Başbakan’ın Yeri
ve Sakızı
Mesud Tek
TC Başbakanı R.T. Erdoğan, son
Diyarbakır ziyaretinde de, çiğnene-çiğnene
çürüyen ve çevresine kötü kokular salan sakızı ağzından
düşürmedi.
Başbakan, ulufe dağıtan padişah
edasıyla bol, bol vaatlerde bulundu, yapılacak ekonomik
iyileştirmelerden bahsetti.
Haksızlık olmasın.
Sakızı çürütme başarısı
sadece Erdoğan ait değil.
Daha önceki başbakanlar da aynı sakızı
çiğnediler; Kuzey Kürdistan’a yaptıkları ziyaretler
esnasında, “bölgenin makus talini yenmek” için atılması
gereken adımları, yapılması gereken yatırımları
bir-bir anlattılar..
Başbakan ve hükümet çevrelerinin OHAL
ve benzeri taleplere yönelik olarak “demokrasiden ödün verilmeyeceği,
geri adım atılmayacağı” yönündeki açıklamaları
ile ziyaret öncesi gerçekleşen yarı resmi AKP-DTP
toplantısı, Erdoğan’ın, Diyarbakır
ziyaretinde yeni ve önemli şeyler söyleyeceğine
dair bir beklenti yaratmıştı.
TRT’nin bir kanalının Kürtçe, Farsça
ve Arapça yayın yapmaya ayrıldığını
söylemenin dışında, Erdoğan öncellerinin
yaptıklarını tekrarlamaktan öte bir şey
yapmadı; yatırımlardan ve yapılan yardımlardan
bahsetti.
Oysa, çok değil, bundan 3 yıl önce,
Erdoğan Diyarbakır’da “benim de sorunum” dediği
Kürt sorununun demokratikleşme ile çözüleceğini
söylemişti!..
Kaldı ki TRT’nin bir kanalı sakızı
da kısa sayılmayacak bir süredir çiğneniyor
ve konuya ilişkin çok şeyler söylenmesine karşın,
ortada somut bir şey yok..
Yeri gelmişken.
Yarı resmi DTP-AKP toplantısı
iyi bir başlangıç olabilirdi, eğer “Öcalan’a
kötü muamele ve işkence” provokasyonu yaşanmasaydı..
Çünkü basına yansıdığı
kadarıyla, taraflar Öcalan’a kötü muamele, çatışmaların
sona erdirilmesi, genel af ve atılması gerekli öteki
acil adımları görüşmüşler.
Görüşme, Türkiye’nin yine bir yol ayrımına
geldiği dönemde yapıldığı için daha
bir önem kazanıyor.
Bezele baskını, baskının
neden olduğu gerilim ve Taraf gazetesinin baskına
ilişkin olarak yayınladığı belgelerin
başlattığı süreç ve Ergenekon davasının
başlaması, Türkiye’yi yeniden bir yol ayrımına
getirdi.
Ama ne yazık ki Türkiye’nin geldiği
son yol ayrımında da, demokrasi, barış,
özgürlük ve AB güzergahına gireceğini söylemek mümkün
değil.
Çünkü, demokrasi ve değişimden yana
olanlar, Türkiye’yi bu yola sokacak kadar güçlü değiller.
Özgürlük ve demokrasi karşıtlarıyla
militaristlerin egemenliği, ordunun siyaset üzerindeki
vesayeti devam ediyor.
Eskiden olduğu gibi, bugün de davul sivil
hükümetin boynunda ama tokmak generallerin elinde.
Ve AKP, kendisine gönül verenlerin, kendisini
destekleyenlerin tüm ikazlarına kulak asmıyor, generallerin
çaldığı havaya uygun oynuyor; bunu “devletin
kurumları arasında uyumu sağlamak” adına
yaptığını söylüyor.
AKP kalemşorları, ya da moda değimle
“yandaş medya”, Başbakan’ın, Başbuğ’un
herkes yerini belirlesin talimatına uygun olarak belirlediği
yerinin 27 Nisanda verilen e-muhtıraya karşı
belirlediği yer olduğunu söyleyerek, AKP’nin generaller
karşısında dize geldiğini gizlemek istiyorlar.
Oysa kendisine verilen e-muhtıranın
karşısında yer alan AKP, Genelkurmay ile birlikte
Taraf gazetesinin karşısında yer alıyor.
Taraf gazetesini ihanetle suçlayan memuru Genelkurmay
başkanı’nın arkasında saf tutuyor, onunla
birlikte basına saldırıyor.
Ve bu durum, AKP’nin kendine demokrat olduğunu
göstermekle kalmıyor, aynı zamanda AKP’nin resmi
ideoloji bağımlısı olduğunu, ülkeyi
demokrasi ve değişim yoluna sokacak bir yapıdan
ne kadar uzakta bulunduğu, bir kez daha gözler önüne
seriyor.
Başbakan son söylemleriyle militaristlerin,
AB ve demokrasi karşıtlarının değirmenine
su taşımaya devam ediyor.
Aynı kesimlerin değirmenine su taşıyan
sadece Erdoğan değil.
Başkaları da var.
İyi bir başlangıç olmaya aday
DTP-AKP yarı resmi görüşmelerinin hemen akabinde
ve Ergenekon Davası’na bakıldığı
günde başlayan eylemler de ayın kesimlerin ekmeğine
yağ sürüyor.
Sağduyu kesimler, açıkça dile getirmeseler
de Bu eylemlerde bir “kıl” olduğu konusunda hemfikirler.
Bekleyip, “kıl”ın ne olduğunu
göreceğiz.
Umarım, beklememiz uzun sürmez.
Yazarın önceki yazılarından:
Fırsat..
İkinci
Tezkereye Dair..
Kirli
Çamaşırlar Ortaya Dökülürken..
Beklenen Oldu..
Ben Işık Koşaner’i Sevdim
Bu
Sonbahar Güney’de Sıcak Geçecek
Yalandan
Kimin Evi Yanmış ki!.
Kürdi
Çatı
Uzlaşmak…
Güngören,
Kerkük ve Ergenekon’a Dair
Birlikte
Yaşama Üstüne
Taraf Olmak Yetmez Müdahil Olmak Gerek
Taraf Olmak
Takke Düştü Kel Göründü..
Malumun İlami Ya da Yeni Bir Şey Yok
“Ordu
Yargı El Ele”
Anayasa
Mahkemesi Kararı Neyi Gösteriyor?
1000
İmza ve “Yabancı”lar
1000
İmzanın Önemi
Samimiyetölçer!..
Gerçekçi
Olmak Gerekirse..
İyi
Şeyler
Kürt
Çatısı
Kargalar
Bile Gülmüştür
Kemalizmi
Kurtarmak Kürtlerin İşi Değil
Ağız
Bir Kere Yanmaya Görsün
“Bir
Musibet Bin Nasihattan Evladır”
Şehitler
Günü
Kendisine
Dokunulunca
Aklına Hukuk Ve Demokrasi Gelenler
Hasan
Cemal, Çocuk ve Berekete Dair
Haydi
Şaşırt Bizi Erdoğan!..
Kara Harekatı ve Acı
Gerçeklerimiz
Türk
Medyası, Çifte Standart ve Çocuk
“Türk
Devleti İnsanlık Suçu İşliyor”
Zorlukların
Üstesinden Gelmek İçin..
Allah
Söyletiyor!.
Sevinmek İçin Erken
“Gelin
Canlar Bir Olalım”
Havuç-Sopa
ve AKP’ye Dair
“Hak
İçin Haklıdan Yana Olmak”
Sorti,
Bombalama ve Bilime Katkıya Dair..
"Müslüman
Mahallesinde Salyangoz Satmak"
"Ya
Hezar Ya Sıfır"
Erdoğan
ve Nobel
Baykal’ın
Başına Düşen Taş
Samimiyet
Sınavı-2
Türkiye
Paşalar Cumhuriyeti
PKK
Ateşkes İlan Etmelidir (*)
Tezkere
ve Kararlılık
Çıkmaz
Sokak
Olması
Gereken..
Kemalizm
İçin Kaygılanmak Kimin İşi?
Perşembenin
Gelişi
Gerginlik
Kapıda
Sözcüklerin
Önemi!..
Şeyh
Elo’nun Söyledikleri..
Bölücü
Masalları
Kıyamet
Koparken...
Anayasa
ve Kürtler
Qandil’e
Uzanmanın Ne Gereği Var?..
Çuvaldızı
Kendimize Batırmalıyız
Seçimler
ve Sonrası..
Rektörün
Tuttuğu Ayna
Öcalan
İçin Fırsat
Sular
Giderek Isınırken..
Lafla
Peynir Gemisi Yüzdürmek..
“İyi
Çocuklar”a İş Çıktı
Polis
Devleti
Papatya
Falı
İran-ABD
İlişkileri Açısından Ortadoğu
Zorlu
Süreç
Hazır
Başlamışken..
“Ne Şeriat Ne Darbe”
Malatya Katliamı ve Uğur Kaymaz
Bir
Kez Daha Birlik Üstüne
Bremen
Mızıkacıları
Şehidler Günü
Bağımsız
Kürdistan
Newrozu
Özüne Uygun Kutlamak İçin..
Malumun
İlani
Evren
Vakası ve Eli Taşın Altına Koymak
Kürtlere Ateş Etmek Serbest..
Davul
ve Tokmak
Atı
Arabanın Önüne Koymak
Milliyetçilik
Yarışı
Ben
Erdoğan Hayranıyım!..
Katil
Kim?
Zor
Günler
Samimiyet
Sınavı
Yeni
Yıl
Ankara
Kriterleri-2
Geç
Olmadan
Gelenek
“Ne
Olacak Bu Irak’ın Hali”?
Bir
Kez Daha Kerkük Üzerine
Sembol
mü?
Demokrasi
Hayalleri
Yasaklamak
Erken
Ölüm
Törkiş
İşi Demokrasi ve Sivil Çözüm!..
Her
ikisi de aynı Orhan Pamuk
“Paşalar
Cumhuriyeti”
Cadı
Kazanı
Sıcak
Günler
Başbakan’ın
TİT Aşkı
“Bayrak
Krizi”, Gerçekler ve Görevlerimiz
“Qandil
Gönüllüleri”
Enfal
Yapışık
Üçüzler
Kirlenme,
Çürüme ve Çifte Standart
Hizaya
Getirmek
Başbakan Doğru Söylemiyor
Şahinler ve Riyakarlar
Madımak
Zeytin Dalı
Yanlışta
İsrar
“İyi
Çocuk”lar Cenneti..
Filmi
Başa Sarmak
Erdoğan’ın
Sınavı
Süreç
ve Önümüze Koyduğu Görevler
Tek
Yanlı Aşk
Sadak’ın Sadakati
İpe
Un Sermek
Güneyli
Kürtlerin Büyük Sınavı
Kansere
Razı Etmek İçin Ölümle Tehdit Etmek
Acaba
Öyle mi?
Halepçe
Olayları Neyi Gösteriyor, Neyi Gerektiriyor?
“Çeteler
Cenneti”
Arapsaçı
Söyleyemediklerim
ve Yapmadıklarımız..
Buzdağının Ucu (Mu?)
Aynaya
Bakmak
Saygı
Mı? Özgürlük Mü?
Militarizm
Ve Çürüme
Yavaş
Ama Emin Adımlarla İlerlemek...
İspanyol
General Ve Ağca
Gel
De Niyazi Usta’yı Anma
MGK’nin
Yeni Yıl Hediyesi..
Hazırlıklı
Olmak
Gündemimizin
Değişmeyeni..
Fırıldak
15
Aralık Seçimleri ve Olası Sonuçları
Biz İşimize Bakalım-2
Demokrasi
ve Ortadoğu
İyi
Asker
Ayna
Tutmak
Alışmakta
Fayda Var
Üçüncü
Ses
“Uzun, İnce Bir Yol”
3
Ekim, 15 Ekim ve Protokol
3
Ekim Sonrası..
Çürüme
Ne
yazmalı?
DİSK
Zorlu
Süreç ve Görevler
Yoğurdu
Üfleyerek Yemek!..
Kim(ler)in
kafası Karışık?
Başbakan
Samimi Olmak İstiyorsa…
"Emrin
Olur"
Sorun
Kürt aydınları mı?
Ülkenin
Gerçek Efendileri
Maksat “Terörün Kökünü kazımak”sa...
Londra Ve Kerkük
“Hukuk Herkese Lazım”
Aydınların Çağrısı ve Geçmişi
Hatırlamak
Cellad Çağrısı
Eşik Aşındırmak
Rüzgarı Arkaya Almak İçin
Gaf
Yapılacak
Başka İşler De Var
Bayrak
Ve Ekmek
Endişe
Ar
Damarı
Kürdistan
Parlamentosu
“Sözde”
Darısı
Başımıza!...
Bayrak
ve Asimilasyon
Adar û Newroz
AB Ve “Bölücü Tilkiler, Koyunlar”
|