PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
PSK
PSK Bulten
KOMKAR
Roja Nû
Weşan/Yayın
Arşiv
Link
Webmaster
psk@kurdistan.nu
 
 

Son terör eylemlerinin ardında kimlerin eli  var?

Kemal Burkay

Kürdistan Bölge Yönetimi Başkanı Mesud Barzani, 8 Mayıs günü, davetli olduğu Avrupa Parlamentosu Politik İlişkiler Komisyonu’nda bir konuşma yaptı. Davetin, Türkiye’nin sınıra asker yığıp sivil, özellikle de askeri yetkililerinin ağzından tahditler savurduğu bir zamana denk gelmesi bir rastlantı olmasa gerek. Bu, Avrupa Birliği’nce Kürt halkının meşru yönetimine gösterilen bir dayanışma, Türkiye’nin militarist rejimine de bir mesajdı. Kürt halkının yalnız olmadığını gösterdi. 

Sayın Barzani, komisyon ve grup temsilcilerinin ve çok sayıda parlamenterin izlediği konuşmasında, Irak, Kürdistan Federe Bölgesi, Kerkük sorunu ve bölgeyi ilgilendiren diğer sorunlarla ilgili olarak bilinen görüşlerini bir kez daha derli toplu biçimde dile getirdi ve önemli mesajlar verdi. Kürtler olarak, yeni Irak Anayasası’na göre belirlenen demokratik ve federal Irak’ın istikrara ve barışa ulaşması için çaba gösterdiklerini; Irak’ın birliğini sürdürmenin diğer tarafların tutumuna, yeni anayasaya sahip çıkmalarına ve terörün etkisiz hale getirilmesine bağlı olduğunu; Kürdistan bölgesinin, Irak’ın diğer bölgelerinden farklı olarak oldukça güvenlikli olduğunu; bölgede önemli bir ekonomik ve kültürel gelişme yaşandığını söyledi. Kürdistan bölgesi için hazırlanan yeni anayasada din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasının, yani laiklik ilkesinin benimsendiğini ve kadın haklarının en iyi biçimde tanınacağını ekledi.

Türk ordusunun sınıra yığınak yapması ve müdahale tehditleriyle ilgili bir soru üzerine ise, Sayın Barzani, kendilerinin kimseyi tehdit etmediklerini ve bu tür tehditleri de kabul edemeyeceklerini söyledi. Kürtlerin bir ulus olduğunu, ülkelerinin kendi rızaları dışında dörde bölündüğünü, Türkiye’nin bir terör sorunu olarak gösterdiği sorunun Kürt sorunu olduğunu, şiddet ve savaş yoluyla değil, ancak siyasi yöntemlerle, Kürt halkının meşru hakları tanınarak çözülebileceğini söyledi.

Kerkük’le ilgili olarak da, Kerkük’ün statüsünün, Irak halkının yüzde 80’ince benimsenen yeni Irak Anayasası’nın 140. maddesine göre ve 2007 yılı sonuna doğru yapılacak bir referandumla belirleneceğini, bunun ertelenmesi için neden olmadığını söyledi. Kerkük halkının büyük çoğunluğunun referandumun zamanında yapılmasını istediğini belirtti.

Sayın Barzani’nin söyledikleri toplantıyı izleyenler ve genel olarak AB çevrelerinde olumlu bir izlenim bıraktı. Zaten öteden beri Irak sorunuyla ilgili olarak Kürt tarafının tavrı tutarlı, güven vericidir. Güneyli Kürt kardeşlerimiz, özellikle de sayın Mesud Barzani’nin ağzından, her ulus gibi kendi gelecekleri hakkında karar verme hakkına sahip olduklarını sık sık dile getiriyorlar. Buna karşılık, içinde bulundukları koşullar, bölgedeki ve dünyadaki güç dengeleri ile ilgili olarak gerçekçiler ve buna uygun davranıyorlar. Federal ve demokratik bir Irak için kararlı çaba gösteriyorlar. Kendi bölgelerinde güvenliği sağlayabiliyor ve Irak’ın bütününde de barış ve istikrarın sağlanması için yoğun çaba gösteriyorlar.

Buna karşılık, Irak’ın Arap kesimi, hem Sünni ve Şiiler olarak, hem de her biri kendi içinde, Irak’ın geleceği ile ilgili olarak bölünmüş ve kavgalı durumda. Demokratik ve federal sistemi engellemeye, Irak’ı yönetilemez duruma düşürmeye çalışan bir kanlı terör bitmek bilmiyor. Üstelik bu terör, başta Irak’ın komşuları olmak üzere, bu ülkede demokrasinin yerleşmesinden ve federal bir sistem içinde de olsa, Kürt halkının özgürleşmesinden büyük korkuya kapılan bölge ülkeleri tarafından açık-gizli destekleniyor. Bu durumda salt Kürtlerin çabasının Irak’ta istikrarı ve barışı sağlamaya yetmeyeceği meydanda. Irak eğer bölünürse bu nedenle bölünecek. Böyle bir durumda kimsenin Kürtleri suçlamaya hakkı olamaz.

Irak’ta federal ve demokratik bir rejimin yerleşmesinden, ”kötü örnek” olur diye paniğe kapılanlar, Güney Kürdistan’daki barış ve güvenlik ortamını da sabote etmek için elden geleni yapıyorlar. Nitekim, Sayın Barzani’nin Avrupa Parlamentosu’nda söz konusu konuşmayı yaptığı gün, Kürdistan Federal Bölgesi’nin Başkenti Hewlêr’de İçişleri Bakanlığı önünde bir patlama oldu ve önemli can kayıplarına yol açtı. Bunu daha sonraki günlerde ise Zummar yöresinde, 13 Mayıs günü ise Mahmur yöresinde KDP merkezine karşı düzenlenen ve 30’u aşkın kişinin ölümüne, yüzlercesinin de yaralanmasına yol açan patlamalar izledi.

Bütün bunlar, demokrasinin ve Kürt halkının düşmanlarının, Güney Kürdistan’daki barışçı ve demokratik ortamı da sabote etmek, mevcut olumlu imajı bozmak için seferber olduklarını gösteriyor. Türk basınının bu olaylar karşısında, ”Barzani’nin kalbine bomba!” türünden manşetlerle attığı sevinç çığlıkları gözden kaçmıyor. Adamlar alçakça duygu ve düşüncelerini gizleme gereği bile duymuyorlar.

Türk militarist rejiminin, bir yandan sınıra askeri güç yığıp Kürtleri tehdit ederken, öte yandan istihbarat örgütleri, özel timleri, özellikle Türkmenler içinden devşirdiği ajanları eliyle bu tür olayları tezgahladığı bir sır değil. Onun, doğrudan El-Kaide türünden islamcı, ya da Baas’ın mirası üstünde örgütlenip eylem yapan terör örgütleriyle de ilişki kurup onlara destek vermesi hiç şaşırtıcı olmaz.

Peki bütün bunlar sonuç verecek mi? Bizce vermeyecek, veremez. Bunlar, bölgede bir süre daha kan dökülmesine, Kürtler bakımından da yeni kayıplara, acılara yol açabilir; ama terörist güçlerin ve onlara destek verenlerin amaçlarına ulaşmasına asla yetmeyecek.

Terörün geleceği yok. Yoğun terör eylemleri nedeniyle işgalci ABD güç duruma düşebilir -ki düşmüştür- Irak’ta federal ve demokratik bir sistemin yerleşmesi daha da zorlaşabilir, hatta tümden engellenebilir; ama terör örgütlerinin Irak’ın bütününde, hatta herhangi bir parçasında iktidar şansı yoktur. Terör Güney Kürdistan’a egemen olamaz; çünkü Kürt halkı tarihinde ilk kez bu parçada kendisine, uzun süredir yaşayabilen bir ulusal yönetim kurmuş, özgürlüğün tadına varmış ve onun değerini iyi bilmektedir. Kürt halkı özgürlüğünü ve ulusal kazanımlarını koruyacaktır.

Terörün bu tempoyla sürüp gitmesi, olsa olsa Irak’ta Sünni ve Şiilerin bir arada yaşaması koşullarını tümden ortadan kaldırabilir ve bu da Irak’ın parçalanmasını getirir. Bu durumda Kürtler de haklı olarak kendi toprakları üzerinde ayrı bir devlet kuracaklar.

Türk rejimi sınıra, kendi deyişiyle ”sıfır noktası”na bunca asker, tank-top yığarak, geçmişte olduğu gibi, gerçekten Güney’e bir sefer mi yapacak? Biz, her şeye rağmen Türk rejiminin bu denli hesabı kitabı şaşırdığı, çılgınlaştığı kanısında değiliz. Onlar da bugünkü durumun dünden çok farklı olduğunun farkındalar. Kendilerini öbür yanda kuzuların beklemediğini bildikleri gibi, bölge ve dünya durumu da böylesi bir ”Kerkük” ya da ”Bağdat” seferine uygun değil. Ne ABD buna yeşil ışık yakar –yakması kendi stratejisinin tam iflası olur- ne de AB. Hatta İran bile, onlarla Amerikalıları kapıştırmayı pek istese bile, Kerkük ve Musul’a yönelik böylesi bir Türk seferini asla istemez.

Bu nedenle biz de Türk rejiminin bu türden askeri yığınaklarla Kürtlere göz dağı verme ve Kerkük’le ilgili referandumu engelleme amacıyla baskı kurmaya çalıştığı kanısındayız.

Bu, aynı zamanda iç politika oyunlarının, iktidar savaşlarının da bir parçasıdır. Generaller böylece, ülkede bir savaş havası yayarak siviller karşısında daha güçlü konuma geçmeye çalışıyorlar. Malum, savaş ve çatışma ortamları askerleri kahramanlaştırıp öne çıkarır…

Ama varsayalım ki bu rejim, gerçekten ABD’ye, AB’ye, hatta Araplara ve İran’a rağmen Güney’in işgaline yeltendi.. Bu kendileri bakımından akıl almaz bir macera, tam bir çılgınlık, bölge için de kaos olur. Bu kaos, onların bölgede korumaya çalıştığı statükoyu tümden çökertip sınırları ve haritaları alt üst edebilir… Osmanlı’nın 1. Dünya Savaşı’nda yaşadıklarını TC’nin yeni Enverleri de yaşayabilir…

Böyle bir durumda elbet Kürt halkı da, yalnız Güney’de değil, tüm parçalarda, bir ateş topuna dönüşüp saldırganlara dünyayı dar edebilir ve özgürlük ateşini tüm parçalara taşıyabilir.

Biz Kürtler özgürlük ve barış istiyoruz, başka bir şey değil. Bu, Türkler, Farslar, Araplar da dahil, yan yana yaşadığımız tüm halkların yararına.

Ama bu ülkeleri yönetenler, ne yazık ki hâlâ özgürlüğe de barışa da düşmanlar ve değişim korkusu içindeler. Böyle bir çağda bu tutum, çıkmazda ısrardır ve onları ancak batağa götürebilir. Tarihin mezarlığı, gücü ve zorbalığı her derde deva sanıp değişmemekte direnen rejimlerin cesetleriyle dolu…   

Yazarın önceki yazılarından:

Sistem ne laik ne demokrat
“Türk Tarih Tezi” komedisi
Paşalar Cumhuriyeti, berdevam mı?.
Kürt Dili nasıl kurtulur?
Türk medyası ya da Yalancı Çoban
General, istifa et!
Heyy, orada bir Müslüman yok mu?!.
Irkçı görüşlerin temeli yalan ve safsata-2
Türk-İslam sentezi ve Kürtler, Aleviler...
Irkçı görüşlerin temeli yalan ve safsata-1
Kim olursa olsun!
“Bu ırkçılık nerden çıktı?!”
Aman, 301’i değiştirmeyin!
Yanlışta direnenler, Sopayı çözüm sananlar...
“Halkın oyları” ve çıkar yol
Türkiye batağa nasıl saplandı..
Kerkük Kürdistan’a katılırsa...
Gerçek katil kim?
Ankara Konferansı üzerine
AB’ye sırtını dönen Türkiye’de Savaş hazırlığı mı, blöf mü?
Saddam cezasını buldu
Çıkara dayalı yanlış hesaplar
AB’nin son kararı üzerine
Baker Raporu ölü mü doğdu?
PKK neden taktik değiştirdi?
İlkesizlik ve Irak’ta çözüm
Bir kez daha Ermeni sorunu üzerine
Değişime direnen Türkiye
Sel, yangın vb. “doğal felaketler” üzerine..
Kürdistan, zenginlik içinde yoksul ülke..
Bir şarkı, bir şiir
Fransız Parlamentosu’nun kararı Ve Cezayir..
En büyük devletsiz ulus..
Oyunu gerçek sanmak-2
Oyunu gerçek sanmak.. (1)
Ana-babalar kirli savaşı sorgulamalı
Linç salgını yayılırken…
Lübnan’dan uzak dur, Kürdistan’a hücum!..
Uygarlıklar Savaşı mı?
Türkiye’nin Kerkük Sorunu!
Halkı yalanla besleyen rejimler…
Irak’ı bekleyen: Ya üçlü konfederasyon, ya üç ayrı devlet
Bölgemizde ve Dünyada barış ve istikrar için..
Statükonun yıkımına kim ağlar?
Terör ve PKK bahane, Hedefler çok başka…
Hürriyet’in tehlike çanları!
Kırk katır mı, kırk satır mı?..
Demirel, Çiller, Ağar, Güreş… Bunlar tanık mı, sanık mı?.
Şemdin’in yakalanması, destanlar, balonlar…
Başı türbanlı bir kadın neden cumhurbaşkanı olmasın?..
Çetelerle mücadelede hükümete destek vermeli
Ülkeyi esir alan ahtapot...
Sular ısınırken...
”Sanki herkes kör, herkes zincirlerle bağlı…”
Bu bir darbe değil mi?
Terör ne, terörizm ne?
TBMM Başkanı Arınç’ın kunuşması ve demokrasi üzerine..
Şemdinli’deki askeri yığınak neyin nesi?..
Rejimin Kürt halkına topyekün saldırısı
Baş terörist kim, PKK mı, Türk devleti mi?
Önyargı, tutku ve akıl...
Derin devlet oyununda Rejisör, figüran ve seyirci…
Suç ve Ceza
Yine bir şeyler dönüyor…
Sistem çürümüş, dökülüyor
Irak’ta iç savaş kaygısı ve kendi kendine gelin güvey olanlar..
ŞOVENİZMİN ESİR ALDIĞI BEYİNLER (*)
At izi it izine karışırken..
HAMAS ve PKK…

Sağduyu ve hoşgörü gerekli
Şemdinli’nin üstü örtülüyor
Adalet mi rezalet mi?.
Genelkurmay Gladyosuna sahip çıktı!
Türk Gladyosu tasfiye edilmedikçe…
Yalancının mumu yatsıya kadar yanar
“Demokratik Cumhuriyet”in patenti Bay Öcalan’ın mı?
Türk rejimi neden Apo´ya sarıldı?
Kürt sorununa çözüm çeşitlemeleri üzerine…
Türkiye Kürtler konusunda İran’ın bile çok gerisinde…
Erdoğan’ın Şemdinli ziyareti ve alt kimlik-üst kimlik üzerine
Paris olayları ve küreselleşme üzerine
Olaylar böyle mi aydınlanacak?
Şemdinli bir fırsattır
Bu nasıl bir ilerleme?

Değişimi anlamak ve Kürt sorununda akılcı çözüm
Bilimsiz üniversite, hukuksuz adliye..
Türkiye’nin AB üyeliği ne Sevr’dir, ne de Lozan…
AB ile müzakereler başlarken umutlar - kaygılar...
3 Ekim bir dönüm noktası olacak
Sevgisiz bir ülke..
“Demokrat, özgür ve çağdaş Kürtlerin sesi…”
Provokasyon dumanları…
Asıl ölüm susmaktır
PKK’yı muhatap yapan kim?
Erdoğan’ın son tavrı
Doğu Kürdistan’daki son gelişmeler üzerine
Kürtçe şu anda zincirlerle bağlı
Öcalan İmralı´dan alınmalı
Derin Devlet ve PKK el ele..
Bir kez daha terör ve uluslararası sorunlar üzerine
Bir toplum nasıl kandırılır?
Bazı dostların ardından
AKP Alevileri yok sayıyor
ÇIKAR YOL - III Buyrun, örgüt de var, iş de!
Erdoğan’ın ABD gezisi: Türk tarafı için düş kırıklığıürk tarafı için düş kırıklığı
ÇIKAR YOL – II Teslimiyete karşı ulusal seçenek
Fransız Referandumu üzerine düşünceler

ÇIKAR YOL - I En başta umut gerekli
İşe yaramaz bir karar…
NE DEĞİŞMİŞ?.
Soykırım ve Yüzyıllık Nazizm
Kendi ordusunun işgali altında…
Türkiye’nin Kürt Politikası: Döverek Islah..
PKK’yı kim çözsün?.
Dün cami, bugün bayrak…
İstanbul sorunu artık Kürdistan sorunudur
Ermeni Soykırımı ve Orhan Pamuk Olayı
Bir kez daha laiklik sorunu ve Aleviler konusu
Ş I M A R I K…
Kürt Devleti ve Deli Dumrullar…
Dezînformasyon û Prowokasyon

Derin Devlet Tiyatrosunda Kürtler ve Türkler...

 
 
PSK Bulten © 2007