Kemalizmi Kurtarmak Kürtlerin İşi
Değil
Mesud Tek
AKP hakkında açılan kapatma davasıyla birlikte,
Türkiye’deki kamplaşmanın giderek arttığı,
genel kabul gören bir durumdur.
Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın
“sözde değil özde laik cumhurbaşkanı” söylemi
ve TSK sitesine yerleştirilen e-muhtıra ile ivme
kazanan kamplaşmanın, yaşanan son gelişmelerle
birlikte siyasi ve idari bir krize doğru yol aldığı
söylenebilir.
Türk Kara Kuvvetleri Komutanı İlker Başbuğ,
Kıbrıs’ta yaptığı açıklamayla,
Kıbrıs sorununun, Birleşmiş Milletler
Kararı çerçevesinde ve adada yaşayan halkların
çıkarları doğrultusunda çözülmesine yönelik
atılan adımların önüne takoz koydu.
Başbuğ’un, “Kürt kökenlilere siyasal ve kültürel
haklar verilmeli” diyen AB Komisyonu Başkanı Barosso’ya,
cevaben, “Kimse Türkiye’den belirli bir etnik gruba ulus devlet
ve üniter yapısını tehlikeye sokacak siyasal
alanda grupsal düzenlemeler yapmasını isteyemez
ve bekleyemez” demesi, davulun hükümetin boynunda, tokmağın
ise generallerin elinde olduğunu bir kez daha gözler
önüne seriyor.
Oysa, bugüne kadar AKP’yi destekleyen liberal ve demokrat
kesimler, AKP’nin tokmağı da eline alması için,
darbe sever generallerle, Kemalistler ve emirlerindeki devlet
bürokrasisiyle uzlaşma yerine, AB ipine sarılmasını,
demokratikleşmeye hız vermesini istiyorlar.
Ama aynı zamanda, acaba Erdoğan, sesimize kulak
verir, ciddi bir biçimde AB sürecine döner, sözde değil
özde demokratik adımlar atar mı diye kuşkuya
da düşüyorlar
Bu ve benzeri kuşkuyu taşıyanlar haksız
sayılmazlar.
Çünkü AKP ve Erdoğan’ın bugüne kadarki pratikleri,
bu konuda iyimser olmamamız gerektiğini söylüyor.
Şemdinli Davası, Hrant Dink Cinayeti, Malatya
Katliamı, Nokta Dergisi’nin ifşa ettiği darbe
girişimleri karşısındaki tavırları
bir yana.
Erdoğan, Türkiye-AB Karma İstişare Kurulu
toplantısında, eleştiri oklarını
AB'ye yöneltti. AB’ye yönelik haksız suçlamalarda bulundu.
Kemalistlerin boynuna geçirdikleri kemendi giderek sıktıkları
bir ortamda, AB’nin Barosso eliyle kendisine kredi açtığı
bir dönemde, Erdoğan’ın anti demokratik uygulamaların
üzerine gideceğine, AB’yi suçlaması, eski huyundan
vazgeçmediğini, vazgeçemeyeceğini gösteriyor.
AKP hükümeti’nin, 301. maddeye yapılan ufak tefek makyajı
demokratik adım diye yutturmaya çalışması,
gerçekleştireceği “demokratik atılımlar”
konusunda bilgi sahibi olmamıza yeter de artar bile..
Son siyasi gelişmeler bir kez daha ortaya koydu ki,
AKP ülkeyi tam anlamıyla demokratikleştirecek, AB
üyesi yapacak nitelikte bir parti değil.
Bu işi ancak devrimciler, demokratlar, özgürlük ve
barış yanlısı güçler gerçekleştirebilir.
Bunun gerçekleştirilmesi ise, “Kırk katır”
ya da “kırk satırdan” birini tercih etmek istemeyenlerle,
“kışla parfümü” ile “cami parfümü” arasında
kalmaktan bıkanların, uluslar arası süreci
dikkate alan ve ülke gerçeklerine uygun bir işbirliğini
zorunlu kılmaktadır.
Türk kesiminde, bu konuda bir arayış içine girildiğini,
konuya ilişkin bazı tartışmaların
yapıldığını söyleyebiliriz.
Biz Kürtler de bu konuyu tartışmaya başladık.
Kürtler arasında Kemalist bürokrasiye karşı
AKP’nin desteklenmesi gerektiğini söyleyenlerin sayısı
azımsanmayacak kadar çok.
Kemalistler ile “ılımlı İslamcılar”
arasındaki çekişme bizi ilgilendirmez, ilgilendirmemeli
diyenlerin sayısı da bir hayli.
PKK ve DTP çevresinden bazıları, “ABD güdümündeki
ılımlı İslamcılara karşı,
Kürtlerin, solcular ve Kemalistlerin birliği sağlanmalıdır”
diyorlar.
Kürtler arasında konuya ilişkin farklı görüşlerin
bulunmasını doğal karşılamak gerekir.
Ama ben söz konusu görüş ve öneriler içinde “ılımlı
İslam’a” karşı Kürtlerle Kemalistleri bir araya
getirmek isteyen anlayışın Kürtler için tehlikeler
içerdiğini ve bu nedenle reddedilmesi
gerektiğini düşünüyorum.
Çünkü var olan sorunların nedeni Kemalist sistemdir.
Son siyasi gelişmelerle daha fazla deşifre olan
ve sorgulanan Kemalist sistemi güçlendirmek, ya da güçlendirilmesine
yardımcı olmak, Kürtlerin işi olmamalı.
Böylesi bir çaba, istemeden de olsa Kürdistan özgürlük ve
demokrasi mücadelesinin yeminli düşmanlarının
değirmenine su taşımaktır.
Bu nedenle Kürtler kırk katırı da kırk
satırı da reddetmeli,ulusal demokratik bir temelde
güçlerini birleştirmelidirler.
Bu temelde oluşturulacak güç birliği, Kürdistan
özgürlük ve demokrasi hareketine ivme kazandırmakla kalmaz,
aynı zamanda Kürdistan ulusal demokratik hareketiyle
Türkiye çapında değişim ve demokrasiden yana
olan güçler arasında iş ve güç birliği oluşturulmasına
önemli katkılar sunar.
Yazarın
önceki yazılarından:
Ağız
Bir Kere Yanmaya Görsün
“Bir
Musibet Bin Nasihattan Evladır”
Şehitler
Günü
Kendisine
Dokunulunca
Aklına Hukuk Ve Demokrasi Gelenler
Hasan
Cemal, Çocuk ve Berekete Dair
Haydi
Şaşırt Bizi Erdoğan!..
Kara Harekatı ve Acı
Gerçeklerimiz
Türk
Medyası, Çifte Standart ve Çocuk
“Türk
Devleti İnsanlık Suçu İşliyor”
Zorlukların
Üstesinden Gelmek İçin..
Allah
Söyletiyor!.
Sevinmek İçin Erken
“Gelin
Canlar Bir Olalım”
Havuç-Sopa
ve AKP’ye Dair
“Hak
İçin Haklıdan Yana Olmak”
Sorti,
Bombalama ve Bilime Katkıya Dair..
"Müslüman
Mahallesinde Salyangoz Satmak"
"Ya
Hezar Ya Sıfır"
Erdoğan
ve Nobel
Baykal’ın
Başına Düşen Taş
Samimiyet
Sınavı-2
Türkiye
Paşalar Cumhuriyeti
PKK
Ateşkes İlan Etmelidir (*)
Tezkere
ve Kararlılık
Çıkmaz
Sokak
Olması
Gereken..
Kemalizm
İçin Kaygılanmak Kimin İşi?
Perşembenin
Gelişi
Gerginlik
Kapıda
Sözcüklerin
Önemi!..
Şeyh
Elo’nun Söyledikleri..
Bölücü
Masalları
Kıyamet
Koparken...
Anayasa
ve Kürtler
Qandil’e
Uzanmanın Ne Gereği Var?..
Çuvaldızı
Kendimize Batırmalıyız
Seçimler
ve Sonrası..
Rektörün
Tuttuğu Ayna
Öcalan
İçin Fırsat
Sular
Giderek Isınırken..
Lafla
Peynir Gemisi Yüzdürmek..
“İyi
Çocuklar”a İş Çıktı
Polis
Devleti
Papatya
Falı
İran-ABD
İlişkileri Açısından Ortadoğu
Zorlu
Süreç
Hazır
Başlamışken..
“Ne Şeriat Ne Darbe”
Malatya Katliamı ve Uğur Kaymaz
Bir
Kez Daha Birlik Üstüne
Bremen
Mızıkacıları
Şehidler Günü
Bağımsız
Kürdistan
Newrozu
Özüne Uygun Kutlamak İçin..
Malumun
İlani
Evren
Vakası ve Eli Taşın Altına Koymak
Kürtlere Ateş Etmek Serbest..
Davul
ve Tokmak
Atı
Arabanın Önüne Koymak
Milliyetçilik
Yarışı
Ben
Erdoğan Hayranıyım!..
Katil
Kim?
Zor
Günler
Samimiyet
Sınavı
Yeni
Yıl
Ankara
Kriterleri-2
Geç
Olmadan
Gelenek
“Ne
Olacak Bu Irak’ın Hali”?
Bir
Kez Daha Kerkük Üzerine
Sembol
mü?
Demokrasi
Hayalleri
Yasaklamak
Erken
Ölüm
Törkiş
İşi Demokrasi ve Sivil Çözüm!..
Her
ikisi de aynı Orhan Pamuk
“Paşalar
Cumhuriyeti”
Cadı
Kazanı
Sıcak
Günler
Başbakan’ın
TİT Aşkı
“Bayrak
Krizi”, Gerçekler ve Görevlerimiz
“Qandil
Gönüllüleri”
Enfal
Yapışık
Üçüzler
Kirlenme,
Çürüme ve Çifte Standart
Hizaya
Getirmek
Başbakan Doğru Söylemiyor
Şahinler ve Riyakarlar
Madımak
Zeytin Dalı
Yanlışta
İsrar
“İyi
Çocuk”lar Cenneti..
Filmi
Başa Sarmak
Erdoğan’ın
Sınavı
Süreç
ve Önümüze Koyduğu Görevler
Tek
Yanlı Aşk
Sadak’ın Sadakati
İpe
Un Sermek
Güneyli
Kürtlerin Büyük Sınavı
Kansere
Razı Etmek İçin Ölümle Tehdit Etmek
Acaba
Öyle mi?
Halepçe
Olayları Neyi Gösteriyor, Neyi Gerektiriyor?
“Çeteler
Cenneti”
Arapsaçı
Söyleyemediklerim
ve Yapmadıklarımız..
Buzdağının Ucu (Mu?)
Aynaya
Bakmak
Saygı
Mı? Özgürlük Mü?
Militarizm
Ve Çürüme
Yavaş
Ama Emin Adımlarla İlerlemek...
İspanyol
General Ve Ağca
Gel
De Niyazi Usta’yı Anma
MGK’nin
Yeni Yıl Hediyesi..
Hazırlıklı
Olmak
Gündemimizin
Değişmeyeni..
Fırıldak
15
Aralık Seçimleri ve Olası Sonuçları
Biz İşimize Bakalım-2
Demokrasi
ve Ortadoğu
İyi
Asker
Ayna
Tutmak
Alışmakta
Fayda Var
Üçüncü
Ses
“Uzun, İnce Bir Yol”
3
Ekim, 15 Ekim ve Protokol
3
Ekim Sonrası..
Çürüme
Ne
yazmalı?
DİSK
Zorlu
Süreç ve Görevler
Yoğurdu
Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in
kafası Karışık?
Başbakan
Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin
Olur"
Sorun
Kürt aydınları mı?
Ülkenin
Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım”
Aydınların Çağrısı ve Geçmişi
Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak
Başka İşler De Var
Bayrak
Ve Ekmek
Endişe
Ar
Damarı
Kürdistan
Parlamentosu
“Sözde”
Darısı
Başımıza!...
Bayrak
ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”
|