PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
PSK
PSK Bulten
KOMKAR
Roja Nû
Weşan/Yayın
Arşiv
Link
Webmaster
psk@kurdistan.nu
 
 

Türk Medyası, Çifte Standart ve Çocuk

Mesud Tek

Uzun bir süredir gündeminin ilk sırasında yer alan turban yasağına ilişkin tartışmalar, Türkiye’nin siyasal hayatına tutulan bir ayna gibi.

Tüm pislikleri, riyakarca tavırları, çifte standart ve kaypaklıkları, amaca ulaşmak amacıyla atılan siyasi taklaları, aynada görmek mümkün.

Değim yerindeyse turban tartışmaları turnusol kağıdı gibi.

Laik ile laikçiyi, iyi ile kötüyü, “sözde”si ile gerçek demokratı birbirinden ayırıyor.

Kimlerin ilkesel davrandığını, kimlerin bir saat içinde bin takla attığını açığa çıkartıyor.

Bugüne kadar dost olanları, dayanışma içinde bulunanları birbirinden ayırıyor, yeni dengeler oluşturuyor.

Siyasal yaşamdaki bu derin yarılma kendisini en çok basın alanında gösteriyor.

Yarılmanın her iki yanında yer alan medya, meslek ahlakın habersiz davranıyor, belden aşağı vuruyor.

Yazılıp çizilenler, televizyonlarda yayınlanan  programlar, haberler ve haberlerin sunuş tarzı, bir kısım medyanın içinde bulunduğu sefil durumu gözler önüne seriyor; çifte standarttın bu medyanın vazgeçilmezleri arasında olduğunu bir kez daha gösteriyor.

Bir kısım medyanın, turban yasağının kaldırılmasını desteklemek amacıyla yapılan bir eylemden ekranlara yansıyan sahnelere yönelik tepkisi, tam bir ikiyüzlülük.

Eyleme katılan, üzerine “ya Allah”, “Allah-u Ekber” yazılı turbanlar giydirilmiş kız çocuklarını defalarca ekrana taşıyan medya da, çocukları propaganda malzemesi olarak kullanıyor.
Tıpkı onlara, amaçları uğruna turban giydiren anne-babaları gibi..

Turban giydirilmiş bebeleri bıktıracak kadar ekrana getirenler, gazete sayfalarına taşıyanlar,  yaptıklarını unutmuşa benziyorlar.

Aynı medya daha birkaç ay önce düzenlenen “Cumhuriyet” ve “Bayrak” mitinglerine asker kıyafeti giydirilmiş, yüzüne Türk bayrağı resmedilmiş çocukları büyük bir gururla ekranlarına ve gazete sayfalarına yansıtıyordu.

O zaman çocukların propaganda malzemesi olarak kullanılmasına karşı sert eleştirilerde bulunan medya organları, çocuklara turban takılması karşısında dut yemiş bülbül gibi, tam bir suskunluk içinde.

Ya da Türk medyasının meşrebine uygun davranıyorlar, nalıncı keseri gibi kendine yontuyorlar, çifte standarttan el edemiyorlar.

Elbette, çocukların propaganda malzemesi olarak kullanılması, herkesin karşı çıkması gereken, kabul edilemez bir suç.

Çocukların ulvi, insani amaçlarla da olsa propaganda malzemesi olarak kullanılmasına karşı çıkılmalıdır; turban takılsa da, asker üniforması, gerilla kıyafeti giydirilse de, ellerine Kuran, Türk bayrağı, Ala Rengin verilse de..

**

“Haber hayattır”, “medyanın görevi halkı bilgilendirmektir” denir.

Ama bu tarif Türkiye’ye uymaz.

Türk medyası, halkı bilgilendirmekten ziyade uyutmakla meşguldür.

Türk medyası nankör değildir, sözünün eridir.

Ekmeğini yediği kesimin kılıcını çeker.

Onların çaldığı minareye kılıf uydurmak da; zora düştüklerinde onları kurtarmak da medyanın görevleri arasındadır.

Bunun için yandaş televizyonların birinde bir sohbet toplantısı düzenlenir.

Toplantıya katılan kişiye, konuya ilişkin soru sorularak, “halk gelişmeler hakkında bilgilendirilir”..

Ama sorular, gerçeği açığa çıkartmaktan ziyade, gözden kaçırtmaya yöneliktir.

Sorular özenle seçilir, konuşmacının cevaplandırmakta zorlanacağı sorulardan özellikle kaçınılır.

Değim yerindeyse şike sorularla çalınan minareye kılıf hazırlanır.

Ki, benzer bir toplantı ATV televizyonunda TC Başbakanı Erdoğan için düzenlendi.

Başbakan’a soru soran gazeteciler meslekten yetişme, dirsek çürüten saç ağartan kişiler.

Ama sorularının mesleki yeteneklerine uygun olduğunu söylemek mümkün değil.

Başkalarını bilmem, ama ben daha farklı sorular bekliyordum.

Üstatların, halkın gerçekler konusunda aydınlanması için, sorularıyla TC Başbakanını sıkıştırmalarını arzu ediyordum.

Doğrusunu söylemek gerekirse hayal kırıklığına uğradım.

Ve binlerce kişinin de benim gibi hayal kırıklığına uğradıklarını düşünüyorum.

Örneğin, TC Başbakanı Ergenekon Operasyonları ilgili bir soruya verdiği cevapta, “gideceği yere kadar gidecek” dedi.

Üstatlardan hiç biri “iyi ama siz Şemdinli Olayları esnasında aynı şeyleri söylediniz” demedi.

Oysa, aynı kişiler, gazete köşelerinde benzeri soruları defalarca dile getirmişlerdi!..

Öyle anlaşılıyor ki usta kalemlerin Başbakan karşısında nutku tutuluyor!..

28 Şubat sürecinde görevinden alınan Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Bülent Orakoğlu ile gazeteci Şamil Tayyar çok ciddi iddialarda bulunuyorlar.

Başbakan’ın, Ergenekon’un başındaki kişiyi bildiğini söylüyorlar; Abdullah Öcalan’ın da bu örgütün bir parçası olduğunu dile getiriyorlar.

Üstatlar, Başbakan ile bir araya gelmeyi fırsat telakki edip tabu sayılan konuyla ilgili sorular soracaklarına, üç maymunları oynamayı tercih ediyorlar.

Acaba, üstatlar Başbakan’ın hitabet sanatından, öfke ve hiddetinden mi çekiniyorlar?

Yoksa  Erdoğan’ın “efendiler, efendiler kendinize gelin, ben bu ülkenin başbakanıyım, bana bu tür soruları soramazsınız” deyip azarlanmaktan mı korkuyorlar?

Çünkü Başbakan son günlerde çok hiddetli ve de öfkeli ve de önüne geleni azarlıyor!..

Türk medyasının önde gelen üstatları Erdoğan’ı düştüğü zor durumdan kurtarmak amacıyla şike sorular sordukları kimsenin gözünden kaçmadı.

Bir de  Türkiye’de devletin derinlikleri ve Kürt sorununa ilişkin tabuların ne kadar dokunulmaz olduğu..

Yazarın önceki yazılarından:

“Türk Devleti İnsanlık Suçu İşliyor”
Zorlukların Üstesinden Gelmek İçin..
Allah Söyletiyor!.
Sevinmek İçin Erken
“Gelin Canlar Bir Olalım”
Havuç-Sopa ve AKP’ye Dair
“Hak İçin Haklıdan Yana Olmak”
Sorti, Bombalama ve Bilime Katkıya Dair..
"Müslüman Mahallesinde Salyangoz Satmak"
"Ya Hezar Ya Sıfır"
Erdoğan ve Nobel
Baykal’ın Başına Düşen Taş
Samimiyet Sınavı-2
Türkiye Paşalar Cumhuriyeti
PKK Ateşkes İlan Etmelidir (*)
Tezkere ve Kararlılık
Çıkmaz Sokak
Olması Gereken..
Kemalizm İçin Kaygılanmak Kimin İşi?
Perşembenin Gelişi
Gerginlik Kapıda
Sözcüklerin Önemi!..
Şeyh Elo’nun Söyledikleri..
Bölücü Masalları
Kıyamet Koparken...
Anayasa ve Kürtler
Qandil’e Uzanmanın Ne Gereği Var?..
Çuvaldızı Kendimize Batırmalıyız
Seçimler ve Sonrası..
Rektörün Tuttuğu Ayna
Öcalan İçin Fırsat
Sular Giderek Isınırken..
Lafla Peynir Gemisi Yüzdürmek..
“İyi Çocuklar”a İş Çıktı
Polis Devleti
Papatya Falı
İran-ABD İlişkileri Açısından Ortadoğu
Zorlu Süreç
Hazır Başlamışken..
“Ne Şeriat Ne Darbe”
Malatya Katliamı ve Uğur Kaymaz
Bir Kez Daha Birlik Üstüne
Bremen Mızıkacıları
Şehidler Günü
Bağımsız Kürdistan
Newrozu Özüne Uygun Kutlamak İçin..
Malumun İlani
Evren Vakası ve Eli Taşın Altına Koymak
Kürtlere Ateş Etmek Serbest..
Davul ve Tokmak
Atı Arabanın Önüne Koymak
Milliyetçilik Yarışı
Ben Erdoğan Hayranıyım!..
Katil Kim?
Zor Günler
Samimiyet Sınavı
Yeni Yıl
Ankara Kriterleri-2
Geç Olmadan
Gelenek
“Ne Olacak Bu Irak’ın Hali”?
Bir Kez Daha Kerkük Üzerine
Sembol mü?
Demokrasi
Hayalleri Yasaklamak
Erken Ölüm
Törkiş İşi Demokrasi ve Sivil Çözüm!..
Her ikisi de aynı Orhan Pamuk
“Paşalar Cumhuriyeti”
Cadı Kazanı
Sıcak Günler
Başbakan’ın TİT Aşkı
“Bayrak Krizi”, Gerçekler ve Görevlerimiz
“Qandil Gönüllüleri”
Enfal
Yapışık Üçüzler
Kirlenme, Çürüme ve Çifte Standart
Hizaya Getirmek
Başbakan Doğru Söylemiyor
Şahinler ve Riyakarlar
Madımak
Zeytin Dalı
Yanlışta İsrar
“İyi Çocuk”lar Cenneti..
Filmi Başa Sarmak
Erdoğan’ın Sınavı
Süreç ve Önümüze Koyduğu Görevler
Tek Yanlı Aşk
Sadak’ın Sadakati
İpe Un Sermek
Güneyli Kürtlerin Büyük Sınavı
Kansere Razı Etmek İçin Ölümle Tehdit Etmek
Acaba Öyle mi?
Halepçe Olayları Neyi Gösteriyor, Neyi Gerektiriyor?
“Çeteler Cenneti”
Arapsaçı
Söyleyemediklerim ve Yapmadıklarımız..
Buzdağının Ucu (Mu?)
Aynaya Bakmak
Saygı Mı? Özgürlük Mü?
Militarizm Ve Çürüme
Yavaş Ama Emin Adımlarla İlerlemek...
İspanyol General Ve Ağca
Gel De Niyazi Usta’yı Anma

MGK’nin Yeni Yıl Hediyesi..
Hazırlıklı Olmak
Gündemimizin Değişmeyeni..
Fırıldak
15 Aralık Seçimleri ve Olası Sonuçları
Biz İşimize Bakalım-2
Demokrasi ve Ortadoğu
İyi Asker
Ayna Tutmak
Alışmakta Fayda Var
Üçüncü Ses
“Uzun, İnce Bir Yol”
3 Ekim, 15 Ekim ve Protokol
3 Ekim Sonrası..
Çürüme
Ne yazmalı?
DİSK
Zorlu Süreç ve Görevler
Yoğurdu Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in kafası Karışık?
Başbakan Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin Olur"
Sorun Kürt aydınları mı?
Ülkenin Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım

Aydınların Çağrısı ve Geçmişi Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak Başka İşler De Var
Bayrak Ve Ekmek
Endişe
Ar Damarı
Kürdistan Parlamentosu
“Sözde”
Darısı Başımıza!...
Bayrak ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”

 

    

 
 
PSK Bulten © 2008