Yezidi Kürtlere yapılan saldırı
Kemal Burkay
14 Ağustos günü Güney Kürdistan’da, Musul’a
yakın Şengal yöresinde Yezidi Kürt köylerine yönelik
büyük bir katliam gerçekleşti. Bomba yüklü dört araba
ile gerçekleştirilen bu acımasız kıyımda
çocuk-kadın, yaşlı-genç dahil 500 Yezidi Kürt
hayatını kaybetti, 700’ü de yaralandı.
Birkaç hafta
önce de aynı
yörede 23 Yezidi Kürt işçisi öldürülmüştü.
Bu acımasız terör eyleminin arkasındaki odaklar henüz açığa çıkarılmış değil.
Ama
bunlar sır da değil. Yezidi Kürtlere yönelik bu acımasız, insanlıkdışı eylemler
de, bir yönüyle
tüm Irak’ı sarsan terör eylemlerinin
–cami, okul
ve Pazar yeri bombalamaların,
masum insanları
rehine alıp kafa kesmelerin- bir parçası.
Kimileri bu eylemlerin Amerikan işgaline karşı bir direniş olduğunu ileri sürüyorlar. Oysa bu kör terör, aksine ABD
işgalini uzatıyor,
asıl olarak
da Irak’ta federal ve demokratik bir düzen kurmayı
engellemeyi amaçlıyor.
Gerek bu terörün
başlıca kaynağı
olan El Kaide’nin,
gerek Saddam kalıntılarının,
gerekse onlara
her türlü desteği
veren komşuların
amacı bu. Federalizm Türkiye, Suriye
ve İran’ın korkulu
rüyasıdır. Demokrasi
ise, bunlar
dahil, bölgedeki tüm statükocu güçlerin;
krallar, şeyhler,
diktatörler tarafından yönetilen ülkelerin korkulu rüyası…
Irak’ın terör
bakımından oldukça
sakin bölgesi
Güney Kürdistan’dır. Burada Kürt halkı
ekonomik ve siyasal
alanda tüm Irak’a,
hatta tüm bölgeye
örnek olacak önemli
gelişmeler sağladı.
Şimdi,
yeni Irak Anayasası’na
göre yapılacak referandumla,
Kerkük, Hanekin
ve Yezidi Kürtlerin yaşadığı Şengal
yöresinin de bu bölgeye
katılması söz konusudur. İşte Kürt halkının ve demokrasinin düşmanları
bunu engellemek
için seferberler. Uzunca zamandır bu amaçla kazan kaynatıyorlar. Güney Kürdistan’ın istikrarını bozmak, burayı da terör yuvası haline getirmek için ellerinden
geleni yapıyorlar.
Erbil’de, Kerkük’te, Hanikin bölgesinde ve Şengal’de yer alan terör eylemlerinin
de amacı bu: ortalığı
kızıştırmak
ve referandumu engellemek. Yezidi Kürtleri ürkütmek ve göçe zorlamak. Yezidi Kürtlerle Müslüman Kürtlerin arasını açmak…
Kürdistan Federe
Bölgesi Başkanı
Mesud Barzani son eylemlerin arkasında komşu ülkelerin istihbarat örgütlerinin olduğunu söyledi. Elinde, herhalde diplomatik nedenlerle
şu anda kamuoyuna
açıklamak istemediği bilgiler vardır. Bizim de bundan kuşkumuz yok.
Türkiye, İran ve Suriye, onların yanısıra Suudi Arabistan ve benzerleri bu konuda harıl harıl çalışıyorlar.
Türkiye bu işte, yıllar
öncesi, sözde
”barış gücü” ve benzeri nedenlerle Güney Kürdistan’a üslendirdiği özel timlerini, Türkmenler içinden örgütlediği çeteleri ve Türkiye’den buraya aktardığı
denetimindeki kimi radikal İslamcı örgütleri kullanıyor. Ansar El İslam ve benzerlerine
de el altından destek
verdiğine kuşku olmasın. Türk timleri üç yıl
öncesi Süleymaniye’de,
şu ünlü çuval
olayında, önemli
ber terör eylemi tezgahlarken
suçüstü yakalandılar.
Bununla çabaları sona ermedi, belki daha
da hızlandı.
Bölgesel Kürt yönetimi
de elbet tüm
bunları biliyor. Ama bilmek yetmiyor,
ciddi tedbirler
almak gerekir.
Varlığı, yerleri, rolleri belli Türk özel
timleri bölgeden
çıkarılmalı.
Kerkük, Hanikin
ve Yezidi Kürtlerin
yaşadığı Şengal
bölgesi de Kürt
güçleri tarafından iyi biçimde korunmalı
ve bölge halkı
bu alanda eğitilmeli.
Belli ki Kerkük ve
söz konusu bölgeler
için referandum
yapılıncaya kadar, belki ondan da sonra bu tür acımasız
ve alçakça eylemler
sürecek. Kürt halkı ve yerel yönetimi bu konuda uyanık ve tedbirli olmalı, düşmanın
hevesini kursaklarında bırakmalı.
Gül’ün Adaylığı
AKP yeniden Abdullah Gül’ü
cumhurbaşkanlığına
aday gösterdi. Bence doğrusu da buydu. Bu kez, şu akıl almaz 367 engeli de aşılacak ve Gül, Parlamento’dan, ilk turda olmasa bile
diğer turlarda yeter
oyu alıp cumhurbaşkanı
seçilebilecek. Eğer
göstermelik de olsa bir demokrasi varsa
böyle olması
gerekiyor.
Gül’e karşı çıkanların
hangi gerekçelerle
karşı çıktıkları
malum. Eşinin
başı türbanlıymış.
Okurlar benim bu konudaki
görüşlerimi bilirler.
Kişisel olarak kadınların başlarını
örtmeleri yanlısı
değilim. Ama
dini ve ahlaki gerekçelerle veya başka nedenlerle başlarını örten kadınların
da bu tercihine saygı
duyarım.
Eşinin başı
örtülü veya
türbanlı diye bir politikacının engellenmesi olacak şey değil. Bunun çağdaşlıkla bir ilgisi yok. Laiklik
adına yapılması
ise saçmadır.
Laiklik dini inançlara
saygıyı ve bu alanda
ayrım yapmamayı
gerektirir. Bu açıdan
dileyen başını
örter, dileyen örtmez;
bunun kimseye zararı
yok.
Bence yalnızca
eşinin başı
örtülü bir erkek
değil, bizzat
başı örtülü bir kadın da bu ülkede cumhurbaşkanı olabilmelidir.
Bu konuda daha
önce de yazdım.
Önemli olan başa sarılan
veya örtülen
şey değil, başın içindekidir. Bu
konuda başı örtülü olmak ille
gerici olmak
anlamına gelmiyor. Nice
faşistler, iflah
olmaz statükocular, özgürlük ve demokrasi düşmanları, nice zorbalar var ki kendileri de eşleri de en yeni Avrupa modalarına
göre giyinirler.
Sivil-asker bürokrasinin türban
konusunda kopardıkları
fırtına da zaten
içtenlikten yoksun, bir bahane. Sistem üzerindeki kendi tekellerini sürdürmeye yönelik.
Gül’ün ve partisinin de ne
ölçüde demokrat olup
olmadıkları ayrı
bir konudur. Okurlar
bu konudaki görüşlerimi
de bilirler. Ben daha
başından beri AKP’den demokrasi konusunda fazla bir şey beklemedim,
Gül’ün cumhurbaşkanlığından
da baklemiyorum. Eğer
seçilebilirse orada
diken üstünde oturacak ve generallerin öfkesini dindirmek, gönüllerini hoş
tutmak için ne
isterlerse yapacak.
Demokrasi de zaten
kışla ile
cami arasında bir tahtaravelli oyunu değildir.
Ama AKP’nin
bizim düşündüğümüz
parti, Gül’ün de bizim
istediğimiz türden özgürlükçü, demokrat bir cumhurbaşkanı adayı
olmaması, demokratik
ilkeleri savunmamıza engel değil.
Bizimle onlar
arasındaki fark
bu. Gerçek sosyalistlere ve demokratlara düşen, her kesimin hak ve özgürlüklerini ikircimsiz savunmak.
Ilısu Barajı ve ”PKK’nın
mağaraları”
Türk rejimi anlaşılan,
Ilısu Barajını
inşa ederek
Hasankeyf’teki paha biçilmez bir tarihi
sulara gömmekte
kararlı. Biz bunu, yalnızca bir miktar elektrik
için yaptıklarını
sanıyorduk, ki
30-40 yıl sonra bu baraj da çamurla dolacak ve söz konusu elektrik de elde edilemiyecek. Ama rejiminin bu barajda ısrar etmek için meğer
başka nedenleri
de varmış…
Efendim, bu baraj
yapılırsa bölgede
PKK’nin, sözde
lojistik destek ve barınma amacıyla kullandığı bin kadar
mağara da sular altında
kalacakmış ve PKK ve DTP
de, İmralı’daki Öcalan’ın
direktiflerine uygun
olarak bu nedenle baraja karşı çıkıyormuş! Terörle
Mücadele Yüksek
Kurulu adındaki kurum bu görüşte imiş… Peh peh peh!
Hasankeyf’in sular altında kalmasına karşı çıkan herkes de PKK’nın aleti demek!..
Demek Hasankeyf’in,
varlıkları tarih
öncesine uzanan, uygar bir ülkenin
elinde olsa
değerli bir hazine gibi korunacak
olan şu
ünlü mağaraları PKK’nin sığınakları
imiş!
Bayım, yerleri
bu kadar belli
ise gidip kendilerini
dertop etsenize!
Bu bayların
tarihi, tarihi
kentleri ve eserleri yok etmekle geçmiştir.
Heykelleri kırmış,
duvar resimlerinin
üzerine sıva çekmiş, kitapları yakmış, antik tiyatroları
ve güzelim kümbetleri
bile yıkmış, ahırlara, tuvaletlere, çevirmişler…
Onlara Hasankeyf’in
tarihi değerini
anlatmak ne mümkün?..
Yazarın önceki yazılarından:
Türk
Parlamentosu ve Kürtler
Seçimlerde
Türkiye solu, Kürt Ulusal hareketi
22
Temmuz Seçimleri üzerine
Orman
yangınları kimin işi?
Dink
Davası ve Sivas
Bir
mum yakmaya devam…
Kuzeyde
bir hafta
Norveç
sınırı, Laponlar, beyaz geceler…
Darbe
ayağa düştü
Darbe
planı işlemekte
Barzani
“PKK terörü”nü destekliyor mu?
Hükümet
gerçekleri halka anlatmalı
Sayın
Sezer, nereden nereye!
Son
terör eylemlerinin ardında kimlerin eli var?
Sistem
ne laik ne demokrat
“Dil
Devrimi” ve “Güneş Dil Teorisi” komedisi
“Türk
Tarih Tezi” komedisi
Paşalar
Cumhuriyeti, berdevam mı?.
Kürt
Dili nasıl kurtulur?
Türk
medyası ya da Yalancı Çoban
General,
istifa et!
Heyy,
orada bir Müslüman yok mu?!.
Irkçı
görüşlerin temeli yalan ve safsata-2
Türk-İslam
sentezi ve Kürtler, Aleviler...
Irkçı
görüşlerin temeli yalan ve safsata-1
Kim
olursa olsun!
“Bu
ırkçılık nerden çıktı?!”
Aman,
301’i değiştirmeyin!
Yanlışta
direnenler, Sopayı çözüm sananlar...
“Halkın
oyları” ve çıkar yol
Türkiye
batağa nasıl saplandı..
Kerkük
Kürdistan’a katılırsa...
Gerçek
katil kim?
Ankara
Konferansı üzerine
AB’ye
sırtını dönen Türkiye’de Savaş hazırlığı
mı, blöf mü?
Saddam
cezasını buldu
Çıkara
dayalı yanlış hesaplar
AB’nin
son kararı üzerine
Baker
Raporu ölü mü doğdu?
PKK
neden taktik değiştirdi?
İlkesizlik
ve Irak’ta çözüm
Bir
kez daha Ermeni sorunu üzerine
Değişime
direnen Türkiye
Sel,
yangın vb. “doğal felaketler” üzerine..
Kürdistan,
zenginlik içinde yoksul ülke..
Bir
şarkı, bir şiir
Fransız
Parlamentosu’nun kararı Ve Cezayir..
En
büyük devletsiz ulus..
Oyunu
gerçek sanmak-2
Oyunu
gerçek sanmak.. (1)
Ana-babalar
kirli savaşı sorgulamalı
Linç
salgını yayılırken…
Lübnan’dan
uzak dur, Kürdistan’a hücum!..
Uygarlıklar
Savaşı mı?
Türkiye’nin
Kerkük Sorunu!
Halkı
yalanla besleyen rejimler…
Irak’ı
bekleyen: Ya üçlü konfederasyon, ya üç ayrı devlet
Bölgemizde
ve Dünyada barış ve istikrar için..
Statükonun
yıkımına kim ağlar?
Terör
ve PKK bahane, Hedefler çok başka…
Hürriyet’in tehlike çanları!
Kırk katır mı, kırk satır mı?..
Demirel, Çiller, Ağar, Güreş… Bunlar tanık
mı, sanık mı?.
Şemdin’in
yakalanması, destanlar, balonlar…
Başı
türbanlı bir kadın neden cumhurbaşkanı
olmasın?..
Çetelerle
mücadelede hükümete destek vermeli
Ülkeyi
esir alan ahtapot...
Sular
ısınırken...
”Sanki
herkes kör, herkes zincirlerle bağlı…”
Bu
bir darbe değil mi?
Terör
ne, terörizm ne?
TBMM
Başkanı Arınç’ın kunuşması ve
demokrasi üzerine..
Şemdinli’deki
askeri yığınak neyin nesi?..
Rejimin
Kürt halkına topyekün saldırısı
Baş
terörist kim, PKK mı, Türk devleti mi?
Önyargı,
tutku ve akıl...
Derin
devlet oyununda Rejisör, figüran ve seyirci…
Suç
ve Ceza
Yine
bir şeyler dönüyor…
Sistem
çürümüş, dökülüyor
Irak’ta
iç savaş kaygısı ve kendi kendine gelin güvey
olanlar..
ŞOVENİZMİN
ESİR ALDIĞI BEYİNLER (*)
At
izi it izine karışırken..
HAMAS
ve PKK…
Sağduyu
ve hoşgörü gerekli
Şemdinli’nin
üstü örtülüyor
Adalet
mi rezalet mi?.
Genelkurmay
Gladyosuna sahip çıktı!
Türk
Gladyosu tasfiye edilmedikçe…
Yalancının
mumu yatsıya kadar yanar
“Demokratik
Cumhuriyet”in patenti Bay Öcalan’ın mı?
Türk
rejimi neden Apo´ya sarıldı?
Kürt
sorununa çözüm çeşitlemeleri üzerine…
Türkiye
Kürtler konusunda İran’ın bile çok gerisinde…
Erdoğan’ın
Şemdinli ziyareti ve alt kimlik-üst kimlik üzerine
Paris
olayları ve küreselleşme üzerine
Olaylar
böyle mi aydınlanacak?
Şemdinli
bir fırsattır
Bu
nasıl bir ilerleme?
Değişimi
anlamak ve Kürt sorununda akılcı çözüm
Bilimsiz
üniversite, hukuksuz adliye..
Türkiye’nin
AB üyeliği ne Sevr’dir, ne de Lozan…
AB ile müzakereler başlarken umutlar - kaygılar...
3
Ekim bir dönüm noktası olacak
Sevgisiz
bir ülke..
“Demokrat,
özgür ve çağdaş Kürtlerin sesi…”
Provokasyon
dumanları…
Asıl
ölüm susmaktır
PKK’yı muhatap yapan kim?
Erdoğan’ın son tavrı
Doğu Kürdistan’daki son
gelişmeler üzerine
Kürtçe
şu anda zincirlerle bağlı
Öcalan
İmralı´dan alınmalı
Derin Devlet ve PKK el ele..
Bir kez daha terör ve uluslararası sorunlar
üzerine
Bir toplum nasıl kandırılır?
Bazı dostların ardından
AKP Alevileri yok sayıyor
ÇIKAR YOL - III Buyrun,
örgüt de var, iş de!
Erdoğan’ın ABD gezisi: Türk tarafı
için düş kırıklığıürk
tarafı için düş kırıklığı
ÇIKAR YOL – II
Teslimiyete karşı ulusal seçenek
Fransız Referandumu üzerine düşünceler
ÇIKAR
YOL - I En başta umut gerekli
İşe
yaramaz bir karar…
NE
DEĞİŞMİŞ?.
Soykırım ve Yüzyıllık Nazizm
Kendi
ordusunun işgali altında…
Türkiye’nin
Kürt Politikası: Döverek Islah..
PKK’yı
kim çözsün?.
Dün
cami, bugün bayrak…
İstanbul
sorunu artık Kürdistan sorunudur
Ermeni Soykırımı ve Orhan Pamuk Olayı
Bir
kez daha laiklik sorunu ve Aleviler konusu
Ş
I M A R I K…
Kürt
Devleti ve Deli Dumrullar…
Dezînformasyon û Prowokasyon
Derin
Devlet Tiyatrosunda Kürtler
ve Türkler...
|