Tezkere ve Kararlılık
Mesud Tek
Bu satırlar yazıldığında, Meclis’de
tezkere görüşmeleri henüz başlamamıştı.
Ama bir gün öncesinde, yani Salı günü, sömürgeci düzen
partilerin gurup toplantılarında söylenenler, Tezkerenin
geçeceğini gösteriyor.
TC Başbakanı Erdoğan, Tezkereyle ilgili olarak
yaptığı konuşmalar esnasında, sık
sık “dünyaya kararlılığımızı
göstermeliyiz” diyor.
Hemen anlaşılacağı üzere Erdoğan’ın
kararlılık gösterisinde bulunduğu konu “teröre
karşı mücadele” konusudur.
Hepimizin malumu olan, Erdoğan da dahil tüm devlet erbabının
“terör” algılaması bir yana..
Elhak..
Hakkını yememek lazım, Erdoğan “teröre
karşı mücadele” ile bu mücadelede suça bulaşmış
elemanlarını koruma konusunda çok kararlı.
TC Başbakanı, 2 yıl önce, Diyarbakır’da,
gerillalar için yapılan cenaze törenini takiben çıkan
olaylarda, nişan alarak ateş eden çocuk katillerini
korurken, Kürt ana-babaları da tehdit etmekten geri kalmıyordu:
“Çocuklarınıza sahip çıkın, terörle mücadelede
kimsenin gözünün yaşına bakmayız.”
Sözkonusu kararlılık 13 kurşunla 12 yaşındaki
Uğur Kaymaz’ı öldüren güvenlik görevlilerinin arkasında
da vardı; Şemdinli’de suç üstü yakalanan “iyi çocuklar”ın
da..
Uğur Kaymaz’ın katilleri Erdoğan’ın sözcüsü
olduğu kararlılık sayesinde serbest kaldılar.
“iyi çocuklar” ise, serbest kalacaklarından eminler,
gün sayıyorlar..
“Hakim ve savcıları korkutmak için sağda-solda
bomba patlattık” diyen general ile, Çılgın
Bediş edasıyla, “Geceleri Şemdinli’yi aydınlatıyor,
belirli hedefleri bombalıyorduk” diyen bir başka
omuzu kalabalığa cesaret veren de, aynı kararlılıktır..
Erdoğan ve hükümetinin, “terör” algılaması
konusunda resmi görüşün dışına çıkmama,
PKK ve terörünü yaratan şeyin devletin sömürgeci politikaları
olduğunu görmezden gelme konularındaki tutarlılığı
ve kararlılığı sürdükçe, AB, demokrasi
ve değişim konularında tutarsızlaşıyorlar.
Kasımpaşalı Recep, “301 Cemil” ile “301 Cemil”in
kefili olduğu 301. Maddeyi korumada çok kararlı.
Ve Erdoğan’ın bu güne kadar yaptıkları,
militaristlerin kalbini kırmama, onların bir dediğini
iki etmeme konularındaki tutarlılığını
hiç bir kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya koyuyor.
TC Başbakanı’nın aynı başarıyı
gösterdiği alanlardan birisi de, tükürdüğünü yalama,
sözünde durmama..
Erdoğan, Şemdinli olayları esnasında
söylediklerini, Hrant Dink cinayeti ve Ümraniye Çetesi olayında
da tekrarladı.
Gidileceği yere kadar gidilecek, suçlular açığa
çıkacaktı..
Ama Şemdinli’de başlayan tükürdüğünü yalama,
sözünden dönme geleneği, Hrant Dink olayında da
devam ediyor.
Cinayetin, devletin gözetiminde ve bilgisi dahilinde gerçekleştirildiğinin
bizzat devlet kaynaklarınca ortaya konulması, elde
edilen kanıtların karartılması, İstanbul
Valiliği’nin mahkemenin istediği bilgileri vermekte
imtina etmesi karşısında, Başbakan’ın
kılı dahi kıpırdamıyor.
Bu da bir tutarlılıktır ve Erdoğan, suça
bulaşmış elemanlarını koruma konusundaki
kararlılığını, Hrant Dink cinayetinde
de sürdürmektedir.
Ki, kanımca Erdoğan, gösterdiği bu tutarlı
ve kararlı tavırları nedeniyle, kutlanmayı
hak ediyor!..
TC Başbakanı’nın, kararlılığı
gösterme adına aldığı Tezkere’nin gereklerini
nasıl ve ne zaman yerine getireceği konularında,
şimdilik bir şey söylemek mümkün değil.
Ama O’nu Hewlêr’e doğru sallayacağı, bir tehdit
aracı olarak kullanacağı kesin.
Kesin olan bir başka şey ise, bugüne kadar 24 kez
gösterilen böylesi kararlılıkların istenilen
sonucu vermediği ve bu sefer de veremeyeceğidir.
Çünkü “PKK ve terörü”nün nedenleri, sınırların
ötesinde değil, içindedir.
Bu nedenlerin ortadan kaldırılmasında kararlı
davranılmadığı müddetçe, demakrasinin
yerleşmesi de, AB üyeliği de birer hayalden öteye
gidemeyecektir.
Tezkere ve etrafında yaşanan gelişmelerin
ortaya çıkardığı bir başka gerçek
ise, AKP ve hükümetinin barutu tükettikleridir.
Demokrasi ve değişimi gerçekleştirmeye yetecek
bir ufka, demokratik mücadele deneyi ve geleneklere sahip
olmayan AKP’den buraya kadar.
Bundan ötesi, devrimci, demokrat ve sol güçlerin işi..
**
Erdoğan, ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler
Alt Komisyonu’nun Ermeni Jenosidi ile ilgili aldığı
kararı değerlendirirken “Tarihimizde başımızı
öne eğmeyi gerektirecek hiçbir olay yoktur” diyor.
Erdoğan benzer belirlemeleri daha önce de yapmıştı.
Kaldı ki sadece Erdoğan değil, tüm devlet
erbabı aynı sakızı çiğniyor.
Hayır, Kürt direnişlerindeki katliamlardan, son
kirli savaşdaki vahşetlerden bahsetmeyeceğim.
Biliniyor, 6-7 Eylül 1955 tarihinde Atatürk'ün evinin bombalandığı
iddiası ile Ermeni, Rum veYahudi azınlıklara
yönelik başlayan saldırılar, onlarca ölü ve
yaralıya mal oldu, binlerce ev ve işyeri yağmalandı.
Dönemin Kontgerilla Komutanı Yermibeşoğlu,
daha sonra yazdığı hatıralarında
olayı “Kontrgerillanın mükemmel bir eylemi” olarak
nitelendirdi.
Hrant Dink’ın “Ermenilere yapılan elbette jenosittir”
demesine ilişkin haberin, AGOS ile birlikte öteki gazetelerde
de yer almasına karşın, sadece AGOS gazetesi
hakkında dava açıldı ve yöneticileri cezaya
çarptırıldılar.
Bu ve benzeri binlerce olayların yaşandığı
bir ülkenin “AB şampiyonu” Başbakanı, her fırsatta
“tarihimizde başımızı önümüze eğmeyi
gerektirecek olaylar yoktur” diyemez.
Tabii eğer ar damarı çatlamamışsa..
Yazarın
önceki yazılarından:
Çıkmaz
Sokak
Olması
Gereken..
Kemalizm
İçin Kaygılanmak Kimin İşi?
Perşembenin
Gelişi
Gerginlik
Kapıda
Sözcüklerin
Önemi!..
Şeyh
Elo’nun Söyledikleri..
Bölücü
Masalları
Kıyamet
Koparken...
Anayasa
ve Kürtler
Qandil’e
Uzanmanın Ne Gereği Var?..
Çuvaldızı
Kendimize Batırmalıyız
Seçimler
ve Sonrası..
Rektörün
Tuttuğu Ayna
Öcalan
İçin Fırsat
Sular
Giderek Isınırken..
Lafla
Peynir Gemisi Yüzdürmek..
“İyi
Çocuklar”a İş Çıktı
Polis
Devleti
Papatya
Falı
İran-ABD
İlişkileri Açısından Ortadoğu
Zorlu
Süreç
Hazır
Başlamışken..
“Ne Şeriat Ne Darbe”
Malatya Katliamı ve Uğur Kaymaz
Bir
Kez Daha Birlik Üstüne
Bremen
Mızıkacıları
Şehidler Günü
Bağımsız
Kürdistan
Newrozu
Özüne Uygun Kutlamak İçin..
Malumun
İlani
Evren
Vakası ve Eli Taşın Altına Koymak
Kürtlere Ateş Etmek Serbest..
Davul
ve Tokmak
Atı
Arabanın Önüne Koymak
Milliyetçilik
Yarışı
Ben
Erdoğan Hayranıyım!..
Katil
Kim?
Zor
Günler
Samimiyet
Sınavı
Yeni
Yıl
Ankara
Kriterleri-2
Geç
Olmadan
Gelenek
“Ne
Olacak Bu Irak’ın Hali”?
Bir
Kez Daha Kerkük Üzerine
Sembol
mü?
Demokrasi
Hayalleri
Yasaklamak
Erken
Ölüm
Törkiş
İşi Demokrasi ve Sivil Çözüm!..
Her
ikisi de aynı Orhan Pamuk
“Paşalar
Cumhuriyeti”
Cadı
Kazanı
Sıcak
Günler
Başbakan’ın
TİT Aşkı
“Bayrak
Krizi”, Gerçekler ve Görevlerimiz
“Qandil
Gönüllüleri”
Enfal
Yapışık
Üçüzler
Kirlenme,
Çürüme ve Çifte Standart
Hizaya
Getirmek
Başbakan Doğru Söylemiyor
Şahinler ve Riyakarlar
Madımak
Zeytin Dalı
Yanlışta
İsrar
“İyi
Çocuk”lar Cenneti..
Filmi
Başa Sarmak
Erdoğan’ın
Sınavı
Süreç
ve Önümüze Koyduğu Görevler
Tek
Yanlı Aşk
Sadak’ın Sadakati
İpe
Un Sermek
Güneyli
Kürtlerin Büyük Sınavı
Kansere
Razı Etmek İçin Ölümle Tehdit Etmek
Acaba
Öyle mi?
Halepçe
Olayları Neyi Gösteriyor, Neyi Gerektiriyor?
“Çeteler
Cenneti”
Arapsaçı
Söyleyemediklerim
ve Yapmadıklarımız..
Buzdağının
Ucu (Mu?)
Aynaya
Bakmak
Saygı
Mı? Özgürlük Mü?
Militarizm
Ve Çürüme
Yavaş
Ama Emin Adımlarla İlerlemek...
İspanyol
General Ve Ağca
Gel
De Niyazi Usta’yı Anma
MGK’nin
Yeni Yıl Hediyesi..
Hazırlıklı
Olmak
Gündemimizin
Değişmeyeni..
Fırıldak
15
Aralık Seçimleri ve Olası Sonuçları
Biz İşimize Bakalım-2
Demokrasi
ve Ortadoğu
İyi
Asker
Ayna
Tutmak
Alışmakta
Fayda Var
Üçüncü
Ses
“Uzun, İnce Bir Yol”
3
Ekim, 15 Ekim ve Protokol
3
Ekim Sonrası..
Çürüme
Ne
yazmalı?
DİSK
Zorlu
Süreç ve Görevler
Yoğurdu
Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in
kafası Karışık?
Başbakan
Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin
Olur"
Sorun
Kürt aydınları mı?
Ülkenin
Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım”
Aydınların Çağrısı ve Geçmişi
Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak
Başka İşler De Var
Bayrak
Ve Ekmek
Endişe
Ar
Damarı
Kürdistan
Parlamentosu
“Sözde”
Darısı
Başımıza!...
Bayrak
ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”
|