"Ya Hezar Ya Sıfır"
Mesud Tek
ABD Kongre üyesiyle ABD Ankara Büyükelçisi'nin, aralarında
legal parti başkanlarının da bulunduğu
bir gurup Kürt politikacısıyla bir araya gelmesi,
hem Kürt hem de Türk kesiminde abartıldı; gereğinden
fazla önemsendi.
Türk kesiminde bilinen tepkiler ağırlıktaydı.
Yapılan yorumlara göre, Türkiye'yi PKK eliyle bölemeyeceğini
anlayan ABD yeni bir ata oynamaya başlamıştı!..
ABD kabaca Türkiye'nin içişlerine müdahale ediyor, kendisine
yeni işbirlikçiler devşiriyordu!..
Görüşme, ABD'nin öncülüğünde, Güney Kürdistan'ın
desteğinde kurulacak Nakşibendi-İslam Kürt
partisinin ilk adımıydı!..
Görüşmeyi daha soğukkanlı değerlendiren
bazıları, DTP'nin programını HAK-PAR ve
KADEP'inkiyle karşılaştırıp, ABD'lilerin
federasyonu savunanlarla görüşmesini daha kaygı
verici olarak yorumladılar.
Ve neticede, „ulusalcı, yeni kuvvacı “ kesimlerle,
Kürt sorununda PKK'den farklı düşünenlerin seslerini
duyurmalarını istemeyenlerin koparttıkları
şamata ve menfi tepkileri sonucu, ABD Büyükelçiliği
diğer toplantılarını iptal etmek zorunda
kaldı.
Kürt kesimindeki tepkiler de farklı değildi.
DTP'liler oyuncağı elinden alınmış
çocuklar gibi tepki gösteriyorlar.
ABD'lilerin, bir gurup Kürtle kahvaltı yapmasıyla
birlikte, sanki Kürt sorunu çözüm yoluna girmiş te, DTP
denklemin dışında kalmış..
DTP'liler toplantıya çağrılmadıkları
için ABD'lilere sitem ediyorlar.
„Görüştüğünüz kesimlerin hiç bir gücü yok, Kürtleri
sadece biz temsil ediyoruz, çözümün anahtarı bizde, bizimle
görüşmelisiniz“ diyorlar..
DTP'nin bu tavrı, insana PKK'nin tavrını anımsatıyor.
PKK de, herhangi bir Kürt kurumu veya partisi, yabancı
ülkeler ve kurumlar nezdinde kabul görse, hemen PKK'nin tasviyesinin
amaçlayan uluslararası komplodan dem vurur, kabul gören
partileri PKK'nin mirasına göz dikmekle suçlar.
Bunun son örneğine, Güney Kürdistan hükümetiyle yaşanan
gerginlikte şahid olduk; oluyoruz.
Öcalan başta olmak üzere PKK yöneticileri, YNK ve PDK'yi
PKK'nin mirasına göz dikmekle itham ediyorlar, onları,
PKK'nin tasviyesi amacıyla ABD ve Türkiye'ye yardım
etmekle suçluyorlar!..
PKK'nin komik olan bu tavrı, DTP tarafından tekrarlanmakla
traji-komik hale geliyor.
Kendi dışındaki legal Kürt partileriyle ilişki
kurup kurmama elbette DTP'nin (bu arada İmralı'nın
da) bileceği bir şey.
Ama legal ve siyasi partiler yasası uyarınca kurulan
DTP'nin, HAK-PAR ve KADEP'in çalışmalarından
rahatsız olması ve faaliyetlerini kendisini devreden
çıkartılmasına yönelik plan olarak değerlendirmesi,
o çokça bahsettiği „çokkültürlü yapıya“ terstir.
Ve bu nedenle de traji-komiktir; DTP'nin demokrasi anlayışının
ipuçlarını vermektedir, siyasette inkar ve zorla
bastırma hastalığına duçar olduğunu
göstermektedir.
Ayrıca DTP denklem konusunda rahat olmalıdır.
Çünkü eğer iddia edildiği gibi KADEP ve HAK-PAR
halk içinde güçlü değillerse, zaten DTP'nin endişelenmesine
gerek yok.
Öte yandan Sertaç Bucak ve Şerafettin Elçi'nin basına
da yansıyan konuşmalarında dile getirdikleri,
DTP'nin dile getirdikleri çok yakın, hemen hemen aynı.
Dema Nu, HAK-PAR ve KADEP çevresinin görüşmeye yönelik
tavrı ise, DTP tavrının tersten tekrarıdır.
Bu kesimde, görüşmeyi, ABD'nin Kuzey Kürdistan'a ilişkin
politikasında yeni bir dönemin başlangıcı
olarak değerlendirenler var.
Oysa bu doğru değil.
Görüşmeye hak ettiğinden fazla anlamlar yüklemek,
büyük beklentiler içine girmek demektir.
Elbette ki ABD'nin, DTP dışındaki legal Kürt
kesimleriyle bir araya gelip onların bilinen görüşlerini
dinlemesi önemlidir.
Ama bu adımı „ABD politika değişikliğine
gidiyor“ diye yorumlamak, aşırı iyimserlik
olur.
ABD'nin, Kuzey Kürdistan'a ilişkin yeni bir politika
arayışı içinde olduğunu ortaya koyan,
ABD'nin „stretejik müttefiki“ne, Kürt politikasını
değiştirme, köklü reformlar yapma konusunda telkinde
bulunduğu, baskı uyguladığını
gösteren hiç bir iz, hiç bir emare yok; henüz görünmüyor.
Bazı sorunlarda, örneğin „Kuzey Irak“, Suriye,
Hamas ve İran ile ilişkiler konusunda, Türkiye ve
ABD arasında görüş ayrılıkları olsa
da, iki ülkenin askeri, ekonomik ve siyasal ilişkilerinde
köklü bir değişiklik yaşanmadı.
ABD'nin, TC'ye askeri, ekonomik ve siyasal alanlardaki tam
desteği devam ediyor.
ABD'lilerin gerçekleştirdiği son görüşmelere
ilişkin olarak bir kaşık suda kopartılan
fırtına, Kürt siyasetinin değişmediğini
bir kez daha gösteriyor.
Kürt politikası, siyasal bir gelişme karşışında
ya aşırı iyimser oluyor, ya da felaket tellallığı
yapacak kadar kötümser.
Deveye sormuşlar:
„Yokuşu tırmanırken mi yorulursun, yoksa yokuş
inerken mi?“
Deve cevap olarak, „yahu bu yolun düzü yok mu?“ demiş.
Bizimki de o hesap.
„Ya hazar ya sıfır.“, ortası yok!..
Oysa Kürt politikası, kalıcı başarılar
elde etmek istiyorsa, kendisini bu durumdan kurtarmalı,
gelişmeleri abartmadan, olduğu gibi değerlendirip
gerçekci sonuçlar çıkartmalıdır.
Bu konuda siyasi partilerin borazanlığını
yapmayan Kürt aydınlarına da önemli görevler düşüyor.
Ne yazık ki sık sık „hani nerede o tür aydınlarımız“
diye sormak zorunda kalıyoruz..
Yazarın
önceki yazılarından:
Erdoğan
ve Nobel
Baykal’ın
Başına Düşen Taş
Samimiyet
Sınavı-2
Türkiye
Paşalar Cumhuriyeti
PKK
Ateşkes İlan Etmelidir (*)
Tezkere
ve Kararlılık
Çıkmaz
Sokak
Olması
Gereken..
Kemalizm
İçin Kaygılanmak Kimin İşi?
Perşembenin
Gelişi
Gerginlik
Kapıda
Sözcüklerin
Önemi!..
Şeyh
Elo’nun Söyledikleri..
Bölücü
Masalları
Kıyamet
Koparken...
Anayasa
ve Kürtler
Qandil’e
Uzanmanın Ne Gereği Var?..
Çuvaldızı
Kendimize Batırmalıyız
Seçimler
ve Sonrası..
Rektörün
Tuttuğu Ayna
Öcalan
İçin Fırsat
Sular
Giderek Isınırken..
Lafla
Peynir Gemisi Yüzdürmek..
“İyi
Çocuklar”a İş Çıktı
Polis
Devleti
Papatya
Falı
İran-ABD
İlişkileri Açısından Ortadoğu
Zorlu
Süreç
Hazır
Başlamışken..
“Ne Şeriat Ne Darbe”
Malatya Katliamı ve Uğur Kaymaz
Bir
Kez Daha Birlik Üstüne
Bremen
Mızıkacıları
Şehidler Günü
Bağımsız
Kürdistan
Newrozu
Özüne Uygun Kutlamak İçin..
Malumun
İlani
Evren
Vakası ve Eli Taşın Altına Koymak
Kürtlere Ateş Etmek Serbest..
Davul
ve Tokmak
Atı
Arabanın Önüne Koymak
Milliyetçilik
Yarışı
Ben
Erdoğan Hayranıyım!..
Katil
Kim?
Zor
Günler
Samimiyet
Sınavı
Yeni
Yıl
Ankara
Kriterleri-2
Geç
Olmadan
Gelenek
“Ne
Olacak Bu Irak’ın Hali”?
Bir
Kez Daha Kerkük Üzerine
Sembol
mü?
Demokrasi
Hayalleri
Yasaklamak
Erken
Ölüm
Törkiş
İşi Demokrasi ve Sivil Çözüm!..
Her
ikisi de aynı Orhan Pamuk
“Paşalar
Cumhuriyeti”
Cadı
Kazanı
Sıcak
Günler
Başbakan’ın
TİT Aşkı
“Bayrak
Krizi”, Gerçekler ve Görevlerimiz
“Qandil
Gönüllüleri”
Enfal
Yapışık
Üçüzler
Kirlenme,
Çürüme ve Çifte Standart
Hizaya
Getirmek
Başbakan Doğru Söylemiyor
Şahinler ve Riyakarlar
Madımak
Zeytin Dalı
Yanlışta
İsrar
“İyi
Çocuk”lar Cenneti..
Filmi
Başa Sarmak
Erdoğan’ın
Sınavı
Süreç
ve Önümüze Koyduğu Görevler
Tek
Yanlı Aşk
Sadak’ın Sadakati
İpe
Un Sermek
Güneyli
Kürtlerin Büyük Sınavı
Kansere
Razı Etmek İçin Ölümle Tehdit Etmek
Acaba
Öyle mi?
Halepçe
Olayları Neyi Gösteriyor, Neyi Gerektiriyor?
“Çeteler
Cenneti”
Arapsaçı
Söyleyemediklerim
ve Yapmadıklarımız..
Buzdağının
Ucu (Mu?)
Aynaya
Bakmak
Saygı
Mı? Özgürlük Mü?
Militarizm
Ve Çürüme
Yavaş
Ama Emin Adımlarla İlerlemek...
İspanyol
General Ve Ağca
Gel
De Niyazi Usta’yı Anma
MGK’nin
Yeni Yıl Hediyesi..
Hazırlıklı
Olmak
Gündemimizin
Değişmeyeni..
Fırıldak
15
Aralık Seçimleri ve Olası Sonuçları
Biz İşimize Bakalım-2
Demokrasi
ve Ortadoğu
İyi
Asker
Ayna
Tutmak
Alışmakta
Fayda Var
Üçüncü
Ses
“Uzun, İnce Bir Yol”
3
Ekim, 15 Ekim ve Protokol
3
Ekim Sonrası..
Çürüme
Ne
yazmalı?
DİSK
Zorlu
Süreç ve Görevler
Yoğurdu
Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in
kafası Karışık?
Başbakan
Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin
Olur"
Sorun
Kürt aydınları mı?
Ülkenin
Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım”
Aydınların Çağrısı ve Geçmişi
Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak
Başka İşler De Var
Bayrak
Ve Ekmek
Endişe
Ar
Damarı
Kürdistan
Parlamentosu
“Sözde”
Darısı
Başımıza!...
Bayrak
ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”
|