İkinci Tezkereye Dair..
Mesud Tek
Deniz Feneri Davası ve Erdoğan-Doğan
çatışmasının yol açtığı
hengamede, Erdoğan hükümeti ikinci tezkereyi de Meclise
sundu.
Birinci tezkerede olduğu gibi, ikinci
tezkerenin de büyük bir oy ile kabul edileceği kesin.
Çünkü CHP ve MHP tezkereye olumlu oy kullanacaklarını
şimdiden açıkladılar.
Deniz Feneri ve AKP yöneticilerinin karıştığı
bazı yolsuzluklar nedeniyle, son haftalarda birbirine
girenlerin, karşılıklı olarak hakaretler
yağdıran tarafların, Güney’e yönelik tezkere
söz konusu olduğunda bir araya gelmeleri şaşırtıcı
değil elbette; aksine resmi ideoloji ve devlet politikasının
bir gereği..
DTP ve ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras’ın
karşı oyları ise, tezkerenin çıkmasını
önlemeye yetmiyor.
AKP içinde yer alan ve Kürt milletvekillerinin
tavrı ise, henüz net değil.
Söz konusu milletvekilleri, başlangıçta,
sorunun Güney Kürdistan’a yönelik askeri operasyonlarla çözülemeyeceğini,
vb. ileri sürerek, birinci tezkereye karşı olduklarını
dile getirmişlerdi.
Ama oylamada, “parti disiplini”, tezkerenin
Güney Kürdistan Hükümeti’ne karşı kullanılmayacağına
dair verilen güvence ve benzeri nedenlerle olumlu oy kullanmışlardı.
Birinci tezkerenin kabul edilmesinden sonra
yaşananlar biliniyor.
Türk kamuoyunu aylarca meşgul eden gelişmeleri
tekrar etmenin gereği yok.
ABD’nin yardımıyla Güney Kürdistan’a
yapılan askeri operasyonlar ve hemen her gün gerçekleştirilen
top atışları ve uçak saldırıları,
ne “Kuzey Irak kaynaklı terör saldırılarının”
önünü alabildi, ne de Kürt sorununun çözümüne herhangi bir
katkısı oldu.
Bir başka ifade ile, gelişmeler tezkereye
karşı olanları bir kez daha doğruladı.
Ki bunlar arasında AKP’li Kürt milletvekilleri
var.
AKP’li Kürt milletvekillerinin eli bu kez biraz
daha güçlü.
Bu nedenle tezkereye karşı seslerini
daha çok yükseltmelidirler.
Bu, hem kendilerine oy veren Kürtlere karşı
olan sorumluluklarının bir gereğidir, hem de
özellikle Güney Kürdistan’a yönelik olarak dile getirdiklerinde
samimi olup olmadıklarını gösterecektir.
Çünkü ikinci tezkere, Irak’ta sorunların
giderek karmaşık bir hal aldığı,
Bağdat ile Hewlêr’i birbirine bağlayan pamuk ipliğinin,
Haneqin, Karatepe, Kerkük İl Yönetim Yasası ve benzeri
sorunlar nedeniyle daha da inceldiği bir dönemde gündeme
geliyor.
Bölgesel ve uluslararası şartların,
Türkiye’nin, tarihi hayallerini gerçekleştirmek amacıyla
Güney Kürdistan’a askeri müdahalede bulunmasına müsait
olup olmadığı ayrı bir konu.
Ama ikinci tezkerenin Güney Kürdistan’a ilişkin
boyutu, bu gün daha belirgindir.
Bu nedenle AKP’li milletvekilleri, Güney’e
yönelik söylediklerinde samimi olduklarını göstermek,
oylarını aldıkları halka karşı
olan görevlerini yerine getirmek için, ikinci tezkereye karşı
seslerini yükseltmelidirler.
Bunu yapmadıklarında halkın
yüzüne bakamazlar, tarih önünde mahcup duruma düşerler.
Doğrusu, hiçbir yurtsever, AKP’li milletvekilleri
da dahil, hiçbir Kürdün tarih karşısında mahcup
olmasını istemez.
Mahcup olmaması ve samimiyet sınavından
başarıyla çıkması gereken bir başka
gurup ise, Abant Platformu.
Abant Platformu’nun Türk siyaseti ve özellikle
de AKP üzerindeki etkisi küçümsenmeyecek kadar fazla.
Platformun, “Kürt Sorunu: Barışı ve Geleceği
Birlikte Aramak” adı altında düzenlediği toplantıda
dile getirilenler henüz unutulmadı, toplantı sonuç
bildirisinin mürekkebi ise henüz kurumadı.
''Irak'ta yaşayan tüm halklarla birlikte
Kürtler de bizim kardeşimizdir. Kürt Federe yönetimi
ile her türlü dostane ilişkinin geliştirilmesini
elzem görüyoruz'', belirlemesi, söz konusu bildiride yer alıyor.
Abant Platformu ve düzenlediği toplantıya
katılan kesimler, yukarıdaki belirlemelerinin gereğini
yerine getirmelidirler.
Bu nedenle, “Kürt federe yönetimi ile her türlü
dostluk ilişkisi” üzerinde de bir tehdit olan ikinci
tezkereye karşı seslerini yükseltmeli, AKP üzerinde
baskı oluşturmalıdırlar.
Abant Platformu, samimiyet sınavından
başarıyla çıkmak istiyorsa eğer, ikinci
tezkereye karşı kararlı ve cesur bir duruş
sergilemeli, PKK ve yandaşlarının tehditlerine
karşı gösterdiği ürkek tavrını tekrarlamamalıdır.
Elbette, demokrasi ve demokratikleşme
sözcüklerini en fazla kullanan, “cumhuriyetin demokratikleştirilmesi”
için Kürt gençlerini ölmeye ve öldürmeye çağıran,
bağımsız devlet, federasyon ve otonomi gibi
talepleri geri talepler olarak görüp sadece ve sadece demokratik
bir yapı oluşturulması için mücadele eden PKK
ve yandaşlarının, Abant Platformu’na yönelik
tehditlerine karşı çıkılmalı, mahkum
edilmelidir.
Abant Platformu’nun Diyarbakır’da düzenlemek
istedikleri toplantıya yönelik tehditleri, sadece onların
demokrasi anlayışlarını ortaya koymakla
kalmıyor.
Aynı zamanda PKK dışındaki
yurtsever Kürt kesimlerinin bu güne kadar yaşadıklarını
gösteriyor; ara sıra “öteki Kürt kesimlerinin sesi niye
çıkmıyor” diye soranlara da verilen bir cevap oluyor.
Unutulmamalıdır ki PKK ve yandaşlarının
tehditlerine maruz kalan bir tek Abant Platformu değil.
PKK ta başından itibaren kendisi
dışındaki Kürt oluşumları, ortadan
kaldırılması gereken düşmanlar olarak
gördü.
Bu anlayışına uygun davrandı,
dışındaki yurtsever örgüt ve güçlere saldırdı,
yüzlerce Kürt yurtseverinin kanını döktü.
Ama PKK dışındaki kesimler, provokasyonlara
da dikkat ederek, PKK’nin saldırılarına göğüs
gerdiler, doğru bildiklerini dile getirmekten bir an
için bile olsa geri durmadılar ve bu kararlı tavırlarının
bedelini de ödediler.
Abant Platformu da samimiyetini göstermek için,
gerekirse bedel ödemeyi göze almalı.
Sadece PKK ve yandaşlarına karşı
değil, aynı zamanda iktidara karşı da..
Yazarın önceki yazılarından:
Kirli
Çamaşırlar Ortaya Dökülürken..
Beklenen Oldu..
Ben Işık Koşaner’i Sevdim
Bu
Sonbahar Güney’de Sıcak Geçecek
Yalandan
Kimin Evi Yanmış ki!.
Kürdi
Çatı
Uzlaşmak…
Güngören,
Kerkük ve Ergenekon’a Dair
Birlikte
Yaşama Üstüne
Taraf Olmak Yetmez Müdahil Olmak Gerek
Taraf Olmak
Takke Düştü Kel Göründü..
Malumun İlami Ya da Yeni Bir Şey Yok
“Ordu
Yargı El Ele”
Anayasa
Mahkemesi Kararı Neyi Gösteriyor?
1000
İmza ve “Yabancı”lar
1000
İmzanın Önemi
Samimiyetölçer!..
Gerçekçi
Olmak Gerekirse..
İyi
Şeyler
Kürt
Çatısı
Kargalar
Bile Gülmüştür
Kemalizmi
Kurtarmak Kürtlerin İşi Değil
Ağız
Bir Kere Yanmaya Görsün
“Bir
Musibet Bin Nasihattan Evladır”
Şehitler
Günü
Kendisine
Dokunulunca
Aklına Hukuk Ve Demokrasi Gelenler
Hasan
Cemal, Çocuk ve Berekete Dair
Haydi
Şaşırt Bizi Erdoğan!..
Kara Harekatı ve Acı
Gerçeklerimiz
Türk
Medyası, Çifte Standart ve Çocuk
“Türk
Devleti İnsanlık Suçu İşliyor”
Zorlukların
Üstesinden Gelmek İçin..
Allah
Söyletiyor!.
Sevinmek İçin Erken
“Gelin
Canlar Bir Olalım”
Havuç-Sopa
ve AKP’ye Dair
“Hak
İçin Haklıdan Yana Olmak”
Sorti,
Bombalama ve Bilime Katkıya Dair..
"Müslüman
Mahallesinde Salyangoz Satmak"
"Ya
Hezar Ya Sıfır"
Erdoğan
ve Nobel
Baykal’ın
Başına Düşen Taş
Samimiyet
Sınavı-2
Türkiye
Paşalar Cumhuriyeti
PKK
Ateşkes İlan Etmelidir (*)
Tezkere
ve Kararlılık
Çıkmaz
Sokak
Olması
Gereken..
Kemalizm
İçin Kaygılanmak Kimin İşi?
Perşembenin
Gelişi
Gerginlik
Kapıda
Sözcüklerin
Önemi!..
Şeyh
Elo’nun Söyledikleri..
Bölücü
Masalları
Kıyamet
Koparken...
Anayasa
ve Kürtler
Qandil’e
Uzanmanın Ne Gereği Var?..
Çuvaldızı
Kendimize Batırmalıyız
Seçimler
ve Sonrası..
Rektörün
Tuttuğu Ayna
Öcalan
İçin Fırsat
Sular
Giderek Isınırken..
Lafla
Peynir Gemisi Yüzdürmek..
“İyi
Çocuklar”a İş Çıktı
Polis
Devleti
Papatya
Falı
İran-ABD
İlişkileri Açısından Ortadoğu
Zorlu
Süreç
Hazır
Başlamışken..
“Ne Şeriat Ne Darbe”
Malatya Katliamı ve Uğur Kaymaz
Bir
Kez Daha Birlik Üstüne
Bremen
Mızıkacıları
Şehidler Günü
Bağımsız
Kürdistan
Newrozu
Özüne Uygun Kutlamak İçin..
Malumun
İlani
Evren
Vakası ve Eli Taşın Altına Koymak
Kürtlere Ateş Etmek Serbest..
Davul
ve Tokmak
Atı
Arabanın Önüne Koymak
Milliyetçilik
Yarışı
Ben
Erdoğan Hayranıyım!..
Katil
Kim?
Zor
Günler
Samimiyet
Sınavı
Yeni
Yıl
Ankara
Kriterleri-2
Geç
Olmadan
Gelenek
“Ne
Olacak Bu Irak’ın Hali”?
Bir
Kez Daha Kerkük Üzerine
Sembol
mü?
Demokrasi
Hayalleri
Yasaklamak
Erken
Ölüm
Törkiş
İşi Demokrasi ve Sivil Çözüm!..
Her
ikisi de aynı Orhan Pamuk
“Paşalar
Cumhuriyeti”
Cadı
Kazanı
Sıcak
Günler
Başbakan’ın
TİT Aşkı
“Bayrak
Krizi”, Gerçekler ve Görevlerimiz
“Qandil
Gönüllüleri”
Enfal
Yapışık
Üçüzler
Kirlenme,
Çürüme ve Çifte Standart
Hizaya
Getirmek
Başbakan Doğru Söylemiyor
Şahinler ve Riyakarlar
Madımak
Zeytin Dalı
Yanlışta
İsrar
“İyi
Çocuk”lar Cenneti..
Filmi
Başa Sarmak
Erdoğan’ın
Sınavı
Süreç
ve Önümüze Koyduğu Görevler
Tek
Yanlı Aşk
Sadak’ın Sadakati
İpe
Un Sermek
Güneyli
Kürtlerin Büyük Sınavı
Kansere
Razı Etmek İçin Ölümle Tehdit Etmek
Acaba
Öyle mi?
Halepçe
Olayları Neyi Gösteriyor, Neyi Gerektiriyor?
“Çeteler
Cenneti”
Arapsaçı
Söyleyemediklerim
ve Yapmadıklarımız..
Buzdağının Ucu (Mu?)
Aynaya
Bakmak
Saygı
Mı? Özgürlük Mü?
Militarizm
Ve Çürüme
Yavaş
Ama Emin Adımlarla İlerlemek...
İspanyol
General Ve Ağca
Gel
De Niyazi Usta’yı Anma
MGK’nin
Yeni Yıl Hediyesi..
Hazırlıklı
Olmak
Gündemimizin
Değişmeyeni..
Fırıldak
15
Aralık Seçimleri ve Olası Sonuçları
Biz İşimize Bakalım-2
Demokrasi
ve Ortadoğu
İyi
Asker
Ayna
Tutmak
Alışmakta
Fayda Var
Üçüncü
Ses
“Uzun, İnce Bir Yol”
3
Ekim, 15 Ekim ve Protokol
3
Ekim Sonrası..
Çürüme
Ne
yazmalı?
DİSK
Zorlu
Süreç ve Görevler
Yoğurdu
Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in
kafası Karışık?
Başbakan
Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin
Olur"
Sorun
Kürt aydınları mı?
Ülkenin
Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım”
Aydınların Çağrısı ve Geçmişi
Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak
Başka İşler De Var
Bayrak
Ve Ekmek
Endişe
Ar
Damarı
Kürdistan
Parlamentosu
“Sözde”
Darısı
Başımıza!...
Bayrak
ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”
|