergisi de vardı ki son derece ilginçti, hayranlık vericiydi. Bu sergiyle ilgili Kürtçe haber Dengê Kurdistan (www.kurdistan.nu) sitesinde yayınlandı.

Ben de 22 Nisan günü, Kürt dili ve edebiyatı konulu bir konuşma yaptım. Konuşmamda yer alan ve önemli bulduğum bazı konulara burada da kısaca değinmek istiyorum.

Bunlardan biri, Kürt dilinin kökeninin binlerce yıl önceye uzanması ve dilimizin eski, köklü, zengin bir dil olmasıdır. Bu doğaldır; çünkü Kürt tarihi de binlerce yıl önceye uzanıyor. Kürt halkının, bilinen ilk tarihi dönemlerden beri yaşadığı bölge, yani Kürdistan, uygarlığın beşiği olan Mezopotamya’nın, aynı zamanda Anadolu ve İran’ın bir parçasını oluşturur. Kürtler bu bölgede doğan uygarlıklara önemli katkılarda bulunmuşlardır. İnsanlık tarihinde “neolitik devrim” olarak bilinen önemli dönüşüm (insanın evler, köyler, yani yerleşim birimleri kurması, hayvan ehlileştirmesi, buğday ve arpa akerek tarım yapması) ilk kez MÖ. 9 bin yılları dolaylarında Dicle’nin yukarı kaynaklarında, Revanduz’da ve Diyarbakır yöresinde gerçekleşti.

İlk çağda bu bölgede, yani Kürdistan’da ortaya çıkan ve önemli uygarlıklar kuran Lolo ve Kasiler, Hurri-Mitanniler, Xaldiler (Urartu), Medler,  Kürt halkının atalarını, Kürt dilinin ve kültürünün kaynaklarını oluşturuyorlar. Kürt halkı böylesi bir harmanlanmadan oluştu.

Atalarımız Hurriler, Kasiler, Xaldiler, diğer mezopotamya halkları Sumerler, Akadlar ve Babillilerle aynı dönemde yazıyı ilk kullanan halklardan idiler. Çivi yazısını ve hiyeroglifi kullandılar.

İslami dönemde de Kürdistan’ı ve yakın çevreyi kapsayan alanlarda (Kafkaslar, Suriye, Mısır) Kürtlerin kurduğu pekçok devlet var. Şeddadiler, Mervaniler, Eyyübiler bunların en ünlüleri. Bu, aynı zamanda Kürt yazılı edebiyatının ve ilk yazarların ortaya çıktığı dönemdir. 10. Yüzyılda yaşayan Baba Tahirê Uryan ile Eli Heriri yazılı Kürt edebiyatının öncüleridir. Bunları 12-17. yüzyıllarda yaşayan Feqiyê Teyran, Melayê Cıziri, Ehmedê Xani ve ötekiler izler.  Söz konusu devletler ortadan kalktıktan sonra da yarı bağımsız Kürt beylikleri 19. yüzyıl ortalarına kadar yaşadılar ve bunlar –onların yanı sıra medreseler- Kürt dil ve edebiyatının, kültür ve sanatının yaşamasında önemli roller oynadılar.

Kısacası, Kürt dili, ülkemizi bölüşmüş ve bizi yok sayan, yok etmeye çalışan sömürgecilerin ileri sürdüğü gibi, zayıf, yetersiz, geçmişi olmayan bir dil değil. Kürtçe Hindi-Avrupayi dil grubundan ve bu grup içinde uzaktan İngilizce, Fransızca, Rusça gibi dillerle, yakından ise Farsça ile akraba bir dil. Sami dil grubundan Arapça, eklemli Ural-Altay dilleri grubundan Türkçe ile hiçbir akrabalığı yok.

Kürt halkı tarih, dil ve kültür yönünden böylesi zengin bir geçmişe, ya da mirasa sahip olduğu halde, ne yazık ki, eğitimsiz kitleler bir yana, Kürt aydın ve politikacılarının bir bölümünün bile bundan adeta haberleri yok. Kürt tarihini ve dilini küçümseyenlere sık sık rastlıyoruz. Çünkü bunlar Kürt tarihi ve dili ile ilgili olarak temel bilgilerden yoksunlar. Sömürgeci yönetimin yıllar yılıdır yaydığı yalanların, kültür alanındaki propagandanın etkisinde kalmışlar, kulakları bu yalanlarla dolmuş. Onlar, yani aydın ve siyaset adamı geçinenlerimizin bir bölümü bile böyle düşününce, sıradan insanların halini varın siz düşünün.

Oysa Sömürgeci yönetimin Kürt tarihi ve dili ile ilgili olarak söyledikleri düpedüz uydurma ve yalan olduğu, rejim Kürtlerle ilgili tüm bilgileri gizlemeye, yok etmeye çalıştığı gibi, Türk tarihi ve dili ile ilgili olarak söylenenler de çoğunlukla abartılı, hatta düpedüz uydurma ve yalandır. Bu uydurmaların temeli olan “Türk Tarih Tezi” de, “Güneş Dil Teorisi” de bilimsel olarak hiç bir ciddiyeti olmayan, gülünç tezlerdir.

Öte yandan, Kürdistan’ın önce 17. Yüzyılda Osmanlı ve İran imparatorlukları arasında bölünmesi, daha sonraki dönemde de Kürt beyliklerinin ve Kürtçe eğitim yapan medreselerin ortadan kalkmasıyla Kürt dili bir duraklama, hatta gerileme sürecine girdi. 20. Yüzyılın başında, Birinci Dünya Savaşı’nın ardından Kürdistan’ın bir kez daha bölünmesi ve söz konusu dört devletin (Türkiye, İran, Irak ve Suriye) merkezi ulusal devletler oluşturma politikası benimseyerek Kürtleri asimile ve yok etmeye yönelmeleri nedeniyle, Kürt dili ve edebiyatı bu parçalarda gelişmeden yoksun kaldı ve daha da geriledi.

Bu dönemde, Kürtlerin varlığına ve kültürüne bir ölçüde saygılı davranan Irak’ta, Fransız yönetimi döneminde Suriye’de ve ayrıca Sovyetler Birliği’nde Kürt dili ve edebiyatı küçümsenmeyecek gelişmeler gösterdi. Öte yandan, diğer parçalarda da Kürt aydınları ve yurtseverleri büyük bedeller ödeyerek dil ve kültürlerini korumak, ülkelerini özgürleştirmek için çalıştılar. Mehabad Cumhuriyeti dönemi, Doğu Kürdistan’da bir soluk alma dönemi oldu. Kuzey Kürdistan’da ise 1925, 1972 ve 1980’deki yurt dışına yönelik sürgün dalgaları, aynı zamanda, dışardaki özgür koşullarda Kürt kültürünün canlanıp gelişmesi için bir fırsat oldu ve bu gelişme yurt içini de etkiledi.

Ne var ki bu soluk almalar ve çabalar, dilin ve kültürün özgürce gelişmesi için yetersizdir. Bugün de Kürt dili, önemli gelişmeler sonucu özgürleşen Güney Kürdistan hariç, özgür değil. Sorunun çözümü ise, sadece Kürt aydın ve yazarlarının çabasıyla olacak türden değil. Kürt dilinin özgürce gelişmesi için sosyal, siyasal her alanda özgürce kullanılmasının önündeki engeller, yasaklar kalkmalıdır. Bu da onun resmi dil olmasını, okullarda, televizyonda, iş yaşamında özgürce kullanılmasını gerektirir. Bir başka deyişle, çözüm Kürt halkının özgürlük sorununa bağlıdır. Ülkemiz ve halkımız, federasyon ya da ayrı bir devlet biçiminde özgürleşmedikçe dil ve kültür sorunu da çözülemez.

Bu nedenle, Kürt aydınlarının ve yazarlarının, Kürtçeyi kullanmak için yaptıkları öneriler ve gösterdikleri çabalar ne kadar değerli ve gerekli olsa da sorunu çözmeye yetmez. Çözüm, siyasal mücadelenin zaferine bağlıdır. Ama ne ilginçtir ki, son yıllarda Kültüre önem verir görünen birçokları, siyasal mücadeleyi küçümsüyorlar..

Biz, Kuzey Kürdistan’da en azından 20 milyonluk bir halkız. Bazı tahminlere göre ise 30 milyon... Ama ister 20, ister 30 milyon olsun, salt Kürdistan’ın kuzey parçası ve Türkiye’deki Kürt nüfusu büyük bir nüfustur. Bu büyüklükte bir halkın hâlâ temel hak ve özgürlüklerden yoksun olması, dilini bile okulda, televizyonda, resmi işlemlerde ve iş hayatında özgürce kullanamaması, hem Türkiye’nin demokrasi düzeyi, hem bizim açımızdan utanılacak bir durumdur.

Çözüm ise en başta siyasidir; milyonları örgütleme, temel hakları ve özgürlükleri için seferber etme görevidir.

Bu aşamada da siyaset hayatidir. Dilini, kültürünü yitiren, ulusal varlığını da yitirir. Dili ve kültürü kurtarmak ise halkı ve ülkeyi özgür kılmaya bağlıdır. Bu da siyasetin işidir ve siyasetin dışında durarak, seyrederek bu iş başarılamaz.

                      *  *  *

Dema Nu : 6. Yıl, 200. sayı

21 Mart 2001’de yayın hayatına başlayan ve yarı yarıya Kürtçe- Türkçe çıkan haftalık gazete Dema Nu (96. sayıya kadar 15 günlüktü),  son sayısıyla 200. sayıya ulaşıyor. 6. Yayın yılını ise geçtiğimiz 21 Martta tamamlamıştı. Bu bizim koşullarımızda ve Kürt yayıncılığı bakımından önemli bir başarı. Dema Nu bu 6 yıl boyunca ağır baskılarla mücadele etti, zaman zaman toplandı, pek çok davalara muhatap oldu, sahip ve sorumlu müdür değiştirdi. İlk yöneticisi olan değerli arkadaşımız Nurettin Basut’u genç yaşta, bir trafik kazasında yitirdik. Kendisini saygıyla anıyorum. Dema Nu’ya emek ve destek veren herkesi; çalışanlarını, yazarları, dağıtımında rol alanları ve okurlarını kutlarım.

Yazarın önceki yazılarından:

Türk medyası ya da Yalancı Çoban
General, istifa et!
Heyy, orada bir Müslüman yok mu?!.
Irkçı görüşlerin temeli yalan ve safsata-2
Türk-İslam sentezi ve Kürtler, Aleviler...
Irkçı görüşlerin temeli yalan ve safsata-1
Kim olursa olsun!
“Bu ırkçılık nerden çıktı?!”
Aman, 301’i değiştirmeyin!
Yanlışta direnenler, Sopayı çözüm sananlar...
“Halkın oyları” ve çıkar yol
Türkiye batağa nasıl saplandı..
Kerkük Kürdistan’a katılırsa...
Gerçek katil kim?
Ankara Konferansı üzerine
AB’ye sırtını dönen Türkiye’de Savaş hazırlığı mı, blöf mü?
Saddam cezasını buldu
Çıkara dayalı yanlış hesaplar
AB’nin son kararı üzerine
Baker Raporu ölü mü doğdu?
PKK neden taktik değiştirdi?
İlkesizlik ve Irak’ta çözüm
Bir kez daha Ermeni sorunu üzerine
Değişime direnen Türkiye
Sel, yangın vb. “doğal felaketler” üzerine..
Kürdistan, zenginlik içinde yoksul ülke..
Bir şarkı, bir şiir
Fransız Parlamentosu’nun kararı Ve Cezayir..
En büyük devletsiz ulus..
Oyunu gerçek sanmak-2
Oyunu gerçek sanmak.. (1)
Ana-babalar kirli savaşı sorgulamalı
Linç salgını yayılırken…
Lübnan’dan uzak dur, Kürdistan’a hücum!..
Uygarlıklar Savaşı mı?
Türkiye’nin Kerkük Sorunu!
Halkı yalanla besleyen rejimler…
Irak’ı bekleyen: Ya üçlü konfederasyon, ya üç ayrı devlet
Bölgemizde ve Dünyada barış ve istikrar için..
Statükonun yıkımına kim ağlar?
Terör ve PKK bahane, Hedefler çok başka…
Hürriyet’in tehlike çanları!
Kırk katır mı, kırk satır mı?..
Demirel, Çiller, Ağar, Güreş… Bunlar tanık mı, sanık mı?.
Şemdin’in yakalanması, destanlar, balonlar…
Başı türbanlı bir kadın neden cumhurbaşkanı olmasın?..
Çetelerle mücadelede hükümete destek vermeli
Ülkeyi esir alan ahtapot...
Sular ısınırken...
”Sanki herkes kör, herkes zincirlerle bağlı…”
Bu bir darbe değil mi?
Terör ne, terörizm ne?
TBMM Başkanı Arınç’ın kunuşması ve demokrasi üzerine..
Şemdinli’deki askeri yığınak neyin nesi?..
Rejimin Kürt halkına topyekün saldırısı
Baş terörist kim, PKK mı, Türk devleti mi?
Önyargı, tutku ve akıl...
Derin devlet oyununda Rejisör, figüran ve seyirci…
Suç ve Ceza
Yine bir şeyler dönüyor…
Sistem çürümüş, dökülüyor
Irak’ta iç savaş kaygısı ve kendi kendine gelin güvey olanlar..
ŞOVENİZMİN ESİR ALDIĞI BEYİNLER (*)
At izi it izine karışırken..
HAMAS ve PKK…

Sağduyu ve hoşgörü gerekli
Şemdinli’nin üstü örtülüyor
Adalet mi rezalet mi?.
Genelkurmay Gladyosuna sahip çıktı!
Türk Gladyosu tasfiye edilmedikçe…
Yalancının mumu yatsıya kadar yanar
“Demokratik Cumhuriyet”in patenti Bay Öcalan’ın mı?
Türk rejimi neden Apo´ya sarıldı?
Kürt sorununa çözüm çeşitlemeleri üzerine…
Türkiye Kürtler konusunda İran’ın bile çok gerisinde…
Erdoğan’ın Şemdinli ziyareti ve alt kimlik-üst kimlik üzerine
Paris olayları ve küreselleşme üzerine
Olaylar böyle mi aydınlanacak?
Şemdinli bir fırsattır
Bu nasıl bir ilerleme?

Değişimi anlamak ve Kürt sorununda akılcı çözüm
Bilimsiz üniversite, hukuksuz adliye..
Türkiye’nin AB üyeliği ne Sevr’dir, ne de Lozan…
AB ile müzakereler başlarken umutlar - kaygılar...
3 Ekim bir dönüm noktası olacak
Sevgisiz bir ülke..
“Demokrat, özgür ve çağdaş Kürtlerin sesi…”
Provokasyon dumanları…
Asıl ölüm susmaktır
PKK’yı muhatap yapan kim?
Erdoğan’ın son tavrı
Doğu Kürdistan’daki son gelişmeler üzerine
Kürtçe şu anda zincirlerle bağlı
Öcalan İmralı´dan alınmalı
Derin Devlet ve PKK el ele..
Bir kez daha terör ve uluslararası sorunlar üzerine
Bir toplum nasıl kandırılır?
Bazı dostların ardından
AKP Alevileri yok sayıyor
ÇIKAR YOL - III Buyrun, örgüt de var, iş de!
Erdoğan’ın ABD gezisi: Türk tarafı için düş kırıklığıürk tarafı için düş kırıklığı
ÇIKAR YOL – II Teslimiyete karşı ulusal seçenek
Fransız Referandumu üzerine düşünceler

ÇIKAR YOL - I En başta umut gerekli
İşe yaramaz bir karar…
NE DEĞİŞMİŞ?.
Soykırım ve Yüzyıllık Nazizm
Kendi ordusunun işgali altında…
Türkiye’nin Kürt Politikası: Döverek Islah..
PKK’yı kim çözsün?.
Dün cami, bugün bayrak…
İstanbul sorunu artık Kürdistan sorunudur
Ermeni Soykırımı ve Orhan Pamuk Olayı
Bir kez daha laiklik sorunu ve Aleviler konusu
Ş I M A R I K…
Kürt Devleti ve Deli Dumrullar…
Dezînformasyon û Prowokasyon

Derin Devlet Tiyatrosunda Kürtler ve Türkler...

 

 

 
 
PSK Bulten © 2007