PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
PSK
PSK Bulten
KOMKAR
Roja Nû
Weşan/Yayın
Arşiv
Link
Webmaster
psk@kurdistan.nu
 
 
Anayasa Mahkemesi Kararı Neyi Gösteriyor?

Mesud Tek

Anayasa Mahkemesi’nin, üniversitelerde turbana izin veren Anayasa değişikliğini iptal etmesiyle başlayan siyasi ve hukuki tartışmalar devam ediyor.

Gazetelerin köşeleriyle televizyonların haber ve tartışma programları, hemen-hemen bu konuya ayrılmış durumda.

Siyasal ve toplumsal guruplar, söz konusu kararı kendi açılarından yorumluyor, önerilerini dile getiriyorlar.

Anayasa Mahkemesi kararını açıklamasından sonra, Başbakan hariç, devlet ve hükümet ricali de konuştu.

Konuşmayan, bu konuda görüş beyan etmeyen bir tek Erdoğan kalmıştı.

Gerçi AKP karara ilişkin tavrını açıklamıştı, ama yine de kamuoyu, “Başbakan bu işe ne diyor” diye merak ediyordu.

Erdoğan da nihayet konuştu ve büyük beklenti içine girenleri sükuti hayale uğrattı.

Anayasa Mahkemesi’nin son kararından sonra Erdoğan’ın aklını başına toplayacağını düşünenlerle, Başbakan’ın “ya herro ya merro” diyerek, statükoculara karşı amansız bir mücadele başlatacağını, bu uğurda her türlü fedakarlığı göze alacağını umanlar, Erdoğan’ın konuşmasından sonra bir kez daha yanıldıklarını anladılar.

Erdoğan, partisinin Meclis Gurubu toplantısında yaptığı konuşmada “malumu ilam” etti.

Yasama organının önemine, kuvvetler ayrılığı ilkesine, kuvvetler arasındaki ilişkilere değindi, cevabını bildiği soruları sordu.

“Ya tuz kokarsa?” dedi.

Elbette, Erdoğan’ın sorusu yanlış değil, yerinde bir soru.

Ama kendisi de herhangi birisi değil, Başbakan.

Bu nedenle gündeme getirdiği sorunun başta gelen muhatabı kendisi.

Ama konuşmasında sorusunun net cevabını bulmak mümkün değil.

Erdoğan, “Anayasa Mahkemesi’nin aldığı son kararın muhatabı sadece biz değiliz, Anayasa değişikliğine karar veren Meclistir” diyor.

Topu ayağında tutmaktansa Meclis’e atıyor.

Meclis’e dışardan yapılan müdahalelerden yakınıyor, haklı olarak karşı çıkıyor.

Erdoğan, CHP’ye yükleniyor.

Ama CHP’nin sözcüsü olduğu “kışlaya” yönelik tek kelime etmiyor.

Oysa kışla da her zamanki gibi tartışmalara katılmıştı.

Erdoğan’ın memuru, Dolmabahçe’den muhatabı Genelkurmay Başkanı Yaşarbüyükanıt, Anayasa Mahkemesi’nin türban davasını görüştüğü saatlerde, “Türkiye’nin laik ve demokratik yapısını bozmak isteyenler”den bahsetmiş, yasal organların buna izin vermeyeceklerini söylemiş, Anayasa Mahkemesi kararına ilişkin müjdeyi de vermişti.

Generaller, Anayasa Mahkemesi’nin kararını “malumun ilamı” olarak gördüler, “karar başka yönde olsaydı sürpriz olurdu” dediler.

Generallere “sürpriz” yapmak gibi kötü bir huya ve geleneğe sahip olmayan Türk yargısı da, bir kez daha “devletin ali çıkarlarını” hukuka tercih etti.

Erdoğan, beklenen konuşmasında, yargıdan çokça bahsetmesine karşın, memuru olan generallerin söylemlerine yönelik tek bir kelime dahi etmedi.

“Teşbihte hata olmaz” denir.

Erdoğan, eşeği bırakıp palanı ile uğraşmaktan el etmiyor, edemiyor.

Seçimlerde söz vermesine karşın, topluma giydirilen deli gömleğinden başka bir şey olmayan 12 Eylül Anayasası’nı bütünüyle değiştirmek için, kılını kıpırdatmıyor.

Seçimler sonrası gündeme getirdiği “yeni ve sivil bir anayasa” söylemini ağzına bile almıyor. AB’nin baskısıyla, Anayasa’da bazı ufak tefek değişikliklerle yetinmeyi tercih ediyor.

Çünkü bugüne kadar ki pratiğinin de gösterdiği gibi, kendisi de bir resmi ideoloji bağımlısı; “tek devlet tek millet, tek dil ve tek bayrak” politikasının yılmaz savunucularından birisi.

Resmi ideolojinin, tekçi çerçevenin dışına çıkılmadan, ülkeye ne demokrasi yerleşir, ne de kuvvetler ayrılığı ilkesi işler; kendilerini devletin gerçek sahibi gören Kemalistlerin, asker-sivil bürokratların gölgesi, “Demoklesin kılıcı” gibi Meclis’in üzerinde her daim sallanır.

Anayasa Mahkemesi’nin kararı, karara yönelik tartışmalar ve hükümetin tavrı, demokrasi mücadelesinin bir bütün olduğunu, nalıncı keseri gibi kendine yontmakla, “kendine demokratlıkla” başarıya ulaşılamayacağını yeniden ortaya koyuyor.

Gelişmeler, “kışla parfümlü siyaset”in alternatifinin, ondan daha ileri olmasına karşın “cami parfümlü siyaset” olmadığını bir kez daha söylüyor.

Bir kez daha görülüyor ki 12 eylül Anayasası’nı tarihin çöplüğüne atacak, AB’ye üyelik sürecini hızlandırıp sonuçlandıracak, Türkiye’yi değişim ve demokrasi yoluna sokacak babayiğit, AKP ve hükümeti değil.

Çünkü onun bu işe ne nefesi yeter ne de ufku bu görevi yerine getirecek kadar geniş.

Bu görevi ancak sol, devrimci, demokrat güçlerin, özgürlük ve barış yanlılarının mücadelesi ve işbirliği yerine getirir.

Yazarın önceki yazılarından:

1000 İmza ve “Yabancı”lar
1000 İmzanın Önemi
Samimiyetölçer!..
Gerçekçi Olmak Gerekirse..
İyi Şeyler
Kürt Çatısı
Kargalar Bile Gülmüştür
Kemalizmi Kurtarmak Kürtlerin İşi Değil
Ağız Bir Kere Yanmaya Görsün
“Bir Musibet Bin Nasihattan Evladır”
Şehitler Günü
Kendisine Dokunulunca
Aklına Hukuk Ve Demokrasi Gelenler
Hasan Cemal, Çocuk ve Berekete Dair
Haydi Şaşırt Bizi Erdoğan!..
Kara Harekatı ve Acı Gerçeklerimiz
Türk Medyası, Çifte Standart ve Çocuk
“Türk Devleti İnsanlık Suçu İşliyor”
Zorlukların Üstesinden Gelmek İçin..
Allah Söyletiyor!.
Sevinmek İçin Erken
“Gelin Canlar Bir Olalım”
Havuç-Sopa ve AKP’ye Dair
“Hak İçin Haklıdan Yana Olmak”
Sorti, Bombalama ve Bilime Katkıya Dair..
"Müslüman Mahallesinde Salyangoz Satmak"
"Ya Hezar Ya Sıfır"
Erdoğan ve Nobel
Baykal’ın Başına Düşen Taş
Samimiyet Sınavı-2
Türkiye Paşalar Cumhuriyeti
PKK Ateşkes İlan Etmelidir (*)
Tezkere ve Kararlılık
Çıkmaz Sokak
Olması Gereken..
Kemalizm İçin Kaygılanmak Kimin İşi?
Perşembenin Gelişi
Gerginlik Kapıda
Sözcüklerin Önemi!..
Şeyh Elo’nun Söyledikleri..
Bölücü Masalları
Kıyamet Koparken...
Anayasa ve Kürtler
Qandil’e Uzanmanın Ne Gereği Var?..
Çuvaldızı Kendimize Batırmalıyız
Seçimler ve Sonrası..
Rektörün Tuttuğu Ayna
Öcalan İçin Fırsat
Sular Giderek Isınırken..
Lafla Peynir Gemisi Yüzdürmek..
“İyi Çocuklar”a İş Çıktı
Polis Devleti
Papatya Falı
İran-ABD İlişkileri Açısından Ortadoğu
Zorlu Süreç
Hazır Başlamışken..
“Ne Şeriat Ne Darbe”
Malatya Katliamı ve Uğur Kaymaz
Bir Kez Daha Birlik Üstüne
Bremen Mızıkacıları
Şehidler Günü
Bağımsız Kürdistan
Newrozu Özüne Uygun Kutlamak İçin..
Malumun İlani
Evren Vakası ve Eli Taşın Altına Koymak
Kürtlere Ateş Etmek Serbest..
Davul ve Tokmak
Atı Arabanın Önüne Koymak
Milliyetçilik Yarışı
Ben Erdoğan Hayranıyım!..
Katil Kim?
Zor Günler
Samimiyet Sınavı
Yeni Yıl
Ankara Kriterleri-2
Geç Olmadan
Gelenek
“Ne Olacak Bu Irak’ın Hali”?
Bir Kez Daha Kerkük Üzerine
Sembol mü?
Demokrasi
Hayalleri Yasaklamak
Erken Ölüm
Törkiş İşi Demokrasi ve Sivil Çözüm!..
Her ikisi de aynı Orhan Pamuk
“Paşalar Cumhuriyeti”
Cadı Kazanı
Sıcak Günler
Başbakan’ın TİT Aşkı
“Bayrak Krizi”, Gerçekler ve Görevlerimiz
“Qandil Gönüllüleri”
Enfal
Yapışık Üçüzler
Kirlenme, Çürüme ve Çifte Standart
Hizaya Getirmek
Başbakan Doğru Söylemiyor
Şahinler ve Riyakarlar
Madımak
Zeytin Dalı
Yanlışta İsrar
“İyi Çocuk”lar Cenneti..
Filmi Başa Sarmak
Erdoğan’ın Sınavı
Süreç ve Önümüze Koyduğu Görevler
Tek Yanlı Aşk
Sadak’ın Sadakati
İpe Un Sermek
Güneyli Kürtlerin Büyük Sınavı
Kansere Razı Etmek İçin Ölümle Tehdit Etmek
Acaba Öyle mi?
Halepçe Olayları Neyi Gösteriyor, Neyi Gerektiriyor?
“Çeteler Cenneti”
Arapsaçı
Söyleyemediklerim ve Yapmadıklarımız..
Buzdağının Ucu (Mu?)
Aynaya Bakmak
Saygı Mı? Özgürlük Mü?
Militarizm Ve Çürüme
Yavaş Ama Emin Adımlarla İlerlemek...
İspanyol General Ve Ağca
Gel De Niyazi Usta’yı Anma

MGK’nin Yeni Yıl Hediyesi..
Hazırlıklı Olmak
Gündemimizin Değişmeyeni..
Fırıldak
15 Aralık Seçimleri ve Olası Sonuçları
Biz İşimize Bakalım-2
Demokrasi ve Ortadoğu
İyi Asker
Ayna Tutmak
Alışmakta Fayda Var
Üçüncü Ses
“Uzun, İnce Bir Yol”
3 Ekim, 15 Ekim ve Protokol
3 Ekim Sonrası..
Çürüme
Ne yazmalı?
DİSK
Zorlu Süreç ve Görevler
Yoğurdu Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in kafası Karışık?
Başbakan Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin Olur"
Sorun Kürt aydınları mı?
Ülkenin Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım

Aydınların Çağrısı ve Geçmişi Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak Başka İşler De Var
Bayrak Ve Ekmek
Endişe
Ar Damarı
Kürdistan Parlamentosu
“Sözde”
Darısı Başımıza!...
Bayrak ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”

 

 

 
 
PSK Bulten © 2008