Bir genel
af ”PKK sorununu” bitirir mi?
Kemal Burkay
Eski ABD büyükelçilerinden ve Kürt sorununda da uzman olan
Peter Galbraith, PKK sorununun çözümü için genel af önermiş.
”Türkiye bir genel af çıkarsa Kandil’dekilerin çoğu
evlerine döner ve PKK sorunu biter” demiş.
Bence de öyle. Hatta eğer Türkiye bir genel af çıkarsa
Kandil’dekilerin ”çoğu” değil, tamamı evlerine
döner. Bunu geçmişteki yazımlarımda pek çok
kez dile getirdim. Örneğin 2005 Nisanı’nda yazdığım
”PKK’yı Kim Çözsün?” başlıklı yazımda
şöyle demiştim:
”Ankara istese PKK’nın varlığı bir
hafta bile sürmez. Bunun için ne kendi ordusuna,
ne de ABD ordusuna ihtiyacı var. Bir genel af çıkarır,
tüm dağdakiler gelir siyasal ve sosyal yaşama karışırlar.”
Ama Türkiye gerçekten istese…
”Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?” derseniz, bundan
emin olmak için süper zekaya, öngürüye, kehanete gerek yok
derim. Türkiye ve PKK politikalarını izleyen herkes
rahatlıkla bu sonuca varabilir.
PKK’nın güya Kürt halkı adına yürüttüğü
bu savaş nasıl doğdu, çatışmayı
yaratan etkenler, nedenler bir yana –şimdi buna girmeyelim,
geçmişte çok yazdım- ama en azından bu çatışma
neden hâlâ devam ediyor, bunu sorabilir, cevap arayabiliriz.
Bir savaş nasıl biter? Ya taraflardan biri yenilip
sahneden çekildiği, ya da aralarında uzlaşıp
savaşa son verdikleri, yani iki taraf da savaşın
bitmesini istedikleri zaman.
Türk devleti bu savaşın bitmesini hiç istemedi!
PKK daha Özal döneminde, Talabani’nin araya girmesiyle tek
yanlı ateşkes yaptı. Ama Türk devleti buna
olumlu cevap vermedi, aksine tedirgin oldu. Bu nedenle hem
barışçı çözüm arayan kendi devlet başkanını,
Özal’ı yok etti, hem de saldırılarını
sürdürüp ateşkesi sabote etti.
PKK daha sonra yine tek yanlı ateş kesti ve Türk
devleti yine oralı olmadı. Öcalan yakalandıktan
sonra ise olanlar malum: PKK hem siyasi, hem ideolojik olarak
teslim oldu. Silahlı eylemler tümden durduruldu. Siyasal
çözüme ilişkin temel istemler –bağımsızlık,
federasyon, hatta otonomi- terk edildi. Türk üniter devleti
ve Kemalizm savunulur oldu. ”Barış heyeti” adı
altında PKK’lı gruplar yurt dışından
gelip teslim oldular. PKK adı bile terk edildi.
Tüm bunlar zaten PKK’nın bitmesi demek değil miydi?
Öcalan ve arkadaşları, Tümüyle silah bırakmak
için de bir genel af çıkarılmasını istediler.
Son olarak DTP Eşbaşkanı Ahmet Türk de, ”adamlara
gelip teslim olun, müebbeti ve 30 yılı göze alın,
denir mi? Bunun yolunu açmak gerekir,” diyerek ısrarla
bunu dile getirmekte.. Eğer Türk devleti ”terör” dediği,
ele güne karşı bu kadar yakındığı
şeyin bitmesini, ülkesine barış gelmesini istiyorsa,
işte çatışmayı yürüten taraf dize gelmiş
durumda, senden bir şey istediği yok, senin her
dediğini kabul ediyor.. Daha ne istersin?!. Sen de bir
genel af çıkar, bu iş bitsin gitsin!
Demek ki bizim öteden beri söylediklerimiz, şimdi de
bir Amerikalı’nın ağzından çıkan
bu söz, bir genel afla PKK sorununun tümden biteceği,
iyi niyetli bir tahmin ya da kehanet değil. Bu daha 1999’da,
Öcalan yakalandığı zaman olabilecek bir şeydi.
Ama Türk devleti bunu istemedi. Af çıkarmadığı
gibi, PKK’nın silahlı güçlerinin Güney Kürdistan’a,
Galbraith’ın sandığı gibi ”kaçırılmasına”
değil, geçirilmesine göz yumdu, bunu bizzat planladı.
Onları Güney Kürtlerine karşı kullanmak için…
Öte yandan, ”Türkiye istese..” derken, şu soruyu da
eklemek gerekir: ”Hangi Türkiye?
Malum, çoktandır iki Türkiye var. Biri değişimden,
demokrasiden, barıştan yana, öteki buna karşı.
Bir kesim doğal olarak, Türkiye’nin demokatikleşmesini,
AB ile bütünleşmesini istiyor. Bunun için iç barışa
gerek olduğunun da bilincinde. Terörün, söz konusu iç
çatışmanın değişimin önünde engel
olduğunun farkında. Ama öteki Türkiye, statükocu
güçler, en başta da militarist kesim, PKK’ya gerek duyuyor.
PKK’yı onlar yarattılar ve şimdi de PKK’nın
dağılmasını vargüçleriyle onlar engelliyorlar.
Söz konusu yazımda da bunu söylemiştim:
”Ama en başta ve herkesten çok Ankara bunu istemiyor.
Türk rejimi Kürtlere barışçı, legal siyasetin
yolunu açmak istemiyor ve tüm bu oyunlar, danışıklı
dövüşler için hala PKK’ya ihtiyacı var.”
Kürt sorunu besbelli bir PKK sorunu değil, Ortadoğu’da,
ülkesi dört devlet arasında parçalanmış, hak
ve özgürlükleri gasp edilmiş ve acımasızca
ezilen bir ulusun sorunu. Bu sorun PKK’dan önce vardı,
PKK bitse de, adil, eşitlikçi bir çözüme varılıncaya
kadar olacak.
Bizim şu anda tartıştığımız
ise Kürt sorununun nasıl çözüleceği değil –bunu
çok tartıştık, yine tartışırız-
”PKK sorununun” nasıl çözüleceğidir. Çünkü PKK hem
Türkiye’nin demokratik değişimi, hem de bizzat Kürt
halkının özgürlüğü önünde ciddi bir engele
dönüşmüştür.
Öcalan yakalandıktan ve PKK, onun yönlendirmesiyle Türk
devletine siyasi ve ideolojik olarak teslim olduktan sonra,
dağda bir askeri güç bulundurmaya da doğal olarak
gerek kalmamıştı. Yani sen Kürt halkı
için, bağımsızlık şurda kalsın,
otonomi bile istemiyorsan, Türk üniter devletini, hatta Kemalizmi
savunuyorsan (o Kemalizm ki artık Türkler için bile eskidi,
demode oldu) ve ”Kürtlere bireysel kültürel haklar yeter”
diyorsan –o da, herhalde ayıp olmasın diye- o zaman
silahlı güce, hatta DTP gibi bir partiye ne gerek var?..
Git CHP’ye gir, orada siyaset yap; tam sana göre bir parti!..
Yani PKK’nın ve onun değişik versiyonları
olan KADEK’in, Kongra Gel’in, vs’nin, bu aşamadan sonra
bir genel affa fit olması gayet doğal.
Türk devleti buna evet deseydi, Kürt sorunu değilse
bile, PKK sorunu 8-9 yıl önce bitmişti… Ne terör,
ne can kaybı…
Ama demedi; çünkü öteki Türkiye’nin, statükocu güçlerin,
derin devletin ona ihtiyacı var.
Bu durumda PKK kendisi istese bile bitmez. Onun bitmesine
izin vermezler, vermiyorlar. Hizmetteki Öcalan eliyle PKK’yı
İmralı’dan idare ediyorlar. Onu hem, bir bütün olarak
Kuzey’de ve Güney’deki Kürt ulusal hareketine, hem de Türkiye’nin
demokratikleşmesine karşı denetimli bir şekilde
kullanıyorlar.
PKK şu anda derin devlet provokasyonlarının
aracı olmaktan öte bir savaş yürütmüyor. Hani gerçekten
ciddi bir partizan savaşı yürütse yine anlaşılırdı..
Bu koşullarda gerek PKK’ya, gerekse legal, sivil plandaki
DTP’ye, mantıklı bir politika izlemeleri yönünde
yapılan çağrıların, tümüyle boşuna
olmasa bile olumlu sonuç vermeleri zor. Örneğin DTP şu
anda örs ile çekiç arasındadır, bir yandan Türk
devleti, öte yandan PKK; istese bile sağlıklı
politikalar izleyemez..
PKK kendisini bu kıskaçtan kurtarabilir mi, Öcalan’ı
izlemeyi (ki bu Genelkurmay’ı izlemek demektir) bırakabilir
mi? Bunu yapabilse çok iyi. Ama dokuz yıldır yapamadı.
DTP ve benzeri legal kuruluşlar da bunu başaramadılar.
Türk devleti, Öcalan’ı ve PKK’yı kullanarak Kürt
ulusal hareketinin sağlıklı bir kanalda etkin
bir seçenek oluşturmasını da engelliyor.
Görüldüğü gibi ortada oldukça karmaşık bir
durum, bir düğüm var ve bu düğüm yalnızca Kürt
halkının değil, Türk halkının da
ayağına dolanmış durumda..
Peki bu düğüm nasıl çözülür?
Kanımca çözüm, Türkiye’nin demokrasi güçleriyle statüko
arasındaki mücadelenin sonucuna bağlı. Ordu
kışlasına çekilmedikçe, Kürt sorunu dahil,
tüm temel sorunlarda politika belirlemeyi sürdürdükçe, sivil
yönetimler üzerinde bir tehdit unsuru oluşturdukça, Kürt
sorunu gibi köklü, demokratik değişimler gerektiren
devasa bir sorunun çözümü bir yana, PKK sorununun çözümü
bile kolay olmayacak.
Yine de, Öcalan’ın İmralı’dan bir sivil cezaevine
nakledilmesi ve geniş kapsamlı bir siyasi af, bu
terör oyununun bozulması yönünde işe yarar sonuçlar
verebilir.
Yazarın önceki yazılarından:
DTP’nin
temel yanlışı ne?
Yedi
kızın acı öyküsü Yaşamadan Öldüler
Yakın
tarihe kısa bir gezinti
Kürdistan gerçeği, Kürt ulusal sorunu ve onurlu tavır
Türk
dış politikasının rüşvetleri…
Yezidi
Kürtlere yapılan saldırı
Türk
Parlamentosu ve Kürtler
Seçimlerde
Türkiye solu, Kürt Ulusal hareketi
22
Temmuz Seçimleri üzerine
Orman
yangınları kimin işi?
Dink
Davası ve Sivas
Bir
mum yakmaya devam…
Kuzeyde
bir hafta
Norveç sınırı, Laponlar, beyaz geceler…
Darbe
ayağa düştü
Darbe
planı işlemekte
Barzani
“PKK terörü”nü destekliyor mu?
Hükümet
gerçekleri halka anlatmalı
Sayın
Sezer, nereden nereye!
Son
terör eylemlerinin ardında kimlerin eli var?
Sistem
ne laik ne demokrat
“Dil
Devrimi” ve “Güneş Dil Teorisi” komedisi
“Türk
Tarih Tezi” komedisi
Paşalar
Cumhuriyeti, berdevam mı?.
Kürt
Dili nasıl kurtulur?
Türk
medyası ya da Yalancı Çoban
General,
istifa et!
Heyy,
orada bir Müslüman yok mu?!.
Irkçı
görüşlerin temeli yalan ve safsata-2
Türk-İslam
sentezi ve Kürtler, Aleviler...
Irkçı
görüşlerin temeli yalan ve safsata-1
Kim
olursa olsun!
“Bu
ırkçılık nerden çıktı?!”
Aman,
301’i değiştirmeyin!
Yanlışta
direnenler, Sopayı çözüm sananlar...
“Halkın
oyları” ve çıkar yol
Türkiye
batağa nasıl saplandı..
Kerkük
Kürdistan’a katılırsa...
Gerçek
katil kim?
Ankara
Konferansı üzerine
AB’ye
sırtını dönen Türkiye’de Savaş hazırlığı
mı, blöf mü?
Saddam
cezasını buldu
Çıkara
dayalı yanlış hesaplar
AB’nin
son kararı üzerine
Baker
Raporu ölü mü doğdu?
PKK
neden taktik değiştirdi?
İlkesizlik
ve Irak’ta çözüm
Bir
kez daha Ermeni sorunu üzerine
Değişime
direnen Türkiye
Sel,
yangın vb. “doğal felaketler” üzerine..
Kürdistan,
zenginlik içinde yoksul ülke..
Bir
şarkı, bir şiir
Fransız
Parlamentosu’nun kararı Ve Cezayir..
En
büyük devletsiz ulus..
Oyunu
gerçek sanmak-2
Oyunu
gerçek sanmak.. (1)
Ana-babalar
kirli savaşı sorgulamalı
Linç
salgını yayılırken…
Lübnan’dan
uzak dur, Kürdistan’a hücum!..
Uygarlıklar
Savaşı mı?
Türkiye’nin
Kerkük Sorunu!
Halkı
yalanla besleyen rejimler…
Irak’ı
bekleyen: Ya üçlü konfederasyon, ya üç ayrı devlet
Bölgemizde
ve Dünyada barış ve istikrar için..
Statükonun
yıkımına kim ağlar?
Terör
ve PKK bahane, Hedefler çok başka…
Hürriyet’in tehlike çanları!
Kırk katır mı, kırk satır mı?..
Demirel, Çiller, Ağar, Güreş… Bunlar tanık
mı, sanık mı?.
Şemdin’in
yakalanması, destanlar, balonlar…
Başı
türbanlı bir kadın neden cumhurbaşkanı
olmasın?..
Çetelerle
mücadelede hükümete destek vermeli
Ülkeyi
esir alan ahtapot...
Sular
ısınırken...
”Sanki
herkes kör, herkes zincirlerle bağlı…”
Bu
bir darbe değil mi?
Terör
ne, terörizm ne?
TBMM
Başkanı Arınç’ın kunuşması ve
demokrasi üzerine..
Şemdinli’deki
askeri yığınak neyin nesi?..
Rejimin
Kürt halkına topyekün saldırısı
Baş
terörist kim, PKK mı, Türk devleti mi?
Önyargı,
tutku ve akıl...
Derin
devlet oyununda Rejisör, figüran ve seyirci…
Suç
ve Ceza
Yine
bir şeyler dönüyor…
Sistem
çürümüş, dökülüyor
Irak’ta
iç savaş kaygısı ve kendi kendine gelin güvey
olanlar..
ŞOVENİZMİN
ESİR ALDIĞI BEYİNLER (*)
At
izi it izine karışırken..
HAMAS
ve PKK…
Sağduyu
ve hoşgörü gerekli
Şemdinli’nin
üstü örtülüyor
Adalet
mi rezalet mi?.
Genelkurmay
Gladyosuna sahip çıktı!
Türk
Gladyosu tasfiye edilmedikçe…
Yalancının
mumu yatsıya kadar yanar
“Demokratik
Cumhuriyet”in patenti Bay Öcalan’ın mı?
Türk
rejimi neden Apo´ya sarıldı?
Kürt
sorununa çözüm çeşitlemeleri üzerine…
Türkiye
Kürtler konusunda İran’ın bile çok gerisinde…
Erdoğan’ın
Şemdinli ziyareti ve alt kimlik-üst kimlik üzerine
Paris
olayları ve küreselleşme üzerine
Olaylar
böyle mi aydınlanacak?
Şemdinli
bir fırsattır
Bu
nasıl bir ilerleme?
Değişimi
anlamak ve Kürt sorununda akılcı çözüm
Bilimsiz
üniversite, hukuksuz adliye..
Türkiye’nin
AB üyeliği ne Sevr’dir, ne de Lozan…
AB ile müzakereler başlarken umutlar - kaygılar...
3
Ekim bir dönüm noktası olacak
Sevgisiz
bir ülke..
“Demokrat,
özgür ve çağdaş Kürtlerin sesi…”
Provokasyon
dumanları…
Asıl
ölüm susmaktır
PKK’yı muhatap yapan kim?
Erdoğan’ın son tavrı
Doğu Kürdistan’daki son
gelişmeler üzerine
Kürtçe
şu anda zincirlerle bağlı
Öcalan
İmralı´dan alınmalı
Derin Devlet ve PKK el ele..
Bir kez daha terör ve uluslararası sorunlar
üzerine
Bir toplum nasıl kandırılır?
Bazı dostların ardından
AKP Alevileri yok sayıyor
ÇIKAR YOL - III Buyrun,
örgüt de var, iş de!
Erdoğan’ın ABD gezisi: Türk tarafı
için düş kırıklığıürk
tarafı için düş kırıklığı
ÇIKAR YOL – II
Teslimiyete karşı ulusal seçenek
Fransız Referandumu üzerine düşünceler
ÇIKAR
YOL - I En başta umut gerekli
İşe
yaramaz bir karar…
NE
DEĞİŞMİŞ?.
Soykırım ve Yüzyıllık Nazizm
Kendi
ordusunun işgali altında…
Türkiye’nin
Kürt Politikası: Döverek Islah..
PKK’yı
kim çözsün?.
Dün
cami, bugün bayrak…
İstanbul
sorunu artık Kürdistan sorunudur
Ermeni Soykırımı ve Orhan Pamuk Olayı
Bir
kez daha laiklik sorunu ve Aleviler konusu
Ş
I M A R I K…
Kürt
Devleti ve Deli Dumrullar…
Dezînformasyon û Prowokasyon
Derin
Devlet Tiyatrosunda Kürtler
ve Türkler...
|