PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
PSK
PSK Bulten
KOMKAR
Roja Nû
Weşan/Yayın
Arşiv
Link
Webmaster
psk@kurdistan.nu
 
 
“Ordu Yargı El Ele”

Mesud Tek

Son günlerde basına yansıyan ordu-yargı ilişkilerine dair haberler ve yapılan yorumlar, almış başını gidiyor.

Son gelişmeler bir kez daha gösteriyor ki ordunun vesayeti, sadece siyaset üzerinde değil, ahtapotun kolları gibi, tüm kurum ve kuruluşları sarmış bulunuyor.

Bence bu durum doğal; aksi durum şaşırtıcı olurdu.

Yeni İttihatçıların padişahlık kalıntıları üzerine kurdukları “paşalar cumhuriyeti”nin başka türlü olması, beklenemezdi zaten.

Kim ne derse dersin, Türkiye’de tokmak her zaman paşaların elinde oldu, davul sivillerin boynundayken bile..

Siviller, paşaların çaldığı makam doğrultusunda oynadılar.

Generaller, 27 mayıs, 12 Mart ve 12 eylül darbeleriyle askeri vesayeti güvence altına alan yasal ve Anayasal düzenlemeler yaptılar; sivil iktidarı, haddini aştığında, 28 Şubat post modern darbe, 27 nisan e-muhtıra gibi müdahalelerle hizaya getirdiler.

Türk Ordusu’nun vesayetini apoletsiz generallerin, bir başka ifadeyle Kemalist bürokrasi ve Deniz Paşa gibi siyasetçilerin yardımıyla sürdürdüğü, bir sır değil.

Ordunun ilerici, devrimci ve demokrat kesimler içinde taraftar bulduğu, bazı kesimleri yönlendirdiği de bir başka gerçektir.

Hayır, kastettiğim “anti emperyalist mücadele içinde oluşan Türk ordusu devrimcidir” safsatası değil.

Diyarbakır’da öğrenci iken, bir dönem aynı evi paylaştığım Ruhi Koç, “Ankara’da yaptığımız yürüyüşlerin güzergahını orduevinin önünden geçirir, orduevinin önüne geldiğimizde de ‘ordu-gençlik el ele’ sloganı atardık” derdi.

Ruhi Koç, 12 Mart dönemi öğrenci liderlerinden, eğer hafızam beni yanıltmıyorsa bir dönem Dev-Genç Genel Sekreterliği yapmıştı.

Yıllar sonra yayınlanan anılar, dönemin öğrenci liderlerinin yaptıkları açıklamalarla, generallerin “samimi itirafları”, Ruhi’nin söylediklerini doğruluyor.

Ordu, eşitlik ve adalet isteyen, zulme ve sömürüye karşı olan gençlere elini vermedi, başka işler yaptı.

12 Mart darbesini yapan ordu, gençlere el vermek yerine, onları cellatların, işkencecilerin eline teslim etti; gurbet ellerine zorunlu sürgüne çıkarttı..

12 Eylül faşist darbesiyle de gençlerin üzerinden bir silindir gibi geçti..

Ordu’nun bu yaptıkları ve benzerleri mubahtı.

Çünkü “Peygamber ocağı” ordu, Kemalist rejimin temel direği devletin bekçisi idi.

Ve ne yapsa yeri idi!.

Ordu bugün de, emekli generallerin kurup yönettiği “sivil toplum kuruluşları”, 12 Eylül faşist dönemin ürünlerinden YÖK ve bağlı kurumlarıyla, Deniz Paşa ve Genelkurmay’dan brifing alan, karar verirken hukuku değil de devletin çıkarlarını göz önünde tutan yargıçlarla, öğretim görevlilerini jandarmaya fişleten rektörlerin yardımıyla vesayet rejimini sürdürmek istiyor.

Geçmişte, adlarının önünde prof. ve benzeri sıfat bulunan ber hayli kelli-felli kişinin meydanlarda orduyu göreve çağırdıklarına şahit olduk.

Bu nedenle yarın, öbür gün, avukatlık cüppelerini giymiş bir kısım yargı mensubunun, yürüyüş kolunu orduevinin önünden geçirtip “ordu yargı el ele, ulusal cepheye” diye slogan attıklarını görmek şaşırtıcı olmayacaktır.

Tüm bu gelişmeler yaşanırken, YÖK, rektörler ve yargı karşısında aslan kesilen, esip gürleyen Erdoğan ve hükümeti ordu karşısında dut yemiş bülbül gibi davranıyor.

Ağaya güç geçiremeyince, uşaklarına yöneliyor.

Gelişmeler böylesine ayyuka çıkmışken, ordunun devlet kurum ve kuruluşlarıyla erkler üzerindeki vesayeti tartışılırken, Erdoğan orduyu koruyor; Uğur Kaymaz ve babasının öldürülmesinde, Rahip Santoro ve Hrant Dink cinayetlerinde, Malatya Zirve Kitapevi katliamında dahli olan güvenlik güçleri ve sivil görevlileri koruduğu gibi.

Oysa, değişim ve demokrasinin önündeki en büyük engellerden birisi ordunun vesayetidir.

Kürt sorununun çözümsüz kalması da, askeri vesayeti güçlendirmektedir.

Bu nedenle askeri vesayeti ortadan kaldırmayı amaçlamayan, Kürt sorununun çözümünü hedeflemeyen demokrasi ve değişim hareketinin başarı şansı sıfırdır.

Ve bu görevi başaracak olan, Genelkurmay’ın “e” Yargıtay’ın “y” muhtırasına maruz kalan  AKP iktidarı değil.

Çünkü haksızlığa uğrasa da AKP tekçi sistemin dışına çık(a)mayan bir parti.

Askeri vesayetin alternatifi “cami parfümlü” siyaset değil.

Askeri vesayeti ancak ve ancak üniter devlet ve resmi ideoloji bağımlısı olmayan kesimler ortadan kaldırabilir, askeri kışlasında tutabilirler.

Yazarın önceki yazılarından:

Anayasa Mahkemesi Kararı Neyi Gösteriyor?
1000 İmza ve “Yabancı”lar
1000 İmzanın Önemi
Samimiyetölçer!..
Gerçekçi Olmak Gerekirse..
İyi Şeyler
Kürt Çatısı
Kargalar Bile Gülmüştür
Kemalizmi Kurtarmak Kürtlerin İşi Değil
Ağız Bir Kere Yanmaya Görsün
“Bir Musibet Bin Nasihattan Evladır”
Şehitler Günü
Kendisine Dokunulunca
Aklına Hukuk Ve Demokrasi Gelenler
Hasan Cemal, Çocuk ve Berekete Dair
Haydi Şaşırt Bizi Erdoğan!..
Kara Harekatı ve Acı Gerçeklerimiz
Türk Medyası, Çifte Standart ve Çocuk
“Türk Devleti İnsanlık Suçu İşliyor”
Zorlukların Üstesinden Gelmek İçin..
Allah Söyletiyor!.
Sevinmek İçin Erken
“Gelin Canlar Bir Olalım”
Havuç-Sopa ve AKP’ye Dair
“Hak İçin Haklıdan Yana Olmak”
Sorti, Bombalama ve Bilime Katkıya Dair..
"Müslüman Mahallesinde Salyangoz Satmak"
"Ya Hezar Ya Sıfır"
Erdoğan ve Nobel
Baykal’ın Başına Düşen Taş
Samimiyet Sınavı-2
Türkiye Paşalar Cumhuriyeti
PKK Ateşkes İlan Etmelidir (*)
Tezkere ve Kararlılık
Çıkmaz Sokak
Olması Gereken..
Kemalizm İçin Kaygılanmak Kimin İşi?
Perşembenin Gelişi
Gerginlik Kapıda
Sözcüklerin Önemi!..
Şeyh Elo’nun Söyledikleri..
Bölücü Masalları
Kıyamet Koparken...
Anayasa ve Kürtler
Qandil’e Uzanmanın Ne Gereği Var?..
Çuvaldızı Kendimize Batırmalıyız
Seçimler ve Sonrası..
Rektörün Tuttuğu Ayna
Öcalan İçin Fırsat
Sular Giderek Isınırken..
Lafla Peynir Gemisi Yüzdürmek..
“İyi Çocuklar”a İş Çıktı
Polis Devleti
Papatya Falı
İran-ABD İlişkileri Açısından Ortadoğu
Zorlu Süreç
Hazır Başlamışken..
“Ne Şeriat Ne Darbe”
Malatya Katliamı ve Uğur Kaymaz
Bir Kez Daha Birlik Üstüne
Bremen Mızıkacıları
Şehidler Günü
Bağımsız Kürdistan
Newrozu Özüne Uygun Kutlamak İçin..
Malumun İlani
Evren Vakası ve Eli Taşın Altına Koymak
Kürtlere Ateş Etmek Serbest..
Davul ve Tokmak
Atı Arabanın Önüne Koymak
Milliyetçilik Yarışı
Ben Erdoğan Hayranıyım!..
Katil Kim?
Zor Günler
Samimiyet Sınavı
Yeni Yıl
Ankara Kriterleri-2
Geç Olmadan
Gelenek
“Ne Olacak Bu Irak’ın Hali”?
Bir Kez Daha Kerkük Üzerine
Sembol mü?
Demokrasi
Hayalleri Yasaklamak
Erken Ölüm
Törkiş İşi Demokrasi ve Sivil Çözüm!..
Her ikisi de aynı Orhan Pamuk
“Paşalar Cumhuriyeti”
Cadı Kazanı
Sıcak Günler
Başbakan’ın TİT Aşkı
“Bayrak Krizi”, Gerçekler ve Görevlerimiz
“Qandil Gönüllüleri”
Enfal
Yapışık Üçüzler
Kirlenme, Çürüme ve Çifte Standart
Hizaya Getirmek
Başbakan Doğru Söylemiyor
Şahinler ve Riyakarlar
Madımak
Zeytin Dalı
Yanlışta İsrar
“İyi Çocuk”lar Cenneti..
Filmi Başa Sarmak
Erdoğan’ın Sınavı
Süreç ve Önümüze Koyduğu Görevler
Tek Yanlı Aşk
Sadak’ın Sadakati
İpe Un Sermek
Güneyli Kürtlerin Büyük Sınavı
Kansere Razı Etmek İçin Ölümle Tehdit Etmek
Acaba Öyle mi?
Halepçe Olayları Neyi Gösteriyor, Neyi Gerektiriyor?
“Çeteler Cenneti”
Arapsaçı
Söyleyemediklerim ve Yapmadıklarımız..
Buzdağının Ucu (Mu?)
Aynaya Bakmak
Saygı Mı? Özgürlük Mü?
Militarizm Ve Çürüme
Yavaş Ama Emin Adımlarla İlerlemek...
İspanyol General Ve Ağca
Gel De Niyazi Usta’yı Anma

MGK’nin Yeni Yıl Hediyesi..
Hazırlıklı Olmak
Gündemimizin Değişmeyeni..
Fırıldak
15 Aralık Seçimleri ve Olası Sonuçları
Biz İşimize Bakalım-2
Demokrasi ve Ortadoğu
İyi Asker
Ayna Tutmak
Alışmakta Fayda Var
Üçüncü Ses
“Uzun, İnce Bir Yol”
3 Ekim, 15 Ekim ve Protokol
3 Ekim Sonrası..
Çürüme
Ne yazmalı?
DİSK
Zorlu Süreç ve Görevler
Yoğurdu Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in kafası Karışık?
Başbakan Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin Olur"
Sorun Kürt aydınları mı?
Ülkenin Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım

Aydınların Çağrısı ve Geçmişi Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak Başka İşler De Var
Bayrak Ve Ekmek
Endişe
Ar Damarı
Kürdistan Parlamentosu
“Sözde”
Darısı Başımıza!...
Bayrak ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”

 

 

 
 
PSK Bulten © 2008