Kirli Çamaşırlar
Ortaya Dökülürken..
Mesud Tek
Erdoğan-Doğan kapışmasında
ortalık toz duman, göz gözü görmüyor.
Karşılıklı suçlamaların
bini bir para.
İthamlar, “iftira ve karalama” almış
başını gidiyor.
Tarafların, kamuoyunun yakından takip
ettiği ve takım tutar gibi taraftarı olduğu
kavganın ne zaman biteceğine ilişkin soruya
verdikleri cevaplar, savaşın devam edeceğini
gösteriyor.
Doğan Medya Gurubu (DMG) ve DMG’dan ekmek yiyen ve
ekmeğini yediği kesimin kılıcını
çekenler, “Başbakan demokrasiyi içine sindirene, özgür
basına tahammül gösterene kadar” savaşacaklarını
“biat medyası” olmayacaklarını söylüyorlar.
Erdoğan cephesi ve ”yandaşı medya” da, DMG’nun,
AKP yöneticileri ve belediye başkanlarının
karıştığı yolsuzlukları dile
getirmesinden, bahsetmesinden, “dini bütünlerin”, halkın
dini ve yardımsever duygularından yararlanarak
topladıkları parayı iç etmelerinin bir ifadesi
olan ve ucu AKP ve yandaşlarına da dokunan Deniz
Feneri davasını gündeme taşımasından
rahatsız.
DMG’nun, arpasını kısıldığı
için AKP’ye saldırdığını yazıyorlar,
çiziyorlar.
“Savaş, DMG, medyalığını
bilene, gücünü rant elde etmek için kullanmaması gerektiğini
öğrenene kadar devam edecek” diyorlar.
Anlayacağımız bu kapışma
daha uzun bir süre devam edecek.
Çünkü Erdoğan’ın ne demokrasi ve
özgür basını içine sindirmeye niyeti var ne de yapısı
buna uygun.
Öyle olsaydı eğer, kendisinden rant talep eden
DMG’una anında tepki gösterir, talebi bugün şantaj
aracı olarak kullanmazdı.
“Yetimin hakkını hortumculara yedirmeyeceğiz”
teranesini ağzından düşürmeyen Erdoğan,
partisine bağlı belediyelere yönelik yolsuzluk iddialarını
dikkate alır, rüşvet aldığı belgelenen
bir yardımcısından hesap sorar, gerekeni yapardı.
Oysa Erdoğan bunları yapmadı,
kendi hortumcularına, rüşvet yiyicilerine kol kanat
gerdi, onları korudu, kolladı.
Böyle yapmakla da “merkeze kaydığını”,
hükümet olmanın gereklerini yerine getirdiğini gösterdi.
Çünkü Türkiye’de hükümet olmak demek, aynı
zamanda devletin olanaklarını yandaşları
arasında paylaştırmak demektir.
Rantın tadını alan, kendisini
devlet olanaklarının gizemine kaptıran AKP
yandaşı medya, şimdi pastanın bütününe
talip.
Bu nedenle rant sofrasına daha önce oturanları,
saf dışı bırakmak istiyor.
Eski kurtlar ise direniyorlar.
“Pastadaki payımızı kimseye
yedirmeyiz, kimseyle paylaşmayız” diyemedikleri
için de “biat medyası olmayacağız” diyorlar.
Bu söylem, bu efelenme, Türk medyasının,
özellikle de DMG’nun ağzına hiç mi hiç yakışmıyor.
Devlete, resmi ideolojiye biat etmek ve bunun
gereklerini yerine getirmek, Türk medyasının en
belirgin özelliğidir.
Bir avuç onurlu kalemin dışında,
bugün Türk medyasının durumu aşağı
yukarı aynıdır; biat edilen ara sıra değişse
de..
Rutinin dışına çıkan gazete
ve gazetecilerin başına gelenlerin, pişmiş
tavuğun başına gelmediği de hepimizin
malumu.
“Hafıza-yi beşer nisyan ile malûldür”
denir.
Türkiye hafıza sorunu olan insanların
çoğunlukta olduğu bir ülke.
Ama gazete ve televizyon sorumluların
kışlalarda ağırlandıkları, yapılan
bilgilendirme toplantılarında, generaller tarafından
“terör belası” konusunda aydınlatıldıkları,
yayın politikaları ve manşetlerini omuzu kalabalık
subayların direktifleri doğrultusunda belirledikleri
dönemin üzerinden çok zaman geçti mi ki, unutulmuş olsunlar..
Türk medyası, Kürtlere karşı
yürütülen kirli savaşta, militaristlerin, sömürgecilerin
borazancılığını yaptı; yapıyor.
Hakkını yememek lazım.
Generallere ve kirli savaşa hizmet konusunda,
kimse DMG’nun eline su dökemez.
Elhak, DMG bu işi layıkıyla
yerine getirdi.
Ve elbette karşılığını
da aldı, servetine servet, şirketlerine şirket
kattı..
Özcesi, ne Erdoğan demokrasiyi içine sindirecek,
ne de özgür medyaya tahammül gösterecek..
Çıkar guruplarının leşin
paylaşılması konusunda uzlaşmaları
da mümkün olmayacağına göre, Doğan-Erdoğan
savaşı devam edecek demektir.
Savaşlar genel olarak kötüdür.
Ama bence bu savaş iyi bir savaştır.
Kürtlerin, emekçilerin, barış, demokrasi
ve özgürlük yanlılarının çıkarınadır.
En azından taraflar, karşılıklı
olarak kirli çamaşırları açığa çıkarttıkları
ve böylelikle sistemin ne kadar çürüdüğünü bir kez daha
ortaya koydukları için, çok hayırlı bir iş
yapmış oluyorlar.
Bu nedenle ben her iki tarafında bu kavgada
tutarlı ve kararlı olmalarını istiyorum,
savaşı sonuna kadar yürütmelerini destekliyorum.
Bu savaşta bizim kaybedecek bir şeyimiz
yok, aksine çok şey kazanabiliriz.
Tabii eğer, savaşın “demokrasi”,
“özgür basın”, “yetimin hakkını koruma” adına
yapıldığı propagandasını açığa
çıkartır, yaşananların, leşe tek
başına sahip olmak isteyen akbabaların kapışmasından
öte bir şey olmadığını bilir ve halkı
bu konuda bilinçlendirirsek..
Yazarın önceki yazılarından:
Beklenen Oldu..
Ben Işık Koşaner’i Sevdim
Bu
Sonbahar Güney’de Sıcak Geçecek
Yalandan
Kimin Evi Yanmış ki!.
Kürdi
Çatı
Uzlaşmak…
Güngören,
Kerkük ve Ergenekon’a Dair
Birlikte
Yaşama Üstüne
Taraf Olmak Yetmez Müdahil Olmak Gerek
Taraf Olmak
Takke Düştü Kel Göründü..
Malumun İlami Ya da Yeni Bir Şey Yok
“Ordu
Yargı El Ele”
Anayasa
Mahkemesi Kararı Neyi Gösteriyor?
1000
İmza ve “Yabancı”lar
1000
İmzanın Önemi
Samimiyetölçer!..
Gerçekçi
Olmak Gerekirse..
İyi
Şeyler
Kürt
Çatısı
Kargalar
Bile Gülmüştür
Kemalizmi
Kurtarmak Kürtlerin İşi Değil
Ağız
Bir Kere Yanmaya Görsün
“Bir
Musibet Bin Nasihattan Evladır”
Şehitler
Günü
Kendisine
Dokunulunca
Aklına Hukuk Ve Demokrasi Gelenler
Hasan
Cemal, Çocuk ve Berekete Dair
Haydi
Şaşırt Bizi Erdoğan!..
Kara Harekatı ve Acı
Gerçeklerimiz
Türk
Medyası, Çifte Standart ve Çocuk
“Türk
Devleti İnsanlık Suçu İşliyor”
Zorlukların
Üstesinden Gelmek İçin..
Allah
Söyletiyor!.
Sevinmek İçin Erken
“Gelin
Canlar Bir Olalım”
Havuç-Sopa
ve AKP’ye Dair
“Hak
İçin Haklıdan Yana Olmak”
Sorti,
Bombalama ve Bilime Katkıya Dair..
"Müslüman
Mahallesinde Salyangoz Satmak"
"Ya
Hezar Ya Sıfır"
Erdoğan
ve Nobel
Baykal’ın
Başına Düşen Taş
Samimiyet
Sınavı-2
Türkiye
Paşalar Cumhuriyeti
PKK
Ateşkes İlan Etmelidir (*)
Tezkere
ve Kararlılık
Çıkmaz
Sokak
Olması
Gereken..
Kemalizm
İçin Kaygılanmak Kimin İşi?
Perşembenin
Gelişi
Gerginlik
Kapıda
Sözcüklerin
Önemi!..
Şeyh
Elo’nun Söyledikleri..
Bölücü
Masalları
Kıyamet
Koparken...
Anayasa
ve Kürtler
Qandil’e
Uzanmanın Ne Gereği Var?..
Çuvaldızı
Kendimize Batırmalıyız
Seçimler
ve Sonrası..
Rektörün
Tuttuğu Ayna
Öcalan
İçin Fırsat
Sular
Giderek Isınırken..
Lafla
Peynir Gemisi Yüzdürmek..
“İyi
Çocuklar”a İş Çıktı
Polis
Devleti
Papatya
Falı
İran-ABD
İlişkileri Açısından Ortadoğu
Zorlu
Süreç
Hazır
Başlamışken..
“Ne Şeriat Ne Darbe”
Malatya Katliamı ve Uğur Kaymaz
Bir
Kez Daha Birlik Üstüne
Bremen
Mızıkacıları
Şehidler Günü
Bağımsız
Kürdistan
Newrozu
Özüne Uygun Kutlamak İçin..
Malumun
İlani
Evren
Vakası ve Eli Taşın Altına Koymak
Kürtlere Ateş Etmek Serbest..
Davul
ve Tokmak
Atı
Arabanın Önüne Koymak
Milliyetçilik
Yarışı
Ben
Erdoğan Hayranıyım!..
Katil
Kim?
Zor
Günler
Samimiyet
Sınavı
Yeni
Yıl
Ankara
Kriterleri-2
Geç
Olmadan
Gelenek
“Ne
Olacak Bu Irak’ın Hali”?
Bir
Kez Daha Kerkük Üzerine
Sembol
mü?
Demokrasi
Hayalleri
Yasaklamak
Erken
Ölüm
Törkiş
İşi Demokrasi ve Sivil Çözüm!..
Her
ikisi de aynı Orhan Pamuk
“Paşalar
Cumhuriyeti”
Cadı
Kazanı
Sıcak
Günler
Başbakan’ın
TİT Aşkı
“Bayrak
Krizi”, Gerçekler ve Görevlerimiz
“Qandil
Gönüllüleri”
Enfal
Yapışık
Üçüzler
Kirlenme,
Çürüme ve Çifte Standart
Hizaya
Getirmek
Başbakan Doğru Söylemiyor
Şahinler ve Riyakarlar
Madımak
Zeytin Dalı
Yanlışta
İsrar
“İyi
Çocuk”lar Cenneti..
Filmi
Başa Sarmak
Erdoğan’ın
Sınavı
Süreç
ve Önümüze Koyduğu Görevler
Tek
Yanlı Aşk
Sadak’ın Sadakati
İpe
Un Sermek
Güneyli
Kürtlerin Büyük Sınavı
Kansere
Razı Etmek İçin Ölümle Tehdit Etmek
Acaba
Öyle mi?
Halepçe
Olayları Neyi Gösteriyor, Neyi Gerektiriyor?
“Çeteler
Cenneti”
Arapsaçı
Söyleyemediklerim
ve Yapmadıklarımız..
Buzdağının Ucu (Mu?)
Aynaya
Bakmak
Saygı
Mı? Özgürlük Mü?
Militarizm
Ve Çürüme
Yavaş
Ama Emin Adımlarla İlerlemek...
İspanyol
General Ve Ağca
Gel
De Niyazi Usta’yı Anma
MGK’nin
Yeni Yıl Hediyesi..
Hazırlıklı
Olmak
Gündemimizin
Değişmeyeni..
Fırıldak
15
Aralık Seçimleri ve Olası Sonuçları
Biz İşimize Bakalım-2
Demokrasi
ve Ortadoğu
İyi
Asker
Ayna
Tutmak
Alışmakta
Fayda Var
Üçüncü
Ses
“Uzun, İnce Bir Yol”
3
Ekim, 15 Ekim ve Protokol
3
Ekim Sonrası..
Çürüme
Ne
yazmalı?
DİSK
Zorlu
Süreç ve Görevler
Yoğurdu
Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in
kafası Karışık?
Başbakan
Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin
Olur"
Sorun
Kürt aydınları mı?
Ülkenin
Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım”
Aydınların Çağrısı ve Geçmişi
Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak
Başka İşler De Var
Bayrak
Ve Ekmek
Endişe
Ar
Damarı
Kürdistan
Parlamentosu
“Sözde”
Darısı
Başımıza!...
Bayrak
ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”
|