Allah Söyletiyor!.
Mesud Tek
Siyasal saydamlığın bulunmadığı
Türkiye’de, açık unutulan mikrofonların, halkın
başına ne gibi çoraplar örülmeye çalışıldığının
bilinmesine olan katkısı büyüktür.
Bunun yanı sıra Tanrı da bazen kullarına
gizlediklerini söyletiyor ve kamuoyu böylece siyasetçilerin,
yüksek rütbeli asker ve sivil yöneticilerin gerçek düşünce
ve niyetlerinden, Allah’ın yardımıyla haberdar
oluyor.
Allah, TC Başbakanı Erdoğan’ı da söyletti,
O, partisi ve hükümetinin gerçek yapısının
kamuoyunda açığa çıkmasında yardımcı
oldu.
Yurtdışına eğitime giden öğrencilere
yaptığı konuşmada Erdoğan, “Biz Batının
ilmini, sanatını almadık. Maalesef değerlerimize
ters düşen ahlaksızlıklarını aldık”
diyor.
TC Başbakanı, kendisine “değerlerimize ters
düşen ahlaksızlıkların” ne olduğunu
soranlara, şu ana kadar bir cevap vermedi.
Ben Erdoğan’ın soruyu cevaplandıracağı
kanısında değilim.
Hayır, daha önemli ve yoğun işleri olduğundan
değil; Allah’ın söylettiği, ağzından
kaçırdığı bu söylemine kılıf
bulmakta zorlanacağı için..
Çünkü yukarıdaki söylemle “AB şampiyonu Erdoğan”
söylemini birleştirmek kolay değil.
Ama bu söylem Erdoğan’ın Batı’ya, batının
değerlerine yönelik gerçek düşüncelerinin, gizli
duygularının ipuçlarını veriyor.
Türkiye, Batı ve değerlerine karşıtlık
açısından mümbit bir ülke.
Türkiye’de Batı karşıtı bir damar her
zaman varoldu, bugün de var.
Yüzlerce yıl öncesine dayanan, Osmanlılarla başlayan
Türkiye-Batı ilişkileri konusunda bir çok bilimsel
araştırma yayınlandı; çok şeyler
söylendi.
Bu ülkede Batı’nın sadece bilim ve tekniğine
değil, sosyal ve siyasal değerlerine, düşünce
ve felsefesine de karşı çıkıldı;
çıkılıyor
Osmanlılar döneminde matbaaya karşı olunurken,
demokrasi, hürriyet ve özgürlük gibi kavramlara karşı
çıkılırken aynı gerekçeler ileri sürüldü:
“Gavur icadı”, “dinimize, örf adet ve ahlakımıza
ters.”
Günümüzde Batının ilmi ve teknolojisine karşı
çıkanlar yok denecek kadar az.
Artık, “Gavur icadı” denilmiyor.
Ama, korkularda herhangi bir azalma yok.
Aksine, AB üyeliği süreci, korkulara bir de bölünme
korkusunu ekledi.
Ve bu korkuyu iliklerinde hissedenlerin başında
da “Türk-İslam Sentezi” üzerinde biçimlenen TC devleti
geliyor.
Kendisi açıklamasa da Erdoğan, “ahlaksızlıktan”
rüşvet, hırsızlık, homoseksüellik, fuhuş,
çocuk pornosu ve benzeri şeyleri kastediyor.
“Biz Batının ilmini, sanatını almadık.
Maalesef değerlerimize ters düşen ahlaksızlıklarını
aldık” diyen Erdoğan, söz konusu fenomenlerle ilgili
olarak Batıyı suçluyor.
Ama, TC Başbakanı gerçekleri çarpıtıyor.
Çünkü rüşvet, hırsızlık, fuhuş,
çocuk pornosu, homoseksüellik gibi şeylerle dünyanın
her yerinde karşılaşmak mümkün.
Araştırmalar, geri kalmış ülkeler ve
kapalı toplumların bu işler için birer mümbit
ve uygun alan olduklarını ortaya koyuyor.
Osmanlı saraylarıyla paşa konaklarında
“oğlan harem”leri kurulduğu sır değil.
Osmanlı İmparatorluğu’nu gezen Fransız
bir seyyahın şu belirlemesi, dönemin “ahlak”ını
çarpıcı bir biçimde ortaya koymaktadır: “Fransız
ordusu sefere çıkarken fahişeleri birlikte götürür,
Osmanlı ordusu ise oğlanları.”
Osmanlı dönemiyle Cumhuriyetin ilk yıllarında
düzenlenen “oturak alemleri” ise, filmlere, roman ve hikayelere
konu oldu.
Internet yoluyla çocuk pornosuna en çok ulaşılan
ülkelerin başında Türkiye geliyor.
Gazetelerin üçüncü sayfaları, Türkiye’nin “ahlaksızlık”
alanındaki fotoğrafını ortaya koyuyor.
Osmanlıdan günümüze kadar, “devletlûların” deveyi
hamutuyla götürdükleri biliniyor.
Mahkemesinde “ rüşvetin belgesi mi olur pezevenk” denilen
kaç ülke var acaba?
Görüldüğü gibi bu ve benzeri gerçekler, Erdoğan’ı
yalanlıyor, O’nun doğruları çarpıttığını
ortaya koyuyor.
Öğrencilere yaptığı konuşma, ya
da Allah’ın söyletmesi, Erdoğan’ın kafa yapısını
ortaya koyuyor.
Erdoğan öğrencilere, ülkenize faydalı olmak
istiyorsanız, “şarışınlara” takılmayın,
derslerinize çalışın, demokrasi özgürlük, eşitlik,
hoşgörü gibi değerlere kulak asmayın, Batının
sadece pozitif ilmini alın diyor.
Erdoğan, talebeleri, Batı toplumlarında var
olan cinsel özgürlük, cinsi tercihlere gösterilen hoşgörüye
aldanmamaya çağırıyor.
“Zinhar, Batı’da var olan demokrasiye, saydamlığa,
insan haklarına saygıya, dinsel, dilsel etnik ve
cinsel azınlıkların haklarını koruyan
çok sesli, çok renkli, çok kültürlü toplum anlayışına
kanmayasınız” diyor.
Çünkü bunlar “değerlerimize ters düşen ahlaksızlıktır.”
Ağzından kaçırdığı, ya da Allah’ın
söylettiği bu sözler, Erdoğan’ın Batılı
değerlerin hüküm sürdüğü AB’ye ilişkin samimiyetsizliğini
bir kez daha ortaya koymaktadır.
AB üyeliğini, generallerin siyasete müdahale etmesi
ve AKP hükümetini tehditleri karşısında bir
kalkan olarak görüyorlar
Erdoğan ve şürekası, AB üyeliğini kendilerini
ve iktidarlarını koruyacak kadar istiyorlar.
Batının özgürlük, demokrasi, insan hakları
saydamlık, sivil toplum, çok kültürlülük gibi siyasal
ve sosyal değerleri onları ilgilendirmiyor.
AKP hükümetinde, başta AB süreci olmak üzere, değişim
ve demokrasi konusunda bir gevşeme yaşanıyor.
Bunun tek nedeni, geçen yaz Erdoğan ve Büyükanıt
arasında gerçekleştirilen Dolmabahçe Zirvesi değil.
Asıl neden, AKP’nin damarlarında dolaşan batının
sosyal ve siyasal değerlerine olan karşıtlıktır.
Yazarın
önceki yazılarından:
Sevinmek İçin Erken
“Gelin
Canlar Bir Olalım”
Havuç-Sopa
ve AKP’ye Dair
“Hak
İçin Haklıdan Yana Olmak”
Sorti,
Bombalama ve Bilime Katkıya Dair..
"Müslüman
Mahallesinde Salyangoz Satmak"
"Ya
Hezar Ya Sıfır"
Erdoğan
ve Nobel
Baykal’ın
Başına Düşen Taş
Samimiyet
Sınavı-2
Türkiye
Paşalar Cumhuriyeti
PKK
Ateşkes İlan Etmelidir (*)
Tezkere
ve Kararlılık
Çıkmaz
Sokak
Olması
Gereken..
Kemalizm
İçin Kaygılanmak Kimin İşi?
Perşembenin
Gelişi
Gerginlik
Kapıda
Sözcüklerin
Önemi!..
Şeyh
Elo’nun Söyledikleri..
Bölücü
Masalları
Kıyamet
Koparken...
Anayasa
ve Kürtler
Qandil’e
Uzanmanın Ne Gereği Var?..
Çuvaldızı
Kendimize Batırmalıyız
Seçimler
ve Sonrası..
Rektörün
Tuttuğu Ayna
Öcalan
İçin Fırsat
Sular
Giderek Isınırken..
Lafla
Peynir Gemisi Yüzdürmek..
“İyi
Çocuklar”a İş Çıktı
Polis
Devleti
Papatya
Falı
İran-ABD
İlişkileri Açısından Ortadoğu
Zorlu
Süreç
Hazır
Başlamışken..
“Ne Şeriat Ne Darbe”
Malatya Katliamı ve Uğur Kaymaz
Bir
Kez Daha Birlik Üstüne
Bremen
Mızıkacıları
Şehidler Günü
Bağımsız
Kürdistan
Newrozu
Özüne Uygun Kutlamak İçin..
Malumun
İlani
Evren
Vakası ve Eli Taşın Altına Koymak
Kürtlere Ateş Etmek Serbest..
Davul
ve Tokmak
Atı
Arabanın Önüne Koymak
Milliyetçilik
Yarışı
Ben
Erdoğan Hayranıyım!..
Katil
Kim?
Zor
Günler
Samimiyet
Sınavı
Yeni
Yıl
Ankara
Kriterleri-2
Geç
Olmadan
Gelenek
“Ne
Olacak Bu Irak’ın Hali”?
Bir
Kez Daha Kerkük Üzerine
Sembol
mü?
Demokrasi
Hayalleri
Yasaklamak
Erken
Ölüm
Törkiş
İşi Demokrasi ve Sivil Çözüm!..
Her
ikisi de aynı Orhan Pamuk
“Paşalar
Cumhuriyeti”
Cadı
Kazanı
Sıcak
Günler
Başbakan’ın
TİT Aşkı
“Bayrak
Krizi”, Gerçekler ve Görevlerimiz
“Qandil
Gönüllüleri”
Enfal
Yapışık
Üçüzler
Kirlenme,
Çürüme ve Çifte Standart
Hizaya
Getirmek
Başbakan Doğru Söylemiyor
Şahinler ve Riyakarlar
Madımak
Zeytin Dalı
Yanlışta
İsrar
“İyi
Çocuk”lar Cenneti..
Filmi
Başa Sarmak
Erdoğan’ın
Sınavı
Süreç
ve Önümüze Koyduğu Görevler
Tek
Yanlı Aşk
Sadak’ın Sadakati
İpe
Un Sermek
Güneyli
Kürtlerin Büyük Sınavı
Kansere
Razı Etmek İçin Ölümle Tehdit Etmek
Acaba
Öyle mi?
Halepçe
Olayları Neyi Gösteriyor, Neyi Gerektiriyor?
“Çeteler
Cenneti”
Arapsaçı
Söyleyemediklerim
ve Yapmadıklarımız..
Buzdağının Ucu (Mu?)
Aynaya
Bakmak
Saygı
Mı? Özgürlük Mü?
Militarizm
Ve Çürüme
Yavaş
Ama Emin Adımlarla İlerlemek...
İspanyol
General Ve Ağca
Gel
De Niyazi Usta’yı Anma
MGK’nin
Yeni Yıl Hediyesi..
Hazırlıklı
Olmak
Gündemimizin
Değişmeyeni..
Fırıldak
15
Aralık Seçimleri ve Olası Sonuçları
Biz İşimize Bakalım-2
Demokrasi
ve Ortadoğu
İyi
Asker
Ayna
Tutmak
Alışmakta
Fayda Var
Üçüncü
Ses
“Uzun, İnce Bir Yol”
3
Ekim, 15 Ekim ve Protokol
3
Ekim Sonrası..
Çürüme
Ne
yazmalı?
DİSK
Zorlu
Süreç ve Görevler
Yoğurdu
Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in
kafası Karışık?
Başbakan
Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin
Olur"
Sorun
Kürt aydınları mı?
Ülkenin
Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım”
Aydınların Çağrısı ve Geçmişi
Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak
Başka İşler De Var
Bayrak
Ve Ekmek
Endişe
Ar
Damarı
Kürdistan
Parlamentosu
“Sözde”
Darısı
Başımıza!...
Bayrak
ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”
|